Guru adında bir adam, kendisine görevler veren tanınmış bir politikacı için uzun süredir çalışıyor. Patronunun birçok rakibini yok etti. Ama bir gün Guru, Aisha kızıyla tanıştı. İlk görüşte ona aşık oldu ve suç geçmişine son vermeye karar verdi. Ancak bu şekilde kesinlikle işin içinden çıkamayacak.

Film, Hindistan'ın Chennai metropolünde gösterilecek. Şehrin suç alanında aranan değerli bir uzman olan Tamizh adında bir adam yaşıyor. Birbirleriyle yarışan haydut grupları Tamizh için savaşmaya hazır çünkü ondan daha iyi kimse yok. Aynı pozisyonda, can sıkıcı suçluları savuşturmak zorunda kalan kız Shrati de var. Kader anlaşılmaz bir şekilde ana karakterleri bir araya getiriyor. Biraz zaman geçer ve gençler haydutlara karşı mücadelede güçlerini birleştirmeye hazırdır. Ancak, Shrati'ye aşık olan dürüst olmayan bir polis komiserinin araya girmesiyle durum bir anda karışır.

Raj Batra ( İrfan Khan) ve eşi Mita Batra (Saba Qamar) Kızları Pia'nın iyi bir eğitim görmeleri için Delhi Dilbilgisi Okuluna kabul edilmelerini isterler. Fakat bu okula girmek bir hayli meşakatlidir. Ebevynlerin çocuklarının eğitimi için ellerinden geleni yaparken ne gibi badireler atlattığını hem komik hem de ders verir nitelikte izleyebileceğiniz bir film

Amerikan halkı televizyondaki “American Dreamz” adlı yetenek yarışmasının tiryakisi olmuştur. “Kim gitsin, kim kalsın” şeklinde formata sahip olan program, her hafta bütün ratingleri altüst etmektedir. Programın fikir babası ve sunucusu olan Martin Tweed (Hugh Grant), şovunu gündemde tutabilmek için geleceğin kısa ömürlü yeni ünlülerini aramaktadır.Her sezon aynı sıkıcı konukları ağırlamaktan bıkkınlık getiren Tweed, yeni sezonun kumarını birbirinden tuhaf yarışmacılarla oynamaya karar vermiştir. Ekrana sürdüğü yarışmacı grubu arasında komplocu kişiliğe sahip Sally (Mandy Moore), Sally’e son derece sadık budala sevgilisi William (Chris Klein); Sally’nin şöhret takıntılı annesi ve menejeri Martha (Jennifer Coolidge); Amerika’ya yeni göç etmiş olan ve onay bekleyen Ortadoğulu beceriksiz terörist Ömer (Sam Golzari); bestelediği birbirinden saçma rap şarkılarıyla böyle bir programa uygun düşen Ortodoks şarkıcı Sholem (Adam Busch) vardır.

A movie about a relationship...that's worse than yours. Seth (Stewart), a sitcom writer-producer, meets Chelsea (Wilson), an interior decorator, at his best friend's (Bellamy) wedding. He's immediately sexually attracted to her while she's instantly attracted to his single-ness. They both ditch their wedding dates and start their own date that same night. The two become a couple, appearing very happy until after a couple of years of postponing a marriage proposal. When Chelsea realizes that Seth wants to remain single and together, she becomes quite bitter. In the next hour of the movie, the two engage in behavior that makes the War of the Roses look like child's play.

Mohit, terfi etmeye hazır bir pazarlama dahisidir. Mayer - parayı yetkin bir şekilde yönetirken, sadece ayakkabıları sever. Bu çift orta sınıfın genç temsilcileridir. Hırslılar, birbirlerine tutkuyla aşıklar ve çok çalışıyorlar ama bir engel var - Maiera'nın inatçı babası...

In 2001, somewhere in rural India, two young brides get accidentally swapped on a train. In the ensuing chaos, they both encounter a host of colourful characters, resulting in hilarious and unexpected consequences.

