Fransa-Cezayir savaşının sürdüğü dönemde, sağ görüşlü bir grubun militanı olarak Cenevre'de yaşayan Bruno, burada Veronica isimli güzel bir kadına aşık olur. Bir suikast emrini yerine getirmediği için Bruno'nun başı kendi çetesiyle derde girer. Çetesinin tacizinden kaçtığı sırada Arap militanlar tarafından kaçırılarak işkence edilir. Bruno sol görüşlü Veronica'nın, Araplar için çalışmaktığını anlar. Yine de tek hayali sevdiği kadını da alıp Brezilya'ya gitmektir. Bu yüzden istemeyerek de olsa suikast emrini kabul eder.

Arthur ve Franz her ne pahasına olursa olsun büyük bir vurgun yapıp zengin olmak isteyen iki yakın arkadaştır. Franz yeni tanıştığı genç ve güzel Odile'in büyükannesinin evinde gizlediği paralardan haberdar olduğunda hemen harekete geçerler. Sıfır hatayla planladıkları soyguna genç kızı ikna etmeleri kolay olmasa da, sonunda harekete geçerler. Ancak hayat her zaman planlananı vermez ve bazı sonuçlar beklenenden ağır olabilir * Fransız Yeni Dalgası'nın müstesna ismi Jean-Luc Godard, Serseri Aşıklar'daki üslubunu, teknik olarak daha az deneysel olsa da, tematik olarak sürdürerek, unutulmaz bir yapıma imza atıyor. Ve dikkatli sinemaseverlerin farkedeceği üzere, Quentin Tarantino'ya kuracağı yapım şirketi ismi için de ilham veriyor: 'A Band Apart'

Jean-Luc Godard'ın başyapıtı Pierrot le Fou (Çılgın Pierrot), yönetmenin uzun ve parlak kariyerinde önemli bir kilometre taşıdır. Karışık bir dönüm noktası olan film, Godard'ın Breathless (Nefes Nefese, 1960) ve Vivre Sa Vie (Hayatını Yaşamak, 1962) gibi eserlerinin deneysel yaşam gücü ve Week End (Hafta Sonu, 1967) ve Wind from the East (1969) gibi son derece politik, alaycı ve acı bir biçimde komik filmleri arasında kalır. Pierrot le Fou, her ikisinin öğelerini de barındırır ve sırf bu nedenle izleyici için zengin bir deneyim fırsatı sunar. Ancak filmin sahip olduğu bir başka koz da gerçek güzellik duygusu. Eleştirmenler, Godard'ın polemik yaratan üslubuna karşın zarif bir biçimde güzel filmler de yaptığını unutmaya meyilli ama Pierrot le Fou, hiç kuşkusuz Contempt'le (1963) birlikte, bu açıdan değerlendirilmeli.

Jean-Luc Godard'dan marksist bir polisiye! Godard'ın karanlıkta, elindeki filmlerin duyarlılığına hiç aldırmadan, korkusuzca ve tam bir avantgarde gibi kotardığı "Alphaville", Alfa Şehrine gelen bir dedektifin öyküsü aracılığı ile, modern dünyayı, kapitalizmi, geleceği ve toplumsal-ekonomik ilişkileri sorguluyor. * Amerikalı özel dedektif Lemmy Caution, başka bir gezegendeki baskıyla yönetilen bir ülkenin başkenti Alphaville'e gelir. Amacı ülkenin başkanına suikast düzenlemektir. Alpha 60 isimli başkan aslında insan benzeri bir robottan başka bir şey değildir. Ne var ki Lemmy olaylar esnasında çekici bir kadın olan Natacha'yla tanışıp aşık olur. Güzel kadın, Alpha 60'ı tasarlayan bilimadamının kızıdır. Dolayısıyla Lemmy'nin görevi önündeki en büyük engel bu kızla yaşadığı ilişki oluverir.

In Paris, Lulu, a passionate policeman, works with the faith of a rookie, despite the sclerotic bureaucracy and the incompetence or negligence of some of his colleagues. In his new position as a narcotics inspector, he tries to keep his sanity as he witnesses the worst of the human condition.

A pickup artist/womanizer named Patrick inadvertently pursues two young women who happen to be roommates.

Two characters on a Noh stage dramatize the rite of love and death of Lieutenant Shinji Takeyama and his wife Reiko.

12:01 PM is a 1990 short film directed by Jonathan Heap and starring Kurtwood Smith. It follows Myron Castleman, an everyman who keeps repeating the same hour of his life, from 12:01 PM to 1:00 PM. The film was nominated for an Oscar for Best Live Action Short Film.

An Italian professor seeks refuge in the quiet, peaceful ruins of an old building.

This is a ballad about love, hate, and a search for a way out of loneliness. It is a dramatic story about the strange potter, Martin Leaps, nicknamed Dragon, who is suspected by the villagers as the cause of natural disasters. He lost his wife, his home, and his freedom due to false accusations. After years he returns to his native village. Putting his own life to risk, he saves a herd of sheep from a forest fire in the hills. But not even this heroic deed helps him to win back the friendship of the locals.

At the behest of an old and dear friend, playwright Lillian Hellman undertakes a dangerous mission to smuggle funds into Nazi Germany.

It is the history of a ball. A grand ball. Each summer, more than two thousand people tributary of the whole of Europe in a corner of the French countryside. For 7 days and 8 nights, they dance, again and again, lose the concept of time, braving their toil and their body. It rotates, laughs, it spin round, it cries, it sings. And the life pulse.

Büyük Rus sinemacı Andrey Tarkovski’nin yaşamını ve filmlerini kendi ağzından dinlediğimiz bir belgesel. Nadir bulunan ses kayıtları eşliğinde, yönetmenin anıları, insanın varoluşu üzerine fikirleri, bizi yedinci sanatı derinden etkilemiş bu özel figürün iç dünyasına götürüyor.

Vargas, a 54 year old man, gets out of jail in the province of Corrientes, Argentina. Once released, he wants to find his now adult daughter, who lives in a swampy and remote area. A deep mystery surrounds him.

On September 4, 2002 two women were found dead inside the Dolly Madison bakery in Great Bend Kansas. Twenty years after the murders, a filmmaker finds that there might be hidden reasons as to why it has remained unsolved all these years.

A look at the sexual and professional lives of three people — a television director, his ex-girlfriend, and a sex worker.

A young woman discovers that the pesticide being sprayed on vineyards is turning people into murderous lunatics.

A documentary exploring the birth, death and resurrection of illustrated movie poster art. Through interviews with a number of key art personalities from the 70s and 80s, as well as many modern, alternative poster artists, “Twenty-Four by Thirty-Six” aims to answer the question: What happened to the illustrated movie poster? Where did it disappear to, and why? In the mid 2000s, filling the void left behind by Hollywood’s abandonment of illustrated movie posters, independent artists and galleries began selling limited edition, screenprinted posters — a movement that has quickly exploded into a booming industry with prints selling out online in seconds, inspiring Hollywood studios to take notice of illustration in movie posters once more.

A young man, recently arrived in New York from Europe, becomes swept up in a series of events that are beyond his knowledge or control.