İçimdeki Deniz ve Diğerleri filmlerinin yönetmeni Alejandro Amenabar, başrollerini Ethan Hawke ve Emma Watson'ın paylaştığı yeni filmi Regression ile birlikte yeniden gerilim kulvarına doğru direksiyon kırıyor. Amenabar'ın senaryosunu da kaleme aldığı film, 1990 yılında Minnesota'da geçiyor. Hatırlayamadığı bir suçla karşı karşıya kalan John Gray'in soruşturma sürecini ön plana alan film, meraklılarına ince işlenmiş bir suç gerilimi vadediyor.

Fanny is a Jewish girl in a French orphanage in 1943. When she and her friends are no longer safe from the Nazis, they try to flee to Switzerland. After their guide disappears, Fanny has to take the lead and help the other kids make it over the mountains.

Tüberkiloz hastası bir country müzisyeni olan Red (Clint Eastwood) ünlü olabilmek için yeğeni ile birlikte yollara düşer. Büyük bunalım döneminde geçen filmde yönetmen-oyuncu olarak görev yapan Eastwood, o yıllarda 14 yaşındaki oğlu Kyle Eastwood'a da önemli bir rol vermiş.

Bir apartman dairesinde kendisi ve ömür boyu arkadaşları için kirayı ödeyen genç bir adam, parasız kalır ve faturalarını ödemek için marihuana satmaya başlar.

New York’lu, zengin bir kadın olan Florence Foster Jenkins'in büyük bir hayali vardır. O da bir opera şarkıcısı olmak. Piyasada ses getirmek için maddi olarak her şeye sahiptir, tek bir şey hariç: Florence’ın sesi çok kötüdür. Fakat Florence bunu pek dert etmemektedir. Film, opera sanatçısı olma hayali kuran fakat kötü sesi sebebiyle bunu bir türlü başaramayan ünlü mirasyedi Florence Foster Jenkins'in gerçek öyküsünü beyazperdeye taşıyor.

19. yüzyılda yaşayan genç bir kız olan Katherine, soğuk ve acımasız bir ailesi olan, kendisinin iki katı yaşında bir adamla para karşılığı evlendirilir. Evlendiği adam ve ailesinden şefkat ve sevgiye dair hiçbir şey göremeyen Katherine, aradığı ilgiyi arazi çalışanlarından biri olan Sebastian’da bulur ve bir yasak aşkın içine doğru çekilir. Bu ilişkiyi sürdürebilmek için her şeyi, hatta cinayeti bile göze almaya hazırdır.

Günümüz Rusyası. Nadya bir yaralanma ile hastaneye kaldırıldığında şampiyon patencisi olma hayalini bırakır. Fakat sonra bir hokey oyuncusu olan Sasha ile tanışır ve kendisine ve rüyasına tekrar inanmaya karar verir.

Ferro and Cate, two kids trying to get to grips with an unplanned pregnancy, their families (rebellious Ferro’s hospitable, ‘normal’ family, and level-headed Cate’s unhinged, atypical one), exams at school, friends and a general lack of jobs.

It seems simple: an egg + sperm = one embryo. But if your sperm is "few, vague and abnormal" and your woman is premenopausal at age 37, things start to get complicated.

Laura, Eve, Anouch and Yaël are four cousins, very different and very endearing, who have one thing in common: they lie, but always for love! When the first three discover a few weeks before their little cousin's wedding that her perfect fiancé is cheating on her, they vote in unison "Don't tell him"!

Tom'un doğum günü partisi için eşi, arkadaşlarını partiye davet eder. Partiye katılan konuklardan birinin yanında Alice isimli gizemli bir kadında katılmıştır. Tom, Alice'i bir yerlerden tanıdığını düşünmektedir ama nereden tanıdığını bir türlü çıkaramaz. Aralarında tuhaf etkileşim olur ve gece boyunca birbirlerinin hayatında ki değişiklikleri sorgularlar...

Dövüş sanatları ustası ve dansçı Bruno Carla adındaki kız arkadaşını çok sevmektedir fakat Rai ile tanışınca kendilerine yeni fırsatlar açılır. Yeni nesildeki cinsel akım.. bu buharlı aşk üçgenine kapı açmıştır. Fakat Brunonun Rai ile olan gizli girişimleri ortaya çıkınca kalbi kırılan Carla onu terkeder..Aslında Carla halen Brunoya aşıktır. Nihayet Brunonun ikisiyle birlikte çıkmasına izin verir. Fakat tek bir şartı vardır; Bruno Rai olan ilişkisini Carladan uzak tutacaktır

