Hotel Hibiscus is the story of one very young energetic girl named Mieko and her internatioanl family who live in Okinawa. They live in a run down old hotel called Hotel Hibiscus with only one room for rent.

Forty summers ago on a windswept island just off England's southern coastline, a young Canadian folksinger-songwriter-poet-novelist named Leonard Cohen delivered the performance of a lifetime.

There once was a hospital where patients and even doctors & nurses were all weird. Above all, Onuki, a patient who built up his company all by himself from scratch, is a super cranky old man. One day, he meets up a girl called Paco, who cannot retain memory beyond one day due to a car accident. She is reading the same picture book everyday. Onuki starts bonding with Paco after some incident, and begins to doubt his way of living. He starts wanting to do something for Paco with his remaining life, and comes up with a brilliant idea. This pleases Paco, but their fate is?

When computer programmer, Leo Fang, is passed up for promotion, he feels it is because he is Chinese, and quits. He takes his Chinese-American family to Mainland China to visit his relatives, the Chao's for a vacation. The clash of cultures, between the men, wives, and teenagers, leads to some confusion, and misunderstanding.

Film prestijli bir kadın lisesinde bir işkence kulübünde; Yuzuki Muto'nun okula girmesinin hemen ardından, İşkence Kulübü'ne üye oldu. Kulüp, öğrencileri gizlice sorgu uzmanı olarak askeri ve polis alanlarına girmeye zorlar. Kulübün üyesi olan Kıdemli öğrenci Aoi Funaki, Yuzuki Muto da dahil olmak üzere üyelere işkence yaptı. +16 yapımdır

Paul is an average guy. He likes movies, and pizza, and average guy things. He does not like... musicals. But Paul's small world is about to come crashing down under the weight of unspeakable terror! Now he must run, run for his life, as something sinister spreads, and grows, and sings, and dances! The town of Hatchetfield is plunged into a musical hell in... 'The Guy Who Didn't Like Musicals!'

Utilizing the 1920s jazz vocals of Annette Hanshaw, the epic Indian tale of exiled prince Ramayana and his bride Sita is mirrored by a spurned woman's contemporary personal life, and light-hearted but knowledgeable discussion of historical background by a trio of Indian shadow puppets.

In 1930s Berlin, Dr. Jakob Fabian, who works by day in advertising for a cigarette company and by night wanders the streets of the city, falls in love with an actress. As her career begins to blossom, prospects for his future begin to wane.

A child abandoned in a subway coin locker is sold to a ruthless and calculating loan shark and gangster boss dubbed Mother, who runs an organ-harvesting ring in Incheon’s Chinatown. Named Il-Young, the baby girl grows into Mother’s loyal right-hand enforcer and is groomed to be her eventual successor. But when Il-Young’s loyalty to Mother wavers, the clash between the two unleashes a merciless tidal wave of blood-soaked retribution and strife.

One of the sons of late Dr. Henry Frankenstein finds his father's ghoulish creation in a coma and revives him, only to find out the monster is controlled by Ygor who is bent on revenge.

A Japanese girl struggling to fit in at her new school teams up with a reclusive neighbor to find out what happened to an upperclassman who disappeared under mysterious circumstances.

Québec’ten çıkan bu renkli komedi, vaktiyle bağışladığı spermlerden 533 kadar çocuk doğduğunu yeni öğrenmiş olan orta yaşlı bir dalgacıyı konu alıyor. Üstelik çocukların birçoğu, varlıklarına sebep olan kişiyle tanışmak üzere kliniğe dava açıyor. David tam hayatını kontrol altına almaya karar vermişken hayatı düşündüğünden çok daha karmaşık bir hal alıveriyor. Sperm bağışlamak belli ki onun tek yeteneği ve namlı bir boğaya göndermeyle kendisine “Starbuck” diye bir lakap bile takılmış. Bu gelişmeler üzerine, arkadaşı olan sakar avukatın yardımıyla, kimliğini gizli tutmak üzere harekete geçiyor. Ancak kim olduğunu açık etmeden çocuklarıyla buluşmaya da başlıyor. Bu kadar çocuk varken, çeşitlilik kaçınılmaz oluyor elbette...

Kızını çok seven zihinsel özürlü bir baba, yanlışlıkla bir suçla suçlanır ve cezaevine gönderilir. Daha sonra hukuk fakültesi öğrencisi olan kızı Ye-Sung babasını kurtarmak için çalışır. 1997 ; Yong-Goo kızı Ye-Seung ile zeka özürlü olmasına ragmen mutlu mesut yaşarlar. Onlar hergün bir dükkana uğrayıp kızına sarı Sailor Moon sırt çantası alacağına dair söz veriyor. Bir gün, son sarı Sailor Moon sırt çantasının satılmakta olduğunu farkederler. Yong-Goo satışı engellemek için magaza içine gider, ama çantayı satın alan babanın tokat atmasıyla olay biter.Ertesi gün çalıştığı otaparkta sarı Sailor Moon sırt çantası almış bir kız görür. Kız çantanın satıldığı bir magazayı bildiğini söyler. Yong-Goo kızı geleneksel açık pazara kadar takip eder. Kısa bir süre sonra kız bilinçsizce yere yığılır ve Yong-Goo kıza CPR yapmaya çalışır. Yanlarından geçen bir kadın polis çağırır. Yong-Goo Çocuk kaçırmak ve cinayetle suçlanır.

