The story of courtesan and dance-hall girl Emma Hamilton, including her relationships with Sir William Hamilton and Admiral Horatio Nelson and her rise and fall, set during the Napoleonic Wars.

Jamaica'nın tehlikeli sokaklarında büyüyen iki arkadaşın hikayesini anlatan bir gerilim. Biggs ve Wayne hayatta kalabilmek için Shotta (Jamaica dilinde gansgster) tarzı yaşamayı seçerler. Bu gençler suç dolu hayata başlarlar. Amerika'ya taşındıktan sonra hızlı arabalar ve seksi kadınlarla dolu Miami'de suç dünyasında en dipten en zirveye ulaşırlar.

"İsimsiz bir kahramanın aşk hikâyesi!" olarak nitelendirilen Marty, İtalyan tipi baskın kadın karakterine sahip annesiyle birlikte yaşayan bir adamı anlatan öyküsüyle izleyicileri etkiledi. En iyi arkadaşı Angie'yle (Joe Mantell) beraber kendisine uygun birilerini arayıp duran Marty, Clara'yla (Betsy Blair) tanışır ve kısa süre içinde flört etmeye başlarlar. Angie derhal kıskançlığa kapılır ve Bayan Pilletti (Esther Minciotti) terk edilmişlik bunalımları yaşayarak meseleyi daha da karmaşık hale getirir ama Marty sonunda Clara'nın peşinden gider çünkü onu sevmektedir. Özet olarak Annesiyle yaşayan orta yaşlı bir kasapla bir öğretmenin aşkını anlatan film, sıradan insanın duygusallığını yansıtıyor.

Hapisten yeni salıverilmiş ünlü soyguncu, Alman asıllı suç üstadı Doc Erwin Riedenschneider (Sam Jaffe) Cincinnati'ye gelerek vakit kaybetmeden yeni bir soygunun hazırlıklarına başlar. 'İçerde'yken bir mücevher şirketini soymak için kusursuz bir plan yapmıştır, ama bunun için bir ekip toplaması ve para kaynağı bulması gerekir. Para kaynağı için düzenbaz avukat Alonzo D. Emmerich'e (Louis Calhern) başvurur. Ekibin diğer elemanları ise at çiftliği alma hayalleri kuran İrlanda asıllı meteliksiz kabadayı Dix (Sterling Hayden), soygunda şoförlük yapacak olan kafe sahibi kambur Gus (James Whitmore) ve kasa açma uzmanı Louis'dir (Anthony Caruso). Bir de bu kişiler arasında ara buluculuk yapan at yarışı oynatan kumarhane sahibi Cobby (Marc Lawrence) vardır....

Yoksul sinema tutkunu Hüseyin Sabzian, otobüste yaşlı bir kadınla tanışır ve kendisini ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtır. Kadın, buna inanarak, adamı ailesiyle tanıştırmak üzere evine davete eder. Sabzian da, aileyi, yeni çekeceği filme para yardımı yapmaları şartıyla, filminde oynamaya ikna eder. Fakat, zengin Ahankhah ailesi, evi soyacağından şüphelenerek, adamı polise ihbar eder. Sabzian tutuklanır, sorgulama ve yargılanma süreci başlar.

Temmuz, 1943: Japon ordusu kaçmakta. Burma’daki bir müfreze moral bulmak için şarkı söylemektedir. İlham, kopuzu kendi başına öğrenen kopuzcudan, Mizushima’dan gelir. Savaşın sonunda, müfreze Mudon esir kampından ülkelerine geri gönderilmeyi beklerken, Mizushima, bir dağın etrafını sarması gereken bir Japon topluluğunu ortada kalmaları için ikna etmek üzere gönderilir. Fakat bunu başaramaz, İngilizler saldırıda bulunur, bir çok kişi ölür ve arkadaşları Mizushima’nın öldürüldüğünü sanır. Fakat o kurtulur ve bir Budist rahip kılığına bürünür. Arkadaşlarına katılmak için Mudon yolundayken, sürekli gördüğü ölü Japon askerleri onu çok etkiler. Bunun üzerine, arkadaşları onun kendileriyle birlikte Japonya’ya dönmesini isterken; o, kemik ve bedenleri gömen bir dindar hayatı yaşamaya yemin eder.

Chicago’da büyük bir gazetenin editörü olan Walter Burns ve onunla çalışan gazeteci Hildy Johnson boşanmıştır. Hildy, nişanlısı olan sigortacı Bruce Baldwin’le evlenip sakin bir aile hayatı sürmek için işten ayrılacağını Walter’a iletir. Fakat Walter’ın yazarını kaybetme gibi bir isteği yoktur. Bu yüzden Bruce’u takibe alıp, onun başını belaya sokma çalışmalarında bulunurken Hildy’i gazeteye döndürmeye ikna etmekle uğraşır. The Front Page filminin yeniden yapımı olan His Girl Friday, Amerikan Film Enstitüsü’nün 100 Yıl, 100 Gülüş kategorisinin 19. sırasında yer alır...

Satürn'ün uydusu Titan'a yıllar süren, muhtemelen tehlikeye atılmış bir göreve çıkan elit üç astronotun hikayesini konu ediyor. Ekip, onları Titan'a veya derin uzaya fırlatacak olan oldukça tehlikeli bir sapan manevrasına hazırlanırken, bir astronotun gerçeklikle bağını sürdürmesi giderek zorlaşır.

