Doğduğunda öldürülmek istenmesi üzerine, annesi tarafından bir sepetle nehire bırakılan George bir ormanda hayvanlar tarafından bulunur ve büyütülmeye başlanır. George hayvanlarla konuşmayı ve onlarla savaşmayı, yaşamayı öğrenir. bir gün güzel bir kız olan jenny bir orman gezintisi sırasında nişanlısıyla birbirlerini kaybederler ve kahramanmız George Jenny ‘ i bularak ağaç evine getirir. 1 gün boyunca kendine gelemeyen Jenny George’ un evinde hiç birşeyden habersiz yatmaktadır. Nişanlısı tarafından aranan Jenny havanın kararmasıyla arama ekibi geri döner. jenny George ‘ ye aşkı olur ve film için den çıkılamaz bir komediye dönüşür…

The film tracks legendary swimmer Diana Nyad’s lifetime vision and four harrowing attempts to swim non-stop from Cuba to Florida. An abusive past collides with an obsessive present over a dangerous 60-hour feat never before accomplished.

This film introduces us to Hugo, a one-of-a-kind animal who lives in a jungle. Youthful and carefree, Hugo is prone to playing practical jokes on his friends, Zig and Zag the monkeys. His idyllic lifestyle is interrupted when he is captured by CEO of a famed movie company, Conrad Cupmann, to be co-star in a Hollywood-style film. In order to return from Copenhagen to his jungle home, he must escape with the help of a newly found friend, Rita the fox.

Bir kalbi olan Volkswagen Herbie, sevgi dolu kişiliğine uluslararası dokunuşlar ekler! Paris-Monte Carlo arası bir yarışa katılan Herbie zarif, sportif, açık mavi bir Lancia’ya aşık olur. Herbie’nin dikkatini çekmek isteyen başkaları da vardır, gaz deposuna değerli bir taş saklayan mücevher hırsızları gibi! Böylece Fransız kırlarında sadece Sevgi Böceği’nin sebep olabileceği çılgın bir takip başlar!

Tells the story of Jesus Christ at age seven as he and his family depart Egypt to return home to Nazareth. Told from his childhood perspective, it follows young Jesus as he grows into his religious identity.

Her şehrin kendine ait sırları vardır, üniversite öğrencisi Rose Halshford da (Miranda Cosgrove) babası (Donal Logue) ile eski ve köhne bir eve taşındıklarında bunu anlayacaktır. Rose, eski kiracının sahip olduğu her şeyi geride bırakıp gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğunu fark edince, pek samimi olmayan komşularının görünenden fazlasını bildiklerinden şüphelenir. Evde tuhaf sesler duyduğunu söyleyen Rose'a babası dahil kimse inanmaz ve seslerin kafasında olduğuna dair ısrar ederler. Rose'un şüpheleri arttıkça, yeni evine gizlice yerleşen kişinin ya da şeyin, bir sonraki kurbanı olabileceğinden endişe duymaya başlar.

Hikâye; ormanda yetişen, ama insanların yaşadığı bir köyde yaşamak için hayvan arkadaşlarını geride bırakan Mowgli'nin (THE JUNGLE BOOK) adlı filmde bıraktığı yerden devam etmektedir. Bu köyde Mowgli; küçük kardeşi Ranjan ve en iyi arkadaşı, kahverengi gözlü, güzel Shanti'nin de dahil olduğu sevgi dolu ailesi ile yeni bir hayata başlar. Ama ormanda, ayı Baloo insan yavrusu olan arkadaşını çok özlemiştir ve onu görmek için köye gizlice sızar. Eski arkadaşı Baloo'yu görmenin mutluluğu ile aklı başından giden Mowgli, nereye gittiğini ailesine söylemeden ormana geri döner. Mowgli'nin kendisini Kaa isimli yılanın hipnotize edici bakışları altında ve hırslı bir maymunun fantastik müzikali eşliğinde dans ederken bulması ile heyecan başlar.

