A fearless sea captain, Dr. Rebecca Gomperts, sails a ship through loopholes in international law, providing abortions on the high seas, and leaving in her wake a network of emboldened activists who trust women to handle abortion on their own terms.

A young man is unable to break up with his girlfriend and decides to hire an agency that specializes in ending relationships.

Norwegian war drama. The old sea-captain retires, but the next day German WWII occupation of Norway begins. He then kisses his wife good-bye and is off to Army HQ. There he finds a lack of leadership and morale that offends him. They even laugh at him and his out-dated uniform and officer-rank. Secondloitnanten then finds and leads his private troop of volunteers against the German attack. The movie tells the story of a man that refuses to give up, even when everybody else leaves. He will fight for the country he loves and do his duty.

Summer, 1967. La Goulette, the touristic beach of Tunisi, is the site where three nice seventeen-year-old girls live: Gigi, sicilian and catholic; Meriem, Tunisian and Arab; Tina, French and Jewish. They would like to have their first sexual experience during that summer, challenging their families. Their fathers, Youssef, Jojo and Giuseppe, are old friends and their friendship will be in crisis because of the girls, while Hadj, an old rich Arab, would like to marry Meriem.

Ane, bir inşaat firmasında çalışan orta yaşlı, kendi halinde sıradan bir kadındır. Günün birinde evine kimden geldiği belli olmayan bir çiçek demeti gelir. Önce yanlışlık olduğunu düşünse de, her perşembe günü birbirinden güzel ve farklı çiçekler gelmeye devam eder.

1908’de geçen filmde Grönland’ın acımasız iklim şartlarında birbirinden tamamen farklı iki kadının birlikte verdiği yaşam mücadelesi anlatılıyor. Josephine Peary (Juliette Binoche) olgun, mağrur ve naif bir kadındır aynı zamanda buzullara büyük ilgisi olan maceracı eşi Robert Peary‘e de delicesine aşıktır. Robert ise mutluluğun buzullarda olduğuna inanır ve maceralarını yüksek kesimin konforuna tercih eder. Josephine Robert için söz konusu kendi hayatı olsa bile her türlü tehlikeye germeye kendisini hazırlamıştır.

1943 yılında Auschwitz’de loş bir barakada bir fizikçi bir eldiven imalatçısı iki haham bir hukuk profesörü ve pek çok suçludan oluşan bir grup erkek kader bekleyişlerini sürdürürken verdikleri hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra varoluş amaçlarını da sorgulamaya başlarlar. Gaz odasına götürülmek üzere seçilip seçilmeyeceklerini çaresiz bir şekilde anlamaya çalışırken Tanrı’nın bu kadar acıya neden izin verdiği sorusunun cevaplarını ararlar * Oyunculukların göz doldurduğu, bir saniye bile sıkılmadığım ve tek mekânda geçmesine rağmen ustaca kotarılmış bir film. Hem tek mekânda geçmesi hem de bir mahkemeyi canlandırması ve dini açıdan sorgulamalara yer vermesi açısından biraz "12 Kızgın Adam", biraz da "Dünyalı" filmlerini anımsattı.

Ricky Bobby, NASCAR yarışlarında geçilmesi mümkün olmayan bir yarışçıdır. Yakın arkadaşı Cal Naughton da onun arkasından hep ikinci gelmektedir. Yarışseverler, bu korkusuz ikiliye ‘Shake’ ve ‘Bake’ isimlerini takmıştır. Ancak günün birinde Fransız Formula 1 yarışçısı Jean Girard onlara meydan okuyunca işler karışır.

Suzuran Erkek Lisesi diğer bir adıyla Kargaların Okulu Japonyadaki en başarısız ve şiddet dolu okuldur. Kendilerine crow(karga) diyen öğrenciler çeteler oluştururlar ve güç uğruna birbirleriyle dövüşürler ama hepsinin amacı aslında aynıdır; okulda birliği sağlamak… Çünkü Sozuran’ın tarihinde şimdiye kadar hiç bir lider okuldaki bütün öğrencileri kendi altında toplayamamıştır. Genji Takiya, okula lider olmak amacıyla transfer olmuş bir delikanlıdır. Bir yakuza üyesi olan Katagiri’nin ve yavaş yavaş oluşturmaya başladığı çetesinin yardımı ile acaba liderliğe en yakın olan Serizawa’yı yenebilecek midir?

Almanya’da yaşayan Ahmad, bir süre sonra İran’ı ziyarete gider. Orada onu eski arkadaşları karşılayacaklardır. Birlikte bir tatil planı yaparlar. Hazar Gölü kıyısında üç gün birlikte eğleneceklerdir. Tatili düzenleyen Sepideh, bu tatile Elly’ı da çağırır. Ahmad, Elly’ı tanımamaktadır ama Sepideh’in amacı biraz da onları yakınlaştırmaktır. Tatil güzel geçmektedir ta ki ikinci gün Elly kaybolana dek. O günün sabahında Tahran’a dönmesi gerektiğini söylemiş olan Elly nasıl yok olmuştur? Bu andan itibaren bazı yalanlar ortaya çıkar ve yalanın tüm olayların seyrini nasıl değiştirebildiği gözler önüne serilir.

