As the world boiled in the rush of Easy Rider bikes, in the frenetic pace of Elvis Presley, in Beatniks poets, in the explosion of counterculture, a boy from Bahia gave birth to Rock in Brazil. A runaway flying saucer that abducted the hearts and minds of thousands of fans, Raul Seixas, a man who became a myth. Raul died young because he lived intensely. Rock n 'roll, free love, alternative society, drugs, black magic, military dictatorship, women and daughters. A man who wanted to live from his work and died for it. The beginning, the end and the middle are confused, because the story is not over. The film reveals through rare images of archive, meeting with relatives, conversations with artists, producers and friends, the trajectory of the legend of Rock.

Viruta and Capulina are about to be evicted from the neighborhood where they live for not paying rent for eleven months. After several troubles with the police and the building owner, it is clarified that Capulina had saved the money to pay for the operation of a child that lives in the building. After all, the doctor operates the child for free, the neighbors celebrate with a big party and the building owner forgives them all the income.

The tomboyish, outgoing Julieta is the daughter of a member of the Palmeiras soccer club board. She is constantly frustrated by what she sees as institutional bias against women in soccer. One day while watching her beloved Palmeiras, she is struck by a handsome man, Romeu, that she sees rooting for the Palmeiras' chief rivals, the Corinthians. After meeting the same man again in the middle of eye exam, Julieta and Romeu quickly become a couple. However, in order to avoid incurring the wrath of her parents, Romeu is forced to pretend to be an adoring Palmeiras fan, an increasingly difficult task for the die-hard Corinthiano.

Bruno and Amanda have to face the difficulties of a long distance relationship after meeting in a flight forced into an emergency landing.

Luiz Gonzaga decides to change his destiny and leaves his childhood home for the big city to overcome a romance. When he arrives, he meets a woman he falls in love with, the Odaleia (Nanda Costa). After the birth of his son and his wife's health complications, he decides to return to the road to ensure a better future for his son. He has a friend in Rio de Janeiro and with him leaves the little one and heads to Brazil. He didn't imagine that this distance between them would develop into a complicated relationship, enhanced by the strong personalities of both. Based on conversations between father and son, this is the story of Luiz Gonzaga, a singer and accordion player known as Rei do Baião or Gonzagão.

"The Baron" wanted to commit the perfect heist involving 3 tons of money and no violence. For this he would need the right people willing to get 1 million dollars to take part in this job. Based on true events, in 2005, 168,000,000 Brazilian Real (almost 80,000,000 US dollars) were stolen from a Brazilian Central Bank (Federal Reserve), making it the biggest peace-time robbery in history. It was perhaps the most audacious bank heist ever.

Brezilya'daki elektro-tekno partilerin alt kültürünün ve bu partilerde tanışan Nando ve Eric'in aşkının anlatıldığı romantik dram...

During the Carnival in the historical site of Pelourinho, Salvador da Bahia, we follow the lives of the tenants of a falling-to-pieces tenement house who try to get by using creativity, irony, humor, and music.

Check out the hilarious story of luck and misadventures of Tino, a family man whose life is transformed after he wins the lottery. Dazzled by wealth, this boaster spends all his money on a life of luxury and ostentation. But after finding out that he is bankrupt, he faces comical situations: besides not telling his wife he is broke because she is pregnant and cannot get upset, Tino must accept help from his neighbor who is an extremely thrifty financial adviser and the only one capable of getting him out of the rut.

Lisbela is a young woman who loves going to the movies. Leléu is a con man, going from town to town selling all sort of things and performing as master of ceremonies for some cheesy numbers, such as the woman who gets transformed into a gorilla. He gets involved with Linaura, a sexy and beautiful woman who happens to be the wife of the most frightening hitman of the place. The hitman finds out his wife's affair and goes after Leléu, who has to leave in a hurry. In another town, he meets and falls instantly in love with Lisbela, who is engaged to Douglas, a hillbilly who tries hard to pass for a cosmopolitan Rio de Janeiro dweller.

