Cinsel yönden düş kırıklığına uğramış bir eş ve anne olan Kate Miller, onu tatmin etmeyen erotik yaşamından yakınmak üzere, muayenesi Manhattan'da bulunan pek revaçtaki psikiyatrı Dr. Robert Elliott'ı ziyaret eder. Bir yabancıyla tatmin edici bir cinsel ilişki içinde geçirdiği öğleden sonranın ardından Kate, adamın binasının asansöründe usturalı sarışın bir kadın tarafından öldürülür. Katili şöyle bir gören sarışın fahişe Liz, hem baş zanlı, hem de katilin yeni hedefi haline gelir.

Yönetmen Blake Edwards, Fransa'nın en sakar dedektifi için en işe yaramaz yöntemlerle yapılan beceriksizce bir arayışın konu alındığı bu "keyifli" (Boxoffice) komedide bir kahkaha dinamitinin fitilini ateşliyor! Baş rollerini David Niven (son sinema performansı), Robert Wagner, Herbert Lom, Ted Wass'ın paylaştığı ve Roger Moore'un komik bir kısa rolde yer aldığı Pembe Panterin Laneti, "katıksız eğlence" ve "haylazlık" ile dolup taşıyor (Los Angeles Times)! Clouseau hala kayıptır ve Fransız başkan, Clouseau'nun ezeli rakibi olan tehlikeli ve dengesiz Dreyfus'u (Lom) onu bulmakla görevlendirir. Buna hiç niyeti olmayan Dreyfus, Clouseau'nun hiçbir zaman bulunmaması için dahice bir plan yaparak dünyanın en kötü, New York Polis Teşkilatı'nın ise vasat dedektiflerinden Clifton Sleigh'ı (Wass) tutar. Ama çok geçmeden dört dörtlük planı onu aptal durumuna düşürecek gibidir!

A relatively boring Los Angeles couple discover a bizarre, if not murderous way to get funding for opening a restaurant.

In 1870s India, Charulata is an isolated, artistically inclined woman who sees little of her busy journalist husband, Bhupati. Realizing that his wife is alienated and unhappy, he convinces his cousin, Amal, to spend time with Charulata and nourish her creative impulses. Amal is a fledgling poet himself, and he and Charulata bond over their shared love of art.

Go Tell the Spartans is a 1978 American war film based on Daniel Ford's 1967 novel "Incident at Muc Wa." It tells the story about U.S. Army military advisers during the early part of the Vietnam War. Led my Major Asa Barker, these advisers and their South Vietnamese counterparts defend the village of Muc Wa against multiple attacks by Viet-Cong guerrillas.

Görmüş geçirmiş anlatıcı, içiçe geçen aşk hikayelerini bıyık altından gülerek bize anlatır. Gelip geçici aşklar bir atlıkarınca misali gözümüzün önünden akıp gider. Biri birini sever, o başkasını bulur, bulduğu onu terkeder, onu başkası sever… Bu döngüde hayat güle oynaya devam eder.

The story is about Byron, a haughty black cat who supports a lonely and depressive writer (Sandra) in delivering all her love to be given. She raises him as she would her own son; they share life together, and then raise Tom, a younger and playful grey kitten. However, as being henceforth old for a cat, Byron gets ill, and given only three months left to live. Sandra must accept the idea of an end; impotent, she has to make the decision to finish whom she loves above all to avoid his suffering.

Molly, Val and Gina are graduating college, but on their final night, frustrations are aired. Molly is still looking for real love and Val is beginning to doubt if that is what she has found. Gina is too busy videotaping everything to really notice. When the final party at Pacifica College kicks off, things do not go exactly as planned.

A WWII film set on a Pacific island. Japanese and allied forces occupy different parts of the island. When a group of British soldiers are sent on a mission behind enemy lines, things don't go exactly to plan. This film differs in that some of the 'heroes' are very reluctant, but they come good when they are pursued by the Japanese who are determined to prevent them returning to base.

Edward Kaminsky, an aging ad man, wants a golden parachute from his agency; he must first land the Opel auto contract. Rosa, a youth with wealthy parents, wants to establish herself as an artist. The clumsy and enthusiastic Viktor, not quite honest, wants work. When he wanders into Kaminsky's meeting with Opel and says something about irony, the Opel director wants him in on the campaign. Then he steals an idea from Rosa that the Opel director loves. Before Rosa discovers he's expropriated her idea, Rosa and Viktor become lovers. Father-son feelings materialize between Kaminsky and Viktor. Can the impulsive Viktor hold it together before Rosa learns the truth and flies away?

Viola describes A Non-Dairy Creamer as "the eradication of the individual by self-consumption." The artist's face, visible only as a reflected image on the surface of a cup of black coffee, slowly disappears as he consumes the coffee.

Marx Kardeşler savaş sonrası Kazablanka'da bir otelde çalışıyorlar; burada Nazilerin bir yüzüğünün çalınmış bir hazinenin önbelleğini kurtarmaya çalıştığı biliniyor.

