After a teenager's friends die in an accident, he finds running allows him to remember them perfectly. Running, however, also brings him notoriety. He is caught between keeping the past alive and making new memories in the present.

Shifting from one pocket to another, from one man's drama to another, a lowly dollar bill, 'one buck' takes us on an odyssey through the heart of a forgotten town in Louisiana.

A pair of horny college guys get summer jobs at a sexy cheerleader camp.

In a Copenhagen suburb the 19-year-old Per is found unconscious after having been badly beaten up. He is taken to hospital in a coma. The police have no clues, but the air is thick with suspicion. His mother struggles to maintain her faith in his survival. His younger sister, Mie, begins to pick up rumors. Her boyfriend, Shadi, suspects that his elder brother is behind the assault but he cannot tell anyone. Many well-meaning people find themselves at sea in a fable about emotions leading us astray.

Tim, a shy 16-year-old athlete with a natural gift for running, is dealing with the loss of his mother, as well as his sexuality. After a personal video is posted to social media, Tim's private life is about to explode into the public eye.

Experimental film made to test the original cylinder format of the Kinetoscope and believed to be the first film shot in the United States. It shows a blurry figure in white standing in one place making large gestures and is only a few seconds long.

A woman is being stalked by a stranger. His stalking turns to blackmail when he sends her copies of photos of her in an embarrassing position. Now he controls her and she has to do anything he says. Anything.

Eski bir aşkın peşinde? O şimdi kendine yeni bir saplantı buldu. Elizabeth'in terketmesinden yaklaşık 10 yıl sonra John (Mickey Rourke) eski günlerin etkisinden hala kutulamamıştır. Elizabeth'in de resimlerinin sergileneceği Paris'teki bir sergiye davet edildiğinde hemen bir uçak bileti alır ve Paris'e doğru yola koyulur. Sergide Elizabeth'in 5 tablosunu da satın alır; ancak bir türlü Elizabeth'e ulaşamaz. sonunda boynunda Elizabeth'e vermiş olduğu eşarp bulunan Lea adında son derece çekici bir kadını (Angie Evenhart) farkeder. John kısa bir süre sonra Lea'nın Elizabeth'in en iyi arkadaşı olduğunu öğrenir; ancak bu aralarında erotik tansiyonun yükselmesini engellemez. Sonunda ikili kendilerini şehvet dolu bir ilişkinin içinde bulur. John artık kendine yeni bir saplantı bulmuştur

This searing British thriller follows Flash (Dylan Duffus), who's safeguarding his buddy Angel's (Yohance Watson) cash until his release from prison. Now Angel is out -- and Flash is 100 pounds short. He turns to a lowlife named Evil (Tobias Duncan) for help, the first in a series of mistakes. Now, Flash has more than just Angel hunting him down. Directed by Penny Woolcock (Mischief Night), the film co-stars Ohran Whyte and Chris Wilson

Gena is a sweet and dedicated mother to her little son. One day, whilst shopping with him for a halloween mask, her son is accidently shot through the chest by a Japanese Gunman, trying to kill an opposing gang of bus operators. Gena notices that the gunman has a picture of a blue tiger on his chest. She is turned into an obsessed person and has an identical red tiger etched into her skin. She then tracks down the killer and plots his death. This leads her into the world of the Japanese Mafia

In this live projection performance for 16mm film, Tomonari Nishikawa explores the material specificity of the cinematic apparatus through a real-time manipulation of its physical elements. Scratching directly onto the emulsion of a looping filmstrip in the midst of projection, Nishikawa creates animated abstractions in a pattern of horizontal lines, and also generates the film’s score, a percussive throbbing of noise.

“The Taking of Pelham 1 2 3/Metrodan Kaçış”ta, Denzel Washington, sıradan günü cüretkar bir suçla, bir başka deyişle bir metro treninin kaçırılmasıyla kaosa dönüşen, New York şehri metro hareket memuru Garber’ı canlandırıyor. John Travolta ise baştan aşağı silahlı dört kişilik çetenin lideri ve beyni Ryder olarak, bir saat içinde yüklü bir fidye ödenmediği takdirde yolcuları öldürmekle tehdit eder. Ayaklarının altındaki gerilim artarken, Garber, Ryder’ı zekasıyla alt edip rehineleri kurtarabilmek için metro sistemi üzerine engin bilgisinden yararlanır. Ama Garber’ın çözemediği bir muamma vardır: Hırsızlar parayı alsalar bile, nasıl kaçabilirler ki?