Zero parlak bir bilim adamıdır. 20 sene önce okul partisinde alenen aşağılanmış ve hayatının aşkı Helana'yı kaybetmiştir. Bir gün buluşlarından biriyle kazayla zamanda yolculuk yapar, daha doğrusu geçmişine geri döner. Artık kendi hayatını değiştirmek için bir şans yakalamıştır...

Hacktivistlerin Hikâyesi bizi Anonim’in karmaşık kültürüne ve geçmişine, Christopher Pole’un 4chan web sitesini kurduğu yıllara götürüyor. Tom Cruise’un da yer aldığı bir Scientology videosu yayınladıklarında hayran kitlelerini ve ‘anonim’ ortaklarını epey arttırdılar. Ama asıl başarıyı Tunus’ta başlayan Arap baharında yakaladılar. Hükümet internet erişimini kesince, dünya olup bitenden 4chan hackerları sayesinde haberdar oldu. Üyeler, yazarlar, akademisyenler gibi pek çok kişiyle röportajlara yer veren belgeselde aslında bir grup afacanın yaramazlıklarının küresel bir harekete dönüşmesinin nefes kesici evrimi anlatılıyor. Bir nesil ergenin büyürken elde ettiği büyük başarının hikâyesi.

Bir grup inşaat işçisi Kopenhag’daki eski bir apartmanda korkunç bir keşfe imza atarlar. Dairelerin birindeki sahte duvarın ardında bir yemek masasının etrafında dört sandalye ve üçünde oturan mumyalanmış üç ceset ve boş bir sandalye bulurlar. Faili Meçhul Departmanı dedektifi Carl Mørck ve yardımcısı Esad’a düşense mumyaların kime ait olduğu ve dördüncü sandalyenin kime ayrıldığıdır. Carl ve Esad daire sahibinin peşine düşer ve ipuçları dedektiflerimizi Sprogø’da bulunan sözde ahlaksız kızların yerleştirildiği bir kadın hapishanesine götürür. İşler daha karmaşık bir hale gelmeye başlayacaktır.

Grace ve Jim, üniversitede okuyan iki sevgilidir. Sömestr tatilinde eski model arabalarına atlayarak çılgın bir geziye çıkmayı planlarlar. Yola koyuldukları gece bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Yol kenarında son derece ıslanmış bir şekilde otostop yapan John'u görünce almaya karar verirler. Ama bu hayatlarının hatası olacaktır.John'un tam anlamı ile bir psikopat olduğunu anlamaları uzun sürdürmez. John gerisinde bir dolu ceset bırakmış olan psikopat bir katildir. Grace ve Jim'i hunharca öldürmek için yaptığı planlar tam gerçekleşmek üzere iken beklenmedik olaylar gerçekleşir. Grace ve Jim, bir yandan hayatta kalabilmek için mücadele verirlerken bir yandan da John'un kendilerini bulaştırdıkları pisliklerden kurtulmaya çalışacaklardır.

Bir çift emektar New York Şehri Polisi dedektifleri yasadışı olarak huzuru sağlamaya çalışan bir seri katilin izini sürmektedir. New York Polis Departmanının baskıcı ortamı altında 30 yıllık ortaklıktan sonra , yüksek derecede donanımlı olan dedektifler David Fisk ve Thomas Cowan emekliliğe hazır olmalılardı ama değiller. Rozetlerini ortadan kaldırmadan önce, kadın ticareti yaparak kötü ün yapmış birinin cinayetini araştırmak üzere çağırılırlar. Orijinal cinayet gibi kurban ; cinayeti açıklayan dört satırlık şiire sarılı bulunmuş şüpheli bir suçludur. Diğer suçlar meydana gelince; dedektiflerin, hukuki sistemin açıklarından yararlanan suçluları hedef almış bir seri katille karşı karşıya oldukları ortaya çıkar. Amacı polisin kendi başına yapamadıklarını yapmak ve huzuru sağlamak için suçluları sokaklardan temizlemektir. Son günlerdeki cinayetlerle ve daha öncekilerin arasındaki benzerlikler rahatsız bir soruyu sorar: Acaba yanlış adamı mı demir parmaklıkların arkasına atmışlardır?

