Onbaşı olan Chris Merrimette savaşta yaralanmıştır ve oldukça kötü durumdadır. Tedavisi başarılı bir şekilde bitirilen onbaşı oldukça zor bir göreve verilir. Taliban’i özel harekatçıdır ve nehir kısmındaki düşmanları püskürtmesi gerekmektedir. Mücadeleye başlayan Taliban’ı bir anda çatışmanın ve bombaların arasında kalmıştır. Bu durumu düzeltebilecek tek kişi Onbaşı olan Chris Merrimette ve ekibidir.

Çocuk Milk (Jonathan White) istemeden iki cinayet işlemiş ve arkadaşı Winny ile bu sırrı uzun yıllar paylaşmıştır. Ne var ki bir gazeteye gelen isimsiz mektuplar, 1986 yılında işlenen bu cinayetlerin ayrıntılarını adım adım açıklamakta ve polis Jonathan White’ı zor durumda bırakmaktadır.

Film, kazandığı şampiyonluklarla dünyaca ünlü bir efsaneye dönüşen ve yıllar sonra doping kullandığını itiraf eden Lance Armstrong'un skandallarla dolu gerçek öyküsünü, bir gazeteciyi hikayenin merkezine alarak anlatıyor. Spor yazarı David Walsh, Armstrong’un başarısının sebebinin doping olduğuna inanmakta ve bu yalanı ortaya çıkarmak için araştırma yapmaktadır. Ancak kanseri yendikten sonra Amerika’da adeta bir halk kahramanına dönüşen Armstrong’un hile yaptığına kimse inanmamaktadır.

Bir sanatçı, Ku, annesiyle terkedilmiş bir kalenin yakınında yaşıyor, perili olduğu söyleniyor. Bir gece garip sesleri araştırırken, orada yaşayan güzel Yang'la tanışır. Ailesini öldüren bir İmparatorluk soylularının ajanları tarafından takip ediliyor. Ku kendini hayatta kalmak için mücadelesinde yakalanmış bulur ve pek çok şiddetli savaş, her şey çözülmeden önce gerçekleşir. Lirik bir his ile aksiyon macera, bu güçlü bir manevi unsuru olan bir kung fu filmi.

Kuzey Carolina'da yaşayan halk zor zamanlar geçirmektedir. Bir gün bir yabancı çıkagelir ve bu kasabada yaşayan insanların hayatlarını değiştirmeye başlar. Küçük bir çevredeki komşuluk ilişkilerini ele alan yapım, öncelikle sıkı oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor.

Everly acımasız ve güçlü bir çete lideri olan Taiko tarafından yönetilen ağda çalışmaktadır. Ancak ikisi arasındaki ilişki, patronunun Everly'nin sadece çetenin çökertilmesi amacıyla polisle işbirliği yapan biri olduğunu keşfetmesiyle tehlikeli bir noktaya sürüklenir. Everly artık son derece güçlü ve acımasız biri olan eski patronu tarafından takip edilmektedir. Patronunun tek amacı intikamını almaktır. Tüm bunlar olup biterken Everly kendi apartman dairesinde, kaçacak hiçbir yeri kalmamış bir vaziyette, tanımadığı birtakım tehlikeli adamlar tarafından, tek başına kapana kıstırılır. Joe Lynch'n senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği filmin başrolünde Salma Hayek bulunuyor. Hayek'e eşlik eden isimler Hiroyuki Watanabe, Laura Cepeda ve Togo Igawa.

Bardan yatak odasına geçen ve sonunda gerçek dünyada teste tabi tutulan iki çift için yeni bir aşk zamanı...

Yoğun istek üzerine Casusum'un dinamik ikilisi, tecrübeli CIA ajanı JJ ile 14 yaşındaki üvey kızı ve çırağı Sophie, bir lise korosunun İtalya turu, Vatikan'ı hedefleyen hain bir nükleer saldırı planı ile sekteye uğrayınca dünyayı yeniden kurtarmak için bir araya geliyor.

Öykünün merkezinde yer alan karakter bizzat senaryoyu yazan Charlie Kaufman. Susan Orlean’ın The Orchid Thief kitabını senaryolaştırmaya çalışmaktadır. Başındaki orkide belası yetmiyormuş gibi, bir de konvensiyonel bir gerilim senaryosu yazmaya çalışan ikiz kardeşiyle uğraşmaktadır... Filmin bu noktadan itibaren nerelere ilerlediğini öğrenmek için izlemeniz lazım, zaten söylesek de inanmazsınız ! Bir yaprağın damarları gibi çatallanıp budaklanan yapım, günümüz sinemasının en yaratıcı yönetmenlerinden biriyle, en çılgın senaristini biraraya getiriyor.

Şirketin CEO'su yeni yıl arifesinde şirketle ilgili ciddi kararlar alma aşamasındayken, departman müdürü tam aksine efsane bir noel partisine hazırlanmaktadır. Hedefi önemli bir müşteriyi gözünden vurmaktır ama ofiste işler birden çığrından çıkar…

Alışılagelmedik bir astronomik olayın meydana geleceği gece, sekiz arkadaş, doğa kanunlarına meydan okuyan, bir dizi sıkıntı verici olaya tanık olacaklardır.

