Hiç içinde bulunduğunuz durumdan daha fazlası olmayı hayal ettiniz mi? Sidhu (Akshay Kumar), Chandni Chowk’ta bir yiyecek standında sebze doğramak gibi sıkıcı bir işe sahiptir. Çalıştığı yer Hindistan’ın Delhi kentinde en eski ve kalabalık marketlerden biridir. Çin’den gelen iki yabancı, onun Çinli eski bir kahraman savaşçı olduğunu ve reenkarnasyonla yeniden dünyaya geldiğini iddia ederler. Onlarla birlikte Çin’e yolculuk eden Sidhu, ünlü ve zengin olma hayalleri kurar.

Yarış devam ediyor ve yeni katılımcılar giriyor. Ranvir'in gözleri önünde sevgili Sonia öldürülür. Ranvir intikam almak için İstanbul'a gider. Sonia'nın ölümünden kimin sorumlu olduğunu biliyor ve yeni bir ölümcül entrika başlıyor.

Acımasız bir prens taç giyme töreninden dört gün önce gerçekleşen bir suikast girişimini atlatmaya çalışırken, yerine neşeli ve cömert bir benzeri getirilir. İnatçı prens, taç giyme töreninden dört gün önce meydana gelen saldırıdan kurtulurken, yerini iyi kalpli bir ikiz alır. Bir rüyaya inanıyorsanız, kesinlikle gerçekleşecektir. Dokunaklı Hint filmi "The Elusive Prem"de, sıradan bir genç adamın gerçek bir prensesle tanışması ve hatta bir kral rolünü oynaması gerekecek. Bu onun başına hiç gelmemişti. Güzel bir kız görmek Prem'in aziz arzusuydu. Onun inanılmaz, harika bir kadın olduğunu düşündü. Bir gün Prem, düzenlediği bir yardım gecesine katılmak için saraya geldi. Bugün, yakında kral olabilecek Prens Vijay Singh ile güzelliğin nişanı gerçekleşmelidir. Ama sadece çok fazla kıskanç insanı ve düşmanı vardır ve bunlardan biri de bir akrabasına suikast girişimi düzenleyen öz kardeşidir. Böyle bir olay dönüşü

Gattu, Londra'da yaşayan Hintli göçmen bir aileden geliyor. On yedi yaşındayken, zorba babasının baskısı altında hayalinden vazgeçti. Ödül, 17 yıl boyunca küçük bir dükkanda satıcı olarak sıkıcı bir işti. Ama rüyanın gerçek olabileceği düşüncesi onu yine de bırakmaz...

Pakistan'ın füzelerinin teknoloji sırlarını satmaya çalışan şüpheli bir Trinity Üniversitesi bilim adamının hikayesini anlatan romantik, aksiyon, gerilim Filmi. Hindistan'a ait hükümet profesörün faaliyetleri hakkında bilgi edinmek için Tiger (Salman Khan) kod adıyla bilinen gizli bir ajan gönderir. Tiger kurgusal bir dans akademisinde okuyan profesör Zoya'ya (Katrina Kaif) aşık olur ve hep beraber Kazakistanda başlayan küba ve şili de devam eden dublinde ilerleyen, Mardin ve İstanbul'a götüren bir roller-coaster yolculuğunda kendilerini buluyorlar.

Herkül olarak dünyaca tanınan çekici aksiyon yıldızı Kevin Sorbo, Fatih Kull olarak şeytanla savaşıyor! Bu korkusuz barbar savaşçı cesareti ve yetenekleri sayesinde kral olur. Kulları ona merhameti için yalvarırken güzeller güzeli falcı Zerata da erkeği Kull’un yiğitliğine tapmaktadır. Kull kısa zaman sonra şeytani Akivasha yönetimindeki karanlık güçlerin düşmanı haline gelecek ve cesaretini bir kez daha ispatlamak zorunda kalacaktır.

Boss adlı sert bir haydutun hikayesi, sarsılmaz ve yok edilemez. Tüm düşmanları bir gülümsemeyle yenmek için öğretmeninin emrine göre yaşıyor. Ama aynı zamanda, baba ve oğul arasındaki ilişkinin, kardeş sevgisi ve bağlılığının yürek burkucu teması filmde kırmızı bir iplik gibi işliyor.

While on the run from goons, a man and his nephew fall for a kidnapper's seductive widow.

Üç ev arkadaşı, içlerinden birinin nişanlısının dahil olduğu karanlık işlere bulaşır ve global bir suç örgütünün peşlerinde olduğunu fark eder.

2. Dünya Savaşı’nın sancıları devam ederken Yüzbaşı Maude Garrett yanında çok gizli belgeler ile tamamı erkeklerden oluşan B-17 bombardıman uçağının mürettebatına katılır. Uçakta bir kadının varlığına hazırlıksız yakalanan mürettebat Maude’nin her hareketini test eder. İnce zekası ile arkadaşlıklarını kazansa da, sıra dışı olaylar ve geçmişindeki boşluklar Maude’nin gerçek görevi ile alakalı paranoyayı körükler. Ancak mürettebatı daha çok korkutan başka bir şey vardır; gölgelerde saklanan şeytani bir şey uçağın kalbine saldırmaktadır. Kendilerine kurulan pusu ile gizlenen şeytani varlık arasında köşeye sıkışan talihsiz mürettebatı kurtarmak için Maude sınırlarını aşmalı ve hem arkadaşlarını hem de gizemli kargosunu korumalıdır..

