Film following a Vietnamese director's wanderings through Marseille after her lead actor goes missing. Karaoke, beach sunrises and diaspora reminiscences.

Bernie Cates requests the services of the most absent-minded waiter he's ever seen, who pours water before setting the glasses, endlessly repeats questions, brings wrong orders, and ruins everything- but the bill.

The story of a family that suffers a tragedy, but perseveres and finds redemption through each other and their work - making art.

A documentary covering the equestrian events of 1956 Olympic Games in Stockholm.

Keeping to himself in the wake his father's death, James Charm finds refuge in solitary walks and creating morbid sketches — until a charismatic new friend and a quirky young woman begin to draw him out of his shell.

During a spree of violent killings, a young woman writing a thesis in criminology begins to suspect that her new boyfriend, who is a forensic pathologist, might be a serial killer.

A poetic journey into the visual world of the legendary filmmaker and actor Orson Welles (1915-85) that reveals a new portrait of a unique genius, both of his life and of his monumental work: through his own eyes, drawn by his own hand, painted with his own brush.

Experimental film, white specks and shapes gyrating over a black background, the light-striped torso of Kiki of Montparnasse (Alice Prin), a gyrating eggcrate. One of the first Dadaist films.

A psychotic sniper plans a massive killing spree in a Los Angeles football stadium during a major championship game. The police, led by Captain Peter Holly and the SWAT commander, learn of the plot and rush to the scene.

Paul Braconnier and his wife Blandine only have one thing in mind: to find a way to kill each other without risk. After listening to a radio show, Paul decides to go to Paris to meet a famous lawyer in the acquittal of the murderers. He tells the lawyer that he killed his wife. The lawyer asks Paul to reconstruct the circumstances of the drama. Without knowing it, he explains, in spite of himself, the way for Paul to murder his wife by putting the odds on his side to avoid death penalty or even be released...

While holidaying in Ireland, a pregnant children's author finds her mental state becoming increasingly unstable, resulting in paranoia, hallucinations, and visions of a doppelgänger.

Two terrible lounge singers get booked to play a gig in a Moroccan hotel but somehow become pawns in an international power play between the CIA, the Emir of Ishtar, and the rebels trying to overthrow his regime.

When an archaeologist uncovers a strange skull in a foreign land, the residents of a nearby town begin to disappear, leading to further inexplicable occurrences.

Mabel Longhetti (Gena Rowlands) alt-orta sınıftan Los Angeles'lı bir evkadınıdır; kişiliği öylesine zayıftır ki, kendini sadece kocasının sevgisi ve çocuklarının bağlılığıyla tanımlar. Kocası Nick (Peter Falk) bir inşaat ekibinin şefidir; coşkulu bir yapıya sahip, insanlarla birlikte olmayı seven bir tiptir. Mabel umutsuzca onu hoşnut kılmak ister ve yalnız olduklarında bunu yapar da. Uyuşurlar ve birbirlerini severler. Ama çevrede insanlar varsa Mabel biraz kaçık bir hal alır. Nasıl davranması gerektiğinden emin değildir, çünkü kim olduğundan emin değildir. Mabel çevresindeki her tür etkiye karşı savunmasızdır; güvensizdir, maniktir. Fazlaca güler ve kendini zorlar. Etrafta başkaları olduğunda iyi değildir. Bu yüzden de kocası sonunda yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yapar ve onu bir akıl hastanesine yatırır.

Georges Franju’nun Les yeux sans visage’ı (Yüzsüz Gözler) hakkında pek çok şey yazılıp çizildi; bu film Paris Sinemateki’nin kurucularından olan yönetmenin korku filmi türüne el attığı tek çalışmasıydı. Film, layık olduğu gibi, başyapıt sıfatıyla yüceltilirken, çoğu kez de basit senaryosuyla görüntü yönetiminin şiirselliği arasında "Jean Cocteau’nun bir Edgar Allen Poe yapıtı çekmesi" benzeri bağlantılar kurulur. Organ naklinde doku uyuşmazlığı sorununun üstesinden gelmek üzere deneyler yapan dahi doktor Génessier (Pierre Brasseur), yüzünü, kendisinin sorumlu olduğu bir otomobil kazası sonucu yüzü deforme olan kızı Christiane’ın (Edith Scob) yüzüyle değiştirebileceği genç bir kadın bulmaya kararlıdır.

Türkçe'ye çevrilmiş adı "Hırsız" olan bu Michael Mann filminde, son derece yetenekli bir elmas hırsızı olan Frank (James Caan) yasadışı gelirine dikkat çekmemek için araba satıcılığı ve restoran yöneticiliği yapmaktadır. Bir gün bir kadınla kasaba dışında buluşur ve kendini yeni bir işin içinde bulur. Yerel bir çete reisi kendisini birkaç soygun olayı için kiralamıştır. İş tamamlanıp bu yasadışı alışveriş gerçekleştiğinde Frank ve kız arkadaşı güvende olacaktır. Frank çeteden ayrılmayı dener, ama başına gelen kötü olaylar sonrası kaçamayacağını idrak eder.

Bir müzik yapımcısı, bir bestecinin elinden yeni bestesini ve kız arkadaşını alınca besteci, müzik yapımcısının müzik şirketinde hayalet olur ve intikamını almaya çalışır.

Christina Walkers'ın erkeklerle ilgili oldukça tabusal görüşleri vardır. Sürekli olarak daha uygun birini aramak yerine, kimi bulabilirse onunla birlikte olmaktadır. Kendisi için yazdığı bu kura, bir gece barda Peter isimli bir adamla tanışana kadar hayatının en net mottosu olmuştur. Ancak Peter, bambaşkadır ve ne yazık ki o geceden sonra Christina Walkers'ın hayatından kaybolacaktır. Artık aşkı bulduğuna ve aşka inanan Christina, Peter'ı bulmak ve elde etmek için sürprizlerle dolu bir maceraya atılacaktır.

Boksör Jakc la mottanın kendi ağzından anlattığı şampiyonluklardan bar komedyenliğine uzanan hırslı hayat hikayesi.Usta yönetmen Martin Scorsese'nin yönettiği bu film protesto amacıyla siyah-beyaz çekilmiştir,aynı zamanda sinema eleştirmenleri ve yönetmenleri tarafından tüm zamanların en iyi filmleri içinde ilk 10 sıradadır.

Amerika uyuşturucuya karşı verdiği savaşı kaybetmiş durumdadır. Uyuşturucu yüzünden, ajan Fred, Bob isminde uyuşturucu satıcısı olan ikinci bir kişilik geliştirmiştir. Fred'in meslektaşları Bob'u yakalamak üzere bir operasyon başlatırlar ve çözülmesi olanaksız bir yolculuk başlar. Philip K. Dick'in sevilen romanı A Scanner Darkly, gerçek oyuncular üzerine gelişmiş bir animasyon tekniği ile hayat buluyor.