Perulu genç bir ayı, teyzesi Lucy tarafından büyütülür ve teyzesinin emekli ayılar için kurulan bir evde yaşamaya başlaması nedeniyle kendisine yeni bir ev bulmaya karar verir. “İngiliz” olan her şeye karşı ilgi duyan sevimli ayıcık, kendisine bir yuva bulmak için bir geminin cankurtaran botuna binip soluğu Londra’da alır. Fakat Paddington İstasyonu'nda kaybolup tek başına kalınca, şehir hayatının hiç de beklediği gibi olmadığını anlayacaktır. Bu durum istaasyonda karşılaştığı Brown ailesinin ona evlerini açmasına kadar sürer. Son derece iyi niyetli bir aile olan Brownlar, ayıcığın boynunda yazan 'Lütfen bu ayıcıkla ilgilenin. Teşekkürler.' notuyla karşılaşıp kahramanımızı geçici olarak aileye kabul ederler. Hatta ona karşılaştıkları istasyon olan "Paddington" ismini koyarlar. Sevimli ayıcık tam şansının yaver gittiğini düşünürken kendisinin nadir bulunan bir ayı türü olduğunu düşünen bir hayvan doldurma sanatçısıyla karşılaşınca işler karışır.

Frank ile April, kendilerini her zaman çok özel, farklı görmüşler; hayatı yüksek ideallerine uygun şekilde yaşamaya hazır ve istekli olmuşlardır. Bu nedenle lüks evlerin sıralandığı bir cadde olan Revolutionary Road'daki yeni evlerine taşındıklarında kendilerini çevreleyen durağan ortamdan bağımsızlıklarını gururla ilan ederler. O dönemin toplumsal sınırlarını belirleyen tuzaklara asla düşmemeye kararlıdırlar. Ancak Wheeler çifti kendilerini hiç beklemedikleri bir durumun tam içinde bulur: Frank Wheeler rutin bir işi olduğu için sinirleri günden güne bozulan yetişkin bir erkeğe dönüşürken April de istek ve tutkularını bastırmaya çalışan mutsuz bir ev kadını olup çıkar. Sonuç ise tıpkı diğerleri gibi hayallerini kaybetmiş tipik bir Amerikan ailesidir.

Ned Fleming kızı Stephanie'yi çok seven bir babadır. Ancak kızı büyümüş ve kendi hayatını kurma yaşına gelmiştir ve sonunda ailenin, Stephanie'nin erkek arkadaşıyla tanışacağı gün gelir çatar. Ne var ki Laird Mayhew beklediklerinden çok farklı bir karakterdir. İnternet üzerinden kazandığı paralar sayesinde genç yaşta zengin olmuş bu adam, cana yakın ancak laubali tavırlarıyla daha en başta Ned'in nefretini üzerinde toplar. Laird, kısa süre içinde tüm ailenin sevgisini kazanıp Ned'in de rızasını alarak Stephanie ile evleneceğini söylese de Ned, Laird ne yaparsa yapsın onu damat olarak kabullenmemeye kararlıdır.

Susan Cooper CIA'de masabaşı işi yapan bir analisttir. Başarılı operasyonların görünmeyen kahramanlarından biridir. Ancak önemli bir biyolojik silahla ilgili görevde partneri Bradley Fine ve İngiltere'den gelen Rick Ford deşifre olunca, bu zorlu ve tehlikeli görevi yerine getirmek için Cooper gönüllü olur. Hiç alışık olmadığı bir durumla karşı karşıya kalan acemi ajan, dünyayı felaketten kurtarabilecek son isimdir.

Dünyanın geri kalanıyla bağları kesilmiş, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile, korkunç yaratıkların dikkatini çekecek herhangi bir ses çıkarmadan korku ve sessizlik içinde yaşar.

Kibar bir piyanist, Amerika'nın güney ucunda çıkacağı turne için çetin ceviz bir şoför tutar. İkili, ırkçılığın yaygın olduğu bu yabancı topraklarda birçok macera yaşar.

Ted Chiang'ın kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan film, dünya dışı yapıların uzaydan yeryüzünde farklı noktalara iniş yapmasıyla, dilbilimci Dr. Louise Banks ve ekibinin uzaylıların geliş amacını çözmeye çalışmasına odaklanıyor. Uzaylılar bir tehlike midir, yoksa barışçıl amaçlarla mı gelmişlerdir?

Will Traynor zengin, başarılı, yakışıklı, yaşamayı seven ve istediği her şeye sahip olan genç bir adamdır. Ancak talihsiz bir motosiklet kazası sonrası felç kalınca yaşama hevesini kaybetmiş, ölmeyi düşünmeye başlamıştır. Louisa Clark ise bir kafede garsonluk yapan, hayatta fazla bir başarısı ve beklentisi olmayan, her daim ablasının gölgesinde kalmış bir kadındır. Lou kafedeki işini kaybedince yeni bir iş aramaya başlar ve Will'in bakıcısı olarak çalışmaya işe alınır. Son derece kültürlü ve donanımlı biri olan Will, Louisa'yı önce küçümsese de genç kadının varlığı ona yaşama sevinci vermeye başlar. Aralarında kurulan bu arkadaşlık ve yakınlık, ikisini de çok değiştirecektir.

Christine McPherson, nam-ı diğer “Uğur Böceği” (Saoirse Ronan), son derece sevecen, dik kafalı ve iradeli annesi gibi olmamak için ne kadar uğraşsa da aynı onun gibidir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi (Laurie Metcalf), eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini ayakta tutmak için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Sacramento, California’da 2002 yılında, hızla değişen Amerikan ekonomisinin ortasında geçen Uğur Böceği, bizi şekillendiren ilişkilere, tanımlayan inançlara ve yuva adını verdiğimiz yerin benzersiz güzelliğine etkileyici bir bakış açısı sunuyor.