Sorunlu bir geçmişi olan Johnny Sanchez (Ernie Reyes Jr), yattığı hapishanede ki görevliler tarafından düzenlenen bahis dövüşlerinde rakiplerini alt ederek gücünü kanıtlayan ve bu sayede zordaki ailesine para gönderen genç bir savaşçıdır. Ona ve gücüne inanan cezaevi müdürü Harbin Rask’ın (John Savage) ise Johnny için çok özel planları vardır. Eski bir Vietnam askeri olan ve burada düzenlenen Kızıl Çadır dövüşlerine katılmış bulunan Harbin, Johnny’i şartlı tahliye edip, düzenli bir şekilde çalıştırdıktan sonra bu müsabakaya sokmak istediğini kendisine iletir. Bu iş genç adamın pek hoşuna gitmese de ailesi ve geleceği için bu ölümcül turnuvaya hazırlanmaya başlar.

In the near future, most people get a "cricket" implanted in their brains : an electronic chip which allows them to switch to an "automatic mode" whenever they wish to.

A team of advisers is brought in to manufacture the image of Marchand, producing social media profiles, commercials and a new public persona. Conflict arises when it is revealed that not everyone is who they present themselves to be. At his country estate, a rich businessman who wants to be president is groomed by a campaign team to create an image palatable to middle-class voters.

As his country is gripped by revolution and war, a Ukrainian victim of the Chernobyl nuclear disaster discovers a dark secret and must decide whether to risk his life and play his part in the revolution by revealing it.

In late eighties, in Ceausescu's Romania, a black market VHS bootlegger and a courageous female translator brought the magic of Western films to the Romanian people and sowed the seeds of a revolution.

In a world where flames represent love, it's easy to get your heart burned.

A couple is terrorized in their new house haunted by the vengeful ghost of the woman's former husband who possesses her young son.

Kendine özgü sürrealist üslubuyla 20. yüzyıl sonlarında adını duyuran Polonyalı ressam Zdzisław Beksiński, 28 yıllık evlilikleri süresince yaşadığı her anı kamerasını elinden hiç bırakmadan kayıt altına almayı saplantı haline getirmiştir: Yaptığı distopik tablolardan aile içi kavgalarına, yaşamla ölüm arasında gidip gelen tecrübelerinden aşk ve nefret ilişkilerine ve katıldığı sayısız cenazeye... Yönetmen Jan P. Matuszyński ise bu kayıtlardan yola çıkarak, ihtiraslarla dolu bu sıradışı ailenin biyografik filmini beyazperdeye aktarıyor.

Yeni Dalga akımı bünyesinde çektiği filmlerle müthiş bir ün ve hayran kitlesine kavuşan yönetmen Jean-Luc Godard (Louis Garrel), 1967'de Çinli Kız (La Chinoise) filmini çekerken başrolde oynattığı Anne Wiazemsky'e (Stacy Martin) aşık olur ve ikili kısa süre sonra evlenir. Genç Anne çok mutludur, ancak Mayıs 1968 olaylarının gelişiyle Godard devrim düşüncesiyle fazlasıyla meşgul olmaya, evliliğini ve eşini ihmal etmeye ve farklı bir insana dönüşmeye başlar.

Evrenin tarihi üzerine görkemli bir belgesel. Usta yönetmenin 40 yıldır üzerinde çalıştığı ve “En büyük hayallerimden birisi” diye tanımladığı bu destansı film, göz alıcı efektleriyle izleyiciye benzersiz bir deneyim vaat ediyor. Voyage of Time’ın müzikleri bir diğer ustaya, Ennio Morricone’ye emanet. Belgeselde anlatıcı görevindeyse sesiyle Cate Blanchett üstleniyor.

