Yaptığı işlerden yüklü miktar bir para kazanan bay Morgan, öleceği sırada tüm parasını yardımcısı Pike’a emanet eder ve paraları Morgan Çiftliği’ne ulaştıracağına dair ondan söz alır. Pike yola çıkar, fakat peşinde yanında taşıdığı 60.000 $’ın kokusunu almış bir ödül avcısı, bir kumarbaz ve birçok eşkiya vardır. Sözü tutmaya sonuna kadar niyetli olan Pike zorlu bir uğraşa girişmiştir.

Amerikan ordusuna gösterilen bambaşka gerçekler oluşturulmuş olan sanal düşmanlar ve eski bir ordu mensubunun ülkesinin siyasi politikasını sorgulaması, kahraman olabilme mücadelesi ve yaratılan kötü kişilerle siyaset oyunlarına alet olan kişi ve kişilerin aksiyon dolu öyküsü.

Kedisever bir garson olan Louise, Montréal’de bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Tekerlekli sandalyeye mahkûm, dost canlısı, güler yüzlü Spencer’la komşudur. Karşısındakileri memnun etmek için her şeyi yapan utangaç Victor, binaya taşındığında çabucak ikisiyle arkadaş olur. Bir gece Louise ile Spencer rastlaşır. İkisinin de ellerinde kan vardır. Şehirde kol gezen bir seri katil yüzünden, kimse birbirine güvenmemektedir.

Damiel is now married to Marion, runs the pizzeria “Da Angelo” and the two have a child. The solitarily remaining angel Cassiel is more and more dissatisfied with his destiny as a mere observer of human life and finally decides to take the great leap. As Karl Engel he soon gets into a dubious milieu and finds himself as the assistant of the German American Baker, who makes his money with shady arms deals and sends films east in exchange for weapons. Cassiel’s adventure turns into a “thriller” when he decides to put a stop to Baker’s game.

In 1971, a young woman moves from the French countryside to Paris and begins a passionate love affair with a feminist leader.

Long ago in the Iron Age, a shadow loomed over a lonely village. For generations, the village youths are stolen from their families and delivered as sacrifice to a mythical beast - the Minotaur, that dwells beneath a great palace. Theo, haunted by the loss of his love in an earlier sacrifice is convinced that the beast isn't real and that his girl still lives as a slave within the palace.

Kopenhaglı 4 küçük gangster patronlarına kazık atarlar ve ona vermeleri gereken 4,000,000 kronu alıkoyarlar. Barselonaya kaçmaya çalışırlarken kırsal bir yerde, eski, harap olmuş bir evde birkaç hafta saklanmak zorunda kalırlar. Teker teker, orada kalıp yeni bir hayata başlamak ve evi bir restorana dönüştürmek istediklerini fark ederler. Ama geçmişlerine yakalanmaktan kaçamazlar.

1928 yapımı bu filmde Georg Wilhelm Pabst’ın natüralizminin derinliklerine dalıyoruz. Neşe içinde gezerken etrafındaki herkese trajedi saçan Femme Fatale’imizle tanışın: Lulu. başrollerde Bob Cut’ı hayatımıza sokan karizmatik oyuncu Louise Brooks ve zamanının Dracula’larından Francis Lederer.

Eski bir Çin Atasözü’ne göre, insan yaşamını temsil eden 4 temel duygu vardır: Sevgi, Keder, Zevk ve Mutluluk. The Air I Breathe, bu 4 duyguyu sembolize eden 4 insanın iç içe geçen hikayesini anlatıyor. At yarışı oynayıp kaybeden Mutluluk, Fingers isimli mafya babasına borçlanır. Zevk ise, Fingers’ın yanında çalışan bir çete lideridir ve patronun emriyle yeğeni Tony’nin belaya bulaşmasını engellemekle görevlendirilir. Keder’i temsil eden Trista isimli pop starın menajeri yıldızın sözleşmesini Fingers’a devredince Trista, Fingers’ın baskısı altında kalır. Öte yandan, hayatının aşkı ölmek üzere olan doktor (Sevgi) da umutsuzca sevdiği kadın için çok nadir rastlanan bir kan grubunu bulmak için çırpınmaktadır. Bu 4 insanın hikayesi ummadık şekilde birbiriyle kesişecektir.Jieho Lee’nin senaryosunu yazdığı ve ilk yönetmenlik denemesi olan The Air I Breathe, geniş oyuncu kadrosunun performanslarıyla öne çıkan Türkiye’de gösterim şansı bulamamış başarılı bir ilk film.

A mentally challenged girl proves herself to be every bit as capable as her "perfect" sister when she moves into an apartment and begins going to college.

After defeating France and imprisoning Napoleon on Elba, ending two decades of war, Europe is shocked to find Napoleon has escaped and has caused the French Army to defect from the King back to him. The best of the British generals, the Duke of Wellington, beat Napolean's best generals in Spain and Portugal, but now must beat Napoleon himself with an Anglo Allied army.

Jimmy Tudeski, eski kirli işlerinden sıyrılmış kendisine yeni bir yaşam kurmuştur. Karısıyla birlikte sade ve mütevazi bir yaşam sürmeye başlamışlardır. Jimmy artık ev işlerine yardımcı olmakta, yemek işini bizzat üstlenmektedir. Karısı da kocasının bu yeni durumuna inanamamaktadır! Fakat bu huzur uzun sürmeyecektir. Komşusu Oz’un karısı Macar kökenli bir gangster tarafından kaçırılınca, karısıyla birlikte olaya el atmaya karar verir. Önceleri ilgililenmek için elinden geleni yapsa da, kısa bir süre sonra davetsiz misafirler bahçesinde bitecek ve Jimmy’nin eski defterlerini açacaklardır. 2000 yılının hit komedisi The Whole Nine Yards’ın devam filmi. Bruce Willis ve Matthew Perry devam filmi için bir kez daha birlikte kamera önüne geçtiler. Howard Deutch ise ilk filmin yönetmenliğini üstlenen Jonathan Lynn'ın yerini aldı. İlk filmin hayranları şüphesiz devam filminde de aradılarını bulacaklardır.

