In the carnival in Spain in the beginning of the Twentieth Century, the exiled republican Antonio Galvan comes from Paris masquerade to enjoy the party and visit his friend Capt. Don Pasqual 'Pasqualito' Costelar. However, he flirts with the mysterious Concha Perez and they schedule to meet each other later. When Antonio meets Pasqualito, his old friend discloses his frustrated relationship with the promiscuous Concha and her greedy mother and how his life was ruined by his obsession for the beautiful demimondaine. Pasqualito makes Antonio promise that he would not see Concha. However, when Antonio meets Concha, she seduces him and the long friendship between Antonio and Pasqualito is disrupted

Bu, yirmi yaşına kadar okuma yazma bilmediği halde şimdi bir dil bilimi uzmanı olan Sardunyalı çoban Gavino Ledda'nın gerçek öyküsüdür. Babası, henüz altı yaşındayken Gavino'yu okuldan alır. Başka seçeneği yoktur; eğitim, zenginlere özgü bir ayrıcalıktır ve Gavino çoban olmak zorundadır. Okuldan alınınca, çocukluğunu ve ergenlik çağının büyük bölümünü dağlarda babasının koyunlarını güderek ve münzevi bir yaşam sürerek geçirir. Gavino Sardunya'dan ayrılmaya çalışır, ama babası ona ihtiyacı olan yazılı rızayı vermez.

Seventh Heaven (1927) sessiz bir filmdir ve En İyi Film Akademi Ödülü'ne aday gösterilen ilk filmlerden biridir (daha sonra "En İyi Film, Yapım" olarak adlandırılır). Film H.H. Caldwell (başlıklar), Benjamin Glazer, Katherine Hilliker (başlıklar) ve Austin Strong (oyun) tarafından yazıldı ve Frank Borzage tarafından yönetildi. Film, Gaynor ve Charles Farrell'ın başrollerini paylaştığı bir romantizm. Gaynor Başrolde En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazandı, Borzage En İyi Yönetmen ödülünü kazandı ve Glazer En İyi Yazma, Uyarlama ödülünü kazandı. Seventh Heaven, 1927'de gişede 2,5 milyon dolardan fazla hasılat elde eden sinema tarihinin en yüksek 13. sessiz filmidir. 1995'te film, Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli" olarak Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Film Arşivi'nde korunmak üzere seçildi.

Dr. Henry L. Jekyll (Fredric March ) Victoria devri Londra 'sının saygın ve sevilen doktorlarından biridir. Üst tabakadan varlıklı ve ince zevkleri de olan bir adamdır, zaten filmin başında onu malikhanesinde org çalarken görürüz, bu pahalı ve hacimli müzik aletinin evlerde bulunması pek alışılmış bir şey değildir. Mesleğine ve hastalarına son derece bağlıdır. Sosyetik davetleri kaçırmak uğruna yoksul ve yardıma muhtaç hastalarına vakit ayırmayı tercih edecek kadar da insancıldır. Aynı zamanda bir bilim adamı olan Dr. Jekyll'e üniversitede bir konferansı olduğu uşağı Poole (Edgar Norton) tarafından hatırlatılır.

Birinci Dünya Savaşı’nda bir ambulans şoförü olan Lt. Henry ve hemşire Catherine Barkley arasındaki aşk masalı. İtalya’da geçen hikayede çift savaş sırasında aşık olacak ve onları hiçbir şey ayıramayacaktır. Film ayrıca Lt. Henry’nin savaş ve savaşmanın anlamı üzerine hislerini de analiz ediyor.

Lükse olan düşkünlüğü yüzünden servetini kaybeden ünlü çapkın Henry Graham, çözümü zengin bir kadınla evlenip mirasına konmakta bulur.

Tom Winston (Cary Grant) karısının ölümünden sonra üç çocuğunu tek başına büyütmek için mücadele ediyor. Büyüleyici ve güzel Cinzia Zaccardi (Sophia Loren) ile bir konserde tanıştıktan sonra, onu bir dadı olarak işe alır. Tom'un haberi olmadan, Cinzia aslında otoriter babasından (Harry Guardino) kaçan Avrupalı bir sosyetedir ve yemek pişirme, temizlik veya çocuk yetiştirme konusunda kesinlikle hiçbir deneyimi yoktur. Ancak Tom'a karşı bir ilgisi var.

Charlotte vale, Boston'da soylu ailelerin oturduğu bir semtte, ev halkını tavizsiz baskı altında tutan annesiyle birlikte yaşamaktadır. Dr. Jaquith'in Sanatoryumunda gördöğü tedavi sonucu, kimsenin beğenmediği rüküş bir kız iken, zarif ve bağımsız bir kadın kimliğine bürünür. Gemiyle çıktığı Güney Amerika gezisinde,evli bir adam olan Jerry'ye âşık olur. Eve döndüğünde annesiyle hesaplaşması, kadının kalp krizi geçirerek ölmesine neden olur. Kendini bundan sorumlu tutan Charlotte, Sanatoryuma döner. Orada Jerry'nin bunalımdaki kızı Tina ile tanışır. Tina, Charlotte'un ihtimamaı ile bunalımdan çıkar; ikili Boston' döner. Kızının Charlotte ile çok mutlu olduğunu gören Jerry, onun Charlotte'la kalmasına izin verir. Acaba Charlotte ile Jerry evlenebilecek midir? "Yıldızlar elimizdeyken ayı istemeyelim.