Filmde dikkatimi çeken diyalogda Carson Phillips "Umarım etrafta dolaşan klişe insanlardan değilsiniz" demişti.O diğerlerinden çok daha farklıydı bence ders çıkarılması gereken bir film. Yıldırım çarpması 600.000'de 1 görülür.Çarpılan 10 kişiden 1'i ölür

2007 yılında çekilmiş Paris'te 2 Gün filminde Marion ve Jack, ilişkilerini canlandırmak için iki günlüğüne Paris'in yolunu tutuyorlardı. New York'ta 2 Gün ise yıllar sonra ilişkilerini devam ettiremeyen ikilinin Marion kısmını ele alıyor. Mingus ile New York'ta oldukça mutlu bir birlikteliği olan Marion, ailenin diğer fertleri tarafından sürekli rahatsız edilmektedir. Bir gün Marion'un 'fazla' çakır keyif babası, seks düşkünü kız kardeşi ve onun sevgilisi çifti New York'ta ziyaret etmeye karar verir. Mingus ve Marion’un kedileriyle huzur içinde süren beraberlikleri acayip sınamalardan geçecektir. Zira Amerika'ya gelen bu Fransızların ırkçı tutumlarının yanı sıra cinsellikte sınır tanımamazlıkları da ayrı bir dert olacaktır.

Filmin konusu buzul çağına giren dünyada geçiyor. Buz altındaki kamplarında kaynak sıkıntısı ve iç çatışmalar yaşayan kolonilerden Colony 7, Colony 5 ile olan irtibatını kaybeder. Colony 7′nin lideri Briggs (Laurence Fishburne), Colony 5′e bir keşir ekibi göndermeye karar verir. Eski komutanı Mason (Bill Paxton) buna karşı çıksa da Briggs, yanına Graydon, and Sam (Kevin Zegers) adlı iki gönüllüyü alarak yola koyulur. Ancak Colony 5′e vardıklarında tehdidin sandıklarından da büyük olduğunu anlarlar ve insanlığın son direnişi böylece başlar...

Adam ve Morello iki ayrı grubun solisti olan rock yıldızlarıdır ve artık büyük bir problemleri vardır; konser verecekleri müzik fesivalinde tutuklanırlar. Adam'ın problemi ünlü bir elektropop grubunun gönülçelen solisti olması, ya da çok seksi supermodel sevgilisi değildir. Onun problem Morello'nun problemidir. Morello'nun problemi de yeni ünlenen post-punk kız grubu ya da bankacı sevgilisi değildir. Onun problemi, ilk defa çok büyük bir festivalde sahne alacakken, çılgın bir rahibin onu tam zıttı biri olan Adam ile kelepçelemesidir. Sahneye çıkmaya saatler kalmıştır, kelepçenin anahtarı kayıptır ama bu zıt ikilinin kalplerinin anahtarları bulunabilecek midir?

Avustralyalı usta oyuncu Cate Blanchett, evsiz bir adam, bir ilkokul öğretmeni, bir borsacı, bir vaiz, bir haber spikeri gibi pek çok birbirinden farklı karakteri canlandırdığı bu filmde çok yönlülüğünü net şekilde ortaya koyuyor. Blanchett, Berlinli sanatçı Julian Rosefeldt'in 12 kısa filmden oluşan bu kolajında 13 farklı rol üstleniyor. Oyuncunun replikleri ise Fütürizm'den, Dadaizm'e, Pop-Art'tan Dogmatizm’e kadar pek çok farklı sanat akımının manifestolarından oluşuyor. Bu manifestoların ise birer talebi var. Özgürlük çağrısı yapıyor, toplumu değiştirmek istiyor, yaratıcılığı yeni baştan ele alıyorlar. Çarpıcı olanlar ise metinlerin güncelliği.

Adopted from South Korea, raised on different continents & connected through social media, Samantha & Anaïs believe that they are twin sisters separated at birth.

Frank Lehmann, 20, still lives with his parents in the dreary high-rise housing project "Neue Vahr" in Bremen. It's the year 1980 and Frank gets drafted to the army even though his friends assure him that "he's not really the guy for it". When he gets back home, after his first week at the army, his Dad has turned his room into a TV repair shop, so Frank has to move out. Luckily his old friend Martin is starting a commune with two other Punks in Bremens leftist borough "Viertel". Frank, without further ado rents the unlivable walk-through room. From now on Frank is a traveler between the Worlds. Each week he goes from the Army, with all the unconditional rules and regulations to the commune where his friends are preaching the world revolution. Frank is trying to avoid to stick out, but fails miserably, in both worlds.

An unemployed factory worker takes a job as a hit man to make ends meet.