A woman's dark and absurdist nightmare vision comprising a continuous recitation of the alphabet and bizarre living representations of each letter.

Agnès, a bourgeois young woman from Geneva, writes a letter to a friend, telling how she ended up cheating on her husband. Fascinated by the attitudes and gestures adopted by a prostitute to attract clients, Agnès decides to imitate her and seduces the first man she sees, sitting on a garden bench.

A double leg amputated woman sits and writes a long meandering letter while her ineffective nurse attempts to attend to her stumps.

Two young women find themselves in a dark room where there is a distinctly strange feeling.

The film concerns the theme of self-imposed limitation and continues Matthew Barney's interest in religious rite, this time focusing on Shinto

Mario and Ana, in voluntary exile from Buenos Aires, live in a remote Argentine valley with their 12-year-old son Ernesto. Mario runs a school and a wool cooperative; Ana, a doctor, heads a clinic with Nelda, a progressive nun. Into this idealistic family comes Hans, a jaded Spanish geological engineer -- surveying the land for the local patron, to see if it can be dammed for hydro-electric power, which would drive the peasants from the land into the cities.

A filmed version of David Byrne's Broadway show, a unifying musical celebration that inspires audiences to connect to each other and to the global community.

To escape neglect and abuse from his parents, a young boy plants some strange seeds and they grow into a grandmother.

In an alternate Japan, territorial street gangs form opposing factions collectively known as the Tokyo Tribes. The simmering tension between them is about to boil over into all-out war.

Laura Palmer (Sheryl Lee) isimli bir genç kızın öldürülmesi sonrasında gelişen olayları konu alır. FBI ajanı Dale Cooper (Kyle MacLachlan) bu cinayetle ilgilenmek için kasabaya gönderilir, fakat bu küçük ve sakin görünen kasaba aslında derinliğine bakıldığında çok karışıktır...

Wenders, Patricia Highsmith'in Ripley'in Oyunu (Ripley's Game) adlı romanından uyarladığı bu filmde Dennis Hopper, Nicholas Ray ve Samuel Fuller gibi Amerikan sinemasının üç idolunun bir araya getirmektedir. Amerikalı Arkadaş 'Kara Film (Film Noir)' türünün en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir. Filmde Ripley (D.Hopper), sahte tabloları, sanat koleksiyoncularına bile yutturarak muazzam servet edinmiş, kovboy şapkasını kafasından çıkarmayan bir Amerikalı olarak karşımıza çıkar. Önceden tanıdığı bir mafya patronu Ripley'den geçmişi temiz bir kiralık katil bulmasını ister. Ripley'in aklına gelen çerveci Zimmermann (Bruno Ganz)'dır. Kan kanseri olan Zimmermann bu işi özgür iradesiyle kabul eder. Ancak sonrasındaki geri dönülemez gelişmeler Ripley'i ilginç kararlar vermek durumunda bırakır.

Two dogs, Rowf and Snitter, stuggle to survive in the countryside after escaping from an animal research laboratory. They are pursued by search parties and then the military after rumors spread that they could be carrying the bubonic plague.

Jack Nance’in canlandırdığı Henry Spencer’ı yeri tanımsız bir 'endüstriyel çöl'ün kabusumsu atmosferinde gelişen bir dizi olayın merkezindeki özne olarak takip ediyoruz. Geçmiş bir ilişkisi esnasında partneri Mary’nin hamile kaldığını öğrenen Spencer onu kendi küçük evine getirir. Burada mutant, sürüngen benzeri bir yaratık dünyaya getiren Mary’nin evden kaçmasıyla Spencer evde 'bebek'le, radyatörün arkasında hayali bir sahnede gördüğü kadınla ve kendisini baştan çıkarmaya çalışan karşı komşusu ile başbaşa kalır.

Bir grup insanın bir tur ile geziye çıkması ve sonrasında da geziye çıktığı yerde daha önceki zaman da meydana gelen gizemli hikayenin kahramanlarından bir yaratığın kendi başlarına musallat olması anlatılıyor.

Büyük teyzesi ölünce, ünlü dehşet verici Elvira, Falwell'in İngiltere'nin Falwell kasabasına perili bir ev, bir cadı yemek kitabı ve bir punk rock fino köpeği mirasını talep ettiğini söyler. Ama havasız yerliler çığlık atan kraliçenin bol miktarda varlığına bir kez göz yumduklarında, hepsi cehennemden ayrılır ve kopar.

15. yüzyılda Tatarların saldırıları altında inleyen Rusya'dayız. Andrei Rublev hem bir keşiş hem de ikona ressamıdır. Barbarlık, şiddet ve kana kontrast olarak doğanın mucizevi güzelliği ve inanç Rublev'in beslendiği kaynaktır. Ne var ki bir köylü kızını tecavüzden kurtarmak için bir adamı öldürmek zorunda kaldığında hayatı ve Tanrı inancını yeniden sorgular. Yaratıcılık ateşinin, konuşmama ve resim yapmama yemini eden Rublev'in içinde yeniden yanmaya başlaması için toy bir delikanlının dev bir çan imal etmesini seyretmesi gerekecektir. Bu aslında sanatçı keşişin eserlerine gerçek renk ve hayatın da gelmesinin işaretidir.

Bir kadının Los Angeles'ın dışında bulunan Inland Empire'daki garip ve gizemli olaylarla ilgisini anlatan filmde David Lynch sahneleri çekimlerden önce yazdığı için tam anlamıyla filmin bir senaryosu bulunmamaktadır.

Angela üniversitede, sinema bölümünde öğrencidir ve bitirme tezini 'Görsel Medyada Şiddet' konusunda seçmiştir. Okulun arşivini tararken bulduğu bir filmde yaşanan gerçek cinayeti polise bildirmek yerine, kendi araştırmasını başlatır. Araştırmasını derinleştirdikçe uğraştığı sadece tezi olmayacaktır.

2.Dünya Savaşı 'nın sonlarına doğru 1944 yılında Nazi işgali altındaki Roma şehrinde yaşayan bir grup insanın hikayesi anlatılır.Gestapo Nazilere karşı yapılan direniş hareketinin lideri olan Giorgio Manfredi (Marcello Pagliero) 'nin peşine düşmüştür.Yakın arkadaşı Francesco (Francesco Grandjacquet),Francesco'nun evlenmek üzere olduğu dul Pina (Anna Magnani)ve Rahip Don Pietro Pellegrini (Aldo Fabrizi) birlikte Giorgio'nun bir an önce Roma'dan ayrılabilmesi için yeni bir kimlik edinmesine yardımcı olurlar.

Frank Herbert'in ünlü bilimkurgu klasiği romanından uyarlanan film, çöl gezegeni Dune'u kontolü altına almak isteyen 3 ırkın savaşını ve gezegen halkının beklediği Mesih'in gelişini anlatıyor.