Julita expressed her three greatest wishes shortly after getting married: lots of children, a monkey and a castle she can call her own. That all of these wishes have become a reality is probably down to the immense stubbornness of this charismatic and equally hilarious matriarch who has a weakness for collecting crazy objects. When financial circumstances force the family to sell their castle, her adult children are left sifting through a lifetime of peculiarities in search of a few lost bones… Spanish actor and neo director Gustavo Salmerón paints a deliciously absurd family portrait that just happens to reveal a lot about Spain, Catholicism and the economic crisis.

A jealous woman plots revenge after her former beau returns to their hometown with a pretty new girlfriend.

A psychotic sniper plans a massive killing spree in a Los Angeles football stadium during a major championship game. The police, led by Captain Peter Holly and the SWAT commander, learn of the plot and rush to the scene.

A writer must face the sudden death of his father, but after the burial, the latter reappears to him. He will have to learn to live with this facetious companion, but difficult to explain the situation to his family, because he is the only one who can see him. This disturbing presence will create an earthquake in the family.

Hugo, Stan and Bérénice grew up together then grew apart. They were inseparable. Fifteen years later, they meet again as adults. But life has been tough on them. Will they reignite the crazy sparks of their childhood ?

An elderly monk, while training the young novice who will succeed him, recalls the mysterious lost love of his past - just as his young successor appears to be encountering her himself.

Bisikletler hakkında bilgisi olan varsa o da Güney Fransa'da şirin bir köy olan Saint Céron'un resmi bisiklet satıcısı Raoul Taburin'dir. Ancak Raoul'un korkunç bir sırrı var: Dengeleyici kullanmadan bisiklet üzerinde dengesini asla koruyamadı. Çocukluğu ve gençlik yılları, kusurunun üstesinden gelmeye çalışmakla geçti - boşuna. Sırrını anlatmak için yapılan tüm girişimler de başarısız oldu. Kimse ona inanmıyor. Fotoğrafçı Hervé Figougne, Saint Céron'a taşındığında, iki adam çabucak arkadaş olurlar. Figougne, Raoul'un bir dağ uçurumunda yarış bisikleti sürerken fotoğrafını çekmeyi teklif ettiğinde, gerçek an geldi. Fotoğraf çekiminden kaçınmak için elinden geleni yapıyor. Ancak her şey onun aleyhine olur ve sonunda kaderini kabul etmek zorunda kalır. “En azından”, “insanlar bana inanmak zorunda kalacak” diye düşünüyor. Ama Raoul Taburin için işler asla bu kadar basit değildir...

Farklı karakterlere sahip olan Kyle ve Mike iyi yakın dosttur. Ancak Mike’ın bir gece Kyle’ın nişanlısıyla birlikte olması, ikisi arasındaki bağın farklılaşmasına neden olur. Yaşananlardan sonra aralarındaki dostluğun onarılamayacak şekilde kopması gerekirken, yaşanan dramatik bir olay onları yeniden bir araya getirir.

Yirminci yüzyılın başlarında Viyana'da, bir apartman binasında yaşayan genç bir kız olan Lisa (Joan Fontaine), yeni bir kiracı olan konser piyanisti Stefan Brand'a (Louis Jourdan) hayran kalır. Stefan enerjik performanslarıyla kendine bir isim yapar. Lisa, Stefan'a takıntılı hale gelir, onu çalarken dinlemek için geç saatlere kadar ayakta kalır ve gizlice dairesine girip onu uzaktan hayranlıkla izler. Lisa'nın çabalarına rağmen, sadece bir kez karşılaşırlar ve Stefan ona pek aldırmaz.

Bir dedektif, hapisten çıkmak üzere olan bir seri katilin işlediği iddia edilenlerle tıpatıp benzeyen cinayetleri çözmek üzere Vitoria-Gasteiz'e döner.

Yabani kaz göçleri konusunda uzman olan Christian'ın gerçek hikayesine ve kendisinin ve 14 yaşındaki oğlunun girdiği maceraya dayanmaktadır.

Aktivist Bayard Rustin, 1963'teki Washington yürüyüşünü düzenleyerek İnsan Hakları tarihinin akışını değiştirirken bir yandan da karşılaştığı ırkçılık ve homofobiyle mücadele eder.