An intimate conversation between filmmakers, chronicling De Palma’s 55-year career, his life, and his filmmaking process, with revealing anecdotes and, of course, a wealth of film clips.

İlgi çekici, iyi oyunculuklarla öne çıkan, Amerikan yapımı bir Japon gangster filmi. Robert Mitchum, yakuza tarafından kaçırılan Amerikalı bir kızı kurtarmak üzere Japonya’ya giden özel dedektif rolünde, efsanevi Japon yıldız Ken Takakura ona yardım eden eski bir gangster. Kishi Keiko ise Mitchum’un İkinci Dünya Savaşı sonunda Japonya’da görevliyken bir aşk yaşadığı ve şimdi tekrar karşılaştığı kadın. Paul Schrader’in, kardeşi Leonard’ın bir hikâyesinden sinemaya uyarladığı Yakuza, Japon tür sineması geleneklerinin Amerikan seyircisine tanıtımı açısından kayda değer bir girişim. Halâ geçmişin değerleri ile yaşayan ve kapitalist Japonya’da var olmaya çalışan modası geçmis¸ bir yakuza olan Ken karakteri (kardeşi ona “yalnız kurt” diyor), eski ritüel ve geleneklerle çağdas¸ değerleri, ilgi çeken bir biçimde karşılaştırma imkanı sunuyor.

Joanna Crane (Kathleen Turner) gündüzleri işkolik bir moda tasarımcısıdır. Geceleri ise, China Blue adını alır ve Los Angeles sokaklarını arşınlayan edepsiz bir fahişe kılığına bürünür. Ancak peşinde bir özel dedektifin (John Laughlin) ve fanatik bir rahibin (Anthony Perkins’in inanılmaz oyunculuğu ile akıllara kazınıyor) olduğunu öğrendiğinde Joanna’nın, yozlaşmış ikili hayatını sürdürmesi zorlaşır. Çılgınca tutkuların ve kutsal takıntıların yönettiği bir dünyada, herhangi bir kadın en tehlikeli duygularını deneyimleyebilir mi?

Long separated from his Russian family, hitman Joshua returns to Brighton Beach for a contract killing for the Russian Mafia. His abusive father, Arkady, banned him from returning after Joshua committed his first murder. He takes up residence in a hotel, and soon everyone knows he has returned. He goes home to visit his dying mother, Irina, and prepares for the assassination, getting drawn back into the criminal community he left behind.

Sao Paulo'da başsavcı Júliave suç ortağı avukat Henrique, gangster Maicom ile birlikte hareket ettiği tesbit edilerek soruşturma altına alınır. Maicom birçok adam kaçırma, cinayet ve soygundan sorumludur. Kanunu ensesinde hisseden azılı gangsterin tek kurtuluşu pisliğe bulaşmış bir başka rüşvetçi devlet adamı olan Jader Kerteis'e iki milyon dolar ödeme yapmaktır. Bu arada, iki yıl önce bir anneyi ve oğlunu araba kazasında öldüren Edgar, motor cambazı ve hırsız Velinha'yı Jader'e parayı ulaştırmak üzere tutar.

Black police officer Russell Stevens applies for a special anti-drug squad which targets the highest boss of cocaine delivery to LA—the Colombian foreign minister's nephew. Russell works his way up from the bottom undercover, until he reaches the boss.

Altın Hırsızları, Sir Michael Balconın yapımcısı olduğu ve patavatsız, ironik, taklit edilemez İngiliz tarzı mizah anlayışları sayesinde dünya çapında beğeni toplayan ünlü Ealing Komedileri arasında, yine bir soygun hikayesi olan 1955 yapımı The Ladykillersla (Kadın Katilleri) beraber, en çok güldüren filmdir. Eşsiz oyuncu Alec Guinness, yıllar boyu verdiği sadık hizmetlerinin ödülü olarak, standartları yüksek bir emeklilik hayatının masraflarını karşılayabilmek isteyen gözlüklü, silik banka memurunu canlandırıyor. Eski polis T.E.B. "Tibby" Clarkeın Oscar ödüllü senaryosunda kahramanımız, hatıra eşya yapan Stanley Holloway ve beceriksiz hırsızlar Sid James ve Alfie Bassla birlikte cüretkar bir külçe altın soygunu planlar.

"Temel İçgüdü" filminin senaryo yazarı Joe Ezsterhas'ın yine aynı temayı kullanarak yazdığı bir "katil kim?" filmi. Filmin hemen başında zengin iş adamı Jeff Bridges'ın karısı vahşi bir şekilde öldürülür. Tüm deliller zengin kocayı suçlu gösterirken girdiği tüm davaları kazanan dişli bir avukat olan Teddy Barnes (Glenn Close) bu adamın suçsuz olduğunu düşünür ve onu savunmaya başlar. Ancak savcı adamın kendi karısını öldürdüğünden emin gibidir. Bir süre sonra Teddy müvekkiline aşık olmaya başlar ve onunla ilişkiye girer...Ancak yine de dünyada hiçbir şeyden o kadar emin olmamak lazımdır. Müvekkilinin herşeye rağmen suçlu olma olasılığı da mevcuttur.