15 yaşındaki Adèle'in emin olduğu iki şey vardır; o bir kızdır ve kızlar erkeklerle çıkar. Bir gün büyük meydanda Emma'nın mavi saçlarını farkediverir ve işte o an hayatının değişeceğini anlar. Kendi ergenlik sorularıyla yapayalnız, bakışlarını kendine ve başkalarının bakışlarını kendine çevirir. Emma'yla yaşadığı aşkı bir kadın olarak, bir yetişkin olarak yaşamaktadır. Fakat Adèle ne kendisiyle ne ailesiyle ne de bu absürt dünyayla barış yapmayı becerememektedir.

Filmde Jim Carrey, kendi kendine yardım programına yazılan Carl Allen adlı bir adamı canlandırmaktadır. Söz konusu program, tek ve basit bir ilkeye dayanmaktadır: Her şeye "evet" demek. Evet ifadesinin gücünü açığa çıkarmak ilk başta Carl'ın hayatını inanılmaz ve beklenmedik biçimlerde değiştirir fakat çok geçmeden anlar ki hayatını sonsuz olasılıklara açmanın bazı olumsuzlukları da olabilmektedir.

İngilizce öğretmeni olan Charlie, obezite sorunuyla başa çıkmaya çalışan bir adamdır. Münzevi bir yaşam süren Charlie’nin tek isteği uzaklaştığı kızıyla yeniden iletişim kurabilmektir. Charlie, kızıyla yeniden yakınlaşabilmek için elinden geleni yapar.

Ted Chiang'ın kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan film, dünya dışı yapıların uzaydan yeryüzünde farklı noktalara iniş yapmasıyla, dilbilimci Dr. Louise Banks ve ekibinin uzaylıların geliş amacını çözmeye çalışmasına odaklanıyor. Uzaylılar bir tehlike midir, yoksa barışçıl amaçlarla mı gelmişlerdir?

Dünyanın geri kalanıyla bağları kesilmiş, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile, korkunç yaratıkların dikkatini çekecek herhangi bir ses çıkarmadan korku ve sessizlik içinde yaşar.

Önerilen bir boru hattı, küçük bir kasabanın sakinleri arasında düşmanlıklara yol açtığında, yeni gelen bir orman korucusu, bir kar fırtınası kasaba halkını eski bir kulübeye hapsettikten sonra barışı sağlamalıdır. Ancak gizemli bir yaratık grubu terörize etmeye başladığında, en kötü eğilimleri ve önyargıları yüzeye çıkar ve sakinleri hem birbirlerinden hem de onlara musallat olan canavardan canlı tutmak korucuya düşer.

Will Traynor zengin, başarılı, yakışıklı, yaşamayı seven ve istediği her şeye sahip olan genç bir adamdır. Ancak talihsiz bir motosiklet kazası sonrası felç kalınca yaşama hevesini kaybetmiş, ölmeyi düşünmeye başlamıştır. Louisa Clark ise bir kafede garsonluk yapan, hayatta fazla bir başarısı ve beklentisi olmayan, her daim ablasının gölgesinde kalmış bir kadındır. Lou kafedeki işini kaybedince yeni bir iş aramaya başlar ve Will'in bakıcısı olarak çalışmaya işe alınır. Son derece kültürlü ve donanımlı biri olan Will, Louisa'yı önce küçümsese de genç kadının varlığı ona yaşama sevinci vermeye başlar. Aralarında kurulan bu arkadaşlık ve yakınlık, ikisini de çok değiştirecektir.

Bahriye Komandoları'na katılan ve Irak'ta 150'den fazla insanın ölümüne sebep olan Chris Kyle (1974-2013) isimli askerin aynı isimli kitabından uyarlanan filmde Chris Kyle'ın askeri kariyeri ve yaşadıkları anlatılacak.