Genç ve güzel avukat Emily, multi milyon dolarlık bir işte uluslararası ticari arabulucu Claudia Lirones ile buluşmak için Rio'ya gider. Fakat bulunduğu ortamın vahşi ortamına tanık olunca kendini yavaş yavaş erotik bir fantezinin içine çekilirken bulur. Emily'ye bu gizemli dünyayı tanıtmaya istekli olan kişi ise Claudia'nın eski sevgilisi Wheeler'dir. Gizemli ve baştan çıkarıcı Wheeler, Emily'nin onun hayat yorgunu kalbine tekrardan aşkı yaşatabileceğini hissettirse bile, Emily'nin en gizli isteklerini açığa çıkarır.

Betty güzel ve çekici bir bayandır, şans eseri zorgla tanışır ve aralarında cinsel yönden başlayan bir ilişki daha sonra büyük bir aşka dönüşür. Betty'nin hamile kalıp çocuğunu düşürmesiyle Betty hırçınlaşır, kendine ve etrafındakilere zarar vermeye başlar.

Los Angeles polis teşkilatı dedektiflerinden Çavuş Roger Murtaugh, 50 yaşına girdiği günlerde artık emekliliği düşünürken, Vietnam savaşından tanıdığı bankacı arkadaşı Michael Hunsaker'ın kızının öldürülmesini soruşturmaya başlar. Soruşturmayla birlikte yeni de bir ortağı olur. Çavuş Martin Riggs, karısını trafik kazasında kaybettiğinden beri intihar eğilimleri içinde olan çılgın karakterli bir polistir.

Jack Higgins' straightforward thriller about a guilt-ridden IRA bomber forced into "one last job"

A pair of horny college guys get summer jobs at a sexy cheerleader camp.

Ağacın altını temizleyen genç bir kız, fındık için Fındıkkıran şeklinde bir oyuncak bulur. Fındıkkıran canlanır ve ona laneti ve fare krallığının hain kraliçesi hakkında üzücü bir hikaye anlatır. Aniden, odanın köşesinde bir yerden garip bir ses duyulur. Duvar boyunca çatlaklar uzanır ve gedikten bir fare kralı belirir. Büyüdü ve korkutucu oldu ama Fındıkkıranın kendisi olgunlaştı ve geçmişten gelen dehşetle savaşmaya hazırlanıyor.

Garip ve ıssız bir şatoda, genç ve güzel bir fotoğrafçı olan "O" sevgilisi Rene sayesinde sadomazoşizm ile tanışır. Rene, onu sorgulamadan kabul ettiği bir dizi aşağılama ve erotik deneyin öznesi haline getirir.

Londra'nın varoşlarında yaşayan gençlerin sorunlu hayatları anlatılıyor...

Frances Farmer'ın Hollywood'ta şöhrete göz kamaştırıcı yükselişi ve sonrasında kara listeye alınmasıyla trajik bir yöne giren yaşamının gerçek öyküsüdür...

Eski bir aşkın peşinde? O şimdi kendine yeni bir saplantı buldu. Elizabeth'in terketmesinden yaklaşık 10 yıl sonra John (Mickey Rourke) eski günlerin etkisinden hala kutulamamıştır. Elizabeth'in de resimlerinin sergileneceği Paris'teki bir sergiye davet edildiğinde hemen bir uçak bileti alır ve Paris'e doğru yola koyulur. Sergide Elizabeth'in 5 tablosunu da satın alır; ancak bir türlü Elizabeth'e ulaşamaz. sonunda boynunda Elizabeth'e vermiş olduğu eşarp bulunan Lea adında son derece çekici bir kadını (Angie Evenhart) farkeder. John kısa bir süre sonra Lea'nın Elizabeth'in en iyi arkadaşı olduğunu öğrenir; ancak bu aralarında erotik tansiyonun yükselmesini engellemez. Sonunda ikili kendilerini şehvet dolu bir ilişkinin içinde bulur. John artık kendine yeni bir saplantı bulmuştur

Aşık Olduğunuz Kişi Aslında Sandığınız Kişi Değilse Ne Yaparsınız? Tobe (Evan Rachel Wood), Los Angeles’ta yaşayan ve karizmatik kovboy Harlen Carruther (Edward Norton) ile karşılaşınca tüm dünyası alt üst olan güzel bir genç kızdır. Tobe, Harlan’ın çekiciliğinden ve romantik ruhundan çok etkilenir ve Harlan için Los Angeles’ın acımasız sokaklarında bulunamayacak, masumiyet ve saflığı temsil eden bir sembol haline gelir. Aralarındaki yaş farkı ve Tobe’un babasına rağmen , birbirlerine olan tutkuları karşı konulmaz bir hale gelir...

