A mysterious magnetic spool found during a construction project is discovered to have originated from Venus. A rocket expedition to Venus is launched to discover the origin of the spool and the race that created it.

Filmin konusu 19. yy'ın sonlarında geçmektedir. Amcası Sir Charles Baskerville'in esrarengiz bir hayvan tarafından parçalanarak öldürülmesi üzerine İngiltere'nin Devonshire kırsalındaki tarihi malikâneyi devralmak üzere buraya gelen yeğen Sir Henry Baskerville (Christopher Lee), 1700'lü yıllarda ataları olan kötü namlı Sir Hugo Baskerville (David Oxley)'in de aynı şekilde ölmüş olduğunu hatırlar. Ailenin üzerinde bir lânet olduğuna inanılmaktadır. Hayatının tehlikede olduğunu düşünerek Londra'dan ünlü dedektif Sherlock Holmes (Peter Cushing) ve ortağı Doktor Watson (André Morell)'u yardıma çağırır. Zeki dedektif her zaman olduğu gibi kendine has yöntemlerle olayı aydınlatacaktır. Romandan ufak tefek bazı farklılıkları olmasına rağmen filmin kaynağına oldukça sadık bir sinema uyarlaması olduğu belirtilmiştir..

Father Maurice, a priest living in a residential college for priests in Rome, is called out one day to "exorcise" the devil from someone. The devil turns out to be in the form of a fun-loving man called Giuditta. What Father Maurice doesn't know is that this type of devil will turn his life around.

Bir kalbi olan Volkswagen Herbie, sevgi dolu kişiliğine uluslararası dokunuşlar ekler! Paris-Monte Carlo arası bir yarışa katılan Herbie zarif, sportif, açık mavi bir Lancia’ya aşık olur. Herbie’nin dikkatini çekmek isteyen başkaları da vardır, gaz deposuna değerli bir taş saklayan mücevher hırsızları gibi! Böylece Fransız kırlarında sadece Sevgi Böceği’nin sebep olabileceği çılgın bir takip başlar!

The four old friends meet on the grave of the fifth of them, Perozzi, who died at the end of the first episode. Time has passed but they are still up for adventures and cruel jokes, and while they recall the one they created together with the late friend, new ones are on their way, starting right there at the cemetery.

İdeal Güzelliğe Tutkun Bir Adamın Ünlü Hikayesi... Yurtdışına tek başına dinlenmek için tatile çıkmış bestekar Gustav Aschenbach (Dirk Bogarde) Venedik'tedir, tüm dünya onu içine kapalı, saygın, medeni bir insan olarak tanımaktadır. Fakat bir gün o ideal güzelliğin resmini görür - ve anında kendi sonunu getirecek bu gizli tutkuya kendisini bırakır. Dev filmci Luchino Visconti Thomas Mann'ın klasik romanı Death In Venice'i "güç ve güzellikten oluşan bir başyapıt"'a çeviriyor.Visconti'de, Aschenbach gibi tutku dolu, filmleri duyguyla kaplı, dönemsel detayları yansıtan ve düz görünen yüzeylerin altındaki derin duyguları araştıran bir yapıya sahip. Visconti'nin 1971 Cannes Film Festivali'nde özel ödül kazandığı sanatının zirvesinde olduğu çalışmasıdır. Gustav Mahler'in müzikleri ve Bogarde'ın unutulmaz performansı filmin şiirsel anlatımına büyük katkıda bulunuyor. Death In Venice'de, gerçek ustaların arasında olacaksınız.

Once again billed as Montgomery Wood, Giuliano Gemma plays a civil war soldier who returns to his family land to find his family decimated, his property taken over by a family of Mexican bandits and his fiancee about to marry the Mexican gangster behind all this. Bent on revenge, he goes undercover disguised as a Mexican and discovers he has a daughter!

Kum Taneleri uyuyan bir dev olan Çin ve onun kanlı uyanışı esnasında orada bulunan Amerikalılar'ın hikayesidir. Hayata tamamen küsmüş denizci Jake Holman ve Çinli karısını bir açık arttırmadan kaçıran Amerikalı donanma görevlisi Frenchy'nin hikayesi anlatılmaktadır.

Dawn Davenport progresses from a teenage nightmare hell-bent on getting cha-cha heels for Christmas to a fame monster whose egomaniacal impulses land her in the electric chair.

Jacek climbs into the taxi driven by Waldemar, tells him to drive to a remote location, then brutally strangles him, seemingly without motive.

A cashier poses as a writer for blacklisted talents to submit their work through, but the injustice around him pushes him to take a stand.

