Steve Coogan and Rob Brydon continue their travelogue series with a visit to Greece.

Belgium, of all places. What's Belgium got besides chocolates and fries? No matter, this year it was Hannes' and Kiki's turn to choose the destination of their annual bike tour with their closest friends. They all looks forward to the adventure, after all they know that what counts the most is the time they spend together. It's only after the tour has begun that Hannes tells his friends that he's suffering from an incurable disease. The trip is to be his last. At first, the group is shocked and helpless, but after they hit the road again, they embark on a wild and one-of-a-kind adventure. Through Hannes, they realize how precious life is. Equipped with a list of things that still remain to do, and aware that nothing will be the same after this trip, they celebrate life as they never did before.

The wife of a psychoanalyst falls prey to a devious quack hypnotist when he discovers she is an habitual shoplifter. Then one of his previous patients now being treated by the real doctor is found murdered, with her still at the scene, and suspicion points only one way.

Thomas has decided to die, and spends his last day driving around to say good-bye to everybody, his son, wife, mistress and all others. Nobody understands that this good-bye is definite, and still he says things they will never forget.

A 14 year old boy excitedly prepares for his first dance, but when his date arrives he's faced with a split-second decision.

Parents wait all their lives for their children to say "Thank you!" And the children in turn wait for a "Sorry!". This impossible equation is the starting point in the comedy "Call Mom!" Niki has just turned 35 and has to suddenly grasp all the life choices and relationships she dug for.

A standup show by Mark Le Fêvre

David‘in başına gelen trajik olay hayatını altüst eder. Güzel komşusuyla aşk ilişkisi yaşayan genç adam, sevgilisiyle buluştuğu bir gün dikkatsizliği yüzünden havuza düşen küçük kızını kurtaramaz. Suçluluk duygusu altında ezilen David hayatının en karanlık günlerini yaşamakta ve karısı Maja ise onu affetmemektedir. İntihar etmek isteyen David son anda geçmiş zamana ait gizli bir kapı bulur…

The life and career of the hailed Hollywood movie star and underappreciated genius inventor, Hedy Lamarr.

Filmde, 1944'te 2. Dünya Savaşı'nın sonları yaklaşırken Estonya'da Alman Ordusu ile Kızıl Ordu'nun karşı karşıya geldiği Tannenberg muharebesi ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor. Film, hem Alman hem de Sovyet tarafından askerlerin bakış açılarına yer veriyor.

Ingrid ve Morten evliliklerini sessiz sakin bir şekilde sürdürmektedir. Yazarlık yapmakta olan Ingrid, görme yetisini kaybeder ve onun için yeni bir hayat başlar. Kör olmasıyla birlikte seslere olan hassasiyeti artar ve bundan keyif alır. Doğanın sesini dinlemek, hatta araba sesi ya da radyo sesleri dahi günlük hayatın melodisi gibi gelmektedir. Ancak yanlarına taşınan yeni komşuları zamanla Ingrid'i tedirgin etmeye başlar. Başta her şey güzel gitse de Ingrid, Einar ve Elin'in tuhaf olduklarını düşünmekten kendini alamaz. Sesler içerisinde akıp giden zamanda Ingrid, hayal ve gerçeği ayırt etmeye çalışır ve bu sırada akli dengesini de korumak için büyük çaba sarf eder.

When a Supreme Court judge commits suicide and his secretary is found murdered, all fingers point to Carl Anderson, a homeless veteran who's deaf and mute. But when public defender Kathleen Riley is assigned to his case, she begins to believe that Anderson may actually be innocent. Juror Eddie Sanger, a Washington lobbyist, agrees, and together the pair begins their own investigation of events.

Misafirperverliğimiz (1923) ve General (1927) ile birlikte bu film, Keaton'ın komedyen olarak üstün yeteneklerinin ötesinde ne kadar büyük bir yönetmen olduğunu, deneysel bir biçime sahip olan Sherlock, Jr.'dan (1924) daha fazla ortaya koyuyor. Steamboat Bill, Jr.'da kamerayı adeti olduğu üzere mesafeli ama her zamanki gibi ustalıkla yerleştirerek, eğitimli şehir çocuğu Buster'ın başı sıkışmış vapur işletmecisi babasını görmek için döndüğü Mississippi kıyısındaki küçük kasabaya gerçeklik hissi kazandırıyor. Kaba saba Baba Bili, oğlunun hafif züppe tavırları karşısında dehşete kapılır; hele de oğlu, kendisini işinden etmeye kararlı varlıklı rakibinin kızına âşık olunca, mutsuzluğu bir kat daha artar.

