Tomek, postanede çalışan genç bir memurdur. Kendi halinde ve son derece sıradan görünen yaşamının görünmeyen yüzünde, aslında derin, takıntılı bir ruh halini büyütmektedir. Tam karşı binasında yaşayan Magda'ya karşı obsesif bir tutkuyla karışık bir aşk besleyen Tomek, sürekli olarak Magda'nın evini teleskopla izlemekte ve onunla ilgili olan herşeyi takip etmektedir. En sonunda bir gün Magda'ya duygularını itiraf eder, fakat ondan aldığı cevap Tomek'in bütün varlığını altüst edecektir. Acaba cinsel tutkuları, aşk sanarak bir yanılgı içerisinde miyiz, yoksa seksten daha güçlü ve bağımsız olan bir aşk duygusu gerçekten var mı?

In the later part of his oeuvre, the famous Japanese filmmaker Yasujirō Ozu looks at the society of post-war Japan through family stories from the lower middle class. Arte has compiled a decalogy of 10 films from this period from the director's creative work. This short documentary film, created in this context, explains the film works using fragments of Ozu's notes, which he wrote between 1933 and 1963, elegant drawings and film clips. A fine insight into the themes and aesthetics of this moving cinema about intimacy and the passage of time and a fascinating journey into the moving final part of the Japanese master's work.

A man sits down to watch a football match, which seems to consist of the players being violently mutilated in various inventive ways. The players then leave the football pitch and invade the spectator's flat...

William Peters follows up on the 1970 TV documentary Eye of the Storm about Jane Elliott's experiment of dividing an otherwise homogenous group of school kids by their eye color. The episode intercuts footage from Eye of the Storm with new footage of the students, who are now adults. The film takes us through the journey of a young class learning the unfairness of racism. Elliot teaches the lesson through eye color and different treatment. All of the students admit that this is wrong. In footage of the students as adults, we are able to see how this shaped the experiment changed their lives.

A teenager works in a car repair shop and makes a living from petty thefts. In order to impress the boss of a gang of car thieves, he decides to steal a jaguar. What’s more, he can realize his grandmother's dream – he can drive her to mass in the basilica.

While inspecting a wharf, young Amano, president of an urban planning company, meets beautiful laborer Takako and falls in love at first sight. However, she does not return his affections, so he steals her ID card and goes on the run from the infuriated Takako.

Tongue-in-cheek look at the French Riviera, especially in summer when it overflows with tourists. Reviews its history and famous visitors; displays its faux-exotic buildings, its crowded beaches, its trees and monuments; and, pokes fun at the colors women wear and the vagaries of fashion. The film celebrates the use of "Eden" as a place name, suggesting that paradise comes to the coast after all are gone, perhaps only on a remote island beach.

Hamoon's wife is leaving him. He is also unsuccessfully trying to finish his Ph.D. thesis. He is forced to reexamine his life. In a series of flashbacks and dreams, Hamoon tries to figure out what he did wrong.

It's the closing night at the last drive-in theater in America and Cecil B. Kaufman has planned the ultimate marathon of lost film prints to unleash upon his faithful cinephile patrons. Four films so rare that they have never been exhibited publicly on American soil until this very night! With titles like Wadzilla, I Was a Teenage Werebear, The Diary of Anne Frankenstein, and Zom-B-Movie, Chillerama not only celebrates the golden age of drive-in B horror shlock but also spans over four decades of cinema with something for every bad taste.

Doress, a Japanese "black projects" organization, has been gathering psionics and making biological weapons to "make Japan superior". When one of the biological experiments, BAOH, escapes with a young girl, Doress will do anything to get the boy and girl back. For BAOH is a parasite living in its host's brain, altering the host into a living death machine in order to keep it alive. When Doress sends assassins after the boy and girl, BAOH "awakens" to its "Armed Defense Phenomenons", giving the boy acid-tipped claws, bio-regeneration, and super-strength. But Doress takes the girl, and BAOH must fight an army of commandos and a psionic to get her back

Pressure from his boss and a skin-cream client produces a talking boil on a British adman's neck.

