Shot during the mammoth Future Sailors tour, this intimate film observes the comic genius of the Mighty Boosh as they navigate a nation hooked on its cult.

An attempt to create a bridge between the different political positions that coexist, sometimes violently, in the Basque Country, in northern Spain.

"The Dead Girl's Feast" narrates the story of Santinho, a young man who has been exalted to the position of a saint in a remote riverine community of the upper Amazonas state, after performing a “miracle” upon the suicide of his own mother. The film seeks to be an intimate picture of the ones who are involved in this sect and of the infinite human capacity of “fabricating” faith and seeking for some sense in the horrifying experience of death.

Marina, a woman with a glass eye, has the bad luck to be the victim of an assault witnessed by Rafael, a goodhearted butcher, who rescues her from her attacker, a man named Daniel. Rafael has physical problems of his own, but the two stay together as a couple. A baby not Rafael's, for he lost his testicles in an accident is born. Rafael looks forward to raising the child as his own if Marina will consent.

Jota is about to commit suicide. As he fighting against himself, trying to jump off a bridge, a girl riding a motorcycle falls off the bridge. He runs to help her, and goes with her to the hospital. She has forgotten even what her name is, and he invents her life. He makes up a name for her and tells her and the doctors that they live together as a couple for four years. The lie goes on for a while..

Isa (Élodie Bouchez), 20 yaşında tüm eşyasını sırt çantasına sığdırmış şehirden şehire dolaşmaktadır. Her şehirde ufak tefek işler bularak yaşamakta ve yaşama iyimser bir dünya görüşüyle karşı koymaya çalışmaktadır. Nereye giderse gitsin, kendi doğallığıyla içinde taşıdığı umutları, cömertliği ve sabrıyla bir şeyler inşa etmeye çalışır. Son durağı Lille kentidir. Kendisi gibi yalnız ve yaşıtı Marie (Natacha Régnier) ile karşılaşır. İki genç kız birlikte yaşamaya başlarlar. Marie kişilik olarak Isa'dan çok farklıdır. İçine kapanık tepkisel ve isyankardır. Bar sahibi genç bir adamla girdiği ilişkide yaşamını daha da karışık hale getirir.

Every person has his or her own little world. Among the 34 bustling students of classroom 2-1, there are many such worlds. Akio Honjou's world—my world—is filled with passionate talk about last night's anime with Yoshida, Watanabe, and other friends. It's an fun, comfortable place... But, I always wonder. Wonder about the world of Juri Makina, smiling and surrounded by gorgeous friends on the other side of the classroom. One day, I enter her world. But it's not as simple as it sounds.

Çekilmez bir evlilik hayatı olan Pilar, kocasının şiddeti altında ezilmektedir. Aşık olduğu adamın öfkelenince tanınmaz hale gelmesi Pilar’ı evi terk etme noktasına kadar getirir. Pilar, oğlunu da yanına alarak kızkardeşinin evine taşınır. Kocası Antonio’nun kendini affettirme çabalarına başlaması uzun zaman almaz. Pilar, çevresindeki insanların onu durdurma çabalarını görmezden gelir ve kocasını affetmeye karar verir.

Ismael and Julie, in the hope of sparking their stalled relationship, enter a playful yet emotionally laced threesome with Alice. When tragedy strikes, these young Parisians are forced to deal with the fragility of life and love. For Ismael, this means negotiating through the advances of Julie's sister and a young college student – one of which may offer him redemption.

Film, savaşın yıktığı bir şehirde yaşayan üç genç kızın hayatına odaklanıyor. Mısır ve haşaşların yetiştiği bir dağ kasabasında yaşayan kızların saçları erkeksi bir hava katacak şekilde kesilir. Onların aileleri, kızlarının kaçırılma tehdidine karşı, yeraltında saklanacak yerler yapar. Ana ve en iyi iki arkadaşı, şiddetin hüküm sürdüğü kasabada günden güne kadın olmanın ne demek olduğunu öğrenir. Anneleri onları, köle olmaktan, ölmekten kaçmak için eğitir. Kendi dünyalarını yaratan kızların hayatı, içlerinden birinin sakladığı yere zamanında varamadıklarında değişir.

İspanyol ustanın bu göz kamaştırıcı ilk uzun metrajlı filmi, 1940'ta, İspanyol İç Savaşı'nın bitiminden hemen sonra, Kastilya Bölgesi'nin kırsalında geçiyor. Küçük Ana, köy sinemasında gösterilen James Whale'in Frankeştayn filminden hem çok etkilenmiş hem de kafası karışmıştır. Ana'nın çokbilmiş ablası İsabel, sinsice canavarın aslında ölmediğini, ruhunun yaşadığını ve gözlerini kaparsa Ana'nın onu çağırabileceğini söyler. Fazla diyalogdan kaçınan bu büyüleyici, kinayeli öykü masumiyet, yanılsamalar ve çocukluk anıları hakkında şiirsel bir seyirlik.

Lucia, Madrid’de bir restoranda garsonluk yapan genç bir kadındır. Uzun süredir birlikte olduğu yazar sevgilisinden ayrılınca yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünerek bir Akdeniz adasına seyahate gitmeye karar verir. Lucia bu adada, güneş ve denizin koynunda gizli bir günlüğü okurcasına eski ilişkilerinin karanlık noktalarını sorgulamaya girişir.