Gracie (Diana Glenn), eşi Adam (Andy Rodoreda) ve kız kardeşi Lee (Maeve Dermody), tatil için gittikleri Kuzey Avustralya'da balık avlamak üzere ‘Blackwater Barry’ turuna katılmaya karar verirler. Rehberleri Jim'in (Ben Oxenbould) kullandığı küçük tekne, turistleri nehir boyunca gezdirerek uzak bir noktaya götürmektedir. Tam durdukları sırada dev bir timsahın saldırısına uğrarlar. Yaratık botlarını parçalar ve ardından Jim'i öldürür. Sağ kalanlar içinse büyük bir hayatta kalma mücadelesi başlar. Kuzey Avustralya bataklıklarında, gerçek bir olaydan uyarlanmış, dehşet verici bir hayatta kalma savaşı…

Tüyleri kırpıldıktan sonra depresyona giren sonrasında bilge bir tavşanın öğütleriyle hayata bağlanan ve sürekli zıplayan sevimli bir kuzunun hikayesi. Kısa metrajlı bir animasyon filmidir.

Günde yedi ders ve ateşli bir öğle arası. Genç ve hevesli müzisyen, oyuncu, dansçı adayları ve onlara hayalini kurdukları şöhretin kapılarını açmayı garanti eden New York Güzel Sanatlar Akademisinin değerlendirdiği yapım olan Fame; aynı ismi taşıyan 1980 yapımının Remake versiyonu olarak karşımıza çıkacak. Bu müzikal filmin yönetmenliğini Kevin Tancharoen üstleniyor.

Yetim bir çocuk ve istediği zaman görünmez olan sihirli bir ejderhanın maceralarının anlatıldığı 1977 yapımı Pete's Dragon filmini . Don Chaffey'nin yönettiği filmde Charlie Callas, Elliott'ı seslendiriyor.

Jack Shepard, eski bir süper kahramandır. Bir grup iflah olmaz çocuğu, özel bir akademide eğitip yeni süper kahramanlar yaratabilmek için yeniden göreve çağırılınca bu ufak yaramazlarla zorlu ama bir o kadar da komik ve eğlenceli anlar geçirecektir.

Maceraya hazırmısınız ?Stuart Little 2'de minik kahramanımızın, artık 'Little' ailesinin bir parçası haline geldiğine tanık oluyoruz. Dolayısıyla hem kendisini farklı maceralara sokmaktan geri kalmıyor. Üstelik, Stuart bu filmde, ilahi bir şekilde üstü açık arabasına düşen minik kuş Margalo ile flört etmeye bile başlıyor. Ama bir şahinden kaçıp Stuart'ın yanına sığınan bu sevimli kuş, göründüğü kadar masum değil. Ancak, tıpkı Margalo'yla birlikte izledikleri Hitchcock klasiği Vertigo'da James Stewert'ın canlandırdığı Scottie karakteri gibi Stuart da bunu göremeyecek kadar körleşmiştir.

Her yaştan çocuk için eğlenceli , Disney'in animasyonu popüler orman sandviçleri derring -do ve doğrudan şarkı ve dans numarası arasında bolca gags için video doğrudan devamı. Düğünün ilk yıldönümü olan Tarzan'a (Michael T. Weiss'in sesi) çağıran Jane (Olivia D'Abo), mükemmel bir şekilde nasıl yapılacağını anlatıyor.

Milyoner iş adamları söz konusu olunca, Max Conners (Sigourney Weaver) ve kızı Page (Jennifer Lowe Hewitt) tam anlamıyla birer şeytan kesilirler. Page'in annesi Max, gözüne kestirdiği kurbanlarını baştan çıkarıcı Page'in kollarına iter. Sonrasında bütün iş, yüklü bir nafaka koparılacak boşanma davasına kalır. Müthiş ikilinin yeni kurbanları kaba saba bir para babası olan William Tensy (Gene Hackman) dır. Ancak hiç beklenmedik bir gelişme olur ve Page altın kuralı unutarak yakışıklı barmene delicesine aşık olur. Olanlar karşısında deliye dönen Max, Tensy'nin parasını çarpmak için müthiş bir mücadeleye girer.

