In a school play a group of children dressed as ducks move perfectly together except one of them. The play continues with the arrival of a duck girl bearing jam tarts and the alarming arrival of a man with a big paper-mache head bearing a shotgun

David Lynch'ın kullandığı tekne gecenin karanlığına doğru bir yolculuğa çıkar.

A young man with magical powers journeys to his uncle to request help in fighting his sorcerer father.

A Sunday Afternoon on the Island of La Grand Jatte by Georges Seurat is one of the great paintings of the world, and in "Sunday in the Park with George," book writer James Lapine and composer/lyricist Stephen Sondheim bring a story based on the work brilliantly to life. While the painting depicts people gathered on an island in the Seine, the musical goes beyond simply describing their lives. It is an exploration of art, of love, of commitment. Seurat connected dots to create images; Lapine and Sondheim use connection as the heart of all our relationships. Winner of the 1985 Pulitzer Prize for Drama. Originally broadcast as part of "American Playhouse" on PBS (season five, episode nineteen).

A dramatization, in modern theatrical style, of the life and thought of the Viennese-born, Cambridge-educated philosopher Ludwig Wittgenstein, whose principal interest was the nature and limits of language. A series of sketches depict the unfolding of his life from boyhood, through the era of the first World War, to his eventual Cambridge professorship and association with Bertrand Russell and John Maynard Keynes. The emphasis in these sketches is on the exposition of the ideas of Wittgenstein, a homosexual, and an intuitive, moody, proud, and perfectionistic thinker generally regarded as a genius.

A father and a son from Crimean Tatar family transport the body of deceased older son and brother from Kyiv to bury him in Crimea.

Profesör Dexter Cornell (Denis Quaid), birisinin kendisini zehirlediğini fark eder fakat katilini 24 saat içinde bulması gerekmektedir.Bir günlük ömrü kalmıştır ve zaman hızla ilerlemektedir.Çevresindeki herkesten şüphelenmeye başlayan Dexter'ın yardımına öğrencisi Sydney Fuller (Meg Ryan) koşar.

Heading east to Fort Worth to hire a schoolteacher for his frontier town home, Link Jones is stranded with singer Billie Ellis and gambler Sam Beasley when their train is held up. For shelter, Jones leads them to his nearby former home, where he was brought up an outlaw. Finding the gang still living in the shack, Jones pretends to be ready to return to a life crime.

Hayatını başarılı bir eşin (William Hurt) gölgesinde yaşayan Alice (Mia Farrow) yaşadığı eklem ağrılarına çözüm bulmak için doktor Yang (Keye Luke)'ın muayenehanesine gider. İlginç doktor Yang'a göre sorun yürekte ve beyindedir. Alice, çocuklarının okulunda gördüğü karizmatik dul Joe (Joe Mantagno)'dan hoşlanmıştır. Alice, doktor Yang'ın görünmezlik iksiri sayesinde Joe'yu yakından tanıma fırsatı bulduğu gibi kocasının da ne haltlar karıştırdığını anlayarak yaşadığı suçluluk duygusunu bastıracaktır

A masked killer targets six college kids responsible for a prank gone wrong three years earlier and who are currently throwing a large New Year's Eve costume party aboard a moving train.

Bir çete tarafından yatağından kaldırılıp bir serikatili bulması emredilen Kleinman ne yapacağını bilemez. Bunun yanı sıra olayla ne gibi bir bağlantısı olduğunu da anlayabilmiş değildir. Gece vakti sisli sokaklarda katille karşılaşma korkusuyla dolanırken yapmazsa başına kötü şeyler geleceğini hissettiği görevinin ne olduğunu öğrenmeye çalışır.

Allen Interiors’dan sonra yine birbirinden farklı üç kızkardeşin hikayesini anlatıyor. Merkezde Hannah olmak üzere kızkardeşleri Holly ve Lee’nin birbirleriyle ve erkeklerle olan ilişkileri üzerinden giden filmde Allen komediyle dramayı harmanlıyor. Ailenin en mükemmeli ve kızkardeşlerinin kıskandığı Hannah; iyi bir eş, iyi bir kardeş, iyi bir anne ve başarılı bir aktristtir. Lee kendisinden yaşça büyük bir adamla bir ilişki yaşamaktadır. Holly ise hiçbir işinde ve ilişkisinde dikiş tutturamayan en küçük kardeştir. Ancak Hannah’nın hayatı aslında o kadar da mükemmel değildir çünkü kocası uzun zamandır kızkardeşi Lee’ye aşıktır. Bir yandan da Hannah’nın eski kocası Mickey hayatın anlamını aramaktadır. Film; aile, ilişkiler, fedakarlıklar ve en önemlisi de hayatın anlamı üzerine mizahla kavrulmuş derin felsefeler barındırıyor. Ayrıca Woody Allen’a en iyi senaryo dalında oscar kazandırmıştır..