Marianne ve Abel, uzun süredir birlikte olan bir çiftir. Ancak bir gün Marianne, Abel'i terk eder. Üstelik uğruna sevgilisini terk ettiği adam, Abel'in en yakın arkadaşlarından biridir. Eski sevgililer, ayrılıklarının üzerinden geçen sekiz yılın ardından Marianne'in sevgilisi Paul'ün cenazesinde yeniden bir araya gelir. Bu karşılaşmanın ardından Marianne ile yeniden birlikte olmak istediğini anlayan Abel, bunun için bir şeyler yapmaya karar verir. Ancak bu sefer önünde birçok engel vardır. Abel, yeniden Marianne ile birlikte olabilmek için öncelikle Marianne'in oğlu Joseph ve Paul'ün kız kardeşi Eve'i ikna etmesi gerekecektir.

Katalonya'daki küçük bir köyde, Solé ailesinin şeftali çiftçileri her yazı bahçelerinden meyve toplayarak geçirirler. Ancak güneş panelleri kurma ve ağaçları kesme planları ortaya çıktığında, bu sıkı sıkıya bağlı grubun üyeleri aniden tahliye ve evlerinden çok daha fazlasını kaybetmekle karşı karşıya kalır.

Oğluyla birlikte yolculuk yapan bir silahşör, bir kadının hayatını kurtardıktan sonra, çöllerin en sıkı dört silahşörüyle karşı karşıya gelmek durumunda kalır. Silahşör türlü meziyetleri olan bu adamları yok ettikten sonra ise yeraltına sığınmak zorunda kalır. Dışlanmışların ininde onu manevi bir uyanış beklemektedir. Gözlerini açtığında, dünyayı değiştirmek ve oğlunu bulmak üzere planlar yapmaya başlar.

A team from the intergalactic fast food chain Crumb's Crunchy Delights descends on Earth, planning to make human flesh the newest taste sensation. After they wipe out the New Zealand town Kaihoro, the country’s Astro-Investigation and Defense Service (AIaDS) is called in to deal with the problem. Things are complicated due to Giles, an aid worker who comes to Kaihoro the same day to collect change from the residents. He is captured by the aliens, and AIaDS stages a rescue mission that quickly becomes an all-out assault on the aliens’ headquarters.

Mike Mills, otobiyografik öğeler taşıyan filminde, babasıyla sürprizli ilişkisini gayet içtenbir şekilde anlatıyor. Beginners, yıllar süren evliliğinden sonra, karısının ölümü üzerine eşcinsel olduğunu açıklayan 75 yaşında bir baba ve oğlu arasındaki ilişkiyi ve içten sevgiyi anlatan "harikulade yaratıcı bir komedi". Mike Mills'in 2005 yapımı ilk filmi Başparmak İstanbul Film Festivali'nde gösterildiğinde büyük ilgi toplamıştı.

Güzel ve seksi eşi, evliliklerinde cinsellik olmadığı gerekçesiyle Karol'dan boşanınca talihsiz adamın yaşamı alt üst olur. Eşiyle birlikte tüm mal varlığını, kuaför salonunu kaybeder, aşağılanır, polis tarafından aranır, sonunda beş parasız ve kimliksiz olarak vatanı Polonyaya geri dönmek zorunda kalır, ancak eşiyle tekrar bir araya gelme ümidini hiç ama hiç yitirmez, bazı planları vardır...

Laura McAllan (Carey Mulligan) alışık olmadığı şehir hayatını bırakarak, eşinin Mississippi’deki çiftliğine yerleşmiştir. Zorlu bir benlik mücadelesinin içinde kalan genç kadın bu süreçte çocuklarını olabildiğince iyi koşullarda yetiştirmeye çalışmaktadır. Laura kendi iç kaygılarıyla boğuşurken, bölgeye savaştan dönen iki adam gelir. Bunlardan biri eşinin erkek kardeşi Jamie (Garrett Hedlund) olup; yakışıklı ve çekicidir. Yani kocasının olamadığı her şeydir. Ronsel Jackson (Jason Mitchell) da çiftlikte yaşayanlardan birinin oğludur ve Jamie’nin aksine bir savaş kahramanı olarak dönmüştür. Tüm bu gelişmelerle kasaba olduğundan daha farklı bir yere dönüşmüş, Laura’nın yaşamı zorlaşmıştır.

Kült film sıfatını hakkıyla kazanmış filmlerin başında gelen Easy Rider, Hollywood’da başarılı ama bağımsız, karşı kültürel ve düşük bütçeli filmler dönemini başlatmıştır. Wyatt ve Billy adında iki motorcunun süslü Harley Davidson’ları üzerinde Los Angeles’tan doğuya doğru yaptıkları bu özgürlük arayışı, alternatif bir yol filmi olmakla birlikte iki kahramanın Amerikan rüyasına ulaşma yolunda bilinmezlerle dolu destansı yolculuklarını anlatıyor. Film, paranoyanın, bağnazlığın ve şiddetin hüküm sürdüğü konformist Amerika’da idealist 60’ların çöküşüne tanıklık ediyor. Filmde özgürlükler ülkesi olarak sunulan Amerika'nın aslında kendi içerisinde farklılıklara ve bireysel özgürlüğe karşı ne kadar hoşgörüsüz bir tutum takındığından bahsedilmektedir.Zamane kuşağın bu mantaliteyi değiştirmeye çalışması ve kendi bakış açısını ortaya çıkarma çabası filmin ana temasını oluşturur. Film dönemin en eleştirel yapımlarından biridir..