An entertainer in Rio impersonates a wealthy aristocrat. When the aristocrat's wife asks him to carry the impersonation further, complications ensue.

Çarın soylu generali devrimin ardından safil bir hayat yaşamaya başlar, yoksulluğu onu Hollywood'da figüran olmaya zorlamıştır. Bir zamanlar işkence ettiği devrimci şimdi karşısına patronu olarak çıkar. Film Rus general Lodijensky'nin hayatından esinlenilmiştir.

Socially-conscious banker Thomas Dickson faces a crisis when his protégé is wrongly accused of robbing the bank, gossip of the robbery starts a bank run, and evidence suggests Dickson's wife had an affair... all in the same day.

A pretty but virtuous small-town bank clerk is the victim of a vicious rumor from an unsuccessful suitor that she spent the night with a notorious womanizer.

A woman is accused of murdering a man who molested her young daughter.

Conceited singer Garry Mitchell refuses to renew his radio contract, so agent Doug Blake decides to find a new personality to replace him. In New York, he finds Martha Gibson, a single mother with a great voice. He arranges for her to move to Hollywood, but then has a problem trying to sell her to the show's sponsor. Doug tries every trick he can think of to make Martha a star, and as the two work more closely, he falls in love with her. Complicating matters further, Martha meets and becomes attracted to Garry.

König der Mittelstürmer / King of the Centre Forwards refers with the name of its hero to the German soccer legend of the twenties: Tull Harder, star of the Hamburger Sport Verein (HSV). But the story itself is completely fictitious: The son of a trade company's director falls in love with the daughter of a big American oil magnat. But she suspects him to be only interested in her money. So she buys his father's company to take revenge on him. The son's true love is soccer, and from the very first moment the soccer fever is present throughout the film. It starts with pictures of a soccer game and even an apple or a crumpled up paper must serve as substitute for a ball. Whereas Die elf Teufel promotes soccer as "the sport of the century", König der Mittelstürmer shows the hero's father who still has to be convinced from its importance. He hates soccer and blames everybody to be "soccer crazy".

After her father dies, Lily moves to the city to live with her strict aunt. During the day Lily works in her aunt's bookstore, and at night she sneaks across the street to model for Richard, a sculptor with whom she falls in love. A patron of Richard's, Baron von Merzbach, develops an interest in Lily that may not be with the best of intentions.

This Dogville short takes place at an outpost in the Dogville Foreign Legion. As the story opens, the soldiers watch a newsreel, which includes the opera singer Galli Cur (a spoof of Amelita Galli-Curci) sing an aria. After the show, they go to the local bar and tell each other the stories behind the reason they joined the legion. All the stories are about how women did them wrong in one way or another. They all agree that they are fed up with women, until a certain visitor shows up.

Every man will once die, but everyone has different ideas about it. Inspired by poetry, songs and conversations, this animation tries to visualise these feelings and break the taboo. This non-narrative animation tries to visualise the indescribable feelings we have about death. The story does not follow a traditional plot, but is a collection of scenes that are based on anecdotes and associations.

Elena bakıma muhtaç, zengin ve yaşlı bir adamla evli olan bir hemşiredir. Bir gün adam kalp krizi geçirir ve vasiyetini hazırlamaya başlar. Elena, hazırlanan vasiyete dahil olmadığını ve adamın tüm varlığının onu hiç sevmeyen kızına bırakıldığını öğrenir. Bu olaylar üzerine Elena, önceki evliliğinden olan işsiz oğlunun geleceği için umutsuzluk ve çaresizliğe kapılır.

Kolej öğrencisi Kyun-woo bir akşam eve dönüşünde metroda çok güzel ama bir o kadar da sarhoş bir kıza rastlar. Kız metro hattının kenarında ayakta zor durmaktadır ve Kyun-woo onu trenin önüne düşmekten kurtarır. Bindikleri trende kız baygın düşmeden önce en son Kyun-woo'a laf attığı için yolcular onun kız arkadaşı olduğunu düşünürler. Yolcuların suçlayıcı bakışları üzerine Kyun-woo kızın sorumluluğunu almak ve onu bir motele kadar taşımak zorunda kalır * Zavallı aptal bir ergen ile hastalık derecesinde dengesiz bir kızın absürt maceraları. Kız sevimsiz; ikide bir oğlanı tokatlıyor, aşağılıyor, gülünç durumlara düşürüyor; oğlan ise karaktersiz; pişmiş kelle gibi ilişkiye devam ediyor. Komik mi; değil, romantik mi; değil.