Jack McKee is a doctor with it all: he's successful, he's rich, and he has no problems.... until he is diagnosed with throat cancer. Now that he has seen medicine, hospitals, and doctors from a patient's perspective, he realises that there is more to being a doctor than surgery and prescriptions.

Edvard Munch's childhood is overshadowed by death: he suffers the loss of his sister and mother, while enduring serious illness himself, almost dying. At university, Munch discovers his talent as a painter. As he immerses himself in the art world, he becomes part of a cultural revolution lead by the likes of nihilist Hans Jæger.

A TV reporter and cameraman are taken hostage on a tugboat while covering a workers strike. The demands of the hostage-takers are to collect all the nuclear detonators in the Charleston, SC area so they may be detonated at sea. They threaten to detonate a nuclear device of their own of their demand isnt met.

Loursat, a lawyer, lives with his daughter Nicole in a sinister and vast bourgeois residence. Abandoned for nearly twenty years by his wife, the brilliant lawyer has sunk into alcoholism and his relationship with his daughter is virtually non-existent. However, one day the corpse of a stranger is discovered in the residence of Loursat. Nicole, who frequents a gang of young people who escape boredom by stealing cars and other objects, is immediately suspected.

In Live at the Bolton Albert Halls Peter Kay performs his 'Mum Wants A Bungalow Tour' in front of a home town audience.

An artist slowly goes insane while struggling to pay his bills, work on his paintings, and care for his two female roommates, which leads him taking to the streets of New York after dark and randomly killing derelicts with a power drill.

Sally Bender, ABD Deniz Piyadeleri'nde görevli bir yüzbaşının karısıdır. Yüzbaşı Vietnam'a gönderilir ve Sally yalnız kalır. Yapacak başka bir şeyi olmadığı için yerel bir gazi hastanesinde gönüllü olarak çalışmaya karar verir. Burada Sally, aynı liseye gittiği Luke'u hastanede görür. Luke yaralanmıştır, felçlidir ve tekerlekli sandalyeye mahkûmdur. Sally, Luke'a aşık olmaya başladığında, hayatıyla ilgili çok önemli bir karar vermek zorunda kalır.

Büyük bir hastanede cerrah olarak çalışan Dr. Susan Wheeler, özellikle 8 nolu ameliyathanede birçok hastanın anestezi sonucu komaya girdiğini öğrenince kendi çapında bir araştırma yapmaya başlar.

A grizzled ex-sheriff helps a man framed for murder to confront the powerful trio of brothers who want him dead.

Bir sahil kasabasında yaşayan insanlar, "deniz şeytanı" adı verilen bilinmeyen bir yaratığın haberlerinden korkarlar. Kimse ne olduğunu bilmiyor ama o gerçekten doktor Salvator'un oğlu. Doktor oğlunu ameliyat etti ve şimdi genç Ichtiander su altında yaşayabiliyor. Bu ona belirli avantajlar sağlar, ancak aynı zamanda birçok sorun yaratır.

Steve ile Rob yıllar önce Kuzey İtalya'da yaptıkları gezideki yazdıkları restoran değerlendirmelerinin başarılı bulunmasının ardından, yeni bir göreve daha başlarlar. Yolları bir kez daha İtalya'ya düşmüştür. Bu kez rotada farklı İtalyan şehirlerinde, altı farklı restoranda yiyecekleri altı farklı yemek bulunmaktadır. Bir nevi rakip de sayılan ikili bu yolculuk esnasında arkadaşlıklarını pekiştirirken mesleki ve kişisel hayatlarını da gözden geçireceklerdir. Michael Winterbottom'un senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde Steve Coogan ve Rob Brydon ikilisi bulunuyor.

Two women, black and white, in 1955 Montgomery Alabama, must decide what they are going to do in response to the famous bus boycott led by Martin Luther King.

Irkçılığın hala hüküm sürdüğü bir güney kasabasında geçiyor. Kasabanın haşere delikanlısı Bubber Reeves'in hapishaneden kaçarak geri dönmek üzere yola çıktığını öğrenen kasaba halkı, başlarına geleceklere endişelenmeye başlayarak bir panik havasına giriyorlar. Bu durum öncelikle Bubber'in karısı, onunla ilişkisi olan kasabanın en zengin adamının oğlu ve bütün bunları nasıl çözeceğini düşünen şerifi içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Ve bu durum herkes için trajik bir sonuç doğuruyor.

