Set in Kyoto, Japan, a love story takes place between Hajime and Reika. Hajime is a handsome young man, who is usually a second quicker than everyone else and straightforward. He works at the post office. Reika is a young woman, who is usually a step slower than everyone else. After Valentine's Day, Hajime wakes up and is unable to remember what happened that day.

A beautiful pianist comes to Tokyo for a charity concert - and City Hunter is there. But music isn't his forte. He wants lessons in the language of love. Desperation is the word as bodies start dropping. A foreign dignitary is assassinated in cold blood. Secret agents scour the streets for a missing microchip. And diplomatic infighting swirls around the upcoming concert until Nina the pianist and her grandfather Klaus are kidnapped. A maelstrom of exploding grenades, the rumble of Falcon's jeep, and the tinkling of the ivories all set the stage for City Hunter: . 357 Magnum. The show must go on!

Simona is a single mother in her early ‘40s who is wholly devoted to her son, Filippo. To get over her insecurities as a parent and make her son happy on his eighth birthday, she decides to throw him a birthday party in their small flat and invite over his school friends and their parents. For Simona, this birthday is about to pose quite the surprising dilemma between allowing her son to embrace his true self and a mother’s fierce desire to protect her child from their potentially cruel surroundings. This is the last conundrum she was expecting to have to face on a day that is already rife with anxiety.

In a small fishing village, a gloomy middle school student named Kai meets a mermaid named Lu.

During WWII, in the days leading up to Christmas, a woman arrives at an Italian Catholic boarding school for orphaned girls with a large cake and a plea for them to pray for her boyfriend, who is having an affair.

A very extended family gathers for the Christmas holidays, after the death of the breadwinner Leonardo Sereni, famous singer. The eldest son Julius, with his wife Marina, has a panettone factory.

Bir grup hırsız, İspanya’nın bir şehrinde çaldıkları altınlarla beraber, Fransa’ya geçme niyetiyle polisten kaçmaya çalışır. Hırsızlarımızın üzerine bir lanet çöker. Hiç ummadıkları bir anda, kendilerini Zugarramurdi kasabasındaki bir avuç cadının kucağında bulurlar.

Paris'in hassas bir banliyösünden üç kardeş: Noumouke, Soulaymaan ve Demba. 15 yaşındaki küçük kardeş olan Noumuke; hangi kardeşin izinden gideceğine karar vermek zorundadır: ya avukat ağabeyi Soulaymaan’ın izinden gidecek ya da gangster ağabeyi Demba’nın.

Jacky Bonnot, 32 yaşında amatör bir aşçıdır. Gerçekten çok yeteneklidir ve hayali ünlü bir aşçı olup büyük bir restoranda çalışmaktadır. Ekonomik durumu küçük mutfak işlerini kabul edip bu yerlerde de çalışmasını gerektirmektedir; fakat Jacky bu işlerde de bir türlü tutunamaz. Ta ki yıldızlı büyük bir şef olan Alexandre La Garde'la yolları kesişinceye kadar! Kabiliyetli olmanın yanında bir o kadar da inatçı olan Jacky, Lagarde'ın bir türlü anlaşamadığı restoranın yönetim kurulu başkanı Stanislas Matter'ın koltuğunu sarsıp yerine geçirmek için biçilmiş kaftandır. La Garde öte yandan inceleme için kendisini görmeye gelecek yetkililere sunacak yeni bir şeyler bulmak zorundadır ve yardıma ihtiyacı vardır. Ayrıca restoranları da ekonomik çıkmazdan dolayı tehlikededir ve bu ikilinin karşılaşması farklı sonuçlar doğmasına neden olacaktır!

Yagami Light is an ace student with great prospects, who's bored out of his mind. One day he finds the "Death Note": a notebook from the realm of the Death Gods, with the power to kill people in any way he desires. With the Death Note in hand, Light decides to create his perfect world, without crime or criminals. However, when criminals start dropping dead one by one, the authorities send the legendary detective L to track down the killer, and a battle of wits, deception and logic ensues... This was aired on Japanese TV shortly after the death note anime was completed, this special basically re-cuts the first 26 episodes of the series into a two hour movie with some new scenes and dialogue added and the story is seen from Ryuk's viewpoint.

Kibirli üvey annesi ve zalim üvey kız kardeşlerine rağmen, hevesli bir şarkıcı, yılbaşı ağacı satış yerinde elf olarak işe girer ve kendi Noel mucizesini yaratır.

Nebraska’nın Falls şehri, Brandon Teena (Hilary Swank) adındaki delikanlıyla ilgili dedikodularla çalkalanıyordu, tüm kadınların olduğu gibi tüm kasabalının da dikkatini ve ilgisini çekmişti. Karizmatik kişiliği ve masum yüzünün arkasında kocaman bir sır gizliyordu. O herkesin olduğunu zannettiği kişi değildi. Her genç insan gibi hatalar yapıyordu ve bu hatalarını da çok pahalıya ödemek zorundaydı. Yeni sevgilisi Lana ve gözü pek arkadaşı John arasındaki sınırları yanlışlıkla aşınca sır, bir vahşetle ortaya çıktı. Brandon Teena; hararetli bir aşık, toplumdan dışlanmış kimsesiz bir hayalperest, cesur bir hırsız ve haksızlığa uğramış trajik bir suçluydu. Bu filmdeki rolü Hilary Swank’a bir Oscar ödülü kazandırdı, ancak Chloe Sevigny aday olduğu 'En İyi Yardımcı Aktrist' dalında ödül alamadı.