Vietnam’da genç bir asker olan Dalton Joiner (Austin Stowell), hemşehri kız arkadaşı Jane (Aimee Teegarden) tarafından terk edilince, kızı tekrar kazanmak için savaş esnasında eve kaçmaya çalışır. En iyi arkadaşı Mickey Wright (Liam Hemsworth), kötü anında yanında olmak için onunla gitmeye karar verir. Amerika’ya dönmeli, kızın fikrini değiştirmeli ve yakalanmadan savaşa geri dönmelidirler. Bu en iyi arkadaşlar aşkın, onurun ve bağlılığın ne olduğunu öğreneceklerdir...

Alejandro, a freshman, and Sofia, who’s doing her thesis, meet in college. They build an asymmetrical relationship: he’s in love while she just wants to see her sexual desires fulfilled.

Film 17. yüzyılın Amsterdam’ının atmosferini beyazperdeye yansıtırken evli bir kadın olan Sophia (Alicia Vikander) ve bir ressam olan Jan van Loos (Dane DeHaan) arasındaki gizli ilişkiyi etkileyici bir şekilde ele alıyor. Sophia ve Jan van Loos, Sophia’nın eşi Cornelis Sandvoort’un (Christoph Waltz) Loos’u Sophia’nın portresini çizmekle görevlendirmesinin ardından tanışır. Mutsuz bir evliliği olan Sophia, Jan van Loos’la kaçmanın yolunu arar ve bir plan yaparlar.

Başarılı bir elmas hırsızı olan Miles Logan (MartinLawrance), olaylı bir soygunla çaldığı elmasları o civardaki inşaatıdevam eden bir binanın havalandırma kanalına saklar. Polis onu tutukladığıanda, kendi kendine devamlı olarak "üçüncü kat, kuzey tarafı,beşinci köşe ve büyük kanal" diyerek elması koyduğu yeriezberlemeye çalışır.Miles, iki yıl hapis yattıktan sonra salıverilir. Tabi kihapishaneden çıkar çıkmaz elmasları koyduğu yere gider. Ama gittiğindetam bir şok geçirir. Elmasları koyduğu inşaat, Los Angles Polisinin 37. BölgeMerkezi olmuştur. Zaman geçmeden kendini toplayan Miles, elmaslarıalmanın yollarını denemeye başlar.

Bathsheba Everdene (Carey Mulligan), kendi kendine yeten, güzel bir genç kadındır. Aynı anda 3 farklı karakter ile birliktelik yaşamaktadır: koyun çobanlığı yapan istekli Gabriel (Matthias Schoenaerts), yakışıklı ve acımasız asker Frank (Tom Sturridge) ve olgun bekar William (Michael Sheen). Everdene'in yaşadıkları, kadın-erkek ilişkileri üzerine yıllardır eskimeyen bir bakış açısı sunuyor.

Aamir Khan filmde Mahavir Singh isimli güreşçi olarak karşımıza çıkıyor. Filmin yapımcılığını Disney ile Aamir Khan üstleniyor. Khan hayranlarını yine büyülüyor. Bir rol için 28 kilo alınır mı demeyin söz konusu Aamir Khan ise bu sorgulanmaz bile. Filmde bir adamın 19, 29, 55 yaşlarındaki halini ayrı ayrı canlandıran Aamir Khan’ın çalışmaları gerçekleştirirken bir antrenör eşliğinde vücut geliştirdiği biliniyor. 98 kilo ile çekimleri bitince tekrar kilo veriyor. Dangal güreş yarışması anlamına gelir, zaten Dangal film konusu da güreşmeyi bırakan bir babanın kızlarını güreşçi olarak yetiştirmesini anlatıyor. Biyografik spor dram filmidir.

Mark Wahlberg eski bir keskin nişancıdır. Bu işleri uzun zaman önce bırakmış olmasına rağmen son bir görev için yeniden geri dönmesi istenir. Fakat kısa zaman içinde aslında bu görevin altında yatan büyük gerçeği farkına varacaktır. Aslında yapılmak istenen Amerikan Başkanı'na bir suikast düzenlemektir.Artık Mark'ın işi ilk zamankinden çok daha zordur. Çünkü bir yandan bu büyük komplonun altında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışacak, bir yandan da Başkan'ı bu korkunç gidişattan korumaya çalışacaktır.Stephen Hunter imzalı Point of Impact kitabından uyarlanan film, Antoine Fuqua imzası taşıyor.

