Ivy Stevens is a cafe entertainer in love with a shifty salesman who deserts her. In attempting to commit suicide, she is saved by Carl, a Salvation Army officer. Encouraged by Carl, Ivy joins the Salvation Army. When her old flame re-enters her life, Ivy finds she is still attracted and begins another affair with him.

Londranın ileri gelen ailelerinden birinin kızı Joan Webster, nereye gittiğini bilen, aklı başında, planlı programlı bir genç hanımdır. Bu plan ve program çerçevesinde, zengin bir sanayiciyle nişanlanır ve evlenmek üzere İskoçyaya gider. Ancak yolda büyük bir fırtınaya yakalanır ve yolculuğuna ara vermek zorunda kalır. Mahsur kaldığı adada tanıştığı genç adam, kasaba sakinleri ve yaşadıkları kafasını karıştırır. Acaba gerçekten nereye gittini biliyor mudur? İngiliz sinemasının saklı cevherlerinden olan bu Powell Pressburger klasiği, sinema sanatının tüm hilelerini kullanıyor.

Adapted from the Andersen tale and played out in musical comedy mode, The Ugly Duckling is set in a farmyard where roosters, hens, ducks and geese live and lay eggs together. One fine day, a rooster discovers a giant egg behind the farmyard kingdom fence, and discreetly slips it into the clutch laid by his partner... Very soon, a cygnet emerges, but as he in no way resembles any of them he is immediately stigmatized by the whole farmyard, enduring humiliations and suspicion on the part of his feathered companions. But in the end he becomes a magnificent white swan.

Film, bize sıradışı bir adamın hayatını ve aşklarının hikayesini samimi bir şekilde anlatıyor. Öncelikle tam bir eski kafalılık örneği olan, aşırı kilolu general Clive Wyne-Candy ile tanışıyoruz. 40 yıl geriye gittiğimizde ise tamamen farklı bir adam, genç ve yakışıklı subay "Sugar" Candy'i görüyoruz... Hayatına girmiş üç kadınla olan ilişkilerini ve bir Alman subayı ile ömür boyu arkadaşlığını izlerken, Candy'nin hayatındaki izleri görüp onun ordu onuru anlayışını modern çağın "genel harp" mefhumuna adapte etmesinin ne kadar zor olduğunu anlıyoruz...

At the height of World War II, the Germans begin dropping a new type of booby-trapped bomb on England. Sammy Rice, a highly-skilled but haunted bomb-disposal officer, must overcome his personal demons to defeat this new threat.

A boy haunted by nightmares about the night his entire family was murdered is brought up by a neighboring family in the 1880s. He falls for his lovely adoptive sister but his nasty adoptive brother and mysterious uncle want him dead.

William Shakespeare'in unutulmaz eserlerinden V. Henry'nin beyazperde uyarlaması. Globe Theatre'da oynanan oyunla başlayan film, V. Henry'nin oldukça çalkantılı geçen bir gençlik sonrasında geçirdiği dönüşüm ele alınıyor. V. Henry, dağılmış İngiliz birliklerini toplayarak oldukça güç koşullara rağmen Agincourt Muharebesi'nde Fransızlara karşı zafer kazanır. Böylece başarılı bir lider ve asker olduğunu da kanıtlamış olur. Fransızlarla barış anlaşması olarak da Prenses Katherine'i kendine ister.

Since her debut at the age of 18, musician, civil rights campaigner and activist Joan Baez has been on stage for over 60 years. For the now 82-year-old, the personal has always been political, and her friendship with Martin Luther King and her pacifism have shaped her commitment. In this biography that opens with her farewell tour, Baez takes stock in an unsparing fashion and confronts sometimes painful memories.

A man with an asthmatic voice telephones and assaults clerk Kelly Sherwood at home and coerces her into helping him steal a large sum from her bank.

Three modern day pilgrims investigate a bizarre crime in a small town on the way to Canterbury.

A letter is addressed to three wives from their "best friend" Addie Ross, announcing that she is running away with one of their husbands - but she does not say which one.

ABD'nin büyük yönetmenlerinden birinin elinden çıkma bu türünün tek örneği başyapıtta, Victor Moore ve Beulah Bondi, evlerinin ellerinden alınması sonucunda orta yaştaki çocuklarının yanına sığınmak zorunda kalan yaşlı çift Bark ve Lucy Cooper'ı canlandırıyor. Çocukların ilk işi, onları ağırlama zahmetini paylaşmak için çifti ayırmak olur. Özgüvenleri ve özsaygıları gittikçe azalan ihtiyarlar, sonunda, birisinin New York'ta diğerinin Kaliforniya'da bir bakım evine yerleştirilmesi için yapılan ayarlamalara boyun eğerler.

