Samantha and daughter Blake invite Chloe, a foreign exchange student from Britain, into their California home. The two girls become close friends but Samantha's uneasiness begins with the suspicious death of Blake's boyfriend. Samantha sets out to prove her daughter's innocence, discovering Chloe's ultimate plan is to "adopt" Samantha as her "mum".

Ağaçların arasında yaz hasadında çalışan genç kadın ve erkekler yeni duygular geliştirir, flört eder, birbirlerini anlamaya çalışır, daha derin bağlantılar bulur ve kaçarlar.

Film anneleri ölünce hayatlarında yeni bir sayfa açmak adına babalarıyla birlikte Cenova'ya yerleşen iki kız kardeşin öyküsünü anlatıyor. Hem büyümenin hem de kendilerini bulmanın zorluklarını yaşayan iki kız kardeşin hayatları annelerinin hayaletini görmeleriyle daha da karışıyor.

Outer Space, sinematografik bozukluğu sarsıcı, avant-garde sinemanın cehennemi yaşatışı. Hayal edilemez bir güzellikle yıkımı takip eden bir cehennemi akla getiriyor.

4 yıldır aşık oldugu kızla sonunda konuşma fırsatı bulan bir gencin o gece sevgilisyle birlikte gicrdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesinden sonra çocugun ailesinin ve sevgilisinin yaşadıklarına ışık tutan bir film.

20′inci yüzyılın başında Newlyn artistlik okulunda yetişen bir gencin kendini bir aşk üçgeninde bulması ve bunun yanı sıra yeni tanıştığı aşkıyla ölümsüz bir aşk yaşamasını konu almaktadır Duygu yüklü bir aşk filmine hazır olun.

Tragedy meets comedy in seven stories about how our entire world can collapse at any given moment.

In November of 1918 as World War I was ending, a unit of American soldiers goes behind enemy lines to find a lost platoon of African American soldiers.

Katillerden oluşan bir destek grubu, ABD'li bir senatöre düzenlenen suikast girişiminden sorumlu kişileri ortaya çıkarmakla görevlendirilir. Ekip, vakit kaybetmeden bu gizemli olayı çözmeye çalışır. Ancak yapılan araştırmalar, yaşanan olayın hiç de göründüğü gibi gerçekleşmediğini ortaya çıkarır. Katillerden oluşan ekip, suikastla ilgili yeni gerçekleri, yapılan ihanetleri ortaya çıkardıkça, başkalarının hedefi haline gelir. Şimdi onlar peşlerine düşenlerden kurtulup, öldürme emrini veren gizli ittifakların peşinde düşmek zorundadır

Paris, 1930. Luis Buñuel is penniless after the scandal surrounding the release of his last movie. Sculptor Ramón Acín, a good friend, buys a lottery ticket and promises Buñuel that he will pay for his next movie if he wins the prize.

Jay, yasa dışı işlerle hayatını geçiren ve aklı sadece kazanacağı para da olan bir suçludur. Yeni bir iş alır ve bu iş diğer işlerine göre başta çok kolay görünür. Jayin tek yapması gereken Samira adında bir kadını düğün gecesi evlenmeden önce kaçırmak ve teslim edeceği yere kadar götürmektir. Fakat Jay için bu defa işler planladığı gibi gitmez ve kaçırma sırasında birini öldürmek zorunda kalır. Bunun üzerine daha fazla vakit kaybetmez ve hemen Samirayı kaçırıp teslimat yerine doğru götürmeye başlar. Ama Jayin bilmediği şey bu işin bu defa hiç de beklediği gibi sonuçlanmayacağıdır!

Roman loves Camille as much as he loves his two daughters. But he is hiding from all of them a serious problem of addiction, which could endanger his dearest. Does love have a chance to survive when trust is broken?

Yazar olma hayali olan Joanna, J.D Salinger’ın eski moda ve huysuz edebiyat ajansının sahibi Margaret’in asistanı olarak işe başlar. Joanna’nın ana işi Salinger’ın hayranlarından gelen yüzlerce mektubu okumaktır, ancak dünyanın dört bir yanından gelen dokunaklı mektupları okudukça, ajansın standart yanıtlarını bir kenara bırakır ve içinden gelenleri yazmaya başlar. Joanna mektuplarında büyük bir yazar gibi davranırken aslında kendini keşfetmeye başlamıştır.

1889 yılında geçecek Woman Walks Ahead, New York City’deki hayatından bunalmış dul Catherine Weldon’ın ressam olma hayalleriyle Dakota’ya doğru tek başına yolculuk yapmasını ve kendisini orada toprakları için savaşan bir halkın arasında bulmasını konu ediniyor * Her şeyiyle on numara bir filmdi bana göre. Hikaye güzel, kurgu güzel, oyuncular güzel. Hele o Sam Rockwell'in filmlerinde kıvrıla kıvrıla yürüyüşü, yılan gibi laf sokmaya çalışmaları falan yok mu mest ediyor insanı. Duygusal insanlara hitap eden bir film gibi görünüyor.

Through interviews with both victims and instigators, Nanfu Wang, a first-time mother, breaks open decades of silence on a vast, unprecedented social experiment that shaped — and destroyed — countless lives in China.

Film, dijital ekonomiyle dünyanın hızla değişiminin hayatlarımız üzerindeki etkisini edebiyat üzerinden mizahi ve ironik bir bakışla ele alıyor. Bir yayımevi yöneticisi olan Alain ile ünlü bir yazar olan Léonard üzerinden ilerleyen hikayede, ikisi de bir yandan dijital dönüşüme bir yandan da orta yaşın getirdiklerine ayak uydurmaya çalışıyor. Eşlerinin de bu karışık denkleme dahil olması da cabası.

Leo Bernardi is a successful and acclaimed Italian director. He’s approaching the end of his career but he cannot accept his slow decline. He has just finished shooting his last movie and he’s deeply sad. The movie is inspired by the novel about Casanova written by Arthur Schnitzler, a character so similar to the director, even more than he could imagine. Schnitzler’s Casanova is aged, glory days are over: he lost his charm and his attraction to women, he’s broke and no more eager to travel through Europe. After a long exile, he just wants to go back to Venice, his homeland. While traveling home Casanova meets a girl, Marcolina. She reawakens his desire, lost for years. So, he tries to seduce her but that leads him to a tragic understanding: he’s an old man now. It’s not by chance that Leo Bernardi decided to tell this story right now, in a pivotal moment of his life and career. The destiny of both Casanova and his director leads them to a final confrontation.

A series of down-on-their-luck individuals enter the decrepit and spine-chilling Rialto theater, only to have their deepest and darkest fears brought to life on the silver screen by The Projectionist – a mysterious, ghostly figure who holds the nightmarish futures of all who attend his screenings.

Aşkta aradığını bulamayan Maggie Hardin, otuzlu yaşlarının ortasında gelmişken artık tek başına da olsa çocuk sahibi olma zamanının geldiğini düşünmektedir. Ancak tam zamanlı antropolog, yarı zamanlı yazar olan John'la karşılaşınca hayatında ilk kez aşık olur ve böylece annelikle ilgili düşünceleri de yön değiştirir. İşin kötü yanı John işinden başka bir şey düşünmeyen bir profesör olan Georgette'le mutsuz bir evliliği sürdürmektedir. İstemeden de olsa olayları iyice karıştıran Maggie arkadaşları Tony ve Felicia'nın da yardımıyla hayatlarını değiştirecek ve üçünü de komik bir şekilde birbirlerine bağlayacak bir planı hayata geçirmek için kolları sıvar.