Vegas'ta ortaokul öğretmeni olan Robinson'un karısı, o bölgenin en zengin ve karanlık adamı tarafından öldürülmüştür. İnsan ticareti dahil kirli işlerin adamı olan Dolan, Elizabeth'in ölümünden dolayı yargılansa da, nüfuzunu kullanarak beraat eder. Bunun üzerine Robinson, Dolan'dan intikam almaya karar verir.

Tüm aile üyeleri Noel tatilini anneleri Ma’Dere ve birlikte yaşadığı erkek arkadaşı ile geçirmek için evlerine gelirler. Yemekler hazırlanıp, Ağaç süslenirken sırlar ortaya dökülür ve aile bağları test edilmeye başlar.

The grind of daily life as a Brick Lane Bangladessi as seen through the eyes of Nazneen (Chatterjee), who at 17 enters an arranged marriage with Chanu (Kaushik). Years later, living in east London with her family, she meets a young man Karim (Simpson).

A married couple, struggling to have a child, hires a young woman to be their surrogate, but soon discovers she has a bizarre and deadly agenda.

Jean Paul and Chema have been together ten years. They have successful careers, a comfortable home and many friends. But that's all turned turned upside down when close friend Ivana rescues Hendrix from his broken home and asks them to care for the boy. Hendrix's mother Nina is a drug addict who suffers at the hands of her abusive partner Patrick. The men begin to consider making Hendrix part of their family.

Bryant spends most of his time taking care of his daughter, and working as an exec at an ad agency. But when he comes across the online profile for a woman in Los Angeles, he becomes intrigued. She’s beautiful, fun, quirky, and successful. They strike up a long-distance relationship traveling back and forth for several months before Bryant decides that she is the perfect woman for him. He proposes, she moves across the country, and within two more months, the couple is married. But this union is a far cry from newlywed bliss.

Biarritz. Sixteen-year-old George, the high school hottie, falls in love with Alex. To get his attention, she initiates a group game with Alex, Nikita, Laetitia and Gabriel. They will discover, test, and push the limits of their sexuality.

Yemek ve yemek fetişizmi üzerine eğlenceli bir film olan 'Tampopo'da içiçe geçmiş çok karakterli pek çok öykü anlatılıyor. Tampopo kendi restoranında özensiz ‘Ramen’ pişirip durmaktadır. Goro ve arkadaşı ise yol üstünde karınlarını doyurmaya gelmişlerdir fakat kendilerini Tampopo’ya aşçılıkta ustalaşmakta yardım ederken bulurlar. Sadece lezzetli Ramen pişirmenin püf noktalarını öğrenmek değil, alakalı alakasız ‘an’larla kafanızı karıştıracak veya güldürecek sade bir hikayenin sıradan olması gerekmediğini hatırlamak da gayet güzeldir. Yaptıklarınızın sürekli sıradan, hatta ortalamanın altında kalması inanılmaz can sıkıcıdır.

Antarktika…Dünya üzerindeki en ıssız toprak parçası, 90° Güney enlemi, sıfır Doğu boylamı, altı milyon mil karelik buz, altı aylık karanlık, eksi 49 dereceye varan sıcaklık, saatte 100 mil hıza ulaşan rüzgâr.Doğa burada hayatta kalmanızı hiç istemedi!Birleşik Devletler şerifi Carrie Stetko için her şey daha da tehlikeli olmak üzere. Bu insafsız bölgedeki tek kanun koyucu olan Stetko, buzdaki bir cesedi incelemeye gönderilmiştir. Antarktika’nın ilk cinayeti. Tek başına da yeterince sarsıcı olan bu keşif, Stetko’yu çok daha garip bir gizemin ve uçsuz bucaksız buzun derinliklerine gömülmüş eski sırların içine çekecektir… Birinin hâlâ öldürmeye değdiğini düşündüğü sırlar. Stetko, katili bulmaya çalışırken, kış yaklaşmaktadır. Antarktik ölümcül beyazlığında, bir nefes uzağında olana kadar katili görmesine olanak yoktur.

Yakınları tarafından çok sevilen Bertram Pincus günün birinde ölür. Ama Pincus'un bu ölüm durumu sadece 7 dakika sürer. 7 dakikalık bu aradan sonra hayatına geri dönen Pincus'un artık tüm hayaletleri ve daha önce ölen herkesi görebilme gibi bir yeteneği vardır. Ancak bu yetenek ona fayda değil zarar getirmeye başlamıştır. Çünkü tüm ölüler Pincus'dan bir şeyler talep etmeye başlamıştır. Bu durum onu ölülerle hayattakiler arasında komik bir elçi haline getirmeye başlar.

Orta yaşlarda çapkın ve kadınlara karşı acımasız olan bir adamın bir genç kıza aşık olup olgunlaşmasını anlatıyor...