Takeshi Kitano'dan unutulmaz bir başyapıt!Hikayelerden ilkinde, ilişkilerinde trajedi dolu bir dönemden geçen genç bir adam ve kadın anlatılır. Bir diğeri, eski aşkına dönüş yapan bir yakuza'yı konuk ediniyor. Üçüncü film ise bir pop yıldızı ile televizyondan aracılığı ile ona aşık olan hayranı arasındaki ilişkiye odaklanıyor.Üç ayrı hikaye, olağanüstü bir kurgu ve yumuşak geçişlerle günümüz Japonyası'na dair sonsuz aşklar anlatıyor.Takeshi Kitano, kalp kırıklarıyla dolu, büyüleyici bir filme imza atmış. İçiçe geçmiş üç aşk öyküsü, ağır bir hüzün fonunda birleşiyor.

Birbirine bağlanan üç hikâyede yönetmen, ilk olarak kaza geçiren genç bir sörfçüye, gencin hastanedeki anne-babasına ve son olarak da hayatta kalmak için kalp nakline ihtiyaç duyan bir anneye odaklanıyor. Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde dünya prömiyerini yapan film yaşamın belirsizliği, beden ve tesadüfleri son derece dokunaklı ve hümanist bir gözle ele alıyor.

Amerikan Northwest’in geniş açık ovaları ortasında kendi yollarını bulmaya çalışan 4 kadını konu alan yapım, görünürde birbirleriyle bağlantısı olmayan bu farklı kadınların hikâyelerini incelikli bir şekilde anlatıyor. Laura Wells (Laura Dern), çok çalışan bir avukat; haksızlığa uğradığına inanan bir müşterisi tarafından rehin alınıyor. Gina Lewis (Michelle Williams), kocası ve kızıyla birlikte yaşayacağı hayallerindeki eve sahip olmak için çalışıyor, ama bu arada ailede yükselen tansiyonu hissetmemek mümkün değil. Küçük bir kasabada yaşayan genç bir kadın çiftçi olan Jamie ise (Lily Gladstone), yetişkinler için hukuk dersi veren Elizabeth Travis’e (Kristen Stewart) âşık oluyor, ya da son derece tuhaf ve duygusal bir dostluk ilişkisi bu.

Every day at 6 pm a serial killer kills another person. Police officer Helena Rus thinks the killings are done by one man only and decides to reveal the killer's identity by getting back in 18th century history of the city.

1987 yılında Danimarka'nın kıyı kasabalarından birinde geçen hikayede iki kız kardeşin öyküsü ele alınıyor. Yaşadıkları köy, katı dini ve ahlaki kuralların baskın olduğu bir yerleşim yeridir ve gündelik yaşamlarının en basit ayrıntıları dahi yasaklarla şekillendirilmiştir. İki kardeş de evlenerek hayatlarını kurtarma şansıyla karşılaşırlar ancak babaları buna izin vermez. Yıllar sonra baba hayatını kaybettiğinde mülteci olarak Fransa'ya göçerler ve her şeye sıfırdan başlarlar. Babette babalarının 100. doğumgününün şerefine bir davet düzenlemeye karar verir ve bu etkinlik her biri için sıradışı bir tecrübe olacaktır. Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar ödülüne layık görülen filmin yönetmeni Danimarkalı yönetmen Gabriel Axel.

Eccentric and full of manias, Michele is a young high school professor who defines himself as “not used to happiness”. He realizes his life is meaningless if he doesn’t have a woman by his side but, after a series of rather disastrous experiences, he feels more alone than ever. Then, out of the blue, a new French teacher called Bianca arrives at school. Amongst uncertainties and contradictions, the two start dating. In the meantime, a series of homicides take place and a police officer begins to suspect that Michele is involved. Bianca will save him providing an alibi at the right moment, but then, everything goes wrong again.

A biopic on the personal and artistic life of Italian songwriter Fabrizio De André.

Bir kadının Los Angeles'ın dışında bulunan Inland Empire'daki garip ve gizemli olaylarla ilgisini anlatan filmde David Lynch sahneleri çekimlerden önce yazdığı için tam anlamıyla filmin bir senaryosu bulunmamaktadır.

Film, 1978 yılında ıssız bir ardiye dükkanında iki rakip Boston mafyasının arasındaki silahlı çatışmayı ve bunun sonucunda olan hayatta kalma mücadelelerini ele alıyor.