A chronicle of the rise and fall of O.J. Simpson, whose high-profile murder trial exposed the extent of American racial tensions, revealing a fractured and divided nation.

Araba tamircisi olarak çalışırken işini kaybeden ve evliliği kötüye giden eski boksör Bradley hayatının dönüm noktasındadır. Uyuşturucu kuryesi olarak çalışan eski bir arkadaşı için çalışmaktan başka bir yol bulamaz. Durumu başlarda iyiye gider, ta ki acımasız arkadaşları ile bir grup polisin çatışması arasında kalana kadar. Ortalık sakinleştiğinde kendini hapishanenin içinde bulur. Düşmanları onu şiddet uygulamaya mecbur bırakır ve bu da hapishaneyi vahşi bir savaş alanı haline getirir.

Brett Ridgeman, adaleti sağlamak için her şeyi göze alan bir polis memurudur. Ortağı Anthony Lurasetti ile birlikte suçluların peşine düşen Brett, onları yakalamak için şiddete başvurmaktan da geri kalmaz. Ancak bir gün işler onların pek de istediği gibi gitmez. Bir zanlıya şiddet uygulayan Brett ve Anthony’nin görüntüleri medyaya yansıyınca, ikilinin kariyeri tehlikeye girer. Görüntülerden sonra açığa alınan iki polis, kendilerini birden büyük bir boşluğun içinde bulur. İşşiz ve parasız kalan ikili, bunca yıl emek verdikleri işlerinden tazminatlarını almanın yolunu arar. Bu süreçte kendilerini ummadıklarını durumların içinde bulan Brett ve Anthony, hak ettikleri tazminatlarını almak için suçlarla dolu yeraltı dünyasına adım atar. İki bu kirli dünyada beklediklerinden daha fazlası ile karşı karşıya kalır.

Punk rock grubu The Ain't Rights gezici olarak barlarda konser verirken son dakika kararıyla Oregon'un ormanlık bölgesindeki bir barda sahne almak için yola çıkarlar. Mekana gittiklerinde her şey yolundadır ve konseri sorunsuz atlatırlar. Ancak konser sonrası, sahne arkasındaki odalarında genç bir kadının cesediyle karşılaşırlar. Mekanın acımasız sahibi olayın tek şahitleri olan grubun ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Müzisyenler, o ve adamları tarafından abluka altına alınan bir odada hayatta kalma savaşı verecekleri uzun bir geceye adım atar.

SANJAY'S SUPER TEAM follows the daydream of a young Indian boy, bored with his father's religious meditation, who imagines "a kind of ancient, Hindu version of The Avengers," with the gods appearing like superheros.

Filmde Si-hou Chin kendisinin bir versiyonunu oynamaktadır: eski şan, şöhret günleri geride kalmış, ailesinden kopmuş, derin bir depresyondan çıkamayan bir aktörü oynar – ilk karelerde de gördüğümüz gibi evi filmlerinin setinde çekilen fotoğraflarla süslüdür.Chin artık yıkılmaya yüz tutmuş, yabancıların ‘tenement’ dediği bir apartmana yerleşir film başlarken, bu apartmana ölmeye gelmiştir.Fakat bilmediği bir şey onun bu planını alt-üst edecektir – bu apartman içinde birçok hayaleti bulundurmaktadır ve bu hayaletler gerçek dünyaya geçmek için bir bahane aramaktadırlar – Chin’in intihar teşebbüsü apartmanda bulunan Uncle Yau (Chin’in Mr. Vampire filmindeki diğer yıldızı olan Anthony Chan Pau) ile yollarını kesiştirir – artık hayalet ve ruhların dünyası ile gerçek dünya birbirine geçmiştir – apartmanda yasayan bütün kaybetmişlerin korkuları, hüzünleri ve hayatları alt-üst olacaktır.

Almanya'da Nasyonal Sosyalizm'in yükselişi 'birkaç delinin komplosu' değildi. Birçok 'iyi' insan da kendilerini bir anda tamamen kontrolden çıkmış bir toplumun göbeğinde buldular. 'Good", onlardan birinin hikâyesi.

1960’ların New York şehrinde geçen hikaye, aydınlatılmamış bir cinayetin peşinden sürüklenen, bu sürüklenmede zaten kötü olan evliliğine daha büyük darbeler alan Walter’ın içine düştüğü olaylara ışık tutuyor. Magnolia Pictures tarafından dağıtımı yapılacak olan bu gerilimin sorusu ise: “Birinin ölmesini istemekle bunun gerçekleşmesi için çalışmak arasındaki fark nedir?”

Kariyerinde pek de başarılı olamayan bir yazar, geçimini sağlamak için bir kumarhanede krupiye olarak işe başlar. Kendisini kumarhanenin büyülü dünyasına kaptıran adam, bu süreçte kız arkadaşı ile sorun yaşamaya başlar. Bu sırada yazar, Jani adında gittikçe daha çok kaybeden bir oyuncuyla tanışır. Kumarhanede tanıştığı Jani isimli bir kadının peşinden bir soygun planına dahil olmasıyla birlikte işler tam anlamıyla kontrolden çıkar.

