Black Sun: The Nanking Massacre depicts the brutal events behind the Nanking Massacre committed by the Imperial Japanese army against the Chinese people during the Second Sino-Japanese War.

A small-time magician with zero interest in football must lead his local team to the finals of a tournament if he wishes to marry the love of his life.

Alejandra and her dad Roberto have just moved to town. She is new at school, he has a new job. Starting over is sometimes complicated when you have left so much behind.

After dying in a car crash, Bobby Fantana is forced to pay for his misdeeds by becoming someone's guardian angel. He reluctantly agrees to watch over awkward high schooler Lenny Barnes, teaching him how to be cool and confident. As Bobby teaches Lenny, the two form a close bond.

A prostitute looking for her next meal hitches a ride with a trucker that leaves her praying for her next breath.

"İsimsiz bir kahramanın aşk hikâyesi!" olarak nitelendirilen Marty, İtalyan tipi baskın kadın karakterine sahip annesiyle birlikte yaşayan bir adamı anlatan öyküsüyle izleyicileri etkiledi. En iyi arkadaşı Angie'yle (Joe Mantell) beraber kendisine uygun birilerini arayıp duran Marty, Clara'yla (Betsy Blair) tanışır ve kısa süre içinde flört etmeye başlarlar. Angie derhal kıskançlığa kapılır ve Bayan Pilletti (Esther Minciotti) terk edilmişlik bunalımları yaşayarak meseleyi daha da karmaşık hale getirir ama Marty sonunda Clara'nın peşinden gider çünkü onu sevmektedir. Özet olarak Annesiyle yaşayan orta yaşlı bir kasapla bir öğretmenin aşkını anlatan film, sıradan insanın duygusallığını yansıtıyor.

Young Cuban Rafael just buried his mother, and comes to Houston to meet his father John for the first time. The difficult part is that John doesn't know he is Rafael's father. John runs a dance studio, and everyone prepares for the World Open Dance championship in Las Vegas. It soon becomes clear Rafael is a very good dancer, and Ruby is the biggest hope for the studio at the championship.

Simone inherits a dilapidated farmhouse in France and makes her way there with her husband Eric and their two children. Her dream is to turn the house into a bed and breakfast but as the hectic pace of the rebuilding gets underway, she gets caught up in the romance and chaos of it all. Losing sight of her goals, she must find her way back to the dreams and ambitions which brought her there in the first place.

Fifteen-year-old Lulu has never known any affection from her family. But when she goes to a rock concert with Pablo, a friend of the family, he introduces Lulu to her first sexual experience. Years later, Pablo and Lulu have married; Pablo has created a sheltered, private world for Lulu, into which nothing intrudes. However, Lulu tires of her cloistered existence, and begins hanging out in shady bars, looking for vicarious thrills and danger.

Bir petrol arama şirketi büyük okyanusa petrol aramak için açılır ancak gemiye kaçak olarak binen bir paleontolog üzerinde dev bir yaratığın yaşadığı bir adadan bahsetmektedir. Bu gizemli adayı ararken yolda bir deniz kazasında sağ kurtulan güzel ve çekici bir bayanı da alırlar. Nihayet gizemli Skull Adasına ulaştıklarında yerlilerin tanrı olarak taptıkları dev bir gorilin yaşadığını göreceklerdir. Bir gece güzel kadını gorile sunarlar, dev canavar bir anda kadına aşık olur ancak gözünü para hırsı bürümüş gemi kaptanının amacı dev gorili New York'a getirip teşhir etmektir; ancak dev goril aşkı ve hayatı uğruna inanılmaz bir mücadeleye girecektir.

Ortaçağ rahibeleri Alessandra, Fernanda ve Ginevra manastırlarında basit bir hayat sürüyor. Günlerini manastır rutininde birbirlerini gözetleyerek ve emlakçının gündelik emekçisini şantaj ederek geçiriyorlardı. Kötü niyetli bir hakaret seansı köylüyü uzaklaştırdıktan sonra; Peder Tommasso, kızgın efendisi tarafından saklanmak zorunda kalan genç bir hizmetçi Massetto’yu işe alır. Kız kardeşleri günah işlemekten uzaklaştırmak için sağır ve dilsiz olarak tanıtılan Massetto; zamanla rahibelerde cinsel sapma ve madde bağımlılığı gibi durumların ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

Gözden düşmüş , içine kapanık ve özgüven sorunları yaşayan bir müzisyen olan Dave, aynı zamanda küçük yeğeninin anaokulu öğretmeni Caroline’den hoşlanmaktadır. Caroline ile vakit geçirmek isteyen Dave’in fırsat ayağına gelmiştir. Yeğeninin anaokulu gezisi vardır. Dave ve Caroline gezide beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalırlar.

