Akademi ödüllü Whoopi Goldberg (Ghost), peşinden koşan çetenin bakacağı, akla en son gelecek yer olan sessiz bir manastıra saklanmak zorunda kalan küstah bir salon şarkıcısını canlandırmaktadır. Manastırda, aykırı davranışlarıyla bir sürü sadık taraftar toplar ve çok geçmeden rahibelerin ruhsuz kilise korosunu, danslı, şarkılı, capcanlı bir müzik korosuna çevirir.

Taiwan in the year 2000, only thirteen years after the lifting of Marshall Law rule and still an unruly place referred to by many as the “Wild, Wild East,” provides a perfect setting for The Taiwan Oyster. Masquerading as a bender road-­‐movie, the darkly comic film explores deep existentialist questions as the protagonists journey deeper and deeper into the Taiwanese countryside. Darin and Simon’s quest for the perfect burial spot becomes a strange trip down Taiwan’s picturesque East Coast Highway as they encounter the unique cultures of Taiwan, welcoming families, violent gangsters, and Nikita, another lost soul who joins their odyssey. Along the way, they explore the Southeast Asian ex-­patriot experience, their own personal demons, and the universal questions that arise when one is confronted with an untimely death.

Full of anticipation, ten-year-old Emma goes on vacation to her grandma Dolly in the country. Once there, however, the girl learns that old Klipperbusch has died - and his money-hungry nephew Albert is already in the process of converting the inherited estate for profit. And anything he can't use for this is thrown out without further ado. At least Emma manages to save Klipperbusch's beloved mare Mississippi from the slaughterhouse at the last minute: she persuades her grandmother to buy the horse from Albert. Emma is now a proud horse owner. She is all the more surprised when Albert turns up at her door one day and desperately wants Mississippi back. It's clear to Emma and her friends that this guy can't be up to no good...

Hikaye, düğün hediyesi olarak kendin yap bir ev alan iki yeni evli Keaton ve Seely'yi içeriyor. Ev, sözde "bir hafta" içinde inşa edilebilir. Reddedilen bir talip, ambalaj sandıklarını gizlice yeniden numaralandırır. Film, Keaton'ın evi bu yeni "düzenleme"ye göre bir araya getirme mücadelesini anlatıyor.

Filminde, röportaj yapmak için gittiği ABD'de herşeyi yabancı ve itici bularak bir kimlik bunalımına giren ve amaçsızca turlayan Alman gazeteci Philip (Rüdiger Vogler)'in ülkesine geri dönmeye karar vermesi, havaalanında karşılaştığı mutsuz ve umutsuz bir kadının (Lisa Kreuzer) küçük kızı Alice'i (Yella Rottländer) kendisine emanet etmesiyle de yaşamının akışının tamamiyle değişmesi anlatılır * Wim Wenders'in yol üçlemesinin ilk filmi.

The advertising director of Pacific Pharmaceuticals, frustrated with the low ratings of their sponsored TV program, seeks a more sensationalist approach. He orders his staff to Faro Island to capture King Kong for exploitation. As Godzilla re-emerges, a media frenzy generates with Pacific looking to capitalize off of the ultimate battle.

Yıllardı bir şey yapmadan evinde oturan Le Ying, eğitimini tamamladıktan ve bir süre çalıştıktan sonra toplumdan uzaklaşmaya ve kendisini sosyal çevrelerden soyutlamaya karar verir. Le Ying, bunun kendisiyle barışmanın en iyi yolu olduğuna inanır. Bir gün, kaderin birkaç darbesinden sonra hayatını farklı bir şekilde yaşamaya başlar. Dış dünyaya ihtiyatlı bir şekilde adım atan Le Ying, boks antrenörü Hao Kun ile tanışır. Tam hayatının olumlu bir dönemeçte olacağını düşündüğü sırada, peşinden gelen zorluklar hayallerinin çok ötesindedir ve hareketli hayatı daha yeni başlamaktadır.

BTS perform their Japan concert at Tokyo Dome and Fukuoka Yahuoku Dome during their Love Yourself World Tour.

A burned-out British police detective finally snaps while interrogating a suspected child molester.

A 36-year-old meek woman realizes that there’s younger people trying to outpace her doing much less, so she makes a risky change by removing her filter.

Second part of the "Date A Bullet" films.