Ölümcül bir hastalıktan muzdarip olan genç bir kadın, ölümünün ardından ailesinin ve arkadaşlarının acısını hafifletmek için kendisini klonlatmaya karar verir. Ancak genç kadın, mucizevi bir şekilde iyileşir. Bu durum üzerine klonunun görevini sonlandırmak ister ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.

İp cambazı Philippe Petit, Fransa’da bir dişçide inşaat haberini okuduğundan beri İkiz Kuleler arasına tel gerip yürümek istemiştir ancak daha kuleler ortada yoktur bile! Petit, arkadaşlarıyla kafa kafaya verir ve aylarca plan yapar, sonunda da 1974’te, 24 yaşında bu ‘sanatsal suç’u başarıyla işler.

Éric and Patrice have been friends since high school. Over the years, they have both taken very different paths: Éric has become a hedonist, has a string of girlfriends and is always on the look out for a new one; Patrice has become a monogamous father with a very ordered life. After a drunken evening, the two childhood friends find themselves cast back into 1986, when they were 17 years old. This return to the past is a dream opportunity to try to change the path their lives will take. What will they do with this second chance?

Polis akademisine girmeyi başaramayan Chris Potamitis bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlar. Chris bir hata yapar ve en yakın arkadaşı Eddie’ye şirketin gevşek güvenlik sisteminden bahseder. Bunun sonucunda kendisini Amerikan tarihinin en büyük soygun planı içinde bulur. Chris ve Eddie kıdemli New York Polisi James Ransone’dan ve suç patronlarından kurtulabilecek midir?...

Daniel 20 yaşındadır ve gençlik gözaltı merkezindeyken manevi bir dönüşüm yaşayarak rahip olmak ister ancak sabıka kaydı gerekli eğitim seminerlerine katılımını engelleyince küçük bir kasabaki marangoz atölyesine çalışmaya gönderildiğinde bir rahip gibi giyinerek yerel cemaate önderlik etmeye başlar ancak kasabaya gerçekten atanan vaizlerin gelmesi gecikmeyecektir.

1946 yılı savaş sonrası yeniden ayağa kalkmaya çalışan Almanya... Rachael Morgan adında bir kadın soğuk bir kış gününde harabeye dönmüş Hamburg şehrine gelir. Bir İngiliz olan kocası Lewis, yerle bir olmuş şehri yeniden kuran ekiplerin birinde görevlidir. Çift bu yeni ortama alışmaya çalışırken, Rachael kocasının beklenmedik bir kararı karşısında şaşkına dönecektir: yaşayacakları büyük evi, evin önceki sahipleri olan Alman bir dul ve onun problemli kızıyla paylaşacaklardır. Savaşın trajedisinin gölgesinde yaşamaya çalışan bu dört farklı insan bir düzen oturtmaya çalışırken, öfke ve keder duyguları tutku ve ihanetin kapılarını açacaktır.

1840'ların İngiltere’sinde, paleontolog Mary Anning, hasta olan annesinin bakımını sağlamak için turistlere fosil satmayı planlamaktadır. Bu sırada Mary, zengin bir ziyaretçisinden beklenmedik bir teklif alır. Roderick Murchison, buradan gideceğini söyler ve Mary’den bir travma atlattığı için melankolik bir ruh hâlinde olan karısı Charlotte'un bakımını üstlenmesini ister. Maddi sıkıntıdayken bu teklifi geri çeviremeyen Mary, başlarda istemediği bu misafiriyle çatışır. Sosyal sınıfları ve kişilik farklılıkları nedeniyle bazı sorunlar yaşayan Mary ve Charlotte, birlikte zaman geçirdikçe aralarında farklı bir bağ oluşmaya başlar.

Küçük bir kasaba olan Gracetown yüz yılda bir kez meydana gelen büyük bir kar fırtınası ile karşı karşıyadır. Tam da Noel arifesine denk gelen bu fırtına, insanların evlerine hapsolmasına neden olur. Birkaç lise öğrencisi ise bu durumu güzel bir fırsata çevirmeyi planlar. Bir araya toplanan gençler, dışarısı ne kadar soğuk olsa da kendilerine sıcacık bir ortam oluşturur. Bu durum onların ilişkilerini testten geçirip yeniden şekillendirmelerine neden olur