In the year 2022, a ruthless prison warden has created the ultimate solution for his most troublesome and violent inmates: Absolom, a secret jungle island where prisoners are abandoned and left to die. But Marine Captain John Robbins, convicted of murdering a commanding officer, is determined to escape the island in order to reveal the truth behind his murderous actions and clear his name.

Struggling comic Lance Barton knows what it's like to die on stage. But when his life takes an unexpected turn - straight to heaven - Lance is sure there's been a mistake. Miraculously, he's right! An angel tells Lance he was taken prematurely but assures him he can be returned to Earth - in the aged body of a ruthless white billionaire. In this improbable reincarnation, Lance begins a hilarious quest to realize his showbiz dream...and, along the way, discovers the person he never imagined he could be. Chris Rock delivers a first-rate performance in this romantic comedy remake of HEAVEN CAN WAIT.

A baseball legend almost finished with his distinguished career at the age of forty has one last chance to prove who he is, what he is capable of, and win the heart of the woman he has loved for the past four years.

New York'ta bir müzayede evini işleten İngiliz Michael Felgate, hayatında ilk defa çok mutlu bir aşk yaşamaktadır. Güzel kız arkadaşı Gina ile birlikteliklerinin üçüncü ayında cesaretini toplayarak evlenme teklif eder. Fakat Gina'nın Michael'i çok sevmesine rağmen onunla asla evlenemeyeceğini söylemesi karşısında şaşkına döner. Bunun üzerine Michael, Gina'nın babası Frank'ın Little Italy'deki restoranına giderek, kendini Frank'e olağanüstü bir saygıyla bağlı, sıkı ağızlı bir grup İtalyan asıllı Amerikalı'ya tanıtır. Frank muhtemel damadını büyük bir çoşkuyla karşılarken Michael'da yavaş yavaş, evlenince nasıl bir ailenin içine düşeceğini anlar.

1847 yılında Meksika-Amerika iç savaşında, Yüzbaşı John Boyd (Guy Pearce) terfi alır. Bu terfi sonrası Boyd, Nevada'nın karlı dağlarında ıssız bir savaş biriminde üçüncü adam olarak görev alacaktır. Bu görevde kumandan Hart , inançlı Toffler ve Cleaves ile tanışacaktır. Boyd bu gruba katıldıktan sonra, donmaktan ve açlıktan ölmekten son anda kurtulan bir yabancı olan Colqhoun (Robert Carlyle) de gruba dahil olur. Colqhoun'un anlatıklarına göre şefleri Ives, karlar altında bir mağarada kalınca, bölüğündeki bazı insanları yiyerek hayatta kalmıştır. Bundan sonra Boyd ve diğerleri bu olayın geçtiği mağarada başka sağ insan olup olmadığını bulmak için yola çıkarlar. Fakat Boyd, eski bir Kızılderili efsaneside anlatılan Weendigo adlı canlı et yiyerek beslenen, beslendikçe daha çok isteyen insanüstü bir yamyamın saldırısından korkmaktadır. Acaba kendisi de bu yamyam tarafından yenilecek midir yoksa onun oluşturduğu yamyam sürüsüne mi dahil olacaktır ?

Jay (Neil Maskell), rahat bir banliyö evinde dediğim dedik ve alıngan sarışın eşi Shel (MyAnna Buring) ve uyku vakti geldiğinde zırhlı arabaların Irak, Afganistan ve Bağdat’taki pusuları hakkında hikâyeler dinlemek yerine babasıyla şövalyecilik oynamayı tercih eden yedi yaşındaki oğlu Sam ile birlikte yaşayan eski bir asker. Sekiz ay önce Irak’da geçirdiği kaza sonrası evine dönen Jay, ailesi ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. Eski bir arkadaşı olan Gal (Michael Smiley) ile buluştuğu bir partiden sonra, Gal’ın kendisine teklif ettiği işi kabul eder. Görev ise, kendilerine verilen üç kişilik listedeki hedefleri öldürmektir.

Aaron Hallam, 1999'da Kosova'da yaşanan en kanlı katliamlardan birinde, bu kasapça katliamı emreden komutanı yok etmekle görevlendirilir ve görevinin üstesinden başarıyla gelir. Bu sayede gümüş yıldız madalyasıyla onurlandırılsa da; orada yaşadıkları ve gördüklerinden gurur duymak bir yana, yaşadığı dehşet onu uykularında bile rahat bırakmaz. Yıllar geçer, Kosova'da yaşananlar unutulur. Kendisini artık doğaya adayan askeri eğitimci Teğmen Bonham, kendisinden yüzlerce kilometre ötede vahşice işlenen cinayetler için yardıma çağrılır. Bonham ilk incelemelerden sonra, birer vahşi hayvan gibi öldürülen avcıların katilinin ancak kendi yetiştirdiği biri olabileceğini anlar. Ormanda teğmen tarafından ele geçirilen Aaron, özel kuvvetlerin peşinde olduğunu anladığında yine korkunç cinayetler işleyerek kaçar ve kimin av, kimin avcı olduğu anlaşılmayan bir kovalamaca başlar.

Oldukça zeki ve ağırbaşlı bir dedektif, ardında yalnızca akıl hocasının çizgi roman meraklısı ezik oğlunun çözebildiği ipuçları bırakan bir seri katili bulmalıdır.