In this fascinating adventure of the England of the 1750s, the huge Frenchman Black Jack (Jean Franval) miraculously survives a hanging by the British authorities in Yorkshire and escapes from the grim jaws of "justice." He takes to the countryside in the company of Tolly, a teenaged boy who is able to translate Black Jack's odd speech into something comprehensible. They join up with Belle, an aristocratic teenager who has escaped from the madhouse her family imprisoned her in when she grew troublesome. Together, the three join a carnival. However, as it becomes clear that the girl is far from crazy, love between Tolly and Belle grows. This story, set in the mid-18th century, is based on a novel by Leon Garfield.

Julie Bataille is fed up with student jobs. At 23, with a 5-years university degree, she wants to work for real. She meets Ben by chance at a job interview. He's a guy who chose to live by the day, getting by with whatever crosses his path and small-time trafficking. Ben asks her to come and spend the summer with him in the South. Julie declines. Then one day, on an impulse, she leaves everything behind and joins him.

In the mid-19th century, Senator William J. Tadlock leads a group of settlers overland in a quest to start a new settlement in the Western US. Tadlock is a highly principled and demanding taskmaster who is as hard on himself as he is on those who have joined his wagon train. He clashes with one of the new settlers, Lije Evans, who doesn't quite appreciate Tadlock's ways. Along the way, the families must face death and heartbreak and a sampling of frontier justice when one of them accidentally kills a young Indian boy.

After a job interview gone wrong, Lulu sets sail leaving her husband and three children behind. But being an adventurer is easier said than done.

Jeannette is a single mother living in a working-class community in Marseilles; she tries to support herself and her two kids on her salary as a check-out girl at a supermarket and lives in an apartment complex where everyone is thrown into close proximity with everyone else. Marius is working as a security guard at a cement factory that has gone out of business; he's also squatting in the building, since the plant is soon to be demolished and he'll be needing his money later on. One day, Jeannette happens by the factory, and spotting several cans of paint, tries to take two of them home with her. Marius spots her and tries to chase her away, while she rails at him with curses against the capitalist system. The next day, an apologetic Marius appears at her doorstep, cans of paint in hand; the two soon become friendly, and a romance begins to bloom, though it quickly becomes obvious that Jeannette's romance novel fantasies are a bit off the mark from what Marius has in mind.

The life of four best friends in Paris: Antoine (a gym school teacher), Jeff (director of a monthly journal), Alex (Jeff's associate in the monthly journal and a Don Juan) and Manu (owner of fine food store). Their time is shared between their respective jobs, their relationship with women (their own and others...) and the times they meet together to discuss about life and play sport lottery.

Bilal, 17 yaşında Irak’lı bir gençtir. Ülkesinden göç ederek Fransa’ya gelir ve buradan da İngiltere’ye geçmek amacındadır. Çünkü orada tanıdığı bir kız onu bekler. Fakat yasal yollarla geçiş yapamayacağını anlayan Bilal, şimdiye kadar kimsenin aklından geçirmediği bir yöntemi deneyecektir. Berlin ve Cesar film ödüllerine layık görülen yapım, Irak’tan yola çıkan bir gencin yaşadığı dramatik yol öyküsünü aktarıyor. Filmin başrollerinden birini, 19 yaşındaki Fırat Ayverdi üstleniyor.. Mina karakterini de, Fırat Ayverdi'nin ablası Derya Ayverdi canlandırıyor. Filmde Fırat Çelik, Selim Akgül ve Murat Subaşı da rol alıyor...

Andy'nin tüm isteği, arkadaşlarıyla ilk defa ziyaret ettiği Paris'te biraz eğlenmektir ve burada rüyalarının kızına rastlar. 18 yaşındaki Serafine'nin babası, Londra'da salgın bir hastalık yüzünden ölmüştür. Kan bağından dolayı, ne zaman dolunay olsa Serafine'nin keskin dişleri çıkarak vücudunu tüyler kaplar. Çünkü babası bir kurt adamdır ve ölümündeki esrarın ardında bu yatmaktadır.

