From 1979 to 1983, skateboarding went though its first “dark age”. Popularity plunged, and most skaters ditched the sport. Then came the first of the famous Bones Brigade videos by Powell Peralta. It was filmed at the beginning of the 1980's skateboard boom and intended to show new skaters what had been going on in the sport. The Bones Brigade Video Show is definitely old school, and definitely rad. Packed with low riding & sliding action, pink shirts, high shorts, and the top names in skateboarding at the time and even today. The soundtrack, filming, everything - this is one of the best.

Charming thirty-year-old Hanna Belkacem has inherited the gene from her parents: she is unable to say no. And as she is the Director of Human resources of a big firm such infirmity is not without its problems, particularly when she has to fire someone. The only solution she has found to be forgiven is to... get l* with the men she lays off!

Yapısıyla Bourne serisini andırsa da, daha art-house bir aksiyon filmi.D’Orly’ de bagaj görevlisi olarak çalışanVincent (Guillaume Canet), bir bombalama olayına şahit olunca, Fransa gizli servisi ve MI5 tarafından casus olarak kullanılmaya başlar.İlk görevi ise, bir İngiliz milyonerinin eşini baştan çıkarmaktır.

Brian (James McAvoy) hayatta var olmanın yolunun bilgiden geçtiğine inanmaktadır. Çocukluk yıllarının bu düşüncesi gittiği üniversitede de kendini hissettirecek ve 4 kişiden oluşan okul bilgi takımının bir parçası olacaktır. Kendi kabuğundan sıyrılan bu genç öğrenci, Alice ve Rebecca ile tanışacak ve kendini hiç bilmediği bir dünyanın içinde bulacaktır.

Jack Devlin, arkadaşının kızı Casey'i kiralık katillerden kurtardıktan sonra garip bir fobiye kapılır; beyaz renk fobisi. Ancak bir süpermodelin korumalığını yapan bir başka arkadaşı yaralandığında Jack onun için devreye girmeye karar verir...

Yaslı bir eş, bir anne, bir terörist... Kuzey İrlanda"nın bağımsızlığına kendini adayan bir dava kadını... Colette McVeigh"i ilk kez bir çocukken, küçük kardeşinin mezhep çatışmasında öldürüldüğü 1970"lerde görürüz. Ve o günden 20 yıl sonra Colette bu kez Londra"da metroya bomba yerleştirme suçlamasıyla tutuklanır. Gizli servis, ona iki seçenek sunacaktır: Ya susacak ve 25 yıl hapis cezasına çarptırılacak ya da kendi ailesine karşı casusluk yapacaktır. En İyi Belgesel Oscar’ı kazanan “Teldeki Adam” (Man on Wire) ve “Kral” (The King) filmlerinin yönetmeni James Marsh"ın filmi "Göldede Dans’ın başrollerinde Oscar adayı aktör Clive Owen, Andrea Riseborough, Altın Küre sahibi aktris Gillian Anderson gibi başarılı bir kadro yer alıyor...

Madeleine ve çiçeği burnunda kocası George, Kuzey Carolina'ya, aile ziyareti yapmak için yola koyulurlar. Ama Madeleine'in gelişi, annesi Peg, babası Eugene, kardeşi Johnny ve onun karısı Ashley üzerinde olmadık etkiler yaratır

The Guardian tarafından “TV’deki en komik şeylerden biri” olarak tanımlanan 'Yolculuk', altı bölümlük İngiliz komedi dizisinin uzun metraj film olarak kurgulanmış hali. Kısaca gurme bir yol filmi olan filmde Coogan bir gazetenin yeme-içme sayfasında konuk yazarlık yapmaya başlar. Malzeme arayışında, sinirleri bozuk, asık suratlı arkadaşı Brydon ile birlikte İngiltere’nin kırsal bölgelerine doğru bir yolculuğa çıkarlar.

Nina ve Madeline yıllardır birlikte olan iki kadındır. Karşılıklı dairelerde oturan Nina ve Madeline, yıllardır beraber olsalar da bunu herkesten saklarlar. Artık gizlenmek istemeyen Nina ve Madeline, dairelerini satıp aşklarını özgürce yaşayabilecekleri Roma’ya taşınmaya karar verir. Ancak son anda beklenmedik olaylar meydana gelince iki sevgilinin yolları ayrılır.

Genç bir çiftin romantik kamp kaçamağı akıl almaz bir yaşam mücadelesine dönüşecek! Sam ve Ian şehir hayatından bunalıp gözden uzak bir plajda hafta sonunu geçirmeye giderler. Önce terk edilmiş bir kamp alanına rastlarlar ardından da yapayalnız bir çocuğa. Çocuğun travmatik bir olay geçirdiği her halinden bellidir. Ne olduğunu anlayamadan kana susamış iki psikopat çıkagelir ve ortalık karışır.

Fausto ve Nadine ilk kez Paris'te bir otel odasında tanışmışlardır. İkisi de kırılgan, yalnız ve mutluğu arayan kişiliklerdir. İtalyan Fausto, Fransa'da garsonluk yapmaktadır. Genç ve güzel Nadine bu adamı çok sever ama bu ikilinin aşkı o kolay olmayacaktır.