The Moon And The Sun, Vonda N. McIntyre'nin 1997 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Fransa Kralı XIV. Louis ile birlikte kraliyet mensupları ve tüm Fransız halkı La Havre Limanı'nda büyük bekleyiş içindedir. Doğa filozofu Yevs, Kralının emriyle açıldığı denizlerden dönüyordur ve gemisinde türüne ender rastlanan iki deniz canavarı vardır. Yves, ölü deniz canavarları üzerinde incelemeler yapacak ve canlı yakalanan diğer deniz canavarının Kral'a ölümsüzlüğü getirip getirmeyeceğini araştıracak ve sonrasındaki gelişen olayları ele almaktadır. Filmin bütçesi 40.5 milyon dolardır.

Phileas Fogg ve Passepartout, Paris'e gitmek üzere buharlı gemiyle yola çıkarlar. Fogg, "Londra Kulübü"nde dünyanın çevresini 80 günde dolaşabileceğine dair bir iddiaya girmiştir. Yolculukları sırasında değişik ülkelere uğrayacaklar, 19. yüzyılın tanınmış figürleriyle karşılaşacaklardır. Kimi zaman iddia sonucu yaptıkları yolculuk bir kaçışa dönüşür...

O, altıncı ayın, altıncı gününde sabah saat altıda doğdu. Şeytanın oğlu aramızda. Çocuklarının ölü doğduğunu karısı Katherine'e (Lee Remick) söyleyemeyen Amerikalı diplomat Pobert (Gregory Peck) yeni bir doğmuş bebeği evlat edinir. Damien büyürken sıradan bir çocuk olmadığı kısa sürede anlaşılır. Esrarengiz ölümler ve garip uyarılar olunca, Robert Thorn çocuğun masum yüzünün arkasında saklı kötülüğün farkına varır...

Jakub adındaki bir astronotun, araştırma görevi için evrenin uzak bir ucuna tek başına gönderilmesinin üstünden altı ay geçmiştir. Jakub, Dünya’da bıraktığı evliliğinin, döndüğü zaman kendisini beklemiyor olabileceğini fark eder. Eşi Lenka ile arasını düzeltmek için uzay gemisinin derinliklerinde gizlenen ve zamanın başlangıcından beri varlığını sürdüren gizemli bir yaratıktan yardım alır.

1950’lerin New York’unda geçen filmde bir mağazada tezgahtarlık yapan ve daha güzel bir hayat düşleyen Therese, yürümeyen evliliğinden bunalmış çekici Carol ile tanışır. Birbirlerine bağlanan iki kadın için eski hayatlarını bir çırpıda geride bırakıp her şeyden uzaklaşmak kolay olmayacaktır.

Josh ve üniversite çağındaki Dalton, iblislerini kesin olarak dindirmek için, ailelerinin karanlık geçmişi ve bir dizi yeni ve daha korkunç olaylarla yüzleşerek kırmızı kapının ardında gizlenen Öte’nin her zamankinden daha derinlerine inmelidir.

Birinci Dünya Savaşı’nda oğlunu kaybeden kör bir saatçi tren istasyonuna yaptığı bir saati geri işlenmesi üzerine kurar, gidenler belki geri döner düşüncesiyle...Bu saat bir mucizeye sebep olur ve 1918’de savaşın bittiği gün doğan Benjamin Button’un hayat saati tersine işler. O 80’lerinde bir yaşlı olarak doğmuştur ve hayatı bir bebekliğinin ulaşabileceği ilk evresinde son bulacaktır.Benjamin tersine giden gelişmesinde ortama ayak uydurmaya çalışırken daha küçük yaşlarda bir kıza aşık olur. İlk önceleri kendi yaşlı görüntüsünden dolayı ondan uzak kalmaya çalışırken yaşları birbirlerini yakaladığında mutluluğu bulur ama ikisinin de daha gideceği yol vardır.

Amerikalı fizikçi Julius Robert Oppenheimer'ın hayatına odaklanılan filmde, Julius Robert Oppenheimer’ın, İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasının geliştirilme sürecindeki rolü gözler önüne seriliyor. Fizikçi Julius Robert Oppenheimer'a 2. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi'nin bilimsel liderliği verildiğinde, o ve eşi Kitty, Oppenheimer'ın çalışmasının sadece kendi hayatları üzerinde değil, tüm dünya üzerinde bu kadar etki edeceğini hayal edemezdi. Ancak ölümcül icadının Hiroşima ve Nagazaki'de kullanılacak olması, Oppenheimer'ın kendisini projeden uzaklaştırmasına neden olur. Savaş sona ermek üzereyken, Lewis Strauss'un ortak kurduğu ABD Atom Enerjisi Ajansı'nın danışmanı olan Robert Oppenheimer, nükleer enerjinin uluslararası kontrolüne ve nükleer silahlanma yarışına karşı olduğunu savunur ve bu nedenle ABD tarafından hedef haline gelir.