Bekâr bir anne yüksek proteinli gıda olarak çekirge yetiştirir. Ancak onların üremesini sağlamakta zorlanır. Ta ki çekirgelerin kana olan düşkünlüğünü fark edene kadar.

Her şeyin alınabileceği ya da satılabileceği bir insanlık komedisi, basın gibi edebi başarı, duygular gibi siyaset, ruhlar gibi itibar... Lucien 19. yüzyıl Fransa’sında tanınmamış genç bir şairdir. Büyük umutları vardır ve kendi kaderini tayin etmek istemektedir. Lucien, sanatını destekleyen kadın koruyucusunun koluna girer ve büyük şehir Paris’te şansını denemek üzere ailesini taşrada bırakır. Çok geçmeden bu muhteşem şehirde kendi başına kalan genç adam, kâr ve gösteriş üzerine kurulmuş bu dünyada perdelerin ardında neler olup bittiğini keşfedecektir. Honoré de Balzac’ın aynı adlı romanından uyarlanan Sönmüş Hayaller, Fransa'nın en şöhretli oyuncularının yer aldığı parlak kadrosuyla dünya prömiyerini 2021 Venedik Film Festivali’nde gerçekleştirdi.

1957 yılında, Paris'teyiz. Henüz 21 yaşında olan üstün yetenekli tasarımcı Yves Saint Laurent, moda gurusu Christian Dior'un sağ koludur. Christian Dior ansızın hayatını kaybettikten sonra işlerin başına geçen Saint Laurent, ilk tasarımını hazırladıktan sonra ünü tüm hızıyla yayılmaya başlar. Artık moda dünyasının yükselen yıldızıdır. Bir moda şovu sırasında ise Pierre Bergé ile karşılaştığında ise hayatını tamamen değiştirecek bir ilişkiye adım atmış olur. Birbirlerine aşık olan ikili, iş hayatında da birlikte hareket etmeye başlarlar. Üç yıl sonra ise kendi markasını, Yves Saint Laurent'i yaratmış olur. Ne varki Yves Saint Laurent'in yaratıcılığı hem özel hayatını hem de iş yaşamını etkiler hale gelir.

Following the end of the acclaimed tv series, King Arthur will oppose Lancelot's army to get the throne back after his flee to Rome.

Altı yıllık cezasını çekmek üzere Fransa'da bir hapishaneye giren Arap asıllı Malik El Djabena hayata karşı geç kalmış bir adamdır. Ne okuyabiliyordur ne de yazabiliyordur. Henüz 19 yaşının sonlarında olsa da diğer mahkumlara göre oldukça zayıf görünmektedir. Genelde Müslüman ve Korsikalı azınlıklardan oluşan suçluların bulunduğu bu hapishanede, yeni gelen Malik'in de çeşitli yükümlülükleri olacaktır. Günden güne görevleri yerine getirdikçe hapishanede nüfuz sahibi olmaya başlayan Malik, bulunduğu ortamda yavaş yavaş yükselerek kendi planlarını yapmaya başlayacaktır.

Everyone in the village of Bouzolles knows the Tuche family, who live by the philosophy "Man is not made to work." Despite their lack of money, they strive to be happy... that is, until their hand-to-mouth existence is turned on its head. After winning the lottery, the Tuches get rich beyond their wildest dreams and move to Monaco. And while attempting to fit in in their swanky new homeland, they struggle to stay true to the same principles by which they've always lived.

Madras'da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğup büyümüş, iyi bir eğitim almamış Srinivasa Ramanujan, matematiğe büyük bir ilgi duymaktadır ve çalışmalarını Cambridge Üniversitesi'ne gönderir. Bu çalışmalardan çok etkilenen G.H. Hardy genç dahiyi üniversiteye davet eder. Tüm hayatını geçirdiği ülkeyi ve sevdiği kadını geride bırakarak İngiltere'ye gelen Ramanujan, hem hiç alışık olmadığı akademik dünyaya alışmaya, hem de 1. Dünya Savaşı'nı tüm ağırlığıyla hisseden ülkede yabancı düşmanlığıyla mücadele etmeye çalışacaktır.