Free Birds, özgürlükleri için menülerden hindi yemeğini kaldırma amacıyla bir araya gelen ve zamanda yolculuk yapan iki hindinin eğlenceli öyküsünü konu ediniyor. Reggie son derece mutlu ve sorunsuz bir hayat sürerken kendini Şükran Günü yemeği için Beyaz Saray'da hazırlanırken bulur. Bir gün Jake isimli başka bir hindi tarafından kaçırıldığında ise orada bulunmasının asıl nedenini öğrenir. Reggie, yemek masasının onur konuğu olmaktan ziyade masanın sıradan yemeklerinden biri için kullanılacaktır. Reggie ve Jack kafa kafaya verip devasa binadan kaçmaya karar verirler, bu sırada da evin bir köşesinde yer alan hükümete ait gizli bir labaratuarla karşılaşırlar. Labaratuarda bulunan zaman makinesi onları 1621 yılına, Şükran Günü yemeğinin ilk kez yapıldığı tarihe götürür.

Pembe Panter Elması'nın da aralarında bulunduğu efsanevi hazine çalınmıştır. Bunun üzerine cesur(!) dedektif Jacques Clouseau, bu duruma el koyar. Şef Müfettiş Dreyfus Fransız Polis Dedektifi Müfettiş Clouseau'yu, uluslararası detektif ve uzmanlardan oluşan rüya takıma atamaya mecbur bırakılmıştır. O da, bu grupla birlikte hırsızları yakalamak ve çalınan el yapımı hazineyi ele geçirmek için maceraya atılır. 2006 yılında vizyona giren ve dünyada ses getiren Pembe Panter serisinin ikincisinin çekimleri Paris ve Roma'da yapıldı. İkinci filmin oyuncu kadrosu da ilki gibi göz dolduruyor.

Hayallerini Gerçekleştirmeleri İçin Tek Yol Birbirleri... “Popüler kız” Dylan yanlışlıkla el çantasını alışveriş merkezinin fıskiye havuzuna düşürür ve film delisi Josh onun için çantasını kurtarır. Josh çantasını kurtardıktan sonra, Dylan Josh’un yeni belgeselinin konusu olma fırsatını yakalar. Dylan, bu filmin Bahar Çiçeği Kraliçesi kampanyasını pekiştireceğini ummaktadır ve onun için kazanmak hayatının tek amacıdır!

Devlet, zombilerin beyin yeme ihtiyacını ortadan kaldıran cihazı yarattıktan sonra düzen, gelenekler ve maç öncesi buluşmalara odaklanan Seabrook Lisesi, Zombietownlı çocukların entegrasyonu için çalışmalıdır. İnsan ve zombi öğrenciler birlikte yaşamakta zorlanırken amigo kız Addison ile zombi Zed arasında filizlenen dostluk, liselerini ve topluluklarını bir arada tutabilecek güçtedir.

Annesinin bir seferde doğurduğu yavrular arasında en çelimsiz ve ufak tefeği olan küçük domuz Wilbur, Fern adlı küçük bir kız tarafından (Dakota Fanning) kurtarıldıktan sonra çiftlik hayvanlarının en yeni üyesi olur. Wilbur henüz çok küçük ve deneyimsizdir. Bu da çiftlikteki diğer hayvanların onunla dalga geçmesine, alay etmesine yol açar. Küçük Wilbur'daki arkadaşlık potansiyelini sadece çiftlik evinin çatısında yaşayan örümcek Charlotte görebilmektedir.Wilbur ile Charlotte arasında gelişen arkadaşlık, çiftlikteki diğer hayvanların, küçük domuzun günlerinin sayılı olduğunun farkına varmasıyla kalıcı hale dönüşür. Artık Wilbur'un hayatının kurtuluşu mucizelere kalmış gibidir. Ancak Wilbur'un hayatını kurtarmaya kararlı olan Charlotte onu kurtarabilecek bir formül bulur. Çiftçiyi ikna etmek için domuzun barındığı ahırın kapısına Wilbur'un "kurtarılmaya değer çok özel bir domuz" olduğunu ağlarını kullanarak yazar.