The story of a flower – its blooming and wilting.

Epic story about two families and their friendship and common destiny in Sweden's Gothenburg in the 1940s and 1950s. Told from the perspective of young Simon Larsson, who learns that he's an adopted child who has a Jewish father from Germany. After WWII Simon travels to explore his roots - a journey that leads to the basic mysteries of the human life. After the bestselling novel by Marianne Fredriksson.

An uncensored look into the artistic process and personal relationships of Christo, an artist known for his large-scale installations. For the first time since the passing of his wife and partner, Jeanne-Claude, Christo sets out to realize, The Floating Piers, a project they conceived together many years before.

İskandinav tanrısı Loki, yakında zincirlerini kıracak ve dünya, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. 15 yaşında bir lise öğrencisi olan Lara Lorbeer, yaklaşan felaketi öğrenir ve dünyayı kurtarmak için harekete geçer.

Paul Thomas Anderson joined his close friend and collaborator Jonny Greenwood on a trip to Rajasthan in northwest India, where they were hosted by the Maharaja of Jodhpur, and he brought his camera with him. Their destination was the 15th-century Mehrangarh Fort, where Greenwood was recording an album with Israeli composer Shye Ben Tzur and an amazing group of musicians.

Bir banka soygunu sonrasında saklanmak için sınırda bulunan evlerden birine baskın yapan ve ev halkını tutsak alan haydutların yaşattığı korku, gerilim ve şiddet dolu anları aktaran ve kanlı bir intikama doğru bir yolculuğa çıkaran film; konusu itibariyle klasik çizgiden ayrılmazken, oyunculuk, karakter derinliği ve gerilimin gerçekliği ile bir fark yaratabilir.

Vincent Machot knows his life by heart. He shares it between his hair dressing salon, his cousin, his cat, and his too-invasive mother. But life sometimes holds surprises, even for the most prudent of people... He crosses paths with Rosalie Blum by accident. She is a mysterious and solitary woman whom he is sure he has already met. But where? Intrigued, he decides to follow her everywhere, in the hope of knowing more about her.

Tom Winston (Cary Grant) karısının ölümünden sonra üç çocuğunu tek başına büyütmek için mücadele ediyor. Büyüleyici ve güzel Cinzia Zaccardi (Sophia Loren) ile bir konserde tanıştıktan sonra, onu bir dadı olarak işe alır. Tom'un haberi olmadan, Cinzia aslında otoriter babasından (Harry Guardino) kaçan Avrupalı bir sosyetedir ve yemek pişirme, temizlik veya çocuk yetiştirme konusunda kesinlikle hiçbir deneyimi yoktur. Ancak Tom'a karşı bir ilgisi var.

Alfonso, brutal agent of the Department of Protection of High Personalities, is forced to team up with young inexperienced recruit Walter, fascinated by the world of show biz. This improbable duo is in charge of the protection of Jal-Y, a young R'n'B star threatened by his ex, a criminal on the run.

In 1989 the trimaran Rose Noelle set sail from Picton, New Zealand, bound for Tonga with four crew. After a freak wave capsized the yacht, they drifted for 119 days before landing on Great Barrier Island.

Be a part of an incredible concert event as the worldwide phenomenon goes extreme! "High School Musical: The Concert" invites you behind the scenes and puts you in the middle of the action. Step out of the audience and jump onstage with Corbin Bleu, Monique Coleman, Vanessa Hudgens, Drew Seeley, Ashley Tisdale and more of the cast of the award-winning hit movie "High School Musical" as they perform their chart-topping songs in this sensational concert.

İhtiyar Bob eski bir hırsızdır 20 seneönce hapishaneye girmiştir ve tahliye olduktan sonra sadecekumar oynamayı tercih etmiştir.Fakat son bir büyük vurgun yapma hırsı Bob’un yaşamında yeni bir heyecan oluşturur. Artık soygunu bir saplantı haline getiren Bob arkadaşlarıyla beraber kusursuz bir kumarhane soygunu planlar. Ancak unuttuğu bir şey vardır, o da hiçbir şeyin kusursuz olmadığıdır. Soygun yapacakları, ekiptekilerin hataları yüzünden polis tarafından tespit edilir. Fakat soygun gecesi nedense Bob’un şansı yaver gider ve ummadığı bir günde kazanmaya başlar. Acaba Bob’un talihi geri mi gelmiştir?

Every year, Bruno makes a tour of all the wine stands, without setting foot outside the Show’s premises and without ever finishing his wine trail. This year, his father suggests they finish it together, but a real wine trail, across the French countryside. Accompanied by Mike, a young, quirky taxi driver, they set off in the direction of France’s major wine regions. Together, they are going to discover not only the wine trails, but also the road that leads back to Love.