Şaşalı eski bir krallığın taht kavgaları sonucunda asıl varis olarak dünyaya gelen prensin kundakta uğradığı suikastten annesinin yardımı ile hayatta kalmayı başararır. Lakin bu başarı Baahubali’yi gerçek annesinden ve benliğinden habersiz büyümesine nedenn olur. Aradan uzun yıllar geçerek Baahubali yetişkin, güçlü, çevik, atik, zeki, gözü pek ve dövüş konusunda maheretli bir bir birey olarak yetişir. Sonrasında alında da yazılı olan kader yolunu takip ederek asıl benliğini bulması ile hakkı olan ülkesinin padişahlığına oturarak ülkesinin savaş eşiğine gelmesi ile olaylara hükmetmeye çalışıyor.

New York’ta tek başına yaşayan Frances oldukça uysal mizaçlı, büyük şehirde tek başına ayakta kalmaya çalışan, genç bir kadındır. Günün birinde metroda unutulmuş bir çanta bulur. Çantanın sahibi klasik müzik hayranı bir piyano öğretmeni olan Greta’dır. Çantayı sahibine ulaştırmaya kararlı olan Frances vakit kaybetmeden yola koyulur. Evine kadar gelip kendisine çantasını ulaştıran Frances’e teşekkür etmek isteyen Greta onu kahve içmeye davet eder. Bu sayede yolları kesişen ve birbirlerini tanımaya başlayan Frances ve Grera arasında kısa sürede beklenmedik bir arkadaşlık oluşur. Hem yakın zamanda annesini kaybetmiş olan Frances'in hem de kocasını kaybetmiş yalnız bir kadın olan Greta’nın bu arkadaşlığa ihtiyacı vardır. Ancak bir süre sonra Frances, anaç yapılı Greta hakkındaki hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını keşfeder.

Paterson gün içerisinde belli bir rutin yaşayan bir adamdır. Her gün şöforlük yaptığı otobüsüyle şehri turlar, akşam köpeğini gezdirdikten sonra bara gider, sevgilisi Laura ile sıradan ama huzurlu bir hayat sürdürür. Ve tüm bu süreçte basit ama etkileyici şiirler yazar. Laura ise evle sınırlandırdığı hayatına renk katmak için her gün farklı uğraşlar arayan, hafif çılgın bir kadındır. Paterson ve Laura farklı karakterlerine rağmen birlikte bir hayat sürdürmeyi başarırlar.

Birbirleriyle geçinemeyen ve kendilerini sokakta bulan iki köpek, insanlara karşı saldırı hazırlığı yapan kızgın bir hayvan çetesine karşı ortak bir paydada buluşur.

Film, "Anne" tarafından yetiştirilen yeni nesil insanlardan biri olan bir genç kızı hikayesinin odağına alıyor. Dünya artık eskisi gibi değildir. İnsan ırkına dair hiçbir iz dünya üzerinde kalmamıştır. Genç kızın bulunduğu yere yaralı bir yabancı gelir. Kadın, "Anne" ile genç kızın arasındaki ilişkiyi bozacaktır. Çünkü dünya ile ilgili genç kıza söylenmeyen haberler getirmiştir. Dış dünya genç kıza söylendiği gibi bir yer değildir ve her şeyi öğrenmesi gerekmektedir. Ancak "Anne" bunu engellemek için elinden geleni yapacaktır.

1920'lerin Adriyatik Denizi'nde sadece bir tek pilot göklerin hakimidir: Porco Rosso, büyülü güçler tarafından domuza çevirilmiş yetenekli pilot. Porco, uçakları gökyüzündeki diğer çete uçaklarından koruduğu yalnız bir hayat sürmektedir. Hayatını kendine ait bir adada yaşayarak ve otel sahibi güzel arkadaşı Gina'yı ziyaret ederek geçirmektedir. Ancak bir gün Porco'yu ve uçağını vurarak kendi ününü yaratmak isteyen bir pilot adaya gelir. Bunun üzerine Porco genç mühendis arkadaşından uçağını bu büyük savaşa hazır hale getirmesini ister...

Film, deneyimsiz bir FBI ajanı olan Jane Banner’in (Elizabeth Olsen) Kızılderililerin bölgesinde gerçekleşen bir cinayetin peşine düşmesini konu alıyor. Cory Lambert’ın (Jeremy Renner) da yardımıyla Jane, çok geçmeden doğa yasasının gerçek yasaları tanımadığını anlayacaktır.