Since Charlie is no longer there, the lives of Boris, Elie, and Maxime have been torn apart. These three men, who have nothing in common, all shared one thing: their love for Charlie. One loved her like a sister, one loved her like the woman of his dreams, one loved her like a friend. Except that Charlie is dead and none of them - not Boris, an accomplished businessman, not Elie, a night owl scriptwriter, and not Maxime, still living at home with his mother - know how to deal with it. But because she asked them to do so, they abruptly decide to undertake a journey together, heading for Corsica and the house that Charlie loved so much. Except that here they are stuck in a car together for over 500 miles. It's going to be a long journey. Boris, Elie and Maxime, three men, three generations, no affinity. But by the time they arrive at their destination, they will have realized one majorly important thing: Charlie has changed their lives forever.

1987 yılında Danimarka'nın kıyı kasabalarından birinde geçen hikayede iki kız kardeşin öyküsü ele alınıyor. Yaşadıkları köy, katı dini ve ahlaki kuralların baskın olduğu bir yerleşim yeridir ve gündelik yaşamlarının en basit ayrıntıları dahi yasaklarla şekillendirilmiştir. İki kardeş de evlenerek hayatlarını kurtarma şansıyla karşılaşırlar ancak babaları buna izin vermez. Yıllar sonra baba hayatını kaybettiğinde mülteci olarak Fransa'ya göçerler ve her şeye sıfırdan başlarlar. Babette babalarının 100. doğumgününün şerefine bir davet düzenlemeye karar verir ve bu etkinlik her biri için sıradışı bir tecrübe olacaktır. Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar ödülüne layık görülen filmin yönetmeni Danimarkalı yönetmen Gabriel Axel.

Mizah, trajedi, seks… Bu filmde her şey var! Suzanne Stone’un tek hedefi televizyona çıkmaktı ve ne olursa olsun bu hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Ancak önünde büyük bir engel vardı: Kocası Larry Moretto. Kendisine aşık bir gencin yardımını alarak bu engeli saf dışı bırakabilirdi, hem de sonsuza dek. Amerikan bağımsız sinemasının en önemli isimlerinden biri olan ve Fil (Elephant), Can Dostum (Good Will Hunting), Benim Güzel Idaho’m (My Own Private Idaho) gibi filmlere imza atan Gus Van Sant’ın yönettiği Sonsuz İhtiras, Oscar® ödüllü oyuncu Nicole Kidman’ın “femme fatale” rolünde unutulmaz performansını izlemek için kaçırılmayacak bir fırsat.

Quinn (Demi Moore) Corporation şirketinin başarılı yöneticilerinden biridir. Ancak iş kariyerinde çok büyük engellerle karşılaşmaktadır. Hayal kırıklığına uğranyan Quinn bir gün şirketin hizmetlisi Hobbs (Michael Caine) tarafından sıradışı bir teklifle karşılaşır. Hobbs geceleri bekcilik yapan ve şirkete işlerin nasıl yürüdüğünü bilmektedir. Quinn etkilemeyi başarır. Yıllardır planladığı soygun için artık yanlız değildir.

Sosyal kaygısı olan bir lise öğrencisi olan Evan Hansen, intihar eden bir sınıf arkadaşının ailesinin, Hansen'in mektuplarından birini oğullarının intihar notu olarak yanlış yazması üzerine istemeden bir yalana kapılır.

Clara ve kızı Eleanor 200 yıldır insan kanıyla hayatta kalan vampirlerdir. Fakat kimse onların anne-kız olduğunu bilmez, benzerlikleri ve güzellikleriyle kendilerini iki kız kardeş olarak tanıtırlar. Fakat Clara geçmişte takılıp kalmadan sadece geleceği düşünerek yaşamak isterken, Eleanor oradan oraya sürüklenmekten, kaçmaktan sıkılmıştır; artık bir yerde yerleşerek yaşamak ister. İki kişinin öldürüldüğü bir cinayet ortaya çıktıktan sonra bu iki gizemli kadın çareyi taşrada bir İngiliz kasabasına sığınmakta bulur.

Bir inşaat mühendisi olan Philippe Gerbier, Fransız Direnişi'nin en önemli liderlerinden birisidir. Kendisinden haz etmeyen bir cani tarafından yaptığı tüm gizli işler gün yüzüne çıkarılır. Gerbier bunun neticesinde bir esir kampına düşer. Bir süre sonra kamptan kaçarak kendisine bunları yaşatan vatan hainini bulmaya karar verir. Fransız Sineması'nın devrimci yönetmenlerinden Melville'in Joseph Kessel'in romanından uyarladığı Gölgeler Ordusu, sinema tarihinin en önemli başyapıtlarından biri olarak gösteriliyor.