İki çocuğa bakıcılık yapan Julia yardım istediği yabancı tarafından terrörize edilir. Aradan yıllar geçer ve Julia hala o yabancı tarafından taciz edildiğini iddia etmektedir.

Kraliçe ve Ben Filmi; Yeni seçilen Cumhuriyetçi Başbakan, İngiliz kraliyetini para ve varlık açısından kısıtlamaya kalkar. Bu durum kraliyetin hoşuna gitmez.Aynı adlı kitaptan uyarlanan filmde, İngiliz monarşisinin gerçekliği mizahi bir şekilde aktarılıyor.

In her debut and only starring vehicle, Philomena plays the title role, Miss Melody Jones. She's an actress with (clearly) a lot of talent, but she's maybe a bit naive. After some bumps on the road to stardom, she meets college boy Tim, who casts her as the lead in his student film. But Melody's desire for instant fame clashes with Tim's unwillingness to sell out and make biker flicks.

A strange series of solar flares proves fatal for inhabitants of the Earth, except for the fortunate few who are somehow immune from the effects. Animals go insane and human beings turn to white powder, leaving behind only empty clothing. A handful of survivors attempt to rebuild their lives on the de-populated Earth.

Sexy but unstable wife and mother Jude walked out on her family three years ago. Now, just as suddenly, she is back. But her husband, Robert, has fallen in love with Callie, an assistant principal at his sons' school. He asks Jude for a divorce. She responds by trying to turn her three boys against Callie, then by slashing herself and blaming her rival and finally by drawing her 12-year-old, Kes, into a murderous plot.

In the English countryside, Sarah Rexton, recently blinded in a horse riding accident, moves in with her uncle's family and gallantly adjusts to her new condition, unaware that a killer stalks them.

İkinci Dünya Savaşı'nın insanlık dışı öykülerinden bir kesit... Auschwitz kampında kurulan gaz odalarında ölüme gönderilen Yahudilerin yaşadığı korkunç trajediye ek olarak bir de, onları ölüme göndermeleri için seçilen bir grup Yahudi'nin trajedisi de yaşanmaktadır.Sonderkommandos adı verilen grup büyük bir ahlaki ikilemle karşı karşıya bırakılır. Grubun kendi aralarında örgütlemeye çalıştıkları, Auschwitz tarihindeki ilk silahlı eylemi harekete geçirmeye hazır oldukları bir sırada, gaz odalarında hayatta kalmayı başarmış 14 yaşındaki bir kzı çocuğunu bulurlar. Grup, belki de hayatlarının en büyük ikilemi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu kızı kurtarmak uğruna ya hazırladıkları başkaldırı eylemini bir kenara bırakacak ve diğer binlerce insanın kurtarılma umudunu hiçe sayacaklardır ya da onca eziyete rağmen hayatta kalmayı başarabilmiş olan bu ufak kızı ölüme terkedeceklerdir.

The history of American popular music runs parallel with the history of a Russian Jewish immigrant family, with each male descendant possessing different musical abilities.

Virginia, psikolojik sorunları olan ve arkadaş çevresine uyum sağlayamayan masum bir genç kızımız iken bir anda başlayan seri cinayetlerle yaşadığı travmayı hatırlamaya başlar. Geçmişte geçirdiği trajik kaza, hafızasında çok farklı ve derin yaralar bırakmıştır.

Zambiya’da bir köyde yaşanan bir olayın ardından 8 yaşındaki Shula, büyü yapmakla suçlanır. Kısa bir yargılama sürecinin ardından suçlu bulunun küçük kız, devlet tarafından gözaltına alınır ve çölün ortasında bulunan bir cadı kampına sürgün edilir. Shula’nın cadı kampına katılmasının ardından, onun için yeni yaşamının kurallarının gösterildiği bir tören düzenlenir. Törende Shula, kampta yaşayan diğer insanlara yapıldığı gibi uzun bir kurdele ile büyük bir ağaca bağlanır. Ona, kurdeleyi keserse lanetleneceği ve bir keçiye dönüşeceği söylenir. Shula artık bu kurdele ile yaşamak zorundadır.