New York'ta geçen 3 insan hikayesi: birincisi, sadece yüksek sesli müzik ve güzel yardımcısının yanında işini yapabilen bir ressam; ikincisi, ayrılmış annesiyle babasını bir araya getirmeye çalışan 12 yaşında zengin bir çocuk, üçüncüsü ise ne kadar büyüse de annesinin etkisinden çıkamayan bir adam...

Bir uzaylı (Kim Basinger), gizli bir görev için dünyaya yollanıyor. Burada bekar, çekici ve sıradışı bir kadın görünümüne bürünen uzaylının amacı genç bir bilim adamıyla iletişim kurmak. Steven Mills (Dan Aykroyd), uzaya büyük dozda enerji yollayan bir organizasyonda astoronomi uzmanı olarak çalışıyor . Steven ile uzaylı arasında bir ilişki başlayınca işler karışıyor.

Woody Allen’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak çektiği bu filmi, radyonun altın çağı ışığında Yahudi bir aileyi, ikinci Dünya Savaşı korkusunu ve paralelde farklı farklı kişilerin aşk ve kariyer hayatlarını sunuyor bizlere. Flashbacklerle ilerleyen film, Allen’ın dış sesiyle şarkılarla anıları ilişkilendirerek sürüyor. Allen 40’lara nostaljik bir bakış getirirken, dönemin popüler kültür aracı olan radyoyu çeşitli radyo hikayeleriyle anlatıyor. Yönetmenin yarı-otobiyografik bu filminin en iyi senaryo ve sanat yönetimi dallarında da oscar adaylığı bulunmaktadır.

Ray Winkler karısıyla beraber büyük hayaller yaşayan bir şehirlidir. Her zaman beleşten para kazanmayı bekleyen Ray günün birinde zengin olacağına inanmıştır. Karısının işlettiği ve içinde kendi gibi kaybeden arkadaşlarının da çalıştığı ufak bir kurabiye dükkanı vardır. Banka yanında açtıkları kurabiye dükkanında hayaller kurarken, bankayı soymaya karar verirler ve bankayı alttan delerek soymaya başlarlar. Zenginlik sonunda onların olmuştur, ama Kutsal Lanet onların üstündedir!

Birbirinden farklı türlerde iki paralel hikaye içeren film; bir yandan karısını aldatan New York’lu doktor Judah’ın dramatik hikayesini, bir yandan da evliliği mutsuz giden belgeselci Clifford’ın trajikomik hikayesini anlatıyor. Judah metresinden şantaj mektupları alırken, ondan nasıl kurtulabileceğini düşünüyor. Clifford ise yeni tanıştığı Halley’e karşı yoğun duygular beslemeye başlıyor. Woody Allen’ın insan doğasını tüm çıplaklığıyla irdelediği bu filmi, suç ve vicdan kavramlarını da ele alıyor. Yönetmenin Maç Sayısı, Cassandra’nın Rüyası gibi filmlerinin habercisi ve öncüsü olan bu filmin aynı zamanda üç tane Oscar adaylığı mevcut.

Babalarının ölümünün ardından bir haftalığına yeniden aynı çatı altında toplanan ve çocukluk günlerine dönmeye çalışan yetişkin kardeşlerin öyküsünü anlatan filmde, bu romantik fantezinin çığrından çıkma süreci anlatılıyor.

James Bond, Rusya'dan kaçmaya çalışan bir Rus generale yardım ederken, onu öldürmeye çalışan güzel bir çellocu görür. Generalin kaçışı farkedilip tekrar ele geçirilince, Bond bu kez çellocunun peşine düşer. Viyana'dan Fas'a kadar süren maceraları, Afganistan'da gizemin çözülmesiyle sona erecektir.