Andrew Jarecki’nin çıkış filmi olacak All Good Things, 1980′li yıllarda emlak kralı olan genç bir adamın güzel ve gizemli bir kadına aşık olmasıyla birlikte karmakarışık olaylar zinciri ile karşılaşmasını anlatıyor. Örümcek Adam’ın Mary Jane’i Kirsten Dunst, Ryan Gosling ile başrolleri paylaşıyor.

Genç serseri Lu, özgürlük tutkusundan dolayı bir karavanda kıt kanaat geçinerek, yaşar. Bu günlük mücadele Lu’nun ayrıcalıklı erkek arkadaşı Nico için yorucu bir hale gelmiştir ve bir gece onu terk etmiştir. Lu şans eseri ihmalkâr bir anne ile karşılaştığında bir anlık dürtüyle bebeği onun ellinden “kurtarır”. Elinde bir bebekle kalakalan Lu, çareyi tanıdığı tek sorumluluk sahibi birey olan Nico’nun suratsız annesi Margo’ya gitmekte bulur. Margo bebeğin kendi torunu olduğunu düşünür. Farklı sınıflara ve dünya görüşlerine sahip olan Margo ve Lu sevgi dolu bir ikili olurlar. Bu ikili bir arada kalarak geçici bir aile olmak zorundadırlar. Polis bebeği kaçıran Lu’nun ensesindedir ve Margo bu durumla ilgili ne yapacağını bilemez.

The Secret: Dare to Dream merkezine, üç çocuğunu tek başına ve çok çalışarak büyütmeye çalışan Miranda Wells'i ve ailesini alıyor. Güçlü bir fırtına hayatına yıkıcı bir meydan okuma ve gizemli bir adam, Bray Johnson'u getiriyor. Kısa bir süre sonra, Bray'in varlığı ailenin ruhunu yeniden canlandırıyor ancak kendisinin taşıdığı bilmedikleri bir sır vardır ve bu sır her şeyi değiştirebilir.

Lazzaro, iyi niyetli ve biraz da saf olan bir gençtir. Onun hayattaki en yakın dostu ise biraz şımarık bir genç olan Tancredi’dir. Hayatta en çok değer verdiği arkadaşının her isteğini yerine getirmeye çalışan Lazzaro, Tancredi’nin son isteğini de kabul etmekten kendini alıkoyamaz. Lazzaro, arkadaşının adam kaçırma düşüncesini bir oyun olarak düşünse de Tancredi oldukça ciddidir. İlgi peşinde olan Tancredi, işleri biraz daha büyüterek, Lazzaro’yu ve yaşadıkları garip köyü büyük bir ateşin içine atar. Yaşananlara polis müdahale etmeye başlayınca Lazzaro kaçmak zorunda kalır. En yakın arkadaşı ve boşaltılan köyün sakinleri şehre akın etmeye başlar. Arkadaşı Tancredi’yi bulmaya karar veren Lazzaro, onun peşinden şehre gitmeye karar verir. Fakat şehre geldiğinde bulunduğu yerin, köyünden oldukça farklı olduğunu görür. Lazzaro, bu kirli şehir içinde fazla temiz kalmaktadır.

Jack ağzı çok iyi laf yapan herkesi ikna edebilen bir temsilcidir. Günün birinde Jack ‘in yaşadığı evin bahçesinde Bodhi ağacının çıkmasıyla Jack ‘in hayatı zindana döner. Jack ‘in her konuşmasında Bodhi ağacında bir yaprak eksilir ağaçta son yaprağın düşmesi demek hem Jack ‘in hem Bodhi ağacının yok olması demektir. Jack artık konuşmayı bırakıp insanlarla iletişim kurabileceği bir yol aramak zorundadır. A Thousand Words Yönetmenliğini Brian Robbins ‘in yaptığı filmin başrollerinde ise Eddie Murphy, Cliff Curtis, Kerry Washington yer almaktadır...