Jerry manyetik güçlere sahiptir ancak bunu henüz fark edememiştir. Hergün video kaset kiraladığı dükkana son gidişinde bir sorunla karşılaşır. Dükkandaki yarıdan fazla video kaset silinmiştir ve bunun nedeni Jerry'nin manyetik gücüdür. Jerry batacağını düşünen dükkan sahibine inanılmaz bir fikir verir. Silinmiş filmlerin yerine kendileri o filmleri çekecektir. Böylece Ghost Busters, Robocop ve Aslan Kral gibi kültleşmiş filmlerin kopyalarını çekmeye koyulurlar. Dükkana gelen müşterilerin tepkisi, bunun hiç de iyi bir fikir olmadığını düşünen dükkan sahibini çok şaşırtacaktır: Çünkü filmleri beğenilmiştir.

Bir trafik kazasıyla yaşamlarında başka bir boyut açılan evli bir çift, tanıştıkları yeni insanlarla değişik ilişkilere giriyor, bu arada değişik bir tutkuya kaptırıyorlar kendilerini. Kahramanlarımız, araba kazalarıyla varoluşlarını yeniden sorgulayan, metal ile ölümcül tehlike arasındaki bağlantıyla cinsel tatmine ulaşmaya çabalayan bu yeni insanlarla ölümcül bir tutkunun peşine düşüyor.

Kokuhaku, Kanae Minato'nun romanından uyarlanan bir filmdir. Yuko Moriguchi bir lisede sınıf öğretmenidir. Üç yaşındaki kızı Manami havuzda boğulmuş olarak bulunur. Kızının kaza sonucu ölmediğini, öldürüldüğünü anlar. Öldüren iki kişi de ders verdiği sınıftadır. İsimlerini vermeden Öğrenci A ve Öğrenci B'nin kızını nasıl ve ne şekilde öldürdüklerini sınıfta anlatır. Japonya'da 14 yaşının altındaki insanlar sebep olduğu ölümlerden sorumlu tutulmamaktadır. Bundan dolayı onları polise teslim etmemiş ama intikamını çok farklı yollardan almayı planlamıştır...

Ricky, koruyucu ailesiyle birlikte Yeni Zelanda kırsalında mutlu bir yaşam sürmektedir. Ancak üvey annesinin ani ölümünden sonra çocuk esirgeme kurumu onu geri almaya niyetlenir. Hayatından vazgeçmeye hiç niyeti olmayan Ricky, üvey babasıyla birlikte ormanın derinliklerine doğru bir kaçış yolculuğuna koyulur..

Audrey Niffenegger ‘in 2003 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan The Time Traveler’s Wife adlı film, Chicago’da kütüphaneci olan Henry DeTamble ‘ın sahip olduğu genetik bir bozukluk neticesinde istem dışı olarak zamanda yolculuk etmesini ve Clare Abshire adındaki bir ressama aşık olmasını anlatıyor. Fantastik bir aşk hikayesini konu alan filmde Henry ve Clare ‘in her şeye rağmen ilişkilerini ayakta tutma çabalarına şahit oluyoruz.

Utangaç bir kız olan Ellie Chu, derslerinde oldukça başarılı olan bir lise öğrencisidir. Okulun futbol takımındaki öğrencilerinden olan Paul, okulun en havalı kızını etkilemenin yolunu arar. Bunun için de Ellie’den yardım ister. Paul’a yardım etmeyi kabul eden Ellie, bu süreçte kendilesi ile ilgili farkında olmadığı gerçeklerle yüzleşir. Ellie, Paul’un etkilemeye çalıştığı kızdan hoşlandığını fark edince, işler içinden çıkılmaz bir hal alır.

Mutlu ve huzurlu görünen bir kasaba, aslında onu çevreleyen ormanın verdiği dehşeti yaşamaktadır. Ormanda, tam olarak ne olduklarını bilemeseler de onlara korku dolu bir yaşantı sürdüren yaratıklar vardır. Bu yaratıklar ve kasabalılar arasında garip bir tür anlaşma vardır, kasabalılar ormandan uzak durdukça yaratıklar da kasabaya bulaşmamaktadır.Ancak bir gün, meraklı Lucius Hunt, ormanı keşfetmeye karar verir. Bu hareketi, taraflar arasındaki gizemli anlaşmayı bozacak ve yaratıkların kasabaya gelmesine sebep olacaktır.6. His, Ölümsüz ve İşaretler ile gerilim ve fantastik öğeleri başarıyla birleştirerek büyük beğeni toplayan yönetmen M. Night Shyamalan, Village ile de hem türün meraklılarını, hem de kendi takipçilerini oldukça heyecanlı bir bekleyişe soktu.