Kuzey Atlantik’te seyir halinde bulunan, 800 kamaralı, 13 güverteli Poseidon gemisi yılbaşı eğlencesi için hazır durumdadır. Balo salonunda toplanan kalabalık birazdan başlarına gelecek felaketten habersiz eğlenmektedir. 30 metreyi aşan bir dalga, gemiyi alaşağı eder. Çöken kolonlar, çıkan yangınlar büyük bir karmaşaya neden olur. Sağ kalanların bir an evvel emin bir yol bulup gemiden çıkmaları gerekmektedir.

Will Traynor zengin, başarılı, yakışıklı, yaşamayı seven ve istediği her şeye sahip olan genç bir adamdır. Ancak talihsiz bir motosiklet kazası sonrası felç kalınca yaşama hevesini kaybetmiş, ölmeyi düşünmeye başlamıştır. Louisa Clark ise bir kafede garsonluk yapan, hayatta fazla bir başarısı ve beklentisi olmayan, her daim ablasının gölgesinde kalmış bir kadındır. Lou kafedeki işini kaybedince yeni bir iş aramaya başlar ve Will'in bakıcısı olarak çalışmaya işe alınır. Son derece kültürlü ve donanımlı biri olan Will, Louisa'yı önce küçümsese de genç kadının varlığı ona yaşama sevinci vermeye başlar. Aralarında kurulan bu arkadaşlık ve yakınlık, ikisini de çok değiştirecektir.

Teknoloji öncüsü ve Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un (1955-2011) hayatını, Apple yıllarını ve verdiği mücadelelerini anlatan filmde Jobs'u İrlandalı Michael Fassbender canlandırıyor.

Christine McPherson, nam-ı diğer “Uğur Böceği” (Saoirse Ronan), son derece sevecen, dik kafalı ve iradeli annesi gibi olmamak için ne kadar uğraşsa da aynı onun gibidir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi (Laurie Metcalf), eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini ayakta tutmak için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Sacramento, California’da 2002 yılında, hızla değişen Amerikan ekonomisinin ortasında geçen Uğur Böceği, bizi şekillendiren ilişkilere, tanımlayan inançlara ve yuva adını verdiğimiz yerin benzersiz güzelliğine etkileyici bir bakış açısı sunuyor.

Bir videografiker dağ tepesinde bulunan bir kasabadaki bir günlük iş için Craigslist'deki bir reklama cevap verir, ancak sonrasında müşterisinin özünde göründüğü gibi olmadığını öğrenir.

Ted Chiang'ın kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan film, dünya dışı yapıların uzaydan yeryüzünde farklı noktalara iniş yapmasıyla, dilbilimci Dr. Louise Banks ve ekibinin uzaylıların geliş amacını çözmeye çalışmasına odaklanıyor. Uzaylılar bir tehlike midir, yoksa barışçıl amaçlarla mı gelmişlerdir?

Dünyanın geri kalanıyla bağları kesilmiş, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile, korkunç yaratıkların dikkatini çekecek herhangi bir ses çıkarmadan korku ve sessizlik içinde yaşar.

Kibar bir piyanist, Amerika'nın güney ucunda çıkacağı turne için çetin ceviz bir şoför tutar. İkili, ırkçılığın yaygın olduğu bu yabancı topraklarda birçok macera yaşar.

Yakın gelecek... İnsanlık büyük bir kaos içinde... Hayatını sürdürebilmek için yolu büyük şehre düşen John Nada adındaki kasabalı bir işçi, korkunç bir keşif yapar: Tüm Dünya, başka bir boyuttan gelen ve beyinleri kontrol edebilen insan formundaki uzaylılar tarafından istila edilmiştir! Bu korkunç istilayı önlemek için Nada'nın sahip olduğu silahlar, sadece bir makineli tüfek ve özel güneş gözlükleridir! Acaba Nada, uzaylıların yayın istasyonunu durdurabilecek ve onların gerçek kimliklerini ortaya çıkarabilecek mi?

Jackson Maine, son zamanlarında kariyerinde düşüş gösteren yetenekli bir müzisyendir. Bir gün, henüz keşfedilmemiş genç bir yetenek olan Ally ile tanışır ve ikili arasında tutkulu bir aşk başlar. Ally'nin yeteneğinin farkedilmesi için çalışan Jack onu sahnenin büyülü dünyası ile tanıştırır. Kısa süre sonra ise Ally artık ünlü bir müzisyen olmuştur. Kendi kariyerini Ally'nin gölgesinde bırakan Jack, kaybolan ihtişamını geri kazanmaya çalışır. Ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.