Asti, third millennium. Lucia, mother and wife on the verge of boredom, opens up to friendship with the immigrant Ahmed, looking for an escape from the routine.

In 1945, the dictator of fascist Italy and Hitler's close ally Benito Mussolini faces defeat. In a desperate attempt to avoid capture, he tries to flee the country with his lover Claretta Petacci, but Italian partisans are on their tail.

The historical drama set during the Second World War centres on three people whose paths cross: a Russian aristocratic emigrant and member of the French resistance, a French collaborator and a high-ranking German SS officer.

It’s the last weekend together for three men and two women who for years have studied and lived in the same house in Pisa. University is over and each of them is about to embark on a new path: some will stay in Pisa, some will return home to their parents, and some will move to another city or even country. That protected period of their life in which infinite opportunities awaited them, is fading away – now is the time for decisions and responsibility: love or a well-paid job? Have a child or wait for better circumstances? Follow your dreams or be happy with whatever comes your way? Once thing is certain: their carefree university days are over and nothing will ever be the same again.

Scandals, bribes, corruption. The Italian newspapers are full of news of corrupt politicians and unscrupulous contractors willing to do anything to get a contract. The script of THE MINISTER comes from the desire to tell a story of ordinary corruption, inspired by facts that "probably happened".

Küçük yaşta annesini kaybeden Irene teyzesi Eleonora tarafından büyütülmüştür. Başarılı bir iş kadını olan Irene, teyzesi Eleonara gibi çok para kazanmak ve büyük işlere imza atmak ister. Irene günün birinde ailesinden kalan bir evin, annesine ait eşyalarla dolu odasında kendi iç dünyasına doğru yola çıkar. Aniden başlayan bu değişim genç kadının bütün hayatını alt üst edecek ve hayatına ait her şeyi terk ederek yoksullara yardım eden insanlarla birlikte çalışmaya başlamasına yol açacaktır.

Sidonie Perceval, an established French writer, is mourning her deceased husband. Invited to Japan for the reedition of her first book, she is welcomed by her local editor who takes her to Kyoto, the city of shrines and temples. As they travel together through the Japanese spring blossoms, she slowly opens up to him. But the ghost of her husband follows Sidonie: she will have to finally let go of the past to let herself love again.

2013 Italian comedy

Dört çiftin konu alındığı filmde, bir çiftin ev kiralayarak herkesi bir araya toplamasıyla konu başlar. Bir araya gelmeleriyle beraber bazı farklılıklarda ortaya çıkacaktır.

Aynı trafik kazasında anne babalarını yitiren kuzenler Vivien ve Chloe’yi halaları büyütür. Halaları vefat ettiğindeyse büyük yatırımlar yaptığı pastanesini iki kuzen arasında paylaştırır. Ancak pastane borcun içinde yüzüyordur. Bir taraftan pastaneye el konulmaması için çabalarken bir taraftan da pastacılık konusundaki farklı görüşleri yüzünden birbirlerine düşerler. Aşk ise bu pastanenin olmazsa olmazlarındandır. Chloe’yu peşinden koşan ünlü şefe yavaş yavaş teslim olmamaya çalışırken Vivien en büyük düşmanları bankacı Paul’un ilgisine karşı koymaya çalışır.

The movie is a biopic about Mia Martini, an italian singer who died in 1995.

Giorgio and Tito, father and son. A successful journalist and a lazy teenager apparently impossible to understand. Giorgio's dream is to take Tito to the Nasca Hill in Liguria, but Tito prefers to spend his entire day with his group of friends, eating, talking about nothing and playing video games. Until one day when he suddenly informs his father that he would join him in this trip. After a series of accidents and misunderstandings, at the end, somehow father and son will find the way to communicate … or at least they will try.

Michele 13 yaşında utangaç, aşık ve çok da popüler olmayan bir çocuktur. Bir gün Cadılar Bayramı için bir kostüm giyer ve görünmez olduğunu öğrenir.

Henüz çok genç olmasına karşın ilişkiye girdiği kişinin hamile olması onu yakın zaman sonra baba yapacaktır. Bunun hayatını etkilemesine izin vermeyen sam kendine örnek aldığı efsanevi kay kaycı Tony Hawk'ın izinden gitmeye onun yaptıklarını yapmaya çalışacak bu yolda ise ona yeni bir akıl hocası yardımcı olacaktır. Onu ilk başta garip görse'de ona kattıklarını gördükçe söylediklerini yapmaya devam edecektir.

Luciana is a factory worker married to the love of her life. She is living the simple and quiet life she’s always desired: she works and she is deeply in love with her husband Stefano, even if he doesn’t always have a job and they both need to struggle to keep on going. They are happy and always on each other’s side, but shortly after she finds out she’s pregnant, she gets fired and her world starts falling apart. After having tried to have a baby for years, the joy of impending motherhood lasts only a few months. Begging for help but with no one ready to listen to her, completely desperate and shattered, Luciana decides to kidnap the managing director of her former company, asking for the justice she deserves.

Erkek arkadaşından ayrıldıktan sonra Amerikalı kadın Tokyo'da yanlız kalmıştır. Hayatının bundan sonraki yönünü şekillendirebilmek adına çıktığı yolda da Japon Ustasından râmen şefi olmak üzere eğitim almaya karar verecektir.

Teksastaki küçük kasabadan Eşcinsel olduğu için kovulan öğretmen; New Yorktan , kötü Teksas şehrine intikam almak için sıradan bir kadın olarak gizlenmiş olarak geri döner.

Tom Sherbourne (Michael Fassbender), 1. Dünya Savaşı'nda geçirdiği acı dolu dört yıldan sonra Avustralya'ya döner ve kıyıdan yarım gün uzaklıktaki Janus Kayası’ndaki deniz fenerinde bakıcı olarak çalışmaya başlar. Genç, güzel, cesur ve sevgi dolu karısı Isabel’le (Alicia Vikander) evlilikleri ikisinin de kafasındaki gürültüyü susturup yıldızlar, dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin olmadığı iki kişilik dünyalarında huzur bulmalarını sağlar. Bir gün, üç yılın ve üç düşüğün ardından, karısı bir bebeğin ağlamalarını duyar. Dalgalar, içinde genç bir adamın cesedi ile birkaç aylık bir bebeğin olduğu bir tekne getirmiştir onlara. Çocuk özlemiyle dolu Isabel dualarının Tanrı tarafından kabul edildiğini düşünür. Yüreklerinin sesini dinleyip bebeği sahiplenmeye ve bundan kimseye bahsetmemeye karar verirler. Yıllar sonra gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca aldıkları kararın hiç beklemedikleri sonuçları olduğunu anlarlar.