Bir gün kökeni belirsiz tuhaf bir uçan araç, sefil bir şekilde hayatta kalmaya çalışanları ziyaret eder. Aracın pilotu, medeniyeti tekrar kurmak için sıfırdan çalışmalara başlamış bir organizasyondan söz eder ve insanlara umut aşılar. Gerçekten de takip eden on yıllar boyunca insanlık kendine güvenini kazanır ve yer altına yaşadığı yeni şehirler inşa eder. 2035 yılına gelindiğinde insanlık doğal evriminde bir basamak daha atlamak üzeredir: Ay'a ilk insan yollanacaktır. Ancak gereğinden fazla bilimsel ilerlemenin tekrar insanlığa felaket getireceği inancını taşıyan kalabalık bir grup vardır.

Anglikan rahibeleri, Himalayalarda dini bir cemiyet kurmaya kalkarlar, ancak şüpheci yerliler ve tabiatın yanında kendi şeytanlarıyla da savaşmak zorunda kalacaklardır.

Kaotik ve hassas bir aile aynı kendi aralarındaki ilişkiler gibi engebeli bir arazide yola çıkar. Yolculuk boyunca hasta köpekleri için endişelenirken, bir yandan birbirlerinin sinirlerini bozarlar. Tek sessiz kalan ailenin en büyük gizemli erkek çocuğudur.

Bu yaratıcı portreyle yönetmen Kirsten Johnson, 86 yaşındaki babasını sonsuza kadar hayatta tutmanın bir yolunu arıyor. Film yapımcılığının sihrini ve ailesinin kara mizahını kullanarak, Dr. Dick Johnson'ın son yıllarını ölüm ve ötesiyle ilgili fanteziler kurarak kutluyor. Baba ve kız birlikte, hepimizi bekleyen büyük kaçınılmazlıkla yüzleşirler.

Beş adam, kilitli bir depoda uyandıklarında ne geçmişlerine dair ne de oraya nasıl geldiklerine dair hiçbir şey hatırlamazlar. Bilmedikleri bir oyunun içindeymişçesine birbirlerinin ve kendilerinin kim olduğunu anlamaya çalışırlar. Kısa zamanda ortaya çıkar ki, gerçekten içinde bulundukları şey bir oyundur. Canlı kalmak için kimin iyi taraftan, kimin kötü taraftan olduğunu anlamaları gerekmektedir.

Rocksford, New England, 1672. Puritan witch hunter Jonathan Wooley is cursed after burning a witch at the stake: his descendants will never find happiness in their marriages. At present, politician Wallace Wooley, who is running for state governor, is about to marry his sponsor's daughter.

Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden "Le Salaire De La Peur" (1953), "Les Diaboliques" (1955) gibi başyapıtları yöneten Henri-Georges Clouzot en çarpıcı filmlerinden biri olan Le Corbeau (1943) bir kasaba doktorunun Karga imzalı bir tehdit mektubu almasını ve giderek kasabada hemen hemen herkese aynı mektubun gönderilmesinin yarattığı huzursuzluğu anlatıyor. Film Tulle kentinde gerçek bir olaydan esinlenerek, Fransız taşrasına gerçekçi bir gözlemde bulunmuş. Filmin yapımcılığını Almanlar üstlenmiş. Filmi Almanlar, İsviçre ve Çekoslovakya gibi ülkelerde, Fransız toplumunun yozlaşmasının göstergesi, tanıtımıyla gösterime sunması, 2.Dünya Savaşı döneminde direnişçilerin tepkisine ve savaşın bitiminden sonra Clouzot ve oyuncu Pirre Fresnay'ın uzun süre sinemadan dışlanmasına yol açmış.

María, a girl from Colonia Dignidad, in Chile —a kind of sectarian community, tyrannically mastered by the ruthless Paul Schäfer, a German madman, religious fanatic and child predator, who would end up turning the place into a torture center at the service of the military dictatorship ruled by Augusto Pinochet—, is punished for having lost three pigs, so she decides to run away and take refuge in an abandoned house hidden in the forest.