Creatures, bound by the blood of the wolf, that can kill with curses and move at lightening speed, watching the night sky for the rise of the blood-red crescent moon. They are SKINWALKERS. They feed on our flesh and thirst for the taste of human blood. The red moon signals each pack, divided by principles, hell bent to survive an ancient prophecy.

2.Dünya Savaşı bitmiş olabilir, ancak bazı Naziler Güney Amerika'ya yerleşmiş ve orada büyük Nazi imparatorluğunu yeniden kurabilmek için çalışmalarına devam etmektedirler. Genç bir musevi nazi avcısı, efsanevi avcı Ezra Lieberman'ın çalışmalarından ilham alarak Güney Amerika'ya kaçan Nazileri araştırmaktadır. Paraguay'da çalışmalarını sürdüren Dr. Josef Mengele, genç adamın hedefi haline gelir. Sadist bilimadamı, savaş yıllarında Auschwitz'deki esirlerin üzerinde yürüttüğü biyolojik deneyleri Paraguay'da devam ettirmektedir.

Jong-du, davranış bozuklukları nedeni ile ailesi ve toplum tarafından hep dışlanmış bir gençtir. Yıllar evvel bilinçsizce yapmış olduğu bir kaza sonucu bir adamın ölümüne sebep olmaktan hapis yatmıştır. Cezasını tamamlayıp dışarı çıktıktan sonra vicdan azabı ile ölümüne sebep olduğu adamın evine ziyarete gittiğinde, hiç beklemediği bir manzara ile karşılaşır. Öldürdüğü adamın sakat ve felçli bir kız kardeşi vardır. Jong-du, kontrol edemediği ihtiraslarının kurbanı olarak kıza tecavüz eder. Kız, maruz kaldığı bu şiddete rağmen ilk kez bir erkek tarafından arzu edilmiş olmanın tatminini yaşamaktadır. Kendisini ilk kez kadın gibi hissettiren bu adamın yolunu her gün izleyecek ve her ikisi de toplumun dışına atılmış bu iki genç arasında, duygu yüklü bir aşk başlayacaktır. Peki ya toplumu oluşturan dışarıdaki insanlar, böyle bir aşkı kabul etmeye razı mıdır? 2003 Venedik Film Festivali FIPRESCI Ödülü'nü almış olan Vaha, yönetmen Chang-dong Lee'nin de en çok ses getirmiş filmlerinden biri.

Kızarkadaşının kayboluşunu saplantı haline getirmiş bir adamın gerilimli öyküsü... Jeff ve Diane tatile çıkarlar lakin Diane bir benzincide ardında hiç iz bırakmadan ortadan kaybolur. Aradan üç yıl geçmiştir ve Diane hala ortada yoktur. Jeff bu durumu saplantı haline getirir.

Film, kadınların kahraman olduğu, silahşörlerin silah yerine gitar taşıdığı, "unuttuğun kaç erkek oldu ? / senin hatırladığın kadınlar kadar" gibi ölümsüz repliklerin yer aldığı, üç perdelik görkemli bir tiyatro oyununu andırıyor.

Moskova da yaşayan ve birbirlerine deli gibi aşık iki genç, Veronika ve Boris 2.Dünya Savaşı'nın başlaması ile birbirlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Askere gönüllü yazılan Boris, Veronika'nın doğum gününden bir gün önce cepheye gönderilir. Birbirlerine veda etme fırsatı bile bulamazlar. Boris'ten uzun süre haber alamayan Veronika, Boris 'in kuzeni Fyodor'un tecavüzüne uğrar ve sevmediği halde onunla evlenmek zorunda kalır. Bütün bu olanlar Veronika'ya Boris'i unutturmaya yetmez.

Orman yangınlarını uçakla söndüren bir pilot olan Pete (Richard Dreyfuss) risk almayı seven birisidir ve nişanlısı Dorinda (Holly Hunter) da uçuş kulesinde radyo operatörlüğü yapmaktadır. Deneyimli bir pilot olan Pete bir kazada ölür ve dünyaya tekrar bir hayalet olarak gelecektir. Filmi Steven Spielberg yönetmiş ve senaristliğini Frederick Hazlitt Brennan ve Jerry Belson yapmıştır.