Oğlunu bir trafik kazasında kaybeden Helene, yas tutmaktadır. Ancak kazayı kimin gerçekleştirdiği halen bilinmemektedir. Helene, olayın şüphelisi olarak gördüğü bir çifti sürekli takip etmeye başlar. İçten içe, oğlunu öldürenlerin onlar olduğundan emindir...

Japon iş adamı Katsumi Hosokawa‘nın doğum günü için özel bir parti düzenlenmektedir. Amerika’nın ünlü sopranosu Roxanne Cross da partinin konukları arasındadır ve özel bir konser verecektir. Başkan yardımcısının evinde verilen partide başlarda her şey yolundadır. Fakat partinin sonlarına doğru bir grup terörist partiyi basar. General Benjamin tarafından tutuklanan yoldaşlarının serbest bırakılmasını isteyen teröristler evdeki herkesi rehin alır. Bir süre sonra rehine sayısındaki fazlalık teröristler için sorun olmaya başlar. İçlerinde Katsumi Hosokawa ve Roxanne Cross’un da yer aldığı bir grup önemli kişi dışındakileri serbest bırakırlar. Hosokawa ve Cross bir ay sürecek bu zorlu bekleyiş sırasında birbirlerini yakından tanıma fırsatı bulur.

Matthieu, a 33 year old Parisian who finds out that the father he never knew has died and decides to go to his funeral in order to meet his two siblings in Quebec. But once in Montréal, he realizes that nobody is aware of his existence or even interested in it. He is alone, in hostile territory…Filled with secrets, this story about one man’s coming to term with the foreign family he never knew he had is complex with interconnected themes such as masculinity, family, paternity and filial devotion coiling in the layers underneath.

Las Vegas’ta yaşayan Frank için mutfağından daha önemli hiçbir şey yoktur. Dahası tüm enerjisini işine adamış, sadık bir çalışandır. Ta ki genç ve güzel Lola ile tanışıncaya kadar. Kısa sürede iyi anlaşan ikili, bir ilişkiye başlar. Ancak Lola’nın Frank’i aldatmasıyla birlikte, Frank’in daha önce görülmeyen obsesif bir yönü açığa çıkar. Tüm bunlar yaşanırken Frank’e Paris’ten bir iş teklifi gelir. Ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri olmayan Frank’in ihanet ve intikam duygularını aşarak yolunu çizmesi gerekmektedir.

Jacques Arnault, head of Sud Secours NGO, is planning a high impact operation: he and his team are going to exfiltrate 300 orphan victims of the Chadian civil war and bring them to French adoption applicants. Françoise Dubois, a journalist, is invited to come along with them and handle the media coverage for this operation. Completely immersed in the brutal reality of a country at war, the NGO members start losing their convictions and are faced with the limits of humanitarian intervention.

Duval işssiz bir şekilde hayatına devam ederken, bir gün kendisiyle gizemli bir insan iletişime geçer. Bu gizeml insan, onu yönlendirerek bazı özel çağrıları dinlemesini ister. İşin tehlikeli boyutuna bakmadan mecbur olduğu için işi kabul etmek zorunda kalan Duval, çok geçmeden kendisini politik ve son derece tehlikeli bir oyunun içine sokacaktır.

Leo, a young man coming to terms with his own sexuality, runs into Caro, a primary school friend he fancied when they were kids, who's now trying to ward off her own personal demons. This casual re-encounter will affect their personal conflicts without either truly grasping the other's problem.

A-yuan and A-yun are both from the small mining town of Jio-fen. They move to Taipei, where A-yuan is an apprentice by day and goes to night school, and A-yun works as a helper at a tailors. Everyone thinks they are meant for each other, and so do they. They fail to see time and fate are beyond their control.

Jinekolog ve seksolog bir Polonyalı, Komünist yönetim sırasında tabulara meydan okuyarak aşk ve seks konulu çığır açan kitabını yayınlama mücadelesi verir.

Beaumarchais the Scoundrel is a biopic film based on the life of the French playwright, financier and spy Pierre Beaumarchais depicting his activities during the American War of Independence and his authorship of the Figaro trilogy of plays.

In the middle of the night, Léo wakes up his best friend Raphaël. His car has broken down an hour away from Paris. No way is Raphaël going to pick him up, that is until the woman of his dreams kicks him out of bed. Once he gets to where Léo is waiting, he discovers there is no breakdown, but what is there waiting for Raphaël?

Feeling neglected by her mother and sister on their holiday in Spain, 13-year-old Claire tries to help a young Senegalese beach vendor to escape his misery.

