The Wild Chicks are slowly growing out of their youthful gang years and have to face the worries of growing up on the sidelines of a big class trip before graduation.

Notoriously hip Berlin based hairdresser Tom Herzner falls in love with beauty parlor owner Heidi, turning both of their worlds upside down. So far so good. Only one problem: Tom is gay.

Faced with an indifferent youth group, a new youth Pastor tries to motivate his students to read God's Word and get serious about their faith.

A drama about friendship that spans ages, this is based on a true story which chronicles the life of a man who died at the age of 23 after an illness that started with the partial collapse of his cranial bone, and a subsequent battle with seven types of incurable diseases.

Jessica and her fiancé Evan just moved from the city into their dream home on a quiet suburban street. Soon after, Jessica catches her seemingly friendly new neighbor, Simon, in a strange lie and can't let her suspicions rest. The danger escalates when Simon lures her inside his home and imprisons Jessica in his secret bunker, meticulously decorated in the idealized style of the 1950's.

At summer camp, young Bibi and her friends are pitted against the boys in a treasure hunt. But what's a witch to do when she loses her powers?

1941'de, 16 yaşındaki bir hevesli sanatçı ve ailesi, Stalin'in Baltık bölgesinin acımasızca parçalanması arasında Sibirya'ya sürüldü. Bir kızın sanat tutkusu ve bitmeyen umutları, tarihin sessizliğini kıracak.

18 yaşındaki Katie (Lucy Hale) üniversite birinci sınıf öğrencisidir ve kızlar yurdunda kalmaktadır. Katie’nin annesi de vakti zamanında aynı okulda okumuş ve aynı yurtta kalmıştır. Yurttaki Delta grubunun kurucularından biri de Katie’nin annesidir. Ancak Katie, annesinin yolundan gitmez ve Delta grubuna değil, onun rakibi olan Kappa’ya katılır. Ve böylece kızlar yurdunda savaş başlar.

Gilmore Lisesinin erkek öğrencilerinin hemen hemen hepsi güzeller güzeli Ashley Grant’ın kalbine girebilmek için can atıyordu. Bunlardan birisi olan Ryan Grant ise her şeyi göze almıştı. Bu arada Ryan’ın yakın arkadaşı Maggie ise aynı yerlere takılmaya başlamış ve bunun sonucu olarak da yalancı elektronik postalar, telefon tacizleri ve yanlış yerde randevular, ortalığı iyice karıştırır. Bu kargaşa içinde aradığı aşkını bulmak ise gençler için çok daha eğlenceliydi.

She's a divorce lawyer, single mother and perpetually at war against men, he is a couple's therapist, single and not looking, they meet and collide in a bourgeois and romantic Rome...

Çapkın bir paparazzi olan Ludo, ünlü bir futbolcunun nikahını kendine has yöntemlerle görüntüler ve bu yüzden mahkemelik olur.. Hakim Ludo’ya verilecek 8 ay hapis cezasını, 300 saat bir anaokulunda çalışmasına karar verir. Bu anaokulunda Anna ile karşılaşır.. ve olaylar komik şekilde devam eder..

19 yaşındaki Lena Schneider'in hayatı hayal kırıklıkları ile doludur. Annesi de kızını bir Güneydoğu Asya tatile çıkararak bu durumdan kurtarmak ister. Fakat uçakta Türk bir maço ve onun aşırı tutucu kız kardeşi ile aynı koltuğa oturunca Lena'nın huzurlu tatil planlarının hiç de beklediği gibi gitmeyeceği belli olmuştur. Daha da kötüsü uçakta teknik bir arıza çıkar ve uçak ıssız bir adaya acil iniş yapmak zorunda kalır. Lena burada uçakta tanıştığı Türklerle ve kekeme bir Yunan ile başbaşa komik maceralara atılır...

Ostroff ve Walling aileleri hem en yakın dost hem de Orange Drive'da karşı karşıya oturan komşulardır. Ostroff ailesinin müsrif kızı Nina (Leighton Meester) beş yıl sonra nişanlısı Ethan'dan (Sam Rosen) ayrılmış ve Şükran Günü yemeği için evine geri dönmüştür. Ailesi komşularının başarılı oğlu Toby Walling’e (Adam Brody) ilgi duymasını isterken, Nina'nın ilgisini anne babasının en yakın dostu David Walling (Hugh Laurie) çeker. Nina ile David Walling arasındaki romantik çekim diğerleri tarafından fark edilmeye başlayınca, ailelerin yaşamları kargaşayla karşı karşıya kalır. Kısa bir süre sonra bu ilişki diğer aile üyeleri üzerinde de beklenmedik, hatta komik ve olumlu etkilere sebep olur. Bu sayede mutlu olmanın ne demek olduğu, aileye ve arkadaşlara rağmen mutluluğu bulma çabaları yeniden sorgulanır.