Bu filmde Afganistan’daki Sovyet işgali sırasında komünizme karşı direnen mücahitlere gizli yollardan silah ve finans desteği sağlayan Teksas’lı kongre üyesi Charlie Wilson’un gerçek yaşam öyküsü anlatılıyor. Charlie Wilson, hayatını dolu dolu yaşadı… Kişiliğinin geri planına politik kurnazlığı, derin vatanseverlik duygusunu ve mazlumlara duyduğu tutkuyu başarıyla gizlemiş Teksaslı bir kongre üyesiydi. Charlie’nin yakın dostu, bir numaralı koruyucusu ve bazen de sevgilisi olan Joanne Herring, Teksas’ın en zengin kadınlarından biriydi ve çok önemli bir anti-komünist olarak tanınıyordu. O güne kadar hiç kimsenin yapmadığı birşeyi yaptılar ve mücahitlere gizli fon ve silah sağlayarak ülkedeki Sovyet işgalinin sona ermesini sağladılar. Sıradışı bir ittifak kurabilmek için dünyayı dolaştılar. Başarıları olağanüstüydü.

Kocasının bütün isteklerini kusursuz bir şekilde yerine getiren güzel ve mükemmel bir ev hanımı Laura... Yakışıklı, başarılı ve baştan çıkarıcı şekilde ince düşünceli Martin... Dışarıdan bakıldığında kusursuz bir evliliğe sahip olduğu düşünülen bu çiftin kapalı kapılar ardındaki yaşantıları bambaşka... Laura'nın yaşamını hasta ruhlu obsesif kocası Martin cehenneme çevirince bu baskıya dayanamayan kadın sıradışı bir planla kocasından kaçmanın bir yolunu bulur. Fakat sapkın kocasının nefesi her an ensesinde olacaktır...

The story of an encounter between a bourgeois man and a poor woman, because their teenage children fall in love.

Ünlü bir pop yıldızı için bir müzik yarışmasına adım atan klasik Cinderella hikayesinin çağdaş bir müzik versiyonu.

“Roma’ya Sevgilerle”de Woody Allen bu kez Roma’nın her köşesini film setine çevirerek izleyicileri büyülüyor. Filmin komik karakterleri arasında; gençlik yıllarının özlemini duyan ünlü bir Amerikalı mimar (Alec Baldwin), bir anda kendisini Roma’nın en ünlü insanı olarak bulan orta sınıftan sıradan bir Romalı Roberto Benigni), başkalarıyla romantik ilişkilere giren taşralı genç bir çift ve bir cenaze levazımatçısını opera söyletmek üzere sahneye çıkarmaya çabalayan Amerikalı bir opera direktörü bulunuyor. “Roma’ya Sevgilerle” hayatlarını sonsuza dek değiştirecek maceralar yaşayan insanlar hakkında romantik ve eğlenceli bir film. Filmde bulunan hikayeler ezelden beri devam eden aşk ve seks arayışını farklı şekillerde anlatıyor. Bu romantik ilişkiler için set olarak bu enerjik ve tarihi şehrin sayısız köşesini seçen yönetmen hem geçmişi hem günümüzü yansıtıyor. Filmin karakterleri ise Roma sokaklarında aşkı bulan sayısız insandan sadece bir kaçı...

Bir daha asla aşık olamayacağını düşünen Jen, Fransa tatili sırasında Spencer ile tanışır ve aşık olur. Üç yıllık birliktelik sonunda ikili yeni evli ve ideal bir çift olarak hayatlarına başlamışlardır. Tabi bu ideallik, Spencer'ın 30. yaş gününde kurşunlar havada uçmaya başladığında sona erer. Spencer, Jen'e uluslararası bir ajan olduğunu söylememiştir.

Çok bilinmeyen, genelde yeraltı camiasının tanıdığı bir müzisyen olan Adam, yaşadığı toplumun ve insanlığın aldığı halden dolayı depresif ve çok mutsuz haldedir. Onu hayata bağlayan Eve adındaki sevgilisi ile olan aşkları ise yüzyıllardır sürmektedir; zira Adam ve Eve aşkları hiç tükenmeyen iki vampirdir. Fakat bu ölümsüz ve uzun soluklu aşk Eve’in küçük kız kardeşi Ava tarafından sekteye uğrayacaktır.

1950’li yıllarda, Orta Batılı bir aileyi merkezine alan film ailenin en büyük oğlu Jack’in, çocukluk masumiyetinin kaybolmasından başlayarak buruk bir yetişkinlik evresine geçişini konu alıyor. Tam bu geçiş sürecinde de babası (Brad Pitt) ile yaşadığı çalkantılı baba-oğul ilişkisi, öykünün merkezine oturuyor. Jack’in olgunluk hali (Sean Penn) artık modern çağda yolunu yitirmiş bir bireydir. Kaderin varlığını ve çıkmazlarını sorgularken, diğer yandan yaşamın anlamını bulmaya çalışır...

Kale Brecht (Shia LaBeouf), babasının kazayla trajik ölümünden sonra girdiği bunalımı atlatmaya çalışan sorunlu bir gençtir. Asık yüzlü, içine kapanık ve çekingendir. İşlediği küçük bir suçtan dolayı yargıç tarafından ev hapsi cezasına çarptırılır. Annesi Julie ise (Carrie-Anne Moss) evin geçimini sağlayabilmek için gece gündüz çalışmaktadır. Tek isteği kayıtsız ve bezgin davranışlarda bulunan oğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek ,ona babasının eksikliğini hissettirmemek ve iyi bir gelecek sağlayabilmektir. Evinin duvarları adeta Kale’in üzerine üzerine gelmektedir. Zaman geçirebilmek için tüm ilgisini pencerenin dışındaki komşu evlerine yöneltince röntgenci bir genç olup çıkar.