Nebraska'daki küçük bir kasabada on iki yaşındaki psikopat bir kız, diğer tüm çocukları toplar ve kanlı bir saldırıya geçerek yozlaşmış yetişkinleri ve ona karşı çıkan herkesi öldürür. Plana uymayan zeki bir liseli, kasabanın tek hayatta kalma umududur.

5 arkadaş bir mezarlıkta kaybolurlar ve yollarını ararken tuhaf bir mezar bekçisi ile karşılaşırlar. Mezarlık bekçisinin onlara anlattığı birbirinden tuhaf hikayeleri dinlerken bir yandan da hayatta kalmanın yollarını ararlar.

1988'de Margaret Thatcher'ın Muhafazakar hükümeti, eşcinselleri ve lezbiyenleri damgalayan bir yasayı çıkarmak üzeredir. Bu durum, beden eğitimi öğretmeni Jean'i ikili bir hayat yaşamaya zorlar. Her taraftan baskı artarken okula yeni bir kızın gelişi, Jean'i sonuna kadar zorlayacak bir krizi tetikler.

Filmde gece devriyesine çıkan 5 polisin, gelen bir destek çağrısına uyarak harabe haldeki bir Osmanlı karakoluna gidişi ve burada yaşadıkları kabus dolu olaylar konu ediliyor. Baskın: Karabasan filmi, Can Evrenol'un 2013'te çektiği aynı adlı kısa filmden esinlenerek çekildi. Film, dünyada ilk kez Toronto Film Festivali'nde gösterilmişti.

Tabuları yıkan, kimsenin irdelemeye cesaret edemediği konulara değinmesiyle tanınan ünlü belgesel yapımcısı Louis Theroux, bu kez hedefine Scientology tarikatını alıyor. Bu tartışmalı inanç sistemine ve faaliyetlerine eğildiği belgesel filminde Scientology Kilisesi’nin “kirli çamaşırlarını” ortaya döküyor. Filmde kilisenin eski lideri Mark Rathbun da olmak üzere tarikatın eski üyeleri de yer alıyor.

Bill struggles to put together his shattered psyche.

This intimate, in-depth look at Beyoncé's celebrated 2018 Coachella performance reveals the emotional road from creative concept to cultural movement.

Bir tanrı olarak doğmuş, ancak insan gibi yetiştirilmiş olan Perseus, ailesini yeraltı dünyasının kinci tanrısı Hades’e karşı korumak konusunda çaresizdir. Kaybedecek hiç birşeyi kalmayan Perseus, Zeus’un güçlerini ele geçirebilecek ve dünyaya cehennemi yaşatabilecek Hadese karşı, çok tehlikeli bir görevi yönetmeye gönüllü olur. Şeytanlarla ve korkunç canavarlarla olan savaşı kazanmanın tek yolu tanrı olarak güçlerini kabul etmek ve kendi kaderini çizmektir. Film, tanrıların tanrısı Zeus ile onu kendine rakip olarak gören yer altı tanrısı Hades’in mücadelesi ile birlikte Zeus’un oğlu Perseus’un, Medusa ve Kraken Canavarını aşıp Prenses Andromeda’yı kurtarma serüvenini anlatmaktadır. Ayrıca filmde 1925 yılında çevrilen The Lost World filminde ilk kez kullanılan Stop-Motion yönteminin artık son kullanıldığı örneklerinden biridir.

Left alone to clean up a 6-meter-deep deserted pool, Day falls asleep on an inflatable raft. When he wakes, the water level has sunk so low that he can't climb out on his own. Stuck in the pool, Day screams for help, but the only thing that hears him is a creature from a nearby crocodile farm.

Yeni evlenmiş olan Janet Weiss (Susan Sarandon) ve Brad Majors (Barry Bostwick) yağmurlu bir gecede yollarını kaybeder. Ardından Weiss ve Majors bir şatoya sığınırlar. Bu şatonun sahibi, travesti bir bilimadamı olan Dr. Frank-N-Furter'dır (Tim Curry). Dr. Frank-N-Furter, o gece Rocky Horror adında bir aşk kölesi yaratacağını açıklar. Janet Weiss ve Brad Majors'ın saklı kalmış ve bastırılmış duyguları ortaya çıkar.