Tutkularından korkmayan, özgürlüğüne her şeyden fazla düşkün, otuzunda çok güzel ve entelektüel bir kadın Simona. Bu yönüyle gerçek bir dişi kurt. Aslında Simona yaşamında kendisini özgürleştiren tek şeyin tutkularına gösterdiği duyarlılık olduğunu bilen sıradan bir kadındır. Kendisini tutkularına bırakmadan önce hiçbir sahteliğin, ikiyüzlülüğün ya da boyun eğmenin arzularını kirletmesine izin vermemek için çok dikkatli davranmak zorundadır; hem birlikte olduğu erkeklere hem de kendi hissettiklerine karşı. Sınırlarını belirleyen kendisidir ve bunun hep böyle kalması için her bedeli ödemeye razıdır; çünkü sonuçta kazandığı kendi özgürlüğüdür. Seçtiği erkeklerle birlikteyken tek istediği tutkularına kendini tamamen teslim etmektir ama birlikte olduğu erkeklerin kendisini kontrol altına almaya çalışmalarına da karşı koyup sürekli kendini korumak zorunda kalır. Onun gerçek aşkı erkekler değildir.

The Tooth Fairy is back. 15 years after the events of the first movie, Corey, now grown up but mentally scarred has gone to a class reunion. However, the Tooth Fairy is back, and this time - You better have flossed properly.

A former alcoholic returns home after ten years in prison for the murder of her husband. As her recollection of the murder returns, things take a different turn.

Filmed over 3 years in Homs, accompanying 2 outstanding young men from the time they were only dreaming of freedom to the time when they are forced to change course. Basset, the 19yo national football team goalkeeper, who became an outspoken demonstration leader in the city, then an icon revolution singer, till he becomes a fighter... a militia leader. Ossama, his 24yo friend, renowned citizen journalist, cynical pacifist... as his views are forced to change, until he is detained by army secret service. It is the story of a city, of which the world have heard a lot, but never really got closer than news, never really had the chance to experience how a war erupted. a modern times epic of youth in war time.

1971 yılında ilk defa seyirci karşısına çıkan Sabata Dönüyor filmi, Amerika Birleşik Devletleri’ne aittir. Vahşi Batı filmleri kategorisinde yer alan Sabata Dönüyor filminin yönetmen koltuğunda Gianfranco Parolini oturmaktadır. Sabata Dönüyor filminin baştol oyuncuları ise şu şekilde sıralanmaktadır; Lee Van Cleef , Reiner Schöne , Giampiero Albertini. Zalim bir adam, kasaba halkını yalanlarıyla kandırarak para toplamaktadır. Üstelik bunu yaparken de insanlara boş vaatlerde bulunmaktadır.

Dumas romanından uyarlama olan yeni bölümde tüm Silahşör kahramanları şimdiden kırkını aşmış durumda. Darthaniyanin bir teğmen olarak ortadan kaybolur, Aramis sadece kadınlarla ilgilenir, dinle değil, Porthos çok zengindir, ama asla mutluluğu bulamamış ve Athos yavaş yavaş sefil bir ayyaş haline gelir.

Follows a youngster Kalai and his aspirations of becoming a 'Star' in the Tamil Film Industry. Born in a lower-middle-class family, will Kalai overcome all his struggles to emerge as a Star?

A group of friends try to defeat an evil king, and meet some quirky characters along the way.

Dram yoğunlukta ki filmde mutlu bir evli çiftin çocuk yapma isteği ile serüven başlıyor. Hamilelik sırasında ki yaşadıkları sıkıntılar ve çocuk doğduktan sonra ki gelişen olaylar filmin konusunu oluşturmaktadır. Film hakkında çok fazla kaynak bulunmadığından filmi izleyen ziyaretçilerimiz den uzun bir özet bekliyor olacağız. Tamamen sürpriz 107 dakikalık bir dram sizleri bekliyor, Umut ederim ki hoşunuza gidecektir.

Efsanevi Pembe Panter elması bir kraliyet müzesinden şüpheli bir şekilde çalınır. Baş Müfettiş olan Dreyfus, istemeyerek de olsa Clouseau'yu göreve çağırmak zorundadır. Soygunun akıllara düşen ilk şüphelisi, gününün en ünlü hırsızlarından biri olan Sör Charles Litton'dır. Ancak işin tuhaf yanı, Litton'ın bu hırsızlık meselesiyle hiçbir alakası yoktur. Clouseau, kendi dedektiflik yöntemlerini kullanarak bu meselenin gizemini çözmeye kararlıdır.