Ordu için tasarlanan yeni bir enerji içeceği olan Zolt içen insanların agresifleştiğini fark eden bir şirket çalışanı, içerideki kaos ortamından biricik aşkını kurtarmak zorundadır. Başrolü Brenton Thwaites 'ın canlandırdığı komedi ve fantastik ögeleri barındıran bir yapım.

Wong bu bölümde imparator tarafından düzenlemiş olan Aslan dansı dövüş turnuvasına katılmak için Pekine gitmiştir. Gizli olarak nişanlandığı Yee'de Pekin'e Wong ile birlikte gelmiştir. Fakat burada bir zaman önce babasını da döven ve YEE'nin de arkadaşı olan Rus Diplomat Tuman ile karşılaşır ve aralarında bir hesap görme mücadelesi başlar..

Birinci Dünya savaşından önce Karl Hoffmeister'ın yanında çalışmak için işe başlayan Friederich, Hoffmeister'ın eşi Charlotte aşık olur. Aşık oldukları sırada Friederich iki yıllığına Meksika'ya gitmek zorunda kalır. Peki aşklarına mesafe engel olacak mıydı ? | Gönderen

A group of teens sneak out of their high school dance to cruise around and have some unsupervised fun. When their car runs out of gas on a deserted road, they discover an old farmhouse and the cannibal killer living inside.

Zombiler de sever! The Vicious Brothers mahlasıyla yönetmenlik yapan Colin Minihan ve Stuart Ortiz'in yazıp yönettiği It Stains the Sands Red tam manasıyla ikilinin çılgın işlerinin izinden giden bir yapım. Molly, yaşadığı şehirde karşılaştığı zombi istilasından canını zor kurtarmıştır ancak kendini uzun süren bir kaçışın ertesinde çölün ortasında bulmuştur. Peşindeyse elbette inatçı bir zombi vardır ve iş hayat memat noktasına gelmiştir. Zombinin arzuları midesinde mi yoksa kalbinde mi anlayamayan Molly bir yandan aralarındaki mesafenin kapanmasına engel olmaya çalışırken bir yandan da gücünün tükenmeye başladığını fark etmiştir.

13 yaşındaki Justine, nam-ı diğer Junior. Biraz erkeksi, sivilceli, tuhaf bir mizah anlayışına sahip bir genç. Kadınlara karşı düşmanca davrandığı da oluyor. Bir gün Junior’ın midesi iltihaplanıyor ve sonrasında bedeni tuhaf bir dönüşüm geçiriyor.

Kendilerini toplumdan tamamen soyutlayan bir topluluğun üyesi olan Camiel Borgman, toprağın altında insanlıktan uzak bir ritüelde yaşadığı gizli evinin yabancılar tarafından keşfedilmesi sonrasında ormanı terk eder. Borgman, uzun zaman sonra ilk kez yollara düşer ve gördüğü ilk evin kapısını çalar. Varlıklı bir aileye ait olan ev, kendini bir şekilde kabul ettirmeyi başaran bu beklenmedik misafirin gelişiyle esrarengiz ve ürkütücü olaylara ev sahipliği yapmaya başlar. Borgman arkadaşlarının da yardımıyla alışılmadık yöntemlerle düzenin parçası olan her şeyi ele geçirmeyi başararak olağandışı bir sistem kuracaktır. Sıradışı konu ve atmosferleriyle Alex van Warmerdam'ın yazıp yönettiği 'Bela'nın başrollerini Jan Bijvoet, Hadewych Minis ve Jeroen Perceval paylaşıyor.

FBI ajanı Frank LaCross evine döndüğü zaman, evine zorla girildiğini oğlunun ortalıkta olmadığını ve oğlunun bakıcısı Missy'nin kanlar içinde yerde yattığını görür. Missy'i öldüren, cinayetleri iki yıl öncesine kadar giden bir seri katil olduğuna dair içinde şüpheler uyanır.

Okulun sıradan kızlarından Louise, cadılık yeteneklerini olduğunu keşfeder ve bunları istediği erkeği etkilemek ve okulda popüler olmak için kullanmaya başlar.

Sarah Lind ' in filmdeki canlandırdığı karakterin adı olan Molly' ye yıllar boyunca iblisler musallat olur ve ruhsal bozukluk yaşamasına sebebiyet verirler. Ailesi en sonunda Molly' yi hastahanenin ruh hastalıkları bölümüne yatırmak zorunda kalır. Fakat bu Molly için pek te kolay olmayacaktır çünkü peşindeki iblis burada da rahat bırakmayacaktır...

Two estranged brothers reunite at their missing father's video store to liquidate the property and sell off his assets. As they dig through the store, they find a VCR board game titled 'Beyond the Gates' that holds a connection to their father's disappearance and deadly consequences for anyone who plays it.