Üzerinde güneş batmayan emperyalist İngiliz İmparatorluğunun zirvede olduğu zamanlar.... Genç ve toy bir İngiliz subayı görevli olarak İngiliz kolonisi Sarawak'a gönderilir. Doğa harikası, cenneti andıran bir mekanda başlarda her şey çok keyifli gözükse de kısa zaman içinde kendisini bekleyen zorlukları farkeder. Yöneteceği halkın dilini kısa zamanda öğrenme zorunluluğu, kesilip kafaları getirilmesi gereken Çinliler, Hollandalı kaçak madenciler ve hepsinden önemlisi zaman içinde çok karmaşık bir hal alacak gönül ilişkileri. Film adını, buraya gönderilen idarecilerin yerel dili kısa zamanda öğrenmelerini çabuklaştırmak için hizmetlerine verilen "yatak arkadaşı" kızlardan alıyor. Bu kızlar idarecilerin hem yatak arkadaşı hem de dil öğretmenleri olarak geçici olarak görevlendirilmektedir. Ancak genç ve toy yeni idareci dini inançları nedeniyle bunu başlangıçta kabullenmekte zorlanır. Kabul ettikten sonra ise geri dönülmez bir yola girdiğini geçte olsa farkedecektir...

Amerika'nın Boston kentinde 1980'lerde geçen hikayede, Jonathan banka soymaktan hüküm giymiş, hapishaneden çıktıktan sonra girdiği geçici işlerde tutunamadığı için beş parasız kalmış, evsiz bir adamdır. Oğlu Nick ise çocukluk günlerinden babasını hayal meyal hatırlamaktadır. Bir gün babasından hapisten çıktığına dair bir mektup alır ama onunla yeniden görüşmeyi istemez. Ama kaderden kaçınılmaz ve bir gün sosyal hizmetlere bağlı evsizler barınağında görevli olarak çalışan Nick'in karşısına babası kalacak bir yer istemek için çıkar...

2012 Reykjavik Yaratıcı Mükemmellik Ödülü "Nikâhta keramet var" dedikleri doğru olsa gerek... Danimarka´da yaşayan bir İngiliz olan Philip, yalnız ve orta yaşlı bir duldur. Kemoterapi sonrası yeniden toparlanan Danimarkalı kuaför Ida ise kocasının onu terk edeceğini yeni öğrenmiştir, hem de yarı yaşında bir kadın için... İki yaralı ruhun kaderi, çocuklarının İtalya´daki düğününe katılmak için yola çıkmalarıyla iç içe geçer. Philip ve Ida, bu evlilik yaklaştıkça aile, aşk ve mutluluğun gerçek değerini sorgulamak zorunda kalacaktır. Susanne Bier´in Venedik Film Festivali´nde ilk kez gösterilen bu aşk, kayıplar, saçmalık ve mizah kokteylinden ancak taş kalpliler etkilenmeyebilir...

Paris’te bir lisede felsefe öğretmenliği yapan Nathalie Chazeaux (Isabelle Huppert), işi söz konusu olduğunda oldukça azimlidir ve bazı konular üzerine düşünmekten zevk alır. Evli ve iki çocuk sahibi olan Nathalie zamanını ailesi, eski öğrencileri ve oldukça sahiplenici olan annesi arasında bölüştürür. Bir gün kocası, Nathalie’ye başka bir kadın için onu terk ettiğini söyler. Mecburen sahip olduğu özgürlüğüyle birlikte Nathalie’nin hayatını yeni baştan kurması gerekir.

George Monroe, kendi hayatının da mimarı olmak isteyen bir mimardır. Tek hayali tüm sevdikleriyle beraber yaşayabileceği bir yerde bulunmaktır. Bu hayalini gerçekleştirmek isteyen George, yeni bir ev yapmaya karar verir. Bu hayalini paylaşan karısı kısa bir süre sonra George'u terk eder. Artık George'un destekçisi, oğlu, komşularının kızı ve eski karısı olacaktır.

Violette, 40 yaşında, hayatını moda sektörüne adamış başarılı bir kadındır. Yıllar boyunca farklı farklı sebeplerden dolayı uzun soluklu bir ilişkisi olamayan Violette, tatil için gittiği spa tesisinde şans eseri, bir bilgisayar dahisi olan Jean-René ile tanıştığında en sonunda aradığını bulur. Jean-René moda dünyasından ve Violette'in alışık olduğundan çok daha farklı biri olmasına rağmen, ikilinin arasında inkar edilemez bir kimya vardır. Ancak ilişkilerinin ciddiye binmesiyle Jean-René'nin aşması gereken bir engel daha vardır; Violette'in bir tanecik oğlu Lolo... Dışarıdan çok tatlı ve ilgili gözükmesine rağmen Lolo, Jean-René'yi bir türlü sevemez ve annesine layık bulmadığı bu adamı uzaklaştırmak için gizli bir harekat başlatır!

Jean Paul Belmondo filmografisinin hatırı sayılır yapıtlarından olan Le Professionnel, özellikle Ennio Morricone'nin Chi Mai soundtrack'i ve Paris sokaklarında geçen araba kovalama sahnesiyle hafızalarda yer etmiştir. Filmde Malagawi isimli Afrika ülkesinin başkanını öldürmek üzere görevlendirilen ajan Joss politik ilişkilerin değişmesiyle Fransa gizli servisi tarafından ele verilir...... ve iki senelik hapis hayatından sonra amirlerinden intikam almak üzere ülkesine döner. Belmondo'nun karizmasıyla lezzetlenen Fransız usulü aksiyon yönetmen Georges Lautner'in imzasını taşımaktadır.