Yetimhanede birlikte büyüyen, burada cinsel taciz gibi zorlu durumları birlikte atlatan iki yakın arkadaşın yolları ilerde ayrılır; Voichita Almanya'ya göçer ve orada yaşar; Alina ise Romanya'ya yerleşip oradaki bir manastıra sığınır. Voichita depresyon ve yalnızlıktan müstarip olduğu Almanya'dan Romanya'ya eski arkadaşını ziyarete gider. Ancak Alina'yı yaşadığı manastırda bulduğunda beklemediği bir durumla kaşılaşır * Yönetmen, '4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün' filmiyle dünya çapında tanınan ve Altın Palmiye olmak üzere onlarca ödüle layık görülen Cristian Mungiu * 4 ay 3 hafta 2 gün filmi benim için bi dönüm noktası olmuştu. bayıla bayıla filmi izlerken hadi yönetmeni takip listeme alayım dedim ve bu filmi izledim. çok ama çok vasat bi film olmuş filmin sonuna kadar ilginç bir şeyler olacağı yönünde inancınızı kaybetmiyorsunuz, ama öyle olmuyor. Mıy mıy kadınlar ağlayışlar ve amenodan başka bir şey değil, zaman kaybı * Dupa Dealuri, benim gözümde The Hunt ve Amour'u geçerek zirveye yerleşti.

A prosecutor, policemen and teacher take the students Vuica and Nicu to a restaurant to re-enact their drunken brawl there, and have it filmed to show the effects of alcoholism.

Costi (30) suddenly comes up with the idea of visiting his father, Sandu, and arrange a surprise reunion with the rest of the family that Sandu has neglected all his life. It's Costi's way of running away from his own couple issues for a day.

How do you put a life into 500 words? Ask the staff obituary writers at the New York Times. OBIT is a first-ever glimpse into the daily rituals, joys and existential angst of the Times obit writers, as they chronicle life after death on the front lines of history.

Val is 23 years old and full of dreams. She travels to New York to become an actress. She is lonely in a strange country, in a strange city, with little money and no friends. In her path, she meets weird people who they, also, seek their dreams but everyday life gets in the way. Tired and hungry she sits on the corner of a building. Across the street a writer whose fantasy has dry out. In an instant she becomes his muse... At the Oscar's night she will be the one with the Golden Globe in her hands.

A submissive hooker goes about her trade, suffering abuse at the hands of Japanese salarymen and Yakuza types. She's unhappy about her work, and is apparently trying to find some sort of appeasement for the fact that her lover has married.

3 men from a provincial town who are in an urgent need for money so they decide to buy a lottery ticket. They win the lottery, but very soon, the ticket gets stolen.

Rejim baskısıyla özgürlükleri kısıtlanan, kendilerini istedikleri gibi ifade edemeyenlerin farklı bir hikayesi. Atıfe ve Şirin'in bir yanda Tahran yeraltı sanat dünyasını, bir yandan da kendi cinselliklerini keşfettikleri bir süreci anlatan film, rejim baskısını kaldıramayanların, sessiz çığlık atanların bir hikayesi. Klasik bir dinin kişisel özgürlüklere müdahalesi temel konusu etrafında dikkatli kurgulanmış başarılı hikayesi ve güzel bir görsellik sunan sahneleri, Maryam Kashavarz'ın ilk filminde ona Sundance'ten ödül ile dönmesini sağladı.

Güney İsrail çöllerinde kutlama vardır. Jalila kocasının kendisinden çok daha genç olan 2. bir eşle evlenmesinin kutlamasına katılmak zorundadır. İçten içe aşağılanmanın acısını çeken kadının genç kızı Layla'nın ise başka bir sorunu vardır. Gizli sevgilisi Anuar, annesi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Jalia dünyanın acımasız olduğunu, yaşamanın tek yolunun sesini çıkarmayıp dikkat çekmemek olduğunu düşünürken, Layla ise dünyanın sınırsız olduğunu ve limitleri olmadığını düşünmektedir. Ancak iki kadın da kendi içinde hayal kırıklığına uğrar. Aileleri dağılmanın eşiğine gelmişken iki kadın da nasıl bir hayat yaşamak istediklerini belirleyip bunun için mücadele vermek zorunda kalacaktır...

An aspiring hair dresser becomes the infatuation of a tricophilic man who sells hair extensions to nearby hair salons. The source of the hair is the corpse of a girl whose dead body continues to grow beautiful, voluminous, black hair that comes alive, driving those who use the extensions insane or killing them.

Brest'te yaşayan doktor Irene Frachon, yan etkileri birçok kişinin ölümüne sebep olan tartışmalı bir ilacın satışa sunulması konusunda, medya skandalını örtbas etmeye çalışan Fransız ilaç ve sağlık endüstrisine karşı durma cesaretini gösterir.

