Los Angeles'ta bir polis merkezinde yoğun bir sorgu süreci yürütülmektedir. Sorgulanan kişi de dedektif Philip Marlowe'dur. İşlenen birkaç cinayetten sorumlu tutulmakta olan dedektif olanları anlatır. Her şey Malloy adlı bir eski mahkumun ondan eski sevgilisi Velma'yı bulmasını istemesiyle başlamıştır. Hikayeyi anlattıkça da pek çok karmaşık ilişki açığa çıkacaktır.

Harvey, the arrogant and spoiled son of an indulgent absentee-father, falls overboard from a transatlantic steamship and is rescued by a fishing vessel on the Grand Banks. Harvey fails to persuade them to take him ashore, nor convince the crew of his wealth. The captain offers him a low-paid job, until they return to port, as part of the crew that turns him into a mature, considerate young man.

Americans Jeff and Tommy, hunting in Scotland, stumble upon a village - Brigadoon. They soon learn that the town appears once every 100 years in order to preserve its peace and special beauty. The citizens go to bed at night and when they wake up, it's 100 years later. Tommy falls in love with a beautiful young woman, Fiona, and is torn between staying or going back to his hectic life in New York.

A one-armed martial arts master is being stalked by an Imperial assassin, the master of two fighters killed in the previous film. When the One-Armed Boxer is invited to attend a martial arts tournament, his efforts to lay low are unsuccessful, and the assassin soon tracks him down with the help of his three subordinates: a Thai boxer, a yoga master, and a kobojutsu user.

Two miners agree to guide a mysterious woman, who has appeared in their camp from nowhere, to a nearby town; but soon, because of her erratic behavior, they begin to suspect that her true purpose is quite different.

A young man awakens in the hospital after an accident wipes his memory. Fascinated by a textbook full of drawings of dissections, Hiroshi is drawn to a medical school where he catches the eye of a fellow student. But it's another who becomes his obsession. the dead woman on the cadaver table.

Once upon a time, there was a pedunculate oak (Quercus robur), born in 1810, 210 years old and a pillar in its kingdom. This spectacular adventure features an extraordinary cast: squirrels, barnacles, jays, ants, field mice... This vibrant, whirring, marvelous little world seals its destiny around the majestic tree that welcomes them, feeds them and protects them from its roots to its crown. A poetic ode to life, in which nature alone expresses itself.

As far as the rest of the world is concerned, mill heiress Deborah Chandler Clark is dead, killed in a freak auto accident. But Deborah is alive, if not too well. Having discovered a horrible truth about her new husband, Deborah is now a “woman in hiding,” living in mortal fear that someday her husband will catch up with her again. When a returning GI recognizes Deborah, however, she must decide whether or not she can trust him.

While executing an armored car heist in Los Angeles, icy crook Dave Purvis shoots policeman Lt. Phillips before he and his cronies make off with the loot. Thinking he got away scot-free, Purvis collects his money-crazy mistress, Yvonne, then disposes of his partners and heads out of town. What Purvis doesn't know is that Phillips' partner, tough-as-nails Lt. Cordell, is wise to the criminal's plans and is closing in on his prey.

A sailor suffering from post-traumatic stress becomes involved with a beautiful and enigmatic seductress married to a blind painter.

Cerrah Andrés, eşi Barbara ve asistanı Silvia ile birlikte İstanbul'a tatile gider. Üçü, sahibi Fransız heykeltıraş Claudine'in bir ağaca asılarak esrarengiz bir şekilde öldüğü Boğaz'da bir villaya yerleşirler.

There are some movies that are so bad they're good. And there are some movies that are so bad- that they're just bad...

Thieving Spring Breakers steal an ancient relic that unleashes a disastrous curse upon Las Vegas.

Usta yönetmen Abel Ferrara’nın yeraltı dünyasına çarpıcı bir bakış attığı New York’un Kralı, hapishaneden yeni çıkan ve krallığına geri dönmek isteyen bir uyuşturucu kralının hikâyesi. Filmin başrolünde büyük oyuncu Christopher Walken kariyerinin en görkemli performanslarından birini sergiliyor.