Kabilelerin arasında savaş çıkınca Wawa haberi olmadan barış anlaşmasının bir parçası olarak nişanlandırılır. Genç sevgililer kaçarlar ama onları düşman askerleri öldürmek üzere onları kovalamaktadırlar. Gençler aşkları ve kabilelerinin geleceği arasında seçim yapmak zorunda kalırken kabiledekiler de geleneklerini korumak ve onu artan kişisel özgürlük taleplerine göre uyarlamak arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Dardenne kardeşlerin ülkelerindeki göçmenlerin sorunlarına değindiği Söz, belgesele yakın, gerçekçi üslubuyla izleyiciyi içine çeken sevecen bir film. On beş yaşındaki Igor zamanını arkadaşlarıyla ve babası Roger’ın kaçak göçmenlere iş verdiği inşaatta çalışarak geçirir. Dayak yemesine rağmen hırsızlık ve dolandırıcılık yapmayı öğrendiği babasına bağlıdır. Bir gün inşaattaki işçilerden birinin ölümüne tanık olur; ölmeden önce adama, karısına ve çocuğuna göz kulak olacağına dair söz verir * Olanı tüm yalınlığıyla ortaya döken film naif senaryosuyla etkileyici. Müziksiz efektsiz, olduğu gibi ağır, hüzünlü. Son olarak, entelektüel ve samimiyetsiz hislenmeler yerine tahammül sınırımızı ve sağduyumuzu revize etmeliyiz sanırım.

'Day of the Fight' shows Irish-American middleweight boxer Walter Cartier during the height of his career, on the day of a fight with black middleweight Bobby James, which took place on April 17, 1950.

Lt. Col. Iceal "Ham" Hambleton is a weapons countermeasures expert and when his aircraft is shot over enemy territory the Air Force very much wants to get him back. Hambleton knows the area he's in is going to be carpet-bombed but a temporary shortage of helicopters causes a delay. Working with an Air Force reconnaissance pilot, Capt. Bartholomew Clark, he maps out an escape route.

Pulitzer Ödüllü mizah yazarı Dave Barry'nin çok satan romanı Belanın Böylesi'nden uyarlanan film, sahipsiz bir çantanın nasıl olup da boşanmış bir baba, mutsuz bir ev kadını, bir çift sokak serserisi, iki katil, iki yeniyetme genç ve bir kara kurbağasının hayatlarını tümüyle değiştirdiğini mizahi bir dille anlatıyor.

Julie, ünlü bir besteci olan kocasını ve kızını trafik kazasında kaybeder.kazadan yaralı kurtulan genç kadın yaşama küser ve geçmişini unutmaya çalışır. Özgürlük, Julie'nin geçmişini ardında bırakması, sorunlulukları olmadan yeni bir yaşam şeklini benimsemesidir. Bu amaçla evini veçevresindeki insaları terk eder. Ancak yalan ve ihtiras dolu ilişkilerin ördüğü bir ağ onu yavaş yavaş dış dünyaya çeker ve yüzleşmek istemediği hayaletlerle karşı karşıya bırakır.

Artık kasabada yeni bir kanun adamı var. O yarı insan yarı makine! "Temel İçgüdü"nün yönetmeninden, yüksek teknoloji ürünü, adalet için savaşan bir polisin maceralarını anlatan muhteşem bir bilim kurgu klasiği. İyi ve başarılı bir polis görev sırasında bir patlamaya maruz kalır. Yeni bir buluş üzerinde çalışan bilim adamları ve doktorlar bu polisi Robocop adında durdurulamayan suç savaşcısı bir cyborg haline getirir...

Muthuvel Pandian, ailesiyle birlikte huzurlu bir hayat yaşamaktadır, ancak ailesinin hayatına aniden giren istenmeyen partiler, onu uzun süredir geride bıraktığı bir yola dönmeye zorlar.