The Bridge of San Luis Rey is American author Thornton Wilder's second novel, first published in 1927 to worldwide acclaim. It tells the story of several interrelated people who die in the collapse of an Inca rope-fiber suspension bridge in Peru, and the events that lead up to their being on the bridge. A friar who has witnessed the tragic accident then goes about inquiring into the lives of the victims, seeking some sort of cosmic answer to the question of why each had to die.

Candy and Lonnie Earl are just crazy about each other. The problem: she's married to Roy and he's married to Darlene. So far it's been a secret affair. But that's about to change, because this foursome is driving cross-country and headed for some big surprises.

A mentally unstable woman loses her daughter's custody to her mother. Things get even more complicated when her husband has a car accident and befriends a Czech mechanic, bringing the man into their dysfunctional home.

Sydney Kessler answers the phone call that no parent ever hopes to receive. He travels to the morgue. There, they unveil a body he doesn't recognize - his son Julian. Over the course of one night, Sydney embarks on a journey deep into the city to uncover the truth about how his son died. Instead, he discovers how his son lived.

Heera Bhatti, an American-Sikh, runs a corner store in Los Angeles with the help of her son, Vikram, and Gulu. She does not approve of Vikram's Caucasian girlfriend, Lillian, and would prefer that Vikram marry a Punjabi girl, but Vikram has made up his mind. Then the lives of all Californians are turned upside down when one morning eight people are dead after drinking contaminated tap water.

Twenty-two and on the verge of entering high society, college graduate Billy Mitchell finds his plans changing when he falls in love with an inmate with multiple personalities at his father's mental institution.

Teenagers join a Vampire Club only to be taught the lessons by the Boogeyman who poses as an impostor.

A rags-to-riches story of two friends, a small-time inventor and a sharky salesman, who hit rock bottom before coming up with a gizmo that becomes a worldwide phenomenon.

The true story of Trish Weir who in 1963 was kidnapped and brutally raped by Ernesto Miranda. Committed to putting her assailant in prison, Trish’s life is destroyed by America’s legal system as she triggers a law that transforms the nation.

A Parisian couple decides to sell an unsanitary basement in their building. A very ordinary, nondescript man, Mr. Fonzic, shows up to buy it. Nothing unusual there, until the man moves into the cellar and makes it his permanent residence. The couple tries desperately to cancel the sale but to no avail. Worse, Mr. Fonzic becomes a threat to their family as he befriends their teenage daughter on whom he seems to exert a perverted influence.

Tüm aile üyeleri Noel tatilini anneleri Ma’Dere ve birlikte yaşadığı erkek arkadaşı ile geçirmek için evlerine gelirler. Yemekler hazırlanıp, Ağaç süslenirken sırlar ortaya dökülür ve aile bağları test edilmeye başlar.

An undercover cop struggling to provide for his son and ailing wife, must infiltrate a ruthless gang. But things turn sour when another cop blows his cover and he quickly finds himself battling for his life and the lives of his family.

Kusursuz görünen bir aşk, bir anne kızının yeni erkek arkadaşının kendi geçmişiyle kötü bir bağı olduğuna ikna olunca karanlık olur.

Wall Street Journal muhabiri olan Daniel Pearl, Pakistan’da görev yaparken terörist bir örgüt tarafından kaçırılır. Serbest bırakılmasına dair yapılan tüm çağrılara rağmen öldürülünce gazeteci eşi Mariane Pearl, bu ülkeye gitmeye karar verir. Pakistan’da yaşadıkları ve kocasının bütün dünyayı üzüntüye boğan ölümünün ardındaki sır perdesini aralama çabalarını anlatan film, yaşananların sadece görünenden ibaret olmadığına değiniyor.Ses getiren belgesel Guantanamo Yolu’nun, deneysel çalışmaları ile sinema dünyasında her daim yeni beklentiler yaratan yönetmeni Micheal Winterbottom ve Angelina Jolie’yi biraraya getiren film, dünyanın içinde bulunduğu konjonktür de düşünülünce oldukça ses getirecek gibi...

Anneleri bir babaları ayrı iki eşcinsel kardeşin ensest ilişkisini konu alan enteresan bir film.

Kanada'nın taşrasında geçiyor olay. Yıllarca okul otobüsü ile, yitik evlerden topladığı çocukları okula götürüp getiren ve sahip olamadığı çocukların tüm sevgisini onlara vermiş kadın şöför Dolores, (Gabrielle Rose) o gün bir kaza yapıyor. Tüm çocuklar, buzun kapladığı bir gölün derin sularında boğularak ölüyor. Korkunç kazadan sonra Stephens adında bir Avukat çıkageliyor (Ian Holm) ve üzüntülü anne - babaları hukuk nezdinde temsil edip kazaya bir sorumlu aramak ve onlardan yüklü bir tazminat koparmak gayesiyle kolları sıvıyor.

Seattle’da sadece bekarların yaşadığı ufak dairelerden oluşan bir apartmanda yaşayan yirmili yaşlarındaki gençlerin Grunge’ın altın çağında yaşama uyum sağlama çabaları nın anlatıldığı eser, Jerry Maguiere ile sivrilen, grunge müziği ile yakından ilgili Cameron Crowe’un ilk filmlerinden.

The story of a dysfunctional couple, whose problems will inevitably deteriorate their marriage and their son's life.

Growing up among horses at her parents' stud farm, Zoé dreams of becoming a jockey and forms a deep bond with a young horse. A terrible accident threatens to end their racing careers, but they fight to reach victory together.

Hikayesi 20 yılı aşkın bir süreyi kapsayan filmde, üç kadının genç kızlıktan orta yaşlarına gelmeleri, hayatlarına yön veren önemli olayların eşliğinde anlatılıyor. Bu yolculuğu izlerken de Sovyetler Birliği'nde sıradan insanların günlük yaşam akışına tanık oluyoruz. Hikayenin merkezinde olan kadınlar aslında Moskova'lı değiller ve yurt gibi bir yerde yaşıyorlar. Kadınlardan özellikle biri, evlilik yoluyla sınıf atlamak konusunda kararlı ve ana olaylar da bu hikaye etrafında dönüyor * Bu Sovyet kült filmi, aldığı Oscar ödülünün yanı sıra 1980 yılında Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülüne aday gösterilmiştir.