Japonya'da babasıyla yaşayan genç kız hayatından oldukça memnundur. Buna karşın çevresindeki herkes onu evlendirmek istemektedir. Babasından ayrılmak istemeyen genç kız baskılar yüzünden zor zamanlar geçirir...

Yapıtları ve yaklaşımıyla çağdaş bağımsız sinemacıları etkileyen Bela Tarr’ın on yıl aradan sonra çektiği bu ilk film, Alman düşünür Friedrich Nietzsche’nin 1889’da Torino’da kırbaçlanan bir atı boynuna sarılarak kurtarmaya çabalamasıyla başlıyor. Bu mücadelesi Nietzsche’yi öldüğü güne kadar yatağa bağlayacak, dilsiz bırakacak, çaresi bulunmayan bir akıl hastalığına götürecektir. Ancak filmin kahramanı, çiftçi sahibine ayak uydurmaya çalışan yaşlı attır...

French military man Adrien Dufourquet gets an eight-day furlough to visit his fiancée, Agnès. But when he arrives in Paris, he learns that her late father's partner, museum curator Professor Catalan, has just been kidnapped by a group of Amazon tribesmen who have also stolen a priceless statue from the museum. Adrien and Agnès pursue the kidnappers to Brazil, where they learn that the statue is the key to a hidden Amazon treasure.

İspanyol ustanın bu göz kamaştırıcı ilk uzun metrajlı filmi, 1940'ta, İspanyol İç Savaşı'nın bitiminden hemen sonra, Kastilya Bölgesi'nin kırsalında geçiyor. Küçük Ana, köy sinemasında gösterilen James Whale'in Frankeştayn filminden hem çok etkilenmiş hem de kafası karışmıştır. Ana'nın çokbilmiş ablası İsabel, sinsice canavarın aslında ölmediğini, ruhunun yaşadığını ve gözlerini kaparsa Ana'nın onu çağırabileceğini söyler. Fazla diyalogdan kaçınan bu büyüleyici, kinayeli öykü masumiyet, yanılsamalar ve çocukluk anıları hakkında şiirsel bir seyirlik.

Melissa is an experienced, exemplary prison guard. But a dangerous spiral is set into motion when she transfers to a Corsican jail, where she accepts help and protection from inmate Saveriu to get her bearings. Upon his release, he contacts Melissa expecting to collect.

A swarm of slaves in ancient Egypt moves massive boulders to erect a statue of Re, the god of the sun. Erecting impressive structures required knowledge and exact measurements. However, the statue's massive hand falls down and crushes the builders. The statue has been awe-inspiring for many centuries. Meditations on the religious nature of man.

Küçük yaşta annesini kaybeden Irene teyzesi Eleonora tarafından büyütülmüştür. Başarılı bir iş kadını olan Irene, teyzesi Eleonara gibi çok para kazanmak ve büyük işlere imza atmak ister. Irene günün birinde ailesinden kalan bir evin, annesine ait eşyalarla dolu odasında kendi iç dünyasına doğru yola çıkar. Aniden başlayan bu değişim genç kadının bütün hayatını alt üst edecek ve hayatına ait her şeyi terk ederek yoksullara yardım eden insanlarla birlikte çalışmaya başlamasına yol açacaktır.

The evolution of adult cinema through the most influential films in history, a journey that begins in the 1970s and ends nowadays. An in-depth analysis of the success of the most prestigious erotic films, their impact on industry and society, and their influence on cinema and contemporary culture.

The life of the owners of Circus Esperança, Puro Sangue e Pangaré, father and son, who plays two clowns. At a certain point, Pangaré starts showing tiredness and sadness for being an unhappy clown.

Nimes şehri yakınlarındaki kırsal bölgede, bir hendeğin içinde donarak ölmüş genç bir kızın cesedi bulunur. Çeşitli "tanıklar" kızla daha önceki ilişkilerini anlatmaya başlarlar. Mona'nın bir yerden diğerine gezen, yaşayabildiği yerde, kim onu kabul ederse onunla yaşayan, mesafeli, bağımsız ve pek de sempatik olmayan bir kız olduğunu söylerler. Kızın tanıştığı kişilerde bıraktığı bilgi parçacıklarından, orta sınıf bir ailenin çocuğu olduğunu, sekreterlik eğitimi gördüğünü, bir ofiste çalıştığını ama bundan nefret ettiğini, sonunda yollara çıktığını, eşyalarını ve çadırını sırt çantasında taşıdığını, yiyecek ve kalacak yer dilendiğini, ve bazen biraz para kazanmak için çalıştığını öğreniriz. Agnes Varda'nın yine dokuz yıllık bir aradan sonra çektiği bu karanlık ve rahatsız edici film, onun en iyi yapıtlarından birisidir. '85 Venedik Altın Aslan ödüllü Yersiz Yurtsuz'da yönetmen amaçsız bir varoluşu sağlam bir biçimde incelemektedir.

Johnny Case, a freethinking financier, has finally found the girl of his dreams — Julia Seton, the spoiled daughter of a socially prominent millionaire — and she's agreed to marry him. But when Johnny plans a holiday for the two to enjoy life while they are still young, his fiancée has other plans & that is for Johnny to work in her father's bank!