Le Gone du Chaâba (The Kid of the Chaaba), translated into English as Shantytown Kid by Naima Wolf, is an autobiographical novel by Azouz Begag about his life as a young Algerian boy growing up in a shantytown next to Lyon, France, called the Chaâba by its inhabitants. The story covers a period of approximately three years in the life of the protagonist and deals with issues developing from the clash between two cultures, that of France and that of North Africa, as well as the difficulties of finding a cultural identity between the two. The story focuses on the cultural differences between the Arab and French communities, as well as how the two groups react to each other

A rebellious teen becomes embroiled in a dark conspiracy that involves her late father, after everyone thinks she drowned while vacationing with her estranged stepmother on an island.

A shady businessman ,about to be arrested after ruining his country (and more) ,has to get away from his native France ;he meets a dry cleaner,William ,who's got a private plane and they crash on an island.

Paolo, 25 yıldır görmediği kardeşinin baskılarına dayanamaz ve sonunda Kanada’daki sakin ve huzurlu hayatını bırakarak babasının yanına, Marseilles’e döner. Tüm eski anıları, aşkları ve hüzünleri ile birlikte geçmişi ile tekrar yüzleşen Paolo, yeni bir hayata başlamanın heyecanını yaşamaktadır

Simone tam da muhafazakâr Musevi ailesine lezbiyen olduğunu söyleyecek cesareti bulmuşken kendini Senegalli erkek bir aşçıdan hoşlanırken bulur.

While her free-living bestie urges her to embrace singlehood, a commitment-craving social media expert can't stop following the life of a former love.

Georges has Down syndrome, living at a mental-institution, Harry is a busy businessman, giving lectures for young aspiring salesmen. He is successful in his business life, but his social life is a disaster since his wife left him and took their two children with her. This weekend his children came by train to meet him, but Harry, working as always, forgot to pick them up. Neither his wife or his children want to see him again and he is driving around on the country roads, anguished and angry. He almost runs over Georges, on the run from the institution since everybody else went home with their parents except him, whose mother is dead. Harry tries to get rid of Georges but he won't leave his new friend. Eventually a special friendship forms between the two of them, a friendship which makes Harry a different person.

Caught by tabloid paparazzi with his mistress Elena, a famous and beautiful fashion model, billionaire Pierre Levasseur tries to avoid a divorce by inventing a preposterous lie. He uses the presence of a passerby in the photo to claim to his wife that it's not him Elena is seeing but the other man, one François Pignon. Pignon is a modest little man who works as a parking valet. To make the story convincing, Elena has to move in with Pignon.

Between 1978 and 1979, the inhabitants of the Oise are in fear of a maniac who kills several hitchhikers and escape the police. He was then dubbed "the killer of the Oise" is actually a shy young policeman who will investigate his own murder, only to lose control of the situation.

M15 isimli bir teşkilatta görev yapan Will Harry ile aynı görevi üstlenip ortak operasyon kararı almışlardır. Görevleri tehlikeli bir teröristi kimseye zarar vermeden durdurmaktır.

An Iranian family survives the shah and the ayatollah and moves to France. This story follows the family through it all. Despite the politics, revolution, prison, beatings, assassinations and suicides this is a comedy.

Beethoven kendi türünden bir Bernard olan Missy'e aşık olur fakat Missy'nin kötü kalpli sahibi bu ilişkiye karşı durmaktadır.

Dedeleriyle birlikte tatile çıkan aile, yeni arabalarının otobanda seyir halinde iken birden yavaşlamadığını fark etmesi sonucu neredeyse yüz tane arabaya çarpma tehlikesiyle karşı karşıya gelir. Her seferinde büyük kazalar atlatan aile ve dedeleri arabayı durdurma yolları ve yöntemleri arar iken komediyi bizlere yaşatacaklar

Taxi 4 ile yeniden doğduğu topraklara Fransa'ya geri dönen serinin dördüncü filmi, Fransa sokaklarında yeniden maceradan maceraya koşturan bir tempoda ilerliyor.Taxi 2 ve Taxi 3'ün de yönetmeni olan Gérard Krawczyk bir kere daha yönetmen koltuğunda...

Film, ergenlikteki bir kızla nişanlısının kendisine yalan söylediğini ve kendisinden çok arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini fark eden, kafası karışık, geleceği belirsiz 28 yaşındaki bir kadının arkadaşlıklarını anlatıyor...

1977 Fransız yapımı filmin, modern uyarlamasında Vincent Cassel başrolde yer alıyor. Yeni boşanan 44 yaşındaki Pierre, genç kızı, yakın arkadaşı Jacques ve onun kızı Francois ile tatile çıkar. Saint Tropez’de gittikleri bir partide, Pierre ve genç Francois yakınlaşır. Pierre, bunun yanlış olduğunu düşünerek bitirmek istese de Francois, takıntılı bir biçimde ilişkiyi sürdürmek, hatta babasına anlatmak ister. Sonunda anlatır da; fakat Pierre olduğunu söylemez. Jacques ise dostu Pierre’ye durumu anlatarak, kızını baştan çıkaran bu orta yaşlı adamın kim olduğunu bulmak istediğini söyler.

Senaristliğini de Bill Granger'ın yaptığı November Man, yazarın "There Are No Spies" adlı serisinin 7. kitabının hikayesinden oluşuyor. Yönetmenliğini Roger Donaldson'ın yaptığı November Man'in beyaz perde uyarlamasında eski bir CIA ajanının bir görev için bir süreliğine emekliliğini kenara bırakması anlatılıyor. Bir katilin peşine düşen ajanın işi pek de kolay değildir. Zamanla topladığı ipuçlarıyla kendini Rusya'nın teşkilata köstebek soktuğu büyük bir komplonun içinde bulunur.

İki iyi arkadaş olan Marie (Monia Chokri) ve Francis (Xavier Dolan) bir akşam yemeğinde şehre yeni taşınan ve gizemli bir çekiciliği olan Nicolas (Niels Schneider) ile tanışırlar. Birbirini izleyen buluşmalar sonrası her ikisi de Nicolas'ın cazibesine kapılan ikilinin arasında, bu 'güzel' adamla beraber olmak için bir rekabet başlar. Erkek partnerleriyle mesafeli ilişkiler kuran bir eşcinsel olan Francis ve sevilme arzusundaki Marie, hayatlarındaki bu yeni adamın ilgisini çekmeye çalışırken, iki arkadaşı birbirine düşürmekten tatlı bir zevk alan arzu nesnesi Nicolas da kendi çıkarına göre tercihini yapar...

Set in 1992, a manager Vincent has to run a children's holiday camp for three weeks and to face the unexpected concerning the place, his colleagues, various problems linked to children about the rooms, trips, their belongings...

Clint Eastwood, The 15:17 to Paris filmiyle yine bir kahramanlık öyküsünü ele alacak. Başarılı yönetmen, yeni filminde Ağustos 2015’te Brüksel’den Paris’e giden trene yapılması planlanan silahlı saldırıyı önleyen üç Amerikalı’nın yaşadıklarını mercek altına alacak. Söz konusu olay; 500 kişiyi katledebilecek bir cephane taşıyan bir teröristin yaptıklarına şahit olan Anthony Sadler, Alek Skarlatos ve Spencer Stone‘un teröristi etkisiz hale getirmeye çalışması üzerine kurulu.