Eski ABD denizcisi Gabriel Drummer, en yakın arkadaşı ve aynı zamanda hayatını kurtaran kişi ile birlikte çaresizce oğlunun olabileceği yerleri aramaktadır. Senaryosunu Adam G. Simon’un yazdığı, yönetmenliğini Dito Montiel'in üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Shia LaBeouf, Kate Mara, Gary Oldman, Jai Courtney, Clifton Collins Jr., Charlie Shotwell ve Wolé Parks gibi oyuncular yer alıyor.

1998, Nalçik. Yahudi bir ailenin başı dertte: En küçük oğlu ve gelini eve gelmiyor ve sabah bir fidye notu geliyor. Fidye o kadar yüksek ki, aile sadece küçük işletmesini satmakla kalmıyor, aynı zamanda diğer kabile üyelerinden de yardım istemek zorunda kalıyor.

In 1983 an English journalist travels to Italy to investigate the mysterious disappearance of a young vatican girl.

The lives of a macho butcher, his wife, a lonely waitress, a sadist and a flophouse manager intersect in Recife, Brazil.

Three separate narratives each following a love story between a foreigner and a Greek. Each story represents a different generation falling in love during a time of socioeconomic turmoil that dominates Southern Europe as a whole, only to connect as a single story in the end.

Son büyük Japon sessiz filmlerinden ve yönetmen Yasujiro Ozunun ilk başyapıtlarından biri olan bu aile komedisi, yetişkinliğin karmaşıklıklarıyla çocukluğun masumiyetini karşılaştırır. Yoshi ailesi, Bay Yoshinin mesleğinde ilerleyebilmesi için iki oğulları Ryoichi ve Keijiyle birlikte Azabudan Tokyonun bir banliyösüne taşınır. Baba, yeni patronu Bay İwasakiye bir nezaket ziyaretinde bulunurken, çocuklar zorba Kamekichinin önderliğindeki bir çocuk çetesiyle karşılaşır. Bay Yoshi, bir ev-sineması fanatiği olan patronuyla iyi bir ilişki kurar ancak çocuklar bu durumdan memnun değildir.

The film follows four families, with different nationalities (French, German, Russian and American) but with the same passion for music, from the 1930s to the 1960s. The various story lines cross each other time and again in different places and times, with their own theme scores that evolve as time passes. The main event in the film is the Second World War, which throws the stories of the four musical families together and mixes their fates. Although all characters are fictional, many of them are loosely based on historical musical icons (Édith Piaf, Josephine Baker, Herbert von Karajan, Glenn Miller, Rudolf Nureyev, etc.) The Boléro dance sequence at the end brings all the threads together.

Büyüsünü yitirmiş bir sosyal medya fenomeninin rutinleri ve çekişmeleri, 18. yüzyıldan kalma bir arka planda yeniden tasavvur ediliyor.

Bazı kadınlar aradıkları erkeği bir türlü bulamaz! 20’lerindeki Justine, radyoloji laboratuvarında çalışan güzel bir kızdır fakat erkek arkadaştan yana bahtı kapalıdır. Karşısına çıkan hiçbir erkekte aradığını bulamayan genç kadın, sonunda kız kardeşinin evindeki kanepeye taşınır.

Polonya sinemasının usta ismi, İstanbul Film Festivali'nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Jerzy Skolimowski'den yenilikçi, taze ve dinamik bir film. Varşova'da geçen filmin öyküsü, bir sosisli sandviç satıcısından Hollywood yapımcısıyla görüşen bir oyuncuya dek birçok karakterin hayatlarında yaklaşan bir kıyametin hissedildiği aynı 11 dakikaya odaklanıyor. Kara mizahın da ihmal edilmediği film, çağımızın felaket kapıda hissini, iç içe geçen kurgularla veren bir gerilim. Polonya'nın Oscar adayı olan 11 Dakika, Skolimowski'nin sinemadaki dil arayışının hiç bitmediğinin bir göstergesi.

Nasa'nın hayali olan mars'a yolculuk projesi yıllardır en çok başarmak istediği şeydir. Nasa'da çalışan astronotlar belki bir gün bu mümkün olur diye uzay kampına girerler ve bir sürü testten geçerler. Nasa ise gelecekleri ve geçmişiyle ilgili kendini eleştirip ilerleyen yıllarda daha hızlı teknolojik gelişmelere önem verip çeşitli denemeler yapması gerektiğini anlayacak bir program başlatması gerekmektedir.