Mesleğini kullanarak yaşadığı düzene başkaldırıp daha öteye gitmek ve zorla baş etmek uğrunda cesaret gösteren bir gazetecidir kahramanımız. David Locke, bir Kuzey Afrika ülkesine gerillalarla röportaj yapmaya gider. Artık hayatı eskisi gibi olmayacaktır. Burada hayatının en ilginç olaylarının içine girecek ve hayatının akışını sonsuza dek değiştirecektir. Otelde tanıştığı bir arkadaşının ölmesi üzerine David onun yerine geçecektir. Robertson isimli bu adamın bütün kimlik bilgilerini ve randevu defterini de yanına alarak yeni kimliği ile yeni bir hayata başlamaya karar verir. Başka bir insanın yerine geçmenin sanıldığı kadar kolay olmadığını, Robertson’un hayatı ile ilgili sırları keşfettikçe daha iyi anlayacaktır.

JSDF pilot Akane has a fateful encounter when a new Godzilla emerges in Tateyama. As a countermeasure, a cyborg named Kiryu is constructed from the remains of the original. The machine is discovered to harbor the restless soul of the original monster as Akane must learn to find value in her own life as well.

Marilyn Monroe'nun başrolü Don Murray ile paylaştığı, 1950'lerde Amerika'da geçen film. Marilyn Monroe güzelliğine, oynadığı Cherie karakterinin naifliğini de katmış olduğu bu filmde seyredeni bir kez daha büyülerken, pek yakışıklı Don Murray'nin canlandırdığı fena halde aşık bir kovboy olan Bo'nun hal ve hareketleri, "bir kadını kendinizden uzaklaştırmak istiyorsanız neler yapmalısınız?" sorusunun cevabı niteliğindedir.

Walter Winchell tarzı sansasyonel bir köşe yazarı olan J.J. Hunsecker yazılarıyla birçok kişinin kaderini belirlemektedir. Hunsecker kızkardeşi Susan'a kur yapma cüretini gösteren caz gitaristi Steve'i hedef seçer.

Dilsiz bir silahşör, bir grup kanun kaçağı ve intikam peşinde koşan genç bir dul kadını savunmak için bir grup acımasız ödül avcısına karşı savaşır.

An elderly heiress is killed by her husband who wants control of her fortunes. What ensues is an all-out murder spree as relatives and friends attempt to reduce the inheritance playing field, complicated by some teenagers who decide to camp out in a dilapidated building on the estate.

Joan Tewkesbury’nin senaryosu, geri planda, asıl konuyla bağlantı kurmak derdinde olmadan politik bir hikâye atıveriyor ortaya, böylece Vietnam Savaşı’nda atılan yanlış adımların ve yozlaşmış Nixon hükümetinin gölgesindeki Amerika’nın kendisini yeniden keşfettiği süreçteki tekinsiz atmosferi solumamızı sağlıyor. Film, politik mevzunun gelişimi içinde, “Country Müziği ve Western” manzarasına en iyi bakışı sunuyor ve 1970’lerin, Amerika metaforunu bitirip tüketen son filmi olduğunu kanıtlıyor. Yayılıp giden, dağınık, benzersiz bir tarzda çekilen, öyküselliği olmayan film, müzisyenler, menejerler, politikacılar, reklamcılar ve müzikseverlerden oluşan 24 karakterin, Nashville’deki koşuşturmacalı beş gün boyunca yapıp ettiklerini enfes bir tarzda gözlüyor.

Madrid'de büyükannesi ve iki kız kardeşiyle yaşayan sekiz yaşındaki Ana, annesinin ölümünün yasını tutmaktadır.

Bu film, İtalyan sinemasının başyapıtlarından biri olarak kabul edilmenin yanı sıra, en çok saygı duyulan, övülen, yeniden çevrilen soygun hikâyelerinden biri; kara filmin, İtalyan gerçekçiliğinin, farsın ve soygun filmlerinin parlak bir parodisi: Bir grup küçük soyguncu en son ve en iyi işleri olacaklarına yemin ettikleri bir iş için toplanır. Fakat her şey ters gider. Her ne kadar hırsız olsalar da son derece iyi kalpli, sempatik ve aşırı derecede şanssızdırlar. Süratle akan diyalogları ve Toto ile Claudia Cardinale gibi yıldız oyuncularıyla Mario Monicello’nin bu en çok bilinen klasik komedisi sürprizlerle dolu.