Belgesel türündeki filmde, şöhret basamaklarını hızlı tırmanan genç şarkıcı Justin Bieber'in 2010 konser turnesinden bölümler yer alıyor.

Hiç beklemediği bir zamanda kanser teşhisi konulan Abbie (Gugu Mbatha-Raw), kısa süre önce nişanlandığı ve ondan başka kimseyle çıkmamış nişanlısı Sam (Michiel Huisman) için "yerini dolduracak" bir kız arkadaş aramaya koyulur.

Bir terörist tarafından gizlinen üç atom bombası, ABD’nin en büyük kabusu haline gelir. Yerleri bilinmeyen bu bombaların yerleştirilmesine iki gün kala, bir sorgu yargıcı ile FBI ajanı bu silahları bulmak için mücadeleye girişirler.Film, Yusuf isimli Amerikalı Müslümanın (Michael Sheen) bir video kaydı yapmasıyla başlar. FBI özel ajanı Helen Brody (Carrie-Anne Moss) ve ekibi, haberlerden Yusuf'un arandığını öğrenince bir soruşturma başlatırlar.Özel bir sorgu yargıcı olan H (Samuel L. Jackson), Yusuf'un videoda bahsettiği nükleer bombaların yerini bulmak için işe koyulur ve Yusuf'u bulduğu anda parmaklarından birini keserek, caniliğini ve kararlılığını ispatlar. Böylelikle Brody iyi polis, H kötü polis olmuştur. Yusuf ise işkenceye katlanmaya eğitimli biridir ve sessizliğini bozmaz. Bu işin içinde ise başka iş vardır, film absürdlüğünü gizleyip sonradan ortaya çıkaran, seyirciyi ters köşeye yatıran bir özelliğe sahip.

Ten’de, elit bir DEA görev gücü dünyanın en ölümcül uyuşturucu çeteleri ile anlaşır. Karmaşık birlik harekatlarında uzmanlaşan ekip, bir çetenin güvenli evine planlı bir baskın düzenler. Sıradan bir baskın gibi görenen olay, DEA ekibi tarafından daha önceden planlanan ayrıntılı bir hırsızlık operasyonuna dönüşür. Çalıntı nakit şeklindeki milyonları sakladıktan sonra ekip, sırlarının güvende olduğuna inanır, biri gelip hepsini bir bir katletmeye başlayana kadar.

Babasının 1. Dünya Savaşı’nda cepheye gitmesiyle birlikte yatılı okula verilen küçük bir kızın buradaki masalsı hikâyesini anlatıyor.

Hayatı istediği gitmeyen ve olumsuzluklar yüzünden depresyona girmiş olan Craig isimli genç, tüm çabalara rağmen bundan kurtulamaz ve sonunda yetişkin insanların bulunduğu bir psikiyatri kliniğinde yardım almaya başlar. Burada, her şeye yeni bir başlangıç yapacağını düşünen genç adamın, ortamdaki ilginç ve eğlenceli tiplerle tanışınca düşünceleri değişecektir.

Chev Chelios güne beklenmedik bir uyandırma telefonuyla başlamak üzeredir. Sersem vaziyette, zorlukla hareket eden, kalp atışları bile yavaşlamış olan Chev, çalan cep telefonunu açtığında, katil düşmanı Ricky Verona'dan uykusu sırasında zehirlendiğini ve sadece bir saat ömrü kaldığını öğrenir.

Doug Liman'ın yönettiği, Tom Cruise'un başrolünde yer aldığı American Made, Medellin karteli için ABD'ye uyuşturucu kaçıran, sonrasında CIA için silah kaçakçılığı da yapan pilot Barry Seal'ın hikâyesini anlatıyor. Universal Pictures'ın Barry Seal: Kaçakçı filminde Tom Cruise, Yarının Sınırında (Edge of Tomorrow) filminde birlikte çalıştığı direktör Doug Liman (Geçmişi Olmayan Adam, Bay ve Bayan Smith) ile tekrar bir araya geliyor. Barry Seal adındaki dolandırıcı pilotun şaşırtıcı ve gerçek macerasını anlatan film, Seal'in Amerika tarihindeki en büyük gizli operasyonu yürütmesi için CIA tarafından işe alınmasını konu alıyor.

Liesel Meminger’in, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da henüz dokuz yaşındayken bir ailenin manevi kızı olur. Çok sevdiği ailesi ve evlerinde kalan sığınmacı Max sayesinde okumayı öğrenen ve çok seven Liesel kitaplarla derin bir bağ kurar. Max ve cesur Liesel için çevrelerinde dünyada yaşanan tüm kötülüklerden uzaklaşmanın tek yolu, kitapların ve kelimelerin ikisine sunduğu hayal dünyasıdır. Fakat bodrum katında saklanan Yahudi Max, sürekli diken üstündedir…