When a bumbling New Yorker is dumped by his activist girlfriend, he travels to a tiny Latin American nation and becomes involved in its latest rebellion.

Olaylar 2027 yılında, Kyoto’da geçer. Kahramanımız Naomi Katagaki kendisinin 10 yıl sonraki hâli olduğunu iddia eden biriyle karşılaşır. Birlikte sınıf arkadaşları olan Ruri’yi kurtarmaları gerekmektedir.

Dawn Davenport progresses from a teenage nightmare hell-bent on getting cha-cha heels for Christmas to a fame monster whose egomaniacal impulses land her in the electric chair.

40’lı yılların New York’undayız. C.W. Briggs, çalıştığı sigorta şirketinin en ünlü müfettişidir. Çözemediği sahtekarlık yoktur. Ofisi reorganize etmesi için yeni işe alınan Betty Ann Fitzgerald’la yıldızı pek barışmaz. Betty Ann, parmak izi gibi yeni polisiye metotlara itibar etmeyen C.W.’nin yöntemlerini modası geçmiş bulmaktadır. Suçluların 'beynine girdiğini' iddia eden C.W. ise hisleri ile hareket ederek sonuç almaktadır.

The Russian version of the movie "Fight Club" is not just a Russian version of a well-known cult film, it is the result and of the hard work of two young men and their love for cinema, Alexander Kukhar (GOLOBON-TV) and Dmitry Ivanov (GRIZLIK FILM) , who are responsible for this project, from the development of its idea and the selection of the cast, to the organization of filming and financial support. Filming lasted a whole year. Everyday work, constant trips, searching for suitable film sets and an exhausting schedule - all this was not in vain and resulted in an unusually amazing and original project - the film "Fight Club", created in the very heart of southern Russia, in the city of Krasnodar, by two young people

The 1978 kidnapping and assassination of former Italian Prime Minister Aldo Moro by Red Brigades terrorists

An undertaker gets married to an old executioner's daughter and, although he doesn't like it, must continue the profession of his father-in-law after his retirement.

In this last episode princess Fantaghirò ends up in a parallel dimension fairy land full of kids. Here the princess must fight against a villain called "Nameless".

Aile baskısı, gelecek kaygısı, sınav depresyonu ve bir yandan süregelen yoğun okul temposuyla birlikte öncelikle okuldaki yazılı sorularını ele geçirmekle başlayıp, sonrasında işi ÖSS Soru Bankası Soygununa kadar götüren Mert (İsmail Hacıoğlu), Sinan (Yağmur Atacan), Gamze (Rüya Önal), Kaan (Caner Özyurtlu) ve Uluç (Volkan Demirok) 'un heyecan dolu hikayelerini anlatıyor...

Film, birbirinden yapı olarak tamamen farklı iki aileyi konu ediniyor. Ki-taek ve ailesi komple işsizdir ve varoşlarda yaşamaktadırlar. Ki-taek’in oğlu Ki-woo, bir arkadaşının referansı ile çok zengin, bir o kadar da saf olan Park ailesinin kızına İngilizce için özel ders vermeye başlar. Ancak bu onlara yeterli gelmez ve maaile Park ailesinin evdeki çalışanlarının adım adım kuyusunu kazarak çeşitli üçkağıtçılıklarla kapağı Park ailesine atmayı başarırlar. Ancak fazla açgözlülükleri ve beleşçilikleri günün birinde başlarına bela olacaktır.

Cachin's friends are back. After overcoming many adversities, an inheritance will put them to the test, facing funny situations and dark characters that will try to boycott one of their greatest dreams.

A pair of Americans want to perform the greatest robbery: the treasure of San Genaro, in Napoli.

Lovestruck conservatory student Ariane pretends to be just as much a cosmopolitan lover as the worldly mature Frank Flannagan hoping that l’amour will take hold.

