In the Sengoku period, a woman and her daughter are raped and murdered by soldiers during a time of civil war. Afterwards, a series of samurai returning from the war through that area are found mysteriously dead with their throats torn out. The governor calls in a wild and fierce young hero to quell what is evidently an Onryō ghost. He encounters the two beautiful women in an eerie, beautiful scene. After spiritual purification, he meets the demon in a thrilling fight.

Kendi halinde bir gişe memuru olan Kenan, babasıyla yaşayan, işiyle evi arasındaki küçük dünyada gidip gelen ve insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden bir karakterdedir. Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan’ın, diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır. Kenan’ın kalp hastası olan babasına, gündüzleri Nurgül bakıcılık yapar. 30 yaşlarındaki konuşkan ve anaç Nurgül, Kenan’ı, babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanımaktadır. Kenan’ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca’yı denetlemeye geldiği gün değişecektir.

A woman is haunted by recurring nightmares, which seem to be instigated by her late husband who supposedly was killed in a fire.

A TV production crew are making a documentary about the infamous painter Mamiya Ichiro. When they start filming at his old home, they come under attack from the ghost of the painter's wife.

A group of friends travel to a cabin in the Norwegian forest. It's a rumour that at night a crazy man can be heard screaming at a lake nearby the cabin.

A pair of hard-boiled Tokyo cops are investigating a gruesome murder: after killing the victim, the murderer cut his skull open and cooked his brain in a stew. As they try to track down the killer, they discover that, quite literally, everybody is a suspect. Will they bring the terror to an end, or will they become part of it themselves?

A meditation on civilization. July, 2001: friends wave as a cruise ship departs Lisbon for Mediterranean ports and the Indian Ocean. On board and on day trips in Marseilles, Pompeii, Athens, Istanbul, and Cairo, a professor tells her young daughter about myth, history, religion, and wars. Men approach her; she's cool, on her way to her husband in Bombay. After Cairo, for two evenings divided by a stop in Aden, the captain charms three successful, famous (and childless) women, who talk with wit and intellect, each understanding the others' native tongue, a European union. The captain asks mother and child to join them. He gives the girl a gift. Helena sings. Life can be sweet.

This is a story of a blind girl who gets a chance of a lifetime. A rich man offers to her the precious gift of the eyesight, provided that she marries him blindly. This gift opens her eyes on the grim truth of life.

An unusually artistic experimental film from Latvia that moves in the sphere of the creation and the world of ballet. Narrated, interpreted and acted by Juris Strenga. - And God said, Let the water teem with living creatures, and let birds fly above the earth across the vault of the sky.

New Delhi, the winter of 1993. A deaf mute young man is arrested by "Bureau" and accused of being a spy. A sign language expert is brought in to act as an interpreter for the Government’s agent and the “spy”. The unravelling of the mystery is the journey that sucks the sign language expert into the dark vortex of rivalry between intelligence agencies, deceit, and corruption, where the horizon line between innocence and guilt gets hazy.

Kenneth Anger'in 64 yapımı, 30 dakikalık kült filmidir. blue velvet, hit the road jack gibi 60'ların sağlam şarkıları eşliğinde eşcinsel neo-nazi motorcu tayfasının bir takım ritüellerine sürreal kurguyla tanık oluruz. motorlarını söküp takarlar, silip parlatırlar, sonra giyinip kuşanır, takar takıştırırlar. Marlon Brando, James Dean, akrep, swastika görüntüleri arasında kokaine yumulurlar, yetmedi birbirlerine yumulurlar.

A womanizing reporter for a sleazy tabloid magazine impersonates his hen-pecked neighbor in order to get an expose on renowned psychologist Helen Gurley Brown.

Frank Bigelow is about to die, and he knows it. The accountant has been poisoned and has only 24 hours before the lethal concoction kills him. Determined to find out who his murderer is, Frank, with the help of his assistant and girlfriend, Paula, begins to trace back over his last steps. As he frantically tries to unravel the mystery behind his own impending demise, his sleuthing leads him to a group of crooked businessmen and another murder.

In 1870s India, Charulata is an isolated, artistically inclined woman who sees little of her busy journalist husband, Bhupati. Realizing that his wife is alienated and unhappy, he convinces his cousin, Amal, to spend time with Charulata and nourish her creative impulses. Amal is a fledgling poet himself, and he and Charulata bond over their shared love of art.

Bir muhbir eski CIA ajanı yeni siyasi program sunucusundan şirketinin Güney Amerika’daki bir köyde gerçekleştirdