Four classically handsome, worked out, gay men get together for their regular Sunday brunch on the patio, and while they are eating, their neighbor, Eddie, comes home from his day job. They act very coldly to Eddie, since he is not classically handsome or worked out, and they do not invite him to join them for brunch. In a huff, he goes to his apartment, saying that he has to get ready for his appointments anyway. What appointments they wonder? They soon find out, much to their surprise, delight, and astonishment, but will jealousy ensue?

Ricky leaves Hong Kong for Switzerland to look for the lost soul and the past of his deceased Swiss lover, Pascal. Ricky struggles with the confusion of memories, reality and illusion.

Three "meetings." Two men. A rumbling volcano.

The Falls: Testament of Love is a continuation of the story of RJ Smith and Chris Merrill, two Mormon missionaries that fell in love during their mission in a small town in Oregon. The boys haven't spoken in five years, but when an unexpected tragedy compells them back to the Oregon town where they served, they find themselves, once again, thrust into one another's lives. As old feelings begin to surface they find themselves again facing difficult choices. If they pursue their desire to be together, RJ and Chris risk hurting the ones they care about as they embark on a spiritual journey to discover love, freedom, and happiness.

Şansı yaver gitmeyen Hollywoodlu bir yönetmen (William H. Macy) yeni bir şeyler arıyor. Ama hangi işin ucundan tutsa başarılı olamıyor. Tam bu sırada yeğeni çok saçma bir film senaryosu teklif ediyor. O da “Ben bunu adam ederim “deyip senaryoyu yönetime sunuyor. Ve senaryo üst kademeden şanssız bir bayan (Meg Ryan) tarafından kabul ediliyor. İdare de “Bırakalım başarısız olsun da işine son verelim” diye düşünüyor ve senaryoyu onaylıyor ..

Malik has a lot on his plate when he returns home to Tunisia after living in France. He's processing his father's death, he can't come out to his mother, and his childhood anxieties have resurfaced. But all of Malik's problems seem to fade away when he falls for Bilal, the dreamy houseboy at his mother's bourgeois estate.

It's November 1989 and the world is changing, so is Jarle who attends Kongsgård HS in Stavanger. He plays the guitar/lead singer in a local radical punkband, got a great girlfriend and has the coolest best friend. But its all about to change when Yngve enters the classroom.

Film, dört kadın karakterin hayatındaki dört ana odaklanıyor. Kırsal bir kentte saklanbaç oynaması bir trajediye dönüşen küçük bir kız, her şey ıssı aile evinden daha iyi olduğu için erkekler ve aksilikler arasında sonsuz kaçış halinde olan bir genç kız, facianın eşiğinde Paris'e taşınan bir genç kadın ve geçmişinden emin olan başarılı orta yaşlı bir kadın. Yavaş yavaş bu dört kadın karakter, tek bir kadın kahraman oluşturmak adına bir araya gelir.

After a blow to the head, Abby decides she can't do it anymore. Her life just can't be only about the house, the kids and the wife. She needs more: she needs to be Eleanor.

In a loose retelling of the Revolutionary Girl Utena TV series, Utena Tenjou arrives at Ohtori Academy, only to be immediately swept up in a series of duels for the hand of her classmate Anthy Himemiya and the power she supposedly holds. At the same time, Utena reunites with Touga Kiryuu, a friend from her childhood who seems to know the secrets behind the duels. Utena must discover those secrets for herself, before the power that rules Ohtori claims her and her friends, new and old.

Teksas'ta bir adam vurularak öldürülür. Ceset çölün içinde gizli bir yere çok çabuk şekilde gömülür. Ölen kişinin çok yakın dostu ve iş arkadaşı olan Pete Perkins, dostunun katilinin peşine düşer. Şüpelendiği kişi sınır devriyesi olam Mike'dir. Mike'yi kaçırarak dostunun cesedini, defnedildiği yerden çıkarttırır. Bunu yapmaktaki amacı, dostunun istediğini gerçekleştirip cesedi Meksika'daki evinin bahçesine defin etmektir. Melquiades'in cesedi ile Pete ve Mike Meksika sınırına doğru tehlikeli, zorlu bir yolculuk gerçekleşecektir. Tommy Lee Jones'un Üç Defin filmi, ilk uzun metrajlı film olarak büyük başarılara imza attı. 2005 yılında Cannes Film Festival'inde en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır.

At a cruising spot near a lake, Franck falls in love with Michael, a handsome and lethally dangerous man. Even though Franck is aware of this, he chooses to follow his passion.

Bir gece bir grup arkadaşıyla takıldıktan sonra tek başına bir gece kulübüne geçen Russell, çapkınlık peşindedir. Bir süre kulüpte takıldıktan sonra Glen ile birlikte mekandan ayrılır. Barlarda ve yatak odalarında geçen, kimi zaman sarhoş kimi zaman kafaları güzel bir halde dolaştıkları, hikayeler anlatıp seviştikleri bir hafta sonu böylece başlar.

Washington'da aniden ortaya çıkan bir uçan dairede uzaylı Klaatu ve robotu Gort vardır. Klaatu gemisinden çıktığında yaşanan panikte bir asker tarafından yaralanır. Oysaki uzaylı adam, 2. Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında geldiği bu dünyaya bir mesaj ve istekle gelmiştir. Bunu sunmak için dünya liderleriyle toplanmak ister ama bir hastanede tecrit edilen Klaatunun isteği reddedilir. Uzaylı adam kaçar ve dünyalıları daha yakından incelemek için kimliğini gizleyerek bir eve sığınır. Burada bir dul bir anne ile oğlu yaşamaktadırlar. Aralarında gelişen güven ortamı Klaatu'nun kimliğini açıklamasıyla sonuçlanır. Bir süre sonra uzaylı harekete geçer ve dünyayı adeta durdurur(!). Gezegendeki tüm elektrik aniden kesilir. Klaatu sözünü dinletmek için artık farklı bir yaklaşım kullanmaktadır ve vereceği bir mesajı vardır!

Vida Boheme (Patrick Swayze) ve Noxeema Jackson (Wesley Snipes) New York'ta düzenlenen büyük bir yarışmada prenses seçildikleri için Hollywood'a bir gezi kazanıyorlar. Bu seyahatleri sırasında henüz prenses olmamış ama olmayı çok isteyen Chi Chi (John Leguizamo) de onlara katılıyor. Böylece bu sıradışı üçlü eski bir Cadillac'la yola çıkıyorlar. Ancak Los Angeles'dan biraz uzaklaştıklarında küçük bir kasabada arabaları bozuluyor. Böylece üç kafadar, rüküş kostüm ve makyajlarıyla sıradan bir Amerikan kasabasında bir süreliğine mahsur kalıyor. Kasabanın Şerifi Dollard'ın gözü de bu üçlünün peşindedir.

An old film director unhappy with the movie he's shooting about a Hungarian circus stranded in Rome during the 1956 anti-Soviet uprising faces divorce from his producer wife and other problems.

52 yaşında bir İngiliz edebiyatı profesörü olan George Falconer (Colin Firth), yaşamını 16 yıldır birlikte paylaştığı hayat arkadaşı Jim'i (Matthew Goode) trafik kazasında kaybetmiştir. Onun ölümünün ardından George hayatın anlamını kaybettiğini hissetmektedir. Geçmişte yaşamaya başlayan ve geleceğe dair şüpheleri olan George'un en iyi arkadaşı, kendisi gibi varlık problemleri ile boğuşan güzel Charley'dir (Julianne Moore). Hayatı sorgulayan George gün boyunca etrafında gelişen olayları izler, yeni insanlarla karşılaşır ve günün sonunda anı yaşamanın anlamına varır.

A promising career with the police, a baby on the way... Marc's life seems to be right on track. Then he meets fellow policeman Kay and during their regular jogs Marc experiences a never-before-felt sense of ease and effortlessness – and what it means to fall in love with another man.

Debbie ve Peter birbirinin tam zıddı olan iki yakın arkadaştır. Debbie, Los Angeles'ta oğluyla rutin bir hayat sürmek isterken Peter, New York'ta değişimden beslenmektedir. Evlerini ve hayatlarını bir haftalığına değiştiren bu ikili, istediklerini sandıkları şeyin aslında ihtiyaç duydukları şey olmayabileceğini fark eder.

Brian Gilcrest orduda silah uzmanı olarak çalışan bir görevlidir. Çevresindekiler tarafından pek sevilmeyen Brian'ın tek arkadaşı Jeremy adında akıllı bilgisayardır. Yeni görevi Hawaii'deki askeri üsse gidip yeni geliştirilen casus uydu sistemini denetlemektir. Bu görevde Lisa Ng ile birlikte çalışıp sistemin başlatılmasına az bir süre kala tüm güvenlik önlemlerini gözden geçireceklerdir. Ancak Brian burada evli ve iki çocuklu olan hayatının aşkı Tracy ile karşılaşacak; kendini keşfedeceği yeni bir deneyime adım atacaktır.