2. Dünya Savaşı’nda, Amerika’nın sabrının taşmasına neden olan Pearl Harbor baskınını, hem Japonlar’ın hem de Amerikalılar’ın bakış açılarıyla anlatmayı deneyen, gösterişli bir ortak yapım. Baskının öncesi ve sonrasında yaşanan olaylar dizisini de perdeye taşıyan “Tora! Tora! Tora!”, özellikle o ünlü saldırı sahnelerinde ürkütücü bir gerçekçiliği yakalamayı başarıyor. Film, 1939 yılında Amiral Isoroku Yamamoto’nun Japon Kraliyet Donanması’nın komutasını üzerine almasıyla başlar. Eğitimini Harvard’da tamamlamış, ateşli bir milliyetçi olan komutan, önceleri Amerika’yla yapılacak bir savaşa karşı olmasına rağmen, zamanla fikrini değiştirir. Japonya’nın, Asya’nın en güçlü devleti olma arzusu onu da etkiler ve vargücüyle Amerikalılar’la savaşmaya hazırlanır. Öte yandan ABD cephesinde, Japonya’nın egemenliğine karşı çıkma hazırlıkları başlar.

Bir polis memuru ona Vincent Downs (Jamie Foxx), ortağıyla beraber başarılı bir operasyon yürütürler; ama yakaladıkları adamlar, polislerin elindeki mallarını kurtarmak için Vincent'ın oğlunu kaçırırlar ve o malları geri almadan oğlunu geri vermeyeceklerini söylerler. Vincent oğlunu kurtarmak için suç dünyasının içine dalmak zorundadır...

Kirk ve ekibi Dünya gezegeninde yargılanmayı beklemektedir. Suçları Yıldızgemisi Atılgan'ı kaçırmaktır (Uzay Yolu 3). Ancak birdenbire yeni bir maceraya sürükleneceklerdir. Uzaydan gelen bir nesne dünyayı yoketmek istemektedir çünkü çok uzun zamandır iletişim kurduğu bir uzaylı memeli türün 23. yüzyılda soyu tükenmiştir. Garip bir şekilde bu canlı türünün dev balinalar olduğu ortaya çıkar. Kirk, Spock ve ekibin geri kalanı 1986 yılının San Fransisco'suna zaman yolculuğu yaparlar. Burada kültür şoku yaşayan kahramanlarımız bir yandan kimliklerini gizlemek bir yandan da yanlarında geleceğe götürmek için dostcanlısı bir balina bulmak zorundadır.

Gerçek bir hikayeden esinlenen 50/50, rutin bir hayat süren 27 yaşındaki Adam'ın bir gün hissettiği ağrıyı kontrol ettirdiğinde ender görülen bir kanser türüne yakalandığını öğrenmesiyle gelişiyor. İstatistiklere göre %50'lik bir yaşama şansı olan Adam, bir yandan kanseri yenmek için mücadele ederken öte yandan hayatını tekrar ele alacak bir döneme girecektir.

Beş arkadaş haftasonunu geçirmek için ormandaki bir kulübeye gelirler. Burada, daha önce bir profesör tarafından bırakılmış teyp kaydına ve sonradan Nekronomikon'un kendisi olduğu anlaşılan Ölüler Kitabı'na rastlarla. Teybi çalıştırdıklarında profesörün kendi çevirisini yaptığı ölüleri canlandırma pasajlarını dinlerler ve ağıza alınmayacak derecede dehşetli bir kötülük ormanda açığa çıkar.Önce ormanın kendisi sonra da insanlar kötücül yaratıklara dönüşmeye başlar. Kızlardan biri ormana kaçtığında ağaçların tecavüzüne uğrar. Diğerleri de daha az korkunç olmamak üzere paylarına düşen dehşetle yüzleşeceklerdir. Filmin asıl kahramanı, eğer varsa, hiç kuşkusuz Bruce Campbell'ı türün hayranları arasında ölümsüzleştirecek olan Ash karakteridir.Soluksoluğa izlenen ve sinirbozucu derecede korkunç bu film çoktandır kült klasikleri arasında üst sıralardaki yerini korurken, Sam Raimi'nin dehasına şahit olup, şimdiki tahtına nasıl kurulduğunu merak edenler tarafından kaçırılmamalı.

Aslan Kral, yavru bir aslan olan Simba’nın maceralarını konu ediyor. Ormanın kralı olan babası Mufasa'ya hayran bir yavru aslan olarak mutlu bir hayat süren Simba, sinsi amcası Scar'ın planlarından habersizdir. Kral olmak için fırsat kollayan Scar, Mufasa'yı öldürdükten sonra Simba için tehlike baş gösterir. Amcasının ihaneti ve babasının kaybı ile yıkılan Simba sürgüne gider. Zamanı geldiğinde hakkı olanı almak için geri dönecek ve amcasına yaptıklarının bedelini ödetecektir...