Akıl hastanesinden kaçmış olan Christina (Cloris Leachman) peşine düşen kötü adamlardan kaçarken yolda Mike Hammer'a otostop çeker. Daha doğrusu resmen arabanın önüne kendini atar. Hammer (Ralph Meeker) başına geleceklerden habersiz Christina'yı arabasına alır ve Los Angeles'a gitmeye başlar. Kadının büyük bir sır sakladığı her halinden bellidir. Hammer her şeye karşın gideceği yere kadar kadını bırakıp, olası bir belanın içine girmek istememektedir. Ancak kötü adamlar hem Hammer'ı hem de kadını yolun ortasında yakalar ve kadını öldürürler. Aslında Hammer'ı da arabasıyla uçuruma iterler ama Hammer mucizevi şekilde kurtulur ve olayların içine girer. Aslında her şey gizemli, kapalı bir kutunun etrafında dönmektedir... Kiss Me Deadly öncelikle noir tanımına birebir uyan çok sağlam bir film. Özellikle açılış sahnesi mükemmel. Jeneriklerin ters bir şekilde akışı ve arka planda kadının nefesleri daha en baştan izleyiciyi huzursuz ediyor...

Returning by train to the French port of Le Havre, Jacques Lantier, a tormented railwayman, meets by chance the impulsive stationmaster Roubard and Séverine, his wife.

Shinji and Masaru spend most of their school days harassing fellow classmates and playing pranks. They drop out and Shinji becomes a small-time boxer, while Masaru joins up with a local yakuza gang. However, the world is a tough place.

Claiming that he doesn't know his own past, a rich man enlists an ex-con with an odd bit of detective work. Gregory Arkadin says he can't remember anything before the late 1920s, and convict Guy Van Stratten is happy to take the job of exploring his new acquaintance's life story. Guy's research turns up stunning details about his employer's past, and as his work seems linked to untimely deaths, the mystery surrounding Mr. Arkadin deepens.

During World War II, South Sea beachcomber Walter Eckland is persuaded to spy on planes passing over his island. He gets more than he bargained for as schoolteacher Catherine Frenau arrives on the run from the Japanese with her pupils in tow!

Whilst vacationing in the Carpathian Mountain, two couples stumble across the remains of Count Dracula's castle. The Count's trusted servant kills one of the men, suspending the body over the Count's ashes so that the blood drips from the corpse and saturates the blackened remains. The ritual is completed, the Count revived and his attentions focus on the dead man's wife who is to become his partner; devoted to an existence of depravity and evil.

Büyük bir sigorta şirketinde çalışan Walter, sondaj işinde çalışan zengin kocası sürekli seyahat ettiği için yalnız yaşayan genç ve güzel Phyllis'in evine gider ve genç kadına kapsamlı bir sigorta paketi satmaya çalışır. Sondaj işinin tehlikelerini bilen Phyllis'in sahte korkularının altında yatan hain düşünceleri fark eden Walter, genç kadının evini terk eder. Sigorta şirketlerinden para alabilmek için çevrilen dolapların ince noktalarını dahi bilen Walter, genç kadına olan hislerine yenik düşer ve Phyllis ile kapsamlı bir cinayet planı hazırlar. Plana göre, Phyllis'in kocası sigortalanacaktır ve şirketin onay vermesi sonrasında bir tren kazasında hayatını kaybedecektir. Walter'in ustaca kurduğu bu plan yolunda giderse, Phyllis'in kocası öldükten sonra sigorta şirketi bir değil, iki tazminat ödeyecektir...

Adrian Lyne'nin Gerald Ayres'in senaryosundan yönettiği, 1980'lerden kalma Amerikalı bir drama filmi. Filmde Jodie Foster, Scott Baio, Sally Kellerman, Randy Quaid ve Cherie Currie yer alıyor. Disko döneminin sonlarına doğru, Los Angeles banliyölerinde yaşından beri gelen bir grup genç kızın etrafında dönüyor.

Başrolde Monica Belluci ' nin olduğu 2005 yapımı, ülkemize 2007' de gelen bu film ilkinde olduğu gibi dört bölümden oluşuyor. Nicola, fizyoterapisti Lucia'ya aşık olur. Franco ve Manuela çocukları olmadığı için Barcelona'ya tedaviye giderler. Filippo ve Fosco, iki gey, evlenmeye karar verirler. Ernesto, büyük bir lokantada garson olarak çalışan Ernesto, yeni çalışmaya başlayan genç İspanyol Cecilia ile ilişki yaşar.