Film, ölümcül bir vur-kaç suçu işlemiş ve yeniden öldürmeden önce bulup durdurması gereken bir suçluyu (Samuel L. Jackson) akladığını öğrenmek için suçu zaten suçlanmış bir suçluya atmaya karar vermiş Bölge Savcısı Mitch Brockden (Dominic Cooper)’ı anlatıyor...

"Mezuniyet Balosu"nda her çiftin bir hikâyesi var ancak hiçbiri birbirine benzemiyor. Büyük dans günü yaklaşırken çakışan hikâyeler bir lisede, bir gecede ortaya çıkıyor. "Mezuniyet Balosu" liseden özgürlüğe geçişte yaşanan o belirsizlik zamanındaki bazı ilişkilerin sona ermesini, bazılarının ise henüz yeni kıvılcımlanmasını anlatıyor...Mükemmel geçecek olan mezuniyeti sırasında karşısına çıkan erkeğe (Thomas McDonell) ilgi duymaya başlayan Nova Prescott (Aimee Teegarden) için bu dönem "arzuların savaşı"dır. Diğer son sınıf öğrencileri Mei (Yin Chang) ve Tyler (De'Vaughn Nixon) bazı sırlar saklarlarken, diğerleri ise bir lisenin en önemli olaylarından biri olan bu etkinliğin etrafını saran güvensizlik ve beklentilerle yüzleşirler. Bir öğrencinin lise hayatında yüzlerce gecesi olmuştur ama "mezuniyet" sadece bir kere olacaktır...

Bir gece bir grup arkadaşıyla takıldıktan sonra tek başına bir gece kulübüne geçen Russell, çapkınlık peşindedir. Bir süre kulüpte takıldıktan sonra Glen ile birlikte mekandan ayrılır. Barlarda ve yatak odalarında geçen, kimi zaman sarhoş kimi zaman kafaları güzel bir halde dolaştıkları, hikayeler anlatıp seviştikleri bir hafta sonu böylece başlar.

Filmde, 1860’ların İtalyası’nın hızla değişen toplumsal yapısına uyum sağlamaya çalışan yaşlı bir prensi canlandıran Burt Lancaster, statüsünü ve yaşam tarzını sağlama alma çabasıyla yeğeni Tancredi’nin (Alain Delon) zengin bir tüccarın kızı olan Angela’yla (Claudia Cardinale) evliliğini ayarlar; ve filmin final bölümünü oluşturan neredeyse bir saate yakın balo sahnesi boyunca, hem ait olduğu toplumsal sınıf hem de kendi geçmişiyle bugünü üzerine derin düşüncelere dalar. Birey ve toplum arasındaki etkileşimi büyüleyici ve görkemli bir dille anlatan böyle bir filmi, ancak Visconti gibi aristokrat kökenli bir Marksist yönetebilirdi. (Lancaster, rolünü Visconti’nin karakterinden yola çıkarak canlandırdığını söylemiştir). Aristokratların artık gücün yeni zenginlerin eline geçtiğini kabullendikleri balo sahnesi, haklı olarak sinema tarihinin en ustaca çekilmiş sahnelerinden biri olarak kabul edilir.

Başarılı halka ilişkiler uzmanı Marni, ağabeyinin düğünü için memleketine gider ve onun lisedeki baş düşmanı ile evlendiğini görür. Kız, yıllar önce yaptığı tüm kötülükleri unutmuştur. Daha sonra gelinin sosyetik teyzesi içeri girer ve Marni’nin pek de sosyetik olmayan annesi de kendisinin lise yıllarındaki düşmanıyla yüz yüze gelir. Unutmak istediğin tek insanla tekrar karşı karşıya gelince olanların anlatıldığı komedide, eski yaralar tekrar açılır.

Firari bir suçlu olan John Milton (Nicolas Cage) tek kızını küçükken terk etmiştir. Şimdi bebek yaştaki torununu, bir sonraki dolunayda kurban etmek isteyen kana susamış tarikattan kurtarmak için yeri göğü birbirine katacaktır...Onları bulmak için sadece üç günü kalmışken, cani sahte mesih Jonah King (Billy Burke) ve şeytana tapan müritlerinin izini bulmak için sıkı bir arabası ve amansız bir sağ kroşesi olan güzel garson Piper'dan (Amber Heard) yardım ister.Zaman azaldıkça, Milton ve Piper acımasız katilleri, çılgına dönmüş polis memurlarını ve sadece Muhasebeci olarak bilinen gizemli ve ölümcül figürü (William Fichtner) atlatarak Colorado'dan Louisiana'ya kanlı bir iz bırakır. Neredeyse insanüstü bir güçle dolan Milton, günahlarının bağışlanması için karşısına çıkan bu son fırsatta, King ve havari ordusuyla karşılaşacaktır...

Hindistan’dan siyasi kargaşalar yüzünden göç etmek zorunda kalan Kadam ailesi Fransa’ya yerleşerek Michelin yıldızlı ünlü bir restoranın tam karşısında bir Hint restoranı açar.