İdeal Güzelliğe Tutkun Bir Adamın Ünlü Hikayesi... Yurtdışına tek başına dinlenmek için tatile çıkmış bestekar Gustav Aschenbach (Dirk Bogarde) Venedik'tedir, tüm dünya onu içine kapalı, saygın, medeni bir insan olarak tanımaktadır. Fakat bir gün o ideal güzelliğin resmini görür - ve anında kendi sonunu getirecek bu gizli tutkuya kendisini bırakır. Dev filmci Luchino Visconti Thomas Mann'ın klasik romanı Death In Venice'i "güç ve güzellikten oluşan bir başyapıt"'a çeviriyor.Visconti'de, Aschenbach gibi tutku dolu, filmleri duyguyla kaplı, dönemsel detayları yansıtan ve düz görünen yüzeylerin altındaki derin duyguları araştıran bir yapıya sahip. Visconti'nin 1971 Cannes Film Festivali'nde özel ödül kazandığı sanatının zirvesinde olduğu çalışmasıdır. Gustav Mahler'in müzikleri ve Bogarde'ın unutulmaz performansı filmin şiirsel anlatımına büyük katkıda bulunuyor. Death In Venice'de, gerçek ustaların arasında olacaksınız.

Küçük yaşta annesini kaybeden Irene teyzesi Eleonora tarafından büyütülmüştür. Başarılı bir iş kadını olan Irene, teyzesi Eleonara gibi çok para kazanmak ve büyük işlere imza atmak ister. Irene günün birinde ailesinden kalan bir evin, annesine ait eşyalarla dolu odasında kendi iç dünyasına doğru yola çıkar. Aniden başlayan bu değişim genç kadının bütün hayatını alt üst edecek ve hayatına ait her şeyi terk ederek yoksullara yardım eden insanlarla birlikte çalışmaya başlamasına yol açacaktır.

Once again billed as Montgomery Wood, Giuliano Gemma plays a civil war soldier who returns to his family land to find his family decimated, his property taken over by a family of Mexican bandits and his fiancee about to marry the Mexican gangster behind all this. Bent on revenge, he goes undercover disguised as a Mexican and discovers he has a daughter!

Returning by train to the French port of Le Havre, Jacques Lantier, a tormented railwayman, meets by chance the impulsive stationmaster Roubard and Séverine, his wife.

A cashier poses as a writer for blacklisted talents to submit their work through, but the injustice around him pushes him to take a stand.

Jacek climbs into the taxi driven by Waldemar, tells him to drive to a remote location, then brutally strangles him, seemingly without motive.

Gelecekten birileri, bir kez daha Trancer ordusunu, insan zombi ordularını yok etmeleri için geri döndüler. Sorumluluklarını soru sormak ya da duraksamadan yapmak. Artık, geçmişte mahsur kalan gelecekteki bir polis memuru Jack Deth, onları durdurmak için bir kez daha ileri gitmelidir. Bu bilim kurgu aksiyonu, geleceği kurtarmak için uğraşırken cesur eylemlerini anlatıyor. Patronu, ne yazık ki 20. yüzyılın kızıyla evlenen Deth'e yardım etmek için ilk karısını geleceğinden geri gönderdiğinde zorlukları arttı.

A doomed love affair blooms against the beautiful and exotic backdrop of the deserts of India in this romantic drama. Samantha Hartley (Kelli Garner) is a woman in her early twenties who travels to Rajapur in India to visit a resort where her mother stayed years ago. While tracing the steps of her mother, Sara (Lynn Collins), Samantha learns the true story about her mother's stormy marriage to Jeremy (Justin Theroux), a charming but moody alcoholic. Only a few days after their wedding, Sara began to wonder if marrying Jeremy was a mistake, and while visiting India on their honeymoon, Sara met Jai Singh (Manoj Bajpai), a handsome and sensitive widower living in Rajapur. Jai Singh, who speaks fluent English, soon strikes up a friendship with Sara that quickly grows into a romance, but both are aware of the transgressive nature of their love, and their affair takes a tragic turn, leaving its scars on all parties involved.

Akıl hastanesinden kaçmış olan Christina (Cloris Leachman) peşine düşen kötü adamlardan kaçarken yolda Mike Hammer'a otostop çeker. Daha doğrusu resmen arabanın önüne kendini atar. Hammer (Ralph Meeker) başına geleceklerden habersiz Christina'yı arabasına alır ve Los Angeles'a gitmeye başlar. Kadının büyük bir sır sakladığı her halinden bellidir. Hammer her şeye karşın gideceği yere kadar kadını bırakıp, olası bir belanın içine girmek istememektedir. Ancak kötü adamlar hem Hammer'ı hem de kadını yolun ortasında yakalar ve kadını öldürürler. Aslında Hammer'ı da arabasıyla uçuruma iterler ama Hammer mucizevi şekilde kurtulur ve olayların içine girer. Aslında her şey gizemli, kapalı bir kutunun etrafında dönmektedir... Kiss Me Deadly öncelikle noir tanımına birebir uyan çok sağlam bir film. Özellikle açılış sahnesi mükemmel. Jeneriklerin ters bir şekilde akışı ve arka planda kadının nefesleri daha en baştan izleyiciyi huzursuz ediyor...

As the Overfiend slumbers, the mad emperor Caesar rises to power, enslaving a new race of demon beasts. Into this cruel existence is born the Lord of Chaos, the Overfiend's nemesis. As the blood-thirsty beasts capture the tyrant's daughter in a brutal coup, the Overfiend must awaken to an apocalyptic battle of the Gods.