Korkunç bir salgın baş gösterir ve ailesiyle mutlu bir hayat yaşamakta olan Andy karısının zombiye dönüşmesini izlemek zorunda kalır. Eşini kaybettikten sonra, kırsal Avustralya’da çocuğuyla bir başına kalan baba, karısının kendisini ısırması sonucu zombi virüsünü almıştır ve 48 saat içinde bir zombi olacaktır. Şimdi en önemli amacı, henüz daha bebek olan çocuğu Rosie için yeni bir yuva aramak ve onu, 48 saat içinde dönüşeceği yaratıktan korumaktır...

Soğuk Savaş dönemi sırasında bir Amerikan nükleer denizaltısı bilinmeyen bir düşmanın saldırısına uğrar ve deniz tabanına oturur. Amerikan donanması yakınlardaki bir petrol istasyonunun çalışanlarından olayın sebebini araştırmalarını ister ve onlara destek olarak bir özel tim ve yüksek teknolojiyle donatılmış bir araştırma denizaltısı gönderir. Elde ettikleri veriler ve tesbitleri sonucunda takım "kaza"nın sebebinin dünya dışı varlıkların saldırısı olabileceği yargısına varır, fakat araştırmalarında ilerleyebilmek için "Abyss" adı verilen derin sualtı kanyonuna girmek zorundalardır.The Abyss önceden de karamsar gelecek tasarımlarına filmlerinde (Terminator, Aliens) çokça yer veren James Cameron'ın geleceğin dünyası ve uzay maceralarından "şimdiki zaman"a dönerken bilim-kurgu tecrübesini beraberinde getirdiği ve "gerçek dünya"ya uyguladığı çarpıcı bir yapım.

San Fernando Valley'de sıradan bir günde ölmek üzere olan bir baba, genç karısı, bir erkek bakıcı, kaybolmuş ünlü bir oğul, aşık bir polis, dahi bir çocuk, eskiden dahi bir çocuk olan bir adam, bir şov programı sunucusu ve yabancılaşmış bir kız bir hikayenin farklı parçalarında yerlerini alacaklardır. Bu insanlar, unutulmaz bir heyecanla sonlanacak bu gün içinde, şans, hareket, geride bırakılan zaman ve rastlantılar yumağında adeta birbirlerinin hayatlarının içinden zikzaklar çizerek geçecek ve birbirlerini çözümleyeceklerdir.

Öğrencilerin sesini yükseltmeye başladığı, o ünlü 68 Baharı'ndayız. Isabelle ve erkek kardeşi Theo, bohem aileleri tatilde olduğu için Paris'te yalnız kalmışlardır. Matthew isimli Amerikalı bir öğrenciyi evlerine davet ederler. Üçünün de ortak özelliği ise filmlere olan düşkünlükleridir. Zamanla, konukla aralarındaki ilişki tutkularının peşinden cinselliği tüm yönleriyle keşfedecekleri arzu dolu bir oyuna dönüşür. Dışarıda ise devrim sesini çoktan yükseltmeye başlamıştır.

Fransa 'nın üst sınıf ailelerinden birine mensup olan Claude ve Marie Verneuil çiftinin dört güzel kızları vardır. Bu kızlardan Isabelle bir müslüman olan Rachid ile, Odile bir Yahudi olan David ile ve Segolene de Chao isimli bir Çinli ile evlenir. Bu değişik kültürlerden damatları kabullenmekte güçlük çeken Claude ve Marie 'nin tek ümitleri küçük kızları Laure 'nin kilisede yapılacak bir tören ile Katolik evliliği gerçekleştirmesidir. İstedikleri de olmuştur. Bir gün Laure evlenmeye karar verdiğini ve damadın da iyi bir Katolik olduğunu ailesine bildirdiğinde çok sevinirler. Nihayet normal bir düğün gerçekleşecektir ancak hayalleri yeni damat adayı Charles ile tanıştıklarında yıkılır. Charles Afrika kökenli bir Katoliktir. Claude için artık yapılacak tek bir şey kalmıştır, düğünü sabote etmek. Bu hedefe ulaşmak için kendisine de ilginç bir müttefik bulur, damat adayı Charles 'ın Babası Andre.