Yönetmen Theo Angelopoulos’un üçlemesinin ilk filmi olan Ağlayan Çayır’da, 1919-1949 arasında yaşanan bir trajik hayat hikayesi anlatılıyor. Eleni, Odessa’da doğmuş fakat savaş döneminde annesi ve babasını kaybetmiştir. Eleni Alexis’in ailesi tarafından evlat edinilir ve aile Odessa’dan göç eder. Ağlayan Çayır, yeni bir kasabaya yerleşen aileyle beraber büyümeye başlayan çocukların, özellikle de Eleni’nin hikayesidir. Bu bir Yunan trajedisi diyen Angelopoulos, Eleni’yi (Troyalı Helen) bir simge olarak kullanmış. Bir kadının çocukluğundan başlayıp gençliğini, aşık oluşunu, sahip olduğu herşeyi kaybedip yeniden yalnız kalışını anlatıyor.

Küçük bir Kansas kasabasında İşçi Bayramı sırasında geçen filmde, aylak bir serseri olan Hal Carter, bayram sabahı eski bir tanıdığı olan Alan Benson’ı görmek için kasabaya gelir. Alan kasabanın en zengin adamının oğludur ve kasabanın en güzel kızı olan Madge Owens ile çıkmaktadır. Aslında bir kaybeden olan Hal, görür görmez tutulduğu Magde ile birlikte olabilmek için her şeyi göze alabilecek kadar bencil ve vurdumduymaz biri olduğundan, ardında yıkılmış aile ilişkileri ile parçalanmış hayatlar bırakacaktır.

When each member of Pink Dolls falls into a horrible accident, Eun-ju realizes that their hit song "White" is cursed and attempts to reveal the secret.

Christy Martin broke boundaries and noses as she rose in the boxing world, but her public persona belied personal demons, abuse and a threat on her life.

The life of St. Francis of Assisi (1181-1226) as related by followers who gather after his death to tell stories so that Leone can record them: a privileged and virile youth, a prisoner of war, an heir who turns away from his father and gives all to the poor, a beggar for others, and an inspiration to friends who accept the Gospels' life of poverty.

A devilish Southern woman, married to a man who despises her, manages to manipulate those around her under the guise of being kind. But, when her sister-in-law is engaged to be married to the woman's former lover and her husband starts up an affair with her cousin, visting from New York, things start to go awry and she sets a plan to destroy it all.

Thirty thousand square meters and 2,000 inmates, half of them under 30 years old. The Baumettes jail tells about misery, violence, abandonment, and also hopes. It is a story with its screams and its silences. A concentrate of humanity.

Mayıs 1968'de dünya; Rolling Stones, düşük bel pantolonlar, mini etekler, cinsel devrim ve Vietnam Savaşı karşıtı prostestolarla sarsılmaktayken Almanya yeni bir özgürlük çağına girmektedir. 14 yaşındaki asi genç Wolfgang, Freistatt'daki kimsesiz çocuklar yurduna gönderilir. Orada terbiyeli bir çocuk olması için “eğitilecektir”. Wolfgang ağır çalışma şartlarına ve gardiyanların acımasız eğitim metotlarına karşı çıkmaya ve yaşadıklarının karakterini bozmasına izin vermemeye kararlıdır. Ancak kendine zarar vermeden bu sistematik şiddet ve baskıya ne kadar süre dayanabilecektir? Yaşanmış bir hikayeye dayanan bu film, baskıcı bir toplum sisteminde ayakta kalmaya çalışırken, kalan son insanlık kırıntısını muhafaza etmeye çalışan bir çocuğun amansız mücadelesini anlatıyor. Freistatt yurdunun katkılarıyla , gerçek dokuya sadık kalınmıştır

Çok sıcak bir yaz gecesinde, spor bir araba ağaca çarpar. Bir yıl önce... Paul ortak bir arkadaşı vasıtasıyla ressam Frédéric ile tanışır. Frédéric delicesine aşık olduğu aktrist Angèle ile İtalya’da yaşamaktadır. Bir çalışma esnasında Paul asistan olan Roland ile arkadaş olur ve Elisabeth’e aşık olur.