The creative chemistry of four brilliant artists —drummer John Densmore, guitarist Robby Kreiger, keyboardist Ray Manzarek and singer Jim Morrison— made The Doors one of America's most iconic and influential rock bands. Using footage shot between their formation in 1965 and Morrison's death in 1971, it follows the band from the corridors of UCLA's film school, where Manzarek and Morrison met, to the stages of sold-out arenas.

Ağır sanayi işçileri Bill ve Abby güneye doğru daha iyi bir iş bulmak için yola çıkarlar. Yanlarında manevi kardeşleri saydıkları Linda da bulunmaktadır. İki kardeş olduklarını söyleyen Bill ve Abby büyük bir çiftlikte mevsimlik işçi olarak çalışmaya başlarlar. Toprak sahibinin Abby’ye olan duygularının farkında olan ve onun ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu şans eseri öğrenen Bill, zengin olmanın yolunu bulduğunu düşünür. Gerçekten de kardeş gibi davranarak çiftlikte kalan ve ardından toprak sahibi ile evlenen Abby, bir süre sonra Bill ve eşi arasında kalmaya başlar. Abby’ye aşık olan Bill ise gün geçtikçe bu evlilikten rahatsızlık duyacak ve olmadık işlere başvuracaktır.

Freddy Krueger, en şeytani planlarıyla dehşetin hiç görmediğiniz yepyeni bir yüzü ile tanıştırıyor. Elm Sokağı 4'te kendisini yenmeyi başaran Rüya Ustası'nın güçlerini aşamayan Freddy (Robert Englund), onun doğmamış çocuğunun rüyalarına girmeye ve en yakın arkadaşlarını avlamaya başlar. Çocuk, Freddy'nin yeni silahı olmaktan kurtarılabilecek midir yoksa psikopat Freddy efsanevi kötülüklerine geri mi dönecektir? Sizi koltuklarınıza çivileyecek bu korku klasiği için yönetmen Stephen Hopkins (Lost in Space, Predator 2), Freddy'nin suratının orijinal yaratıcısı, makyaj ustası David Miller (The Terminator) ile çalıştı. Sonuç: öz annesinin bile sevemeyeceği bir surat ve en korkunç rüyalarınızdan bile daha korkunç bir dehşet!

A group of friends - a tomb raider, a chatty salesman, a naughty journalist, a lazy nerd and the shy assistant of a mysterious blind and silent shopkeeper - meet again in the quiet small town where they had shared a terrible secret. When a skeptical policeman discovers the link between a weird animals slaughter and some occult practices, strange things start happening. Together, they will discover the ancient curse of Kaisha and have to face the demons of the past.

Sovyetler tarafından Paris'e gönderilen gizli ajan Ninotchka, burada tanıştığı Leon'dan etkilenir ve işler amacını aşar. Mücevher satmak ve bilgi toplamak için gönderildiği Paris'te kapitalist bir iş adamı olan Leon ile filmlerdeki gibi bir aşk yaşayan genç kadın, bakalım görevini tamamlayabilecek mi?

People is a film shot behind closed doors in a workshop/house on the outskirts of Paris and features a dozen characters. It is based on an interweaving of scenes of moaning and sex. The house is the characters' common space, but the question of ownership is distended, they don't all inhabit it in the same way. As the sequences progress, we don't find the same characters but the same interdependent relationships. Through the alternation between lament and sexuality, physical and verbal communication are put on the same level. The film then deconstructs, through its repetitive structure, our relational myths.

Three generations of women who seek to murder their husbands share a solidarity for one another which brings about three copy-cat drownings.

Daha çok batı kültürüne özgü sayılan bireyler arası yabancılaşmanın klasik 'jarmush' metaforlarıyla anlatıldığı film, uzun süredir görüşmemiş iki uzak akrabanın, Western kültürü içinde yaşadıkları maceraları, 'kimlik' kavramını öne çıkararak sorgulayor * 1984 Cannes Altın Kamera (En İyi İlk Film) - 1984 Locarno Altın Leopar - 1985 Sundance Jüri Özel Ödülü

1928 yapımı bu filmde Georg Wilhelm Pabst’ın natüralizminin derinliklerine dalıyoruz. Neşe içinde gezerken etrafındaki herkese trajedi saçan Femme Fatale’imizle tanışın: Lulu. başrollerde Bob Cut’ı hayatımıza sokan karizmatik oyuncu Louise Brooks ve zamanının Dracula’larından Francis Lederer.

Kızılderililer bütün batıya yayılmak üzeredirler. Birkaç gün içerisinde emekliye ayrılacak olan Komutan Brittles, müdürünün kızını bir komşu kasabaya götürmekle görevlendirilmiştir. Kaptan Brittles kasabaya ulaştığında buranın yakılıp yıkılmış ve kasabada yaşamakta olan insanların da ölmüş olduğunu görecektir... Film, Amerikan süvarileri ile kızılderililer arasında yaşanan savaşı konu alıyor.

An abused woman is feverishly sought by police in the murder of her ex-husband but is being hidden by abused woman-advocates. At the same time, Gunvald Larsson discovers a police report that his long-estranged sister has been abused. He confronts her with his knowledge but she denies it.

İlki çok beğenilen bu komedi-macera filminin ikincisi de sizleri kahkahaya boğacak. Kahramanımızın maceraları bu kez New york ' a taşınıyor.

Clumsy public security officer helps an adventurer (Laura Antonelli) to escape from Italy. In order not to undergo a punitive transfer to Barbagia, he goes back on the woman's trail to take her to prison.

When his young son is killed in a hit and run accident, Charles Thenier resolves to hunt down and murder the killer. By chance, Thenier makes the acquaintance of an actress, Helène Lanson, who was in the car at the time of the accident. He then meets Helène’s brother-in-law, Paul Decourt, a truly horrible individual.

A penetrating study of a marriage on the rocks, set against the backdrop of a small Mediterranean fishing village. Both a stylized depiction of the complicated relationship between a married couple and a documentary-like look at the daily struggles of the inhabitants of Sète in the South of France.

Goethe’nin bilginin arayışı hakkındaki trajedisinden esinlenen “Faust” 19. yüzyılda geçiyor ve yapıta adını veren, ruhunu şeytana satan kahramanını izliyor. O bir düşünürdür, fikirlerin sözcüsü, haberleri yayan kişidir; entrikacıdır, hayalperesttir. Açlık, açgözlülük, şehvet gibi temel güdülerin yönlendirdiği adsız bir adamdır. Goethe’nin Faust’una meydan okuyan mutsuz, peşine düşülmüş bir varlıktır. İlerlemek mümkünse neden olduğun yerde durasın ki?

As always, Sickan has come up with a new plan. This time he wants to rob the IKEA furniture store. During their nightly break-in Sickan discovers that the store is used as a secret smuggling central for sending American computers to the Soviet Union. The computers are picked up by Soviet submarines sneaking into the Swedish archipelago. Naturally, it is their arch enemy Wall-Enberg who is behind all of this.

Claudio and Helena are on the verge of breaking up, until the couple experiences another strange phenomenon that looks to help them understand one another more.

In a move to make his partner, Renato, jealous, the flamboyant Albin waits in a local cafe - dressed as a woman - hoping to be picked up. But Albin gets more than he bargains for when the fly he catches in his web is actually a spy, who uses him as an unwitting courier of secret microfilm. Now on the run from ruthless agents, Albin and Renato flee to Italy where they attempt to hide out on a farm, with Albin posing as Renato's wife. Can Albin escape the deadly pursuit of these relentless spies or does he have to sustain this charade - as a woman - forever?