Plajlarını kurtarmak isteyen seçkin cankurtaran Mitch Buchannon ve eski bir Olimpiyat şampiyonu, körfezin geleceğini tehdit eden bir komployu araştırır.

Hikaye gezegendeki neredeyse tüm insanları öldüren küresel ısınmayı durdurmak için yapılan başarısız bir deney nedeniyle gerçekleşen buz çağında geçiyor. Hayatta kalan insanlar Snowpiercer isimli bir trende yaşamaktadır. Bu insanlar aynı zamanda trende uygulanan sınıf sistemiyle de mücadele etmektedir. Filmle ilgili gayet açıklayıcı bilgiler verilmiş. Filmin arkasında Koreli senarist/yönetmen Bong Joon-ho bulunuyor. Bong son iki filmi Mother ve The Host’ta ne kadar yetenekli olduğunu gösterdi. İlk İngilizce dilindeki filmi olacak Snowpiercer için seçtiği oyuncu kadrosu da harika görünüyor: Chris Evans, Song Kangho, Tilda Swinton, Jamie Bell, Octavia Spencer, Ewen Bremner, Alison Pill, John Hurt ve Ed Harris...

Ed ve Lorraine Warren, bu zamana kadar baktıkları dosyalardaki en sansasyonel vakalardan biriyle karşı karşıyadır. Şeytani bir varlık tarafından ele geçirildiğini söyleyen bir cinayet zanlısı, kendisine yardım etmesi için soluğu Ed ve Lorraine Warren çiftinin yanında alır. Şeytan tarafından ele geçirlen bir çocuğun ruhunu kurtarmaya çalışan çift, kendilerini beklenmedik bir durumuların içinde bulur. Onlar çocuğun ruhunu kurtarmaya çalışırken, geçmişten günümüze uzanan daha karanlık bir sırrın ortaya çıkmasına neden olur.

Film, İtalyan Riviera’sında yaşayan Luca adlı küçük bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Luca’nın yaz aylarındaki macerasını anlatan film, bizi karanlık bir sırla baş başa bırakıyor. O da Luca’nın deniz yüzeyinin altındaki dünyadan gelen bir deniz canavarı olması.

Animasyon kahramanı Mr Incredible adı altında dünyada var olan kötülüklerle mücadele eden ve insanları kötücül şeylerden korumaya çalışan Bob Parr, dünyaca meşhurdur. Bir süre sonra hayatının bu denli yorucu olmasından yana şikayetçi olup emekliye ayrılmak ister. Eşi ve çocukları ile beraber daha sakin ve sıradan bir yaşam düzenine geçer. Çok geçmeden bu düzenden de sıkılır çünkü sigortacılık gibi bir iş onu pek kesmemektedir. Evren niyet ve isteklerini duyar ve ona bir mesaj iletilir. Bir adada artık gizli bir görevin sahibidir.

Marvel Sinematik Evreni'nin bir parçası olan bu uzay macerasında, Galaksinin Koruyucuları'nın dinamikleri daha da derinleşiyor ve karakterlerin geçmişleriyle ilgili daha fazla bilgi edinme fırsatı sunuluyor. Peter Quill'in (Star-Lord) babası Ego ile tanışıyor. Ego, gezegen formunda yaşayan güçlü bir varlık olup, Peter'a ailesinin kökleri hakkında yeni bilgiler verir. Ancak, Ego'nun gerçek niyetleri zamanla ortaya çıkarken, Peter ve ekibi kendilerini tehlikeli bir durumun içinde bulurlar. Bu sırada, Gamora ve Drax, Gamora'nın kız kardeşi Nebula ile yüzleşmek zorunda kalırken, Rocket ise kendisi gibi diğer "Yetenekli" yaratıklarla karşılaşır. Ekibin içindeki çatışmalar ve kişisel sorunlar, onları daha da yakınlaştırırken, aynı zamanda birbirlerine olan güvenlerini de sorgulatır.