Victoria Spick işinde başarılı, iki küçük kız annesi bir avukattır. Fakat işiyle fazla takıntılı olduğundan ilişki dünyası her açıdan çöl gibidir. Arkadaşlarının düğününe katılan Victoria düğünde çıkan bir olay yüzünden eski dostu Vincent'ın suçlandığı öğrenir. Davayı alıp almamak konusunda ciddi ikilem yaşarken, eski bir müvekkili olan Sam ona hayatının her anında asistanlık yapmaya başlar. Mesleki gerilimin yanı sıra duygusal çalkantılar da yaşayan Victoria yaşamanın en garip davalarından biriyle karşı karşıyadır..

Lila, Brüksel'deki Marolles'in yükselişlerinde yetişir. Kız kardeşi ve arkadaşları ile birlikte, dansçı olmayı ve hip-hop dünyasında devrim yapmayı hayal ediyor. Arkadaşları Brüksel'de kalırken, Lila her şeyin - konforun, ailenin - ardında kalıcılığını sürdüreceğine inandığı Paris'e gitmek için her şeyi bırakır. Bunun dışında Paris'teki hayat beklenmedik bir dönüşü hızla alır. Koreograf olmayı hayal eden kadın rap videosunda kucak dansçısı olarak biter ve bu sadece hayal kırıklığının başlangıcıdır. Drama öğretmeni ile bir tesadüfen buluştuktan sonra, sahnede kalbini ve ruhunu taşır ve ayakta durmaya başlar. Bu sefer, olağandışı özveri, onu arayışına götürüyor. Ancak, hala bir son savaşla savaşmak zorunda: babasını doğru seçimi yaptığını inandırmak.

Audrey Hepburn'un kör bir kadını canlandırdığı film, eve gelen saldırganlara karşı kör bir kadının verdiği amansız mücadeleyi anlatıyor... Karanlığa Kadar Bekle'de Audrey Hepburn evindeki haydutları, körlüğün verdiği avantajlarını kullanarak yenilgiye uğratır... Çünkü o karanlığa alışıktır..

Ever since she served on the jury during his trial, Nora has been convinced that Jacques Viguier is innocent, despite him being accused of murdering his wife. Following an appeal by the public prosecutor’s office, and fearing a miscarriage of justice, she convinces a leading lawyer to defend him during his second trial, on appeal. Together, they will put up a tenacious fight against injustice.

Temmuz 1962’de, tarih bölümü mezunu Edward Mayhew (Billy Howle) ve bir yaylı çalgılar dörtlüsünün kemancısı olan Florence Ponting (Saoirse Ronan) evlenir ve balayılarını Dorset kıyısındaki Chesil Plajı’nda küçük bir otelde geçirirler. İkisinin de apayrı kökenleri olmasına rağmen birbirlerini çok sevmekte ve iyi anlaşmaktadırlar. Ancak aralarında bunca zamandır konuşmadıkları bir konu vardır: Cinsellik. İlk cinsel ilişkilerine girerken ciddi sıkıntılar yaşarlar; Edward aşırı heyecanlıdır, Florence’ın ise cinsel ilişkiye olumsuz bakmasına yol açmasına sebep olan çocukluk travmaları vardır. Edward’ın aşırı heyecanı Florence’ın çocukluk travmalarının tetiklenmesine neden olur. Birbirlerini anlamakta zorlanmaları ve suçlayıcı davranmaları aralarında ciddi çatışmalar yaşanmasına yol açacak ve ikisinin de hayatını bambaşka bir noktaya sürükleyecektir.

13. yüzyıla ait bir baladdan yola çıkılarak senaryosu yazılan film, ortaçağda geçen sarsıcı bir intikam hikayesi anlatıyor. Koyu hristiyan ailesi tarafından kiliseye gitmekle görevlendirilen bir genç kız, yolda tecavüze uğruyor ve öldürülüyor. Olayın ardından bir eve sığınan tecavüzcüler burada kızın ailesiyle karşılaşıyor ve kanlı bir şekilde yok ediliyorlar. Ingmar Bergman'ın az bilinen yapımları arasında olan Jungfrukällan, kanlı intikam hikayesi ile modern korku filmlerine ilham verdi. Usta yönetmen bu filminde masumiyet, hırs, paganizm ve dini inanç gibi kavramları tartışıyor.

An Iranian family survives the shah and the ayatollah and moves to France. This story follows the family through it all. Despite the politics, revolution, prison, beatings, assassinations and suicides this is a comedy.