Efsanevi gazeteci Gay Talese, konuklarını onlarca yıl gizlice izleyen bir motel sahibinin maskesini düşürdüğünde bomba etkisi yapan hikâye hızla bir skandala dönüşür.

Avustralyalı usta oyuncu Cate Blanchett, evsiz bir adam, bir ilkokul öğretmeni, bir borsacı, bir vaiz, bir haber spikeri gibi pek çok birbirinden farklı karakteri canlandırdığı bu filmde çok yönlülüğünü net şekilde ortaya koyuyor. Blanchett, Berlinli sanatçı Julian Rosefeldt'in 12 kısa filmden oluşan bu kolajında 13 farklı rol üstleniyor. Oyuncunun replikleri ise Fütürizm'den, Dadaizm'e, Pop-Art'tan Dogmatizm’e kadar pek çok farklı sanat akımının manifestolarından oluşuyor. Bu manifestoların ise birer talebi var. Özgürlük çağrısı yapıyor, toplumu değiştirmek istiyor, yaratıcılığı yeni baştan ele alıyorlar. Çarpıcı olanlar ise metinlerin güncelliği.

Film, Amerikan sivili Faulkner’in gerçek ve acayip hikâyesini konu edinir. Kolorado’lu bir tamirci olan Gary Faulkner Usame Bin Ladin’i bulmayı kendine görev edinir ve yakalamak için Pakistan’da peşine düşer.

An idle part-time college lecturer is annoyed by the yapping sound of a nearby dog. He decides to take drastic action.

Buster, MGM Newsreels'in güzel bir ofis çalışanına delicesine aşık olduktan sonra ferrotipi portre fotoğraçılığını bırakıp elden düşme bir kamera alır ve çalışmalarıyla aşık olduğu kızı (ve MGM'yi) etkilemek için kameraman olarak işe başlar.

Pusher üçlemesinin üçüncü ve son filminde, bu seriye adını veren karakterin kim olduğunu öğreniyoruz. Sırp asıllı uyuşturucu patronu, yolun yarısını çoktan geride bırakmıştır ve kızının ricası üzerine beş gündür rehabilitasyona gitmekte, uyuşturucudan uzak durmak için o grup terapisi senin, bu grup terapisi benim Kopenhag sokaklarını arşınlamaktadır. Bu arada sevgili kızının 25. doğum günü partisini organize etmekte ve gece için 50 kişilik yaprak sarma hazırlamaktadır. Milo'dan kopardıklarını kâr gören, sokakları kapma savaşındaki Arnavut ve Türk çetelerini de unutmamalı: Milo bir yandan da bölgesini korumaya çalışmaktadır. Beklediği eroin nakliyatının, kocamış kurdun pek bilmediği modern bir uyuşturucuyla karıştığı ortaya çıkar: Gelen mal 10.000 adet extasy'dir ve gün bitmeden hepsini bir şekilde satması gerekmektedir.

A brother and sister return to their family home in search of their world famous parents who have disappeared.

Yeni emekli olan Harold Fry, karısı Maureen ile birlikte kasvetli bir hayat sürmektedir. Eski arkadaşı Queenie'nin ölmek üzere olduğunu öğrendiğinde, ona bir mektup göndermek için üzgün bir şekilde evinden çıkar ancak bir anda onun yanına gitmeye karar verir. Harold, mektubu cebinde, yolculuğunun Queenie'yi hayatta tutacağına dair samimi bir inançla İngiltere'de 700 km'den fazla bir yolculuğa çıkar. Beklenmedik ve özgürleştirici karşılaşmalar sayesinde Harold kendi hayatına da bir şans verebilecek midir?

Dışarıdan bir gözle bakıldığında, Howard Wakefield (Bryan Cranston) başarının resmedilmiş halidir adeta. Sevecen bir karısı (Jennifer Garner) ve iki kızı, Manhattan’da bir avukat olarak prestijli bir mesleği ve banliyöde rahat bir evi vardır. Ancak içten içe Howard boğulmaktadır. Bir gün Howard sinir krizi geçirir. Her şey onun için çat diye kapanır ve garaj tavanında saklanmaya karar verir. Ailesini terk ederek kendisine ne olduğunu merak ettirir, kendi yaşantısını uzaktan gözlemleyen bir yabancı gibidir. Bu durum günlerce, hatta aylarca devam eder. Bir gün Howard merak etmeye başlar: Aradan geçen onca yıldan sonra, hiçbir şey olmamış gibi geri döndüğünde her şey eskisi gibi olur mu?