Komedi ustası jim carrey bu sefer çirkinmi çirkin huysuzmu huysuz grinç rolünde karşımıza çıkıyor. yine kahkaha garantisi veren filmde yılbaşından hoşlanmayan grinçin yaşadığı kasabadaki halka bir sürprizi vardır.

Büyük şirkette otuz yıldan sonra Ugo Fantozzi emekli olur. Pina alışverişine yardımcı oluyor; Büyük kız Uga bebek bakım görevlisidir. Birdenbire gündelik hayatta yapılması gereken şeylere ihtiyacı var ve birçok etkinlik yapmaya çalışıyor; Venedik gezisi; Golf öğrenmek. Daha sonra yeni bir iş bulmak için sahte belgeler alır, ancak sonunda hipokondriyaz olur ve Bayan Silvani ile uzun süredir yapacağı görüşmeyi bile yapamaz..

Greta Garbo, Joan Crawford, John Barrymore, Lionel Barrymore ve Wallace Beery, En İyi Film Dalında Akademi Ödülü alan bu filmde başrolü paylaşıyorlar. Berlin'deki Grand Hotel'in tek bir günü anlatılmaktadır. Mücevher hırsızı Baron Felix von Geigern (John Barrymore) hem baş balerin Grusinskaya'nın (Garbo) mücevherlerini, hem de ölüm döşeğinde olan Otto Kringelein'in (Lionel Barrymore) patronu Preysig'in (Beery) metresi Flaemmchen'i ele geçirmek istemektedir. Hollywood'un bu klasik filminde, sadece 24 saat içinde bu insanların hayatları sonsuza değin değişecektir.

Glamis’in efendisi Macbeth, üç cadıdan bir gün İskoç kralı olacağına dair bir kehanet alır. Bu kehanete çok inanan Macbeth, hırs küpü karısı Lady Macbeth tarafından da iktidarı ele geçirme planları konusunda desteklenir ve tahtı ele geçirmeyi kafasına koyar.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçen hikaye, fakir bir babanın ve oğlunun dramını anlatıyor. Uzun süredir işsiz olan Antonio, sonunda para kazanabileceği bir iş bulur. Bisikletle dolaşıp duvarlara film afişleri asacaktır. İşinin ilk gününde bisikletini çaldıran Antonio, son ekmek kapısı olan bu bisikleti bir hırsıza kaptırmayacak ve oğluyla birlikte hırsızın peşine düşecektir. Savaş sonrası İtalya’nın ekonomik bunalımına ve geçim derdinde olan insanların çaresizliğine dikkat çeken film, Luigi Bartolini'nin romanından sinemaya uyarlandı. Dönemin sosyal koşullarını başarıyla ortaya koyan Bisiklet Hırsızları, en iyi senaryo dalında da Oscar’a aday olmuştu. Ayrıca yönetmen Vittorio De Sica, filmin tamamında amatör oyuncuları oynatmıştır.

Köklü ve entellektüel bir aileden gelen Robert Dupea, bir işten başka bir işe geçtiği kötü bir kariyere ve bir kadından başka bir kadına uzanan kötü bir özel yaşama sahiptir. Son olarak bir petrol kuyusunda çalışan Dupea zamanın büyük kısmını içerek, poker oynayarak ve seksi ama aptal kız arkadaşıyla birlikte olarak geçirmektedir. Fakat babasının ölüm döşeğinde bulunması için eve çağrıldığında, Dupea zeki ve güzel bir kadınla karşılaşır ve ona aşık olur.

Hüseyin Al Baldawi arrives in Brussels in August 2015. He has traveled thousands of kilometers until he got there from Iraq. A year after his arrival, he receives his residence permit and decides to go to Greece. This journey from Brussels to Athens involves the viewers on the difficulties faced by Hüseyin and thousands of other immigrants. While the story of Hüseyin is taking shape through the countries he travels, the forgotten people he meets and the selfish society of Europe give us many messages, as well.