Mia, Çin’in küçük bir sahil kasabasındaki temizlik işleri yaptığı bir otelde yaşamaktadır. Bir gece, arkadaşının yerine resepsiyonda gece vardiyasını kaçak olarak üstlenir. Bu sırada, rahatsız edici ve şüpheli bir olaya tanık olur. Motele iki küçük kız çocuğuyla gelen orta yaşlı bir adam, gecenin bir yarısı kız çocuklarının kaldığı odaya girer. Mia, bu görüntüyü cep telefonuna kaydeder. Ertesi gün, orta yaşlı adamın emniyet müdürü olduğunu ve himayesindeki kız çocuklarına tecavüz ettiğini öğreniriz * Yönetmen, elindeki bilgiyi kaçak yaşantısından bir çıkış yolu olarak kullanmaya çalışan Mia; annesi tarafından suçlanıp yalnızlığa itilen Wen ve davaya atanan avukat Hao’yu merkeze koyduğu üç ayaklı bir anlatı olarak kurguluyor filmini. Melekler Beyaz Giyer ahlaki açıdan sorgulanabilir tercihler yapsalar da karakterlere anlayışla yaklaşıyor.

A woman and her 14-year-old daughter, who is a sleepwalker, in the midst of awakening. A marriage on the edges of a silenced crisis. A ritualistic, matriarchal, and endogamous family. Grandmother, siblings, cousins. A new summer, sweat, alcohol, traditions. Naked bodies, changing bodies, and the gazes upon those emerging bodies. A new New Year's celebration in the old historic family mansion is the trap for the sleepwalkers to finally awaken.

Set in 1949 on a remote farm near a nuclear testing site, Dina is living a quiet, unremarkable life with her father until two suitors enter her life.

In 1998, filmmaker Barbara Hammer had a one-month artist residency in the C Scape Duneshack which is run by the Provincetown Community Compact in Cape Cod, Massachusetts. The shack had no running water or electricity. While there, she shot 16mm film with her Beaulieu camera, recorded sounds with her cassette recorder and kept a journal. In 2018, Barbara began her own process of dying by revisiting her personal archive. She gave all of her Duneshack images, sounds and writing to filmmaker Lynne Sachs and invited her to make a film with the material.

Athens, mid-August. Tsiou, addicted to substances, while trying to get his dose, mixes a number of people to his search through his sister and her mobster husband. A chain of meetings follows where the pressure passes from one to another.

There is one vibratory field that connects all things. It has been called Akasha, Logos, the primordial OM, the music of the spheres, the Higgs field, dark energy, and a thousand other names throughout history. The vibratory field is at the root of all true spiritual experience and scientific investigation. It is the same field of energy that saints, Buddhas, yogis, mystics, priests, shamans and seers, have observed by looking within themselves. Many of history's monumental thinkers, such a Pythagoras, Kepler, Leonardo DaVinci, Tesla, and Einstein, have come to the threshold of this great mystery. It is the common link between all religions, all sciences, and the link between our inner worlds and our outer worlds.

A true Canadian iconoclast, acclaimed transgender country/electro-pop artist Rae Spoon revisits the stretches of rural Alberta that once constituted “home” and confronts memories of growing up queer in an abusive, evangelical household.

Platin sarısı saçları ve çarpıcı gülüşüyle Leah her türlü zevkin peşinden koşar. Tatile girmeden önceki iki haftasını oda arkadaşıyla ve patronuyla uyuşturucu kullanarak geçirir. Aynı zamanda torbacısı Blue ile yakınlaşır ve lisede uyuşturucu satarak, kafaları çekerek günlerini geçirirler. “Zirve”de yaşadıkları bu günler Blue’nun tutuklanıp geride büyük miktarda kokain bırakmasıyla sona erer. Leah’ın iki seçeneği vardır: ya uyuşturucu kendi tüketecektir; ya da satıp Blue’yu kurtaracaktır. New York gençliğini içine alan Hedonizm ve pek de konuşulmayan sosyo-ekonomik gerilimleri ele alan White Girl aynı zamanda Elizabeth Wood’un ilk büyük yönetmenlik deneyimidir.

Brian Weathersby’nin çinli bir bebegi evlat edinmek istemesi ve çalıştığı yere gelen kadınla birlikte karışan olaylar...