Taksi Tahran'ın hikayesi, İran'ın başkenti Tahran'ın sokaklarında gezinen, görünürde diğerlerinden hiçbir farklı olmayan bir sarı takside geçiyor. Tahran'ın renkli sokaklarında ilerleyen taksi, her türden yolcuyu konuk eder ve şoför koltuğunda oturan kişi her yolcuyla farklı bir konu üzerine çeşitli röportajlar gerçekleştirir. Direksiyondaki isim ise ünlü yönetmen Jafar Panahi'den başkası değildir. Panahi, taksisinin ön panosuna monte edilmiş kamerasını yolculara çevirerek farklı konular üzerinden yürüttükleri sohbetlerle, izleyiciye içerisinde dram ve komedinin bir araya geldiği zengin bir Tahran portresi sunuyor.

Güney Afrika’da yaşayan Jacob King, kayıp olan kız kardeşini bulmak için Los Angeles’ a gelir. Şehre geldiğinden cebinde sadece birkaç yüz doları ve bir hafta sonrası için dönüş bileti vardır. Jacob yaptığı araştırmalar sonucu 24 saat içinde kız kardeşinin canice öldürüldüğünü öğrenir. Oliver Kasap ve Stephen Cornwell’in senaristliğini yaptığı, Fabrice Du Welz’in ise yönetmenliğini üstlendiği filmde; Chadwick Boseman, Luke Evans, Teresa Palmer ve Alfred Molina rol alıyor.

Sri Lanka’da sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransa’ya gider. Paris dışında bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da gündelik şiddetle ve ailevi”meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

1967 yapımı komedi Barefoot In The Park'ın sevilen çifti Robert Redford ve Jane Fonda yıllar sonra bir kez daha beyaz perdede bir araya geliyor. İkilinin yeniden romantik anlar yaşadığı film, ikiliyi bir araya getiren 4. yapımdır. 2 Oscar ödülü sahibi Fonda ile 1 Oscar ödülü sahibi Redford bu kez kapı komşuları olan iki dul insanı canlandıracak. Yıllardır Colorado'nun küçük bir kasabasında birbirinin yanında yaşayan bu iki dul, Addie Moore ve Louis Waters, hiçbir şekilde iletişim halinde değildir. Ancak bu durum Addie'nin komşusuyla iletişime geçmek için attığı bir adım ile değişmek üzeredir. Bu adım ikisinin de hayatını değiştirecektir...

1945 Polonya'sında Mathilde genç bir Fransız Kızılhaç doktorudur ve savaşta hayatta kalanlara yardım etmek için oradadır. Bir rahibe onu birçok hamile kadının saklandığı bir manastıra götürerek yardım ister. Bu rahibeler inançları nedeniyle hamileliklerini saklamaktadırlar ve son umutları Mathilde olmuştur.

Psikiyatrik bir hasta olan Daisy, varlıklı bir ailenin oğlu olan Jay ile tanışır. Hastalığından dolayı hayattan izole olan Daisy'i abisinin düğününe götürür. İşte herşey orada başlayacaktır...

Chocolat the clown, the first black stage performer in France, goes from anonymity to fame after forming an unprecedented duo with fellow performer Footit in the very popular in Belle Epoque Paris. But easy money, gambling, and discrimination take their toll on their friendship and Chocolat's career.

Harry Block, kimin ince-eserinde kendi deneyimlerini peçe eğilimi iyi kabul romancı de onun un-özür dileme tutum ve hapları ve o için onun yatkınlık gibi, ondan nefret üç eski eşleri ile onu terk etti.Onu sınırdışı kolej tarafından yazdıklarının için ödül olarak ilgili olarak, yazar engelleme ve bir yazar arkadaşına yaptığı son alev yaklaşan evlilik karşı karşıyadır.Eşleri, sevgili, oğlu, kız kardeşi - Onun öykülerinin ve romanlarının sahneleri geçtikçe ve onunla etkileşim, yaşamları insanların yüzleri Harry'i etkiledi.

Yahudiler için Almanya'da yaşamanın kabusa eş değer olduğu yıllarda Yahudi şarkıcı Rachel Steinn, bu korkunç baskıdan kurtulabilmek için ülkeyi terketmeye karar verir. Fakat ne yazık ki, Hollanda'ya gitmek için kaçak olarak bindiği bot, Almanlar tarafından durdurulacaktır. Bottaki herkesin öldürülmesine rağmen Rachel, şans eseri kurtulur. Ülkeyi terkedemeyen Rachel için yapacak tek bir şey kalmıştır: direnişçilere katılmak! Ellis de Vries adı ile direniş gruplarının önemli isimlerinden biri haline gelecektir.RoboCop, Temel İçgüdü gibi filmlerin de yönetmeni olan Paul Verhoeven, şimdi de İkinci Dünya Savaşı'nda yaşanan gerçek trajedilerden birine el atıyor.