65 yaşındaki Clara, Brezilya’nın Recife şehrinde zengin ve köklü bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelmiş olan emekli bir müzik eleştirmenidir. Üst sınıf insanların yaşadığı deniz kenarındaki Boa Viagem Avenue’da 1940’larda ilk olarak iki katlı bir bina olarak inşa edilen Aquarius’ın son sakinidir. O bölgeyi başka planları için kullanmak isteyen bir şirket, etraftaki tüm apartmanları satın almış durumdadır. Clara ise, ancak ölümüyle terkedeceğini söylediği evinden çıkmayı reddeder ve şirket ile arasında soğuk bir savaş başlar. Bu gerilim Clara’yı rahatsız etmekle birlikte günlük hayatını da etkiler. Bütün bunlar ona sevdiklerini, geçmişini ve geleceğini düşündürtecektir.

Liam, kim olduğunu hatırlamayarak bir araba kazasından uyanır. Yardım istemek için kasabaya doğru yol alırken, hepsi garip soluk gözlü cesetleri bulur. Liam'n ilk değerlendirmesinde, havada bir virüs vardır, ancak kısa sürede korkunç gerçeği keşfeder; 50 metrelik bir yarıçap içine gelen herkes hemen ölmektedir.

Yazar James Baldwin, bitmemiş romanı Remember This House ile modern Amerika'daki seçim yarışlarındaki olyları anlatıyor.

The trajectory of a romantic couple of contemporary artists reveals how the limits, contradictions and obsessions of a romantic relationship are reflected in each of their artistic endeavors.

A by-the-book Captain is ordered to capture a strategic village in Italy. The Italian soldiers are willing to surrender, if they can have a festival first. The lieutenant convinces the Captain this is the only way. Because of aerial reconnaissance, they must look like they are fighting. To sort this out an intelligence officer is sent in. Meanwhile the festival gets complicated with the Mayors daughter.

İki astronom, Dünya'yı yok edecek bir kuyruklu yıldızın yaklaşmakta olduğu konusunda insanlığı uyarmak için bir medya turuna çıkar, ancak hiç kimse onları umursamaz.

Bu, esprili kaptan Frank Wolff ve gözü pek araştırmacı Dr. Lily Houghton ile Amazon'da eğlenceli ve heyecan dolu bir yolculuk. Lily, Londra, İngiltere'den Amazon ormanlarına seyahat eder ve külüstür ama büyüleyici teknesi La Quila ile ona nehirde rehberlik etmesi için Frank'in şaibeli hizmetlerinden yararlanır. Lily, tıbbın geleceğini değiştirme gücüne ve benzersiz iyileştirme yeteneklerine sahip eski bir ağacı ortaya çıkarmaya kararlıdır. Bu destansı maceraya birlikte atılan sürpriz ikili, yemyeşil yağmur ormanlarının aldatıcı güzelliğinde gizlenen sayısız tehlike ve doğaüstü güçle karşılaşır. Ancak kayıp ağacın sırları ortaya çıktıkça, Lily ve Frank için riskler daha da büyür ve artık hem onların hem de insanlığın kaderi pamuk ipliğine bağlıdır.

Dune, kendi ailesi ve halkının geleceğini garanti altına almak için evrendeki en tehlikeli gezegene seyahat etmek zorunda olan, kavrayışının ötesinde büyük bir kaderin içine doğmuş, parlak ve yetenekli genç Paul Atreides'in hikayesini anlatıyor. Kötücül güçler, gezegenin var olan en değerli kaynağı için -insanlığın en büyük potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir maden- çatışmaya tutuşmuşken, yalnızca korkularını yenebilenler hayatta kalacaktır.

Film 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle aşkını anlatıyor. Ressam Marianne’a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloïse’in portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloïse’dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloïse’ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır.

Artık 50'li yaşlarını süren Julieta, yaşadığı evden ve şehirden taşınmak üzeredir. Sevgilisiyle yeni bir hayat kuracak olan kadın tam hazırlıklarının ortasındayken bir gün yolda başka genç bir kadınla karşılaşır. Belki de aradan 20 yıl geçmiştir ama kadının Julieta’ya hatırlattıkları şimdi dün gibi tazedir. Yüzleşmek istemediği geçmişini anımsatan bu kadın, zaten tereddütteki Julieta'nın kafasını iyice karıştıracaktır. Yaşadığı şehirden taşınmaktan vazgeçen Julieta bu vesileyle sevgilisinden de ayrılır. Yolda karşılaştığı kadının kendisine anımsattıklarından yola çıkarak, geçmişiyle hesaplaşmaya başlar.

Ron Stallworth’un gerçek hayat hikayesinden uyarlanan filmde, Stallworth, Colorado'da yaşayan Afro-Amerikan bir polis memurudur. Ortağı Flip Zimmerman ile birlikte çalışmakta ve bu ikili Ku Klux Klan'I (KKK) durdurmak için mücadele vermektedir. Ron, örgütün şehri ele geçirme girişimlerini engellemek için örgütün içine sızar. Yerel Ku Klux Klan'ına başarıyla sızmakla kalmayan Ron, yerel bölümün de başına geçmeyi başarır. Peki Afro-Amerikan bir polis memuru, beyaz üstünlüğünü savunan bir örgütün içinde kimliğini gizli tutmayı nasıl başaracaktır?

James Cameron’ın Pandora dünyasına geri döndüğü duygu yüklü aksiyon-macera filmi “Avatar: The Way of Water” yeni zirvelere ulaşıyor ve saklı kalmış derinlikleri keşfediyor. İlk filmdeki olayların yaklaşık on yıl sonrasında geçen “Avatar: The Way Of Water”da Sully ailesinin (Jake, Neytiri ve çocukları) hikayesi, peşlerini bırakmayan sorunlar, birbirlerini korumak için yaptıkları, hayatta kalmak için verdikleri mücadeleler ve katlandıkları trajediler anlatılıyor. Tüm hikaye, izleyicilerin yeni Na’vi kültürleri ve egzotik deniz canlılarıyla tanıştıkları Pandora’nın nefes kesici atmosferinde geçiyor.

Tanınmış polisiye yazarı Harlan Thrombey 85. doğum günü partisinden hemen sonra malikanesinde ölü bulunduğunda, meraklı ve neşeli bir dedektif olan Benoit Blanc cinayeti çözmesi için gizemli biri tarafından işe alınır. Harlan'ın ilişkileri kopuk ailesinden, sadık personeline, Blanc, Harlan'ın zamansız ölümünün ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için anlamsız kandırmacalar ve yalanlardan oluşan bir yılan hikâyesini çözmeye çalışacaktır.

Stil ve varlığın, mizah ve insanlığın muhteşem bir bileşimi! 42 yaşındaki Manhattan yerlisi Isaac Davis işinden nefret etmektedir. 17 yaşında Tracy adında hiç sevmediği kız arkadaşı ve evlilikleri hakkında bir kitap yazan Jill adında lezbiyen bir eski karısı vardır. Ve Isaac onu boğazlamak istemektedir. Ancak en iyi arkadaşının seksi ve entellektüel metresi Mary ile tanışınca, Isaac tepeden tırnağa şehvetle dolar * Manhattan, New York aşığı Allen’ın kendi şehrine, semtine yazdığı bir aşk mektubu gibidir, kendi dünyasına bir güzellemedir. Manhattan, 70’ler sonu Amerikası’nın güvensizliğini başarıyla yakalamış bir film. Eskisinden daha çok kazanan, daha fazla özgürlüğe ve seçme hakkına sahip olan şehirliler, suçluluk ve güvensizlik duygularıyla boğuşuyorlar. Bu zeka eseri, dengeli, aynı zamanda hüzünlü siyah/beyaz komedi en sevilen filmler arasındaki yerini hep korudu.

Tár, dünya çapında sanatının en iyilerinden biri olarak kabul edilen ve büyük bir Alman müzik orkestrasının ilk kadın şefi olmayı başaran Lydia Tár'ın hayat hikayesini konu ediyor.

Bir tarafta öğrencilerinin korkulu rüyası, jazz öğretmeni Terrence Fletcher, diğer tarafta 'en iyi' olmayı kafaya koymuş, aşırı hırslı genç öğrencisi Andrew Neyman. İki taraf da baskın karakterinden taviz vermeyince, çok geçmeden mantık dışı olaylar gelişmeye başlar. Bu süreçte elleri çalışmaktan kanlar içinde kalan Neyman, küfürbaz Fletcher'ın hakaretle bezeli eğitim tekniklerine boyun eğmek zorunda kalır. Ama Neyman'ın da kendine göre numaraları vardır ve en sonunda, karşı karşıya kalacakları müzikal düellodan önce işler iyice çıkmaza girer.

Nancy Springer’ın “The Enola Holmes Mysteries” adlı kitap serisinden uyarlanan film, ünlü dedektif Sherlock Holmes’un ergen kız kardeşi Enola’nın maceralarını konu ediniyor. 16. doğumgününün sabahında annesinin ortadan kaybolduğunu gören Enola, ağabeyleri Sherlock ve Mycroft’tan yardım ister. Ancak kardeşler onu ciddiye almaz ve yatılı okula göndermeyi planlar. Enola meseleyi kendi eline alır ve annesine ne olduğunu öğrenmek için Londra’ya gider.

1970’ler Los Angeles’ında, şanslı ama sakar özel dedektif Holland March ve dikkatli araştırmacı Jackson Healy bir gizemi çözmek için bir araya gelir. Birlikte, herkesin aradığı ve önemli bir sırrı saklayan Amelia isminde kayıp bir kızı bulmaları gerekmektedir. Amelia Kuttner, ünlü bir porno yıldızı olan Misty Mountains’ın gizemli ölümünü çözebilecek bilgilere sahip tek kişidir. Bu araştırma esnasında iki dedektif kendilerini yüksek statüdeki devlet yetkililerinin hedefinde bulur.

Güzelliğinin ardında büyük bir sır saklayan Eve, göründüğünden çok daha tehlikeli biridir. Genç kadının ona bakanlardan sakladığı başka biri yüzü vardır. Eve aslında bir suikastçıdır. Para karşılığında suikastler düzenleyen genç kadın, yüksek profilli, iyi para getiren işler için bütün dünyayı dolaşarak cinayetler işlemektedir. Yaşam tarzı şu an için ona iyi getiriler sağlamıştır ancak aldığı son işle birlikte her şey değişecektir. Eve'in son görevi hiç ummadığı şekilde ters gider. İşin geldiği son noktada Eve, kendini kaçmak zorunda bulur. Artık Eve bütün yeteneklerini hayatta kalabilmek için kullanmak zorunda kalacaktır...

R.J. Palacio'nun romanından senaryolaştırılan filmde, Auggie Pullman yaşıtı diğer çocuklardan biraz farklıdır. Çünkü yüzünde ciddi bir deformasyon vardır. Auggie diğer çocuklarla sıradan bir okula giderek, sıradan bir çocuk olduğunu annesi Isabel ve babası Nate'in yardımıyla kanıtlamaya çalışır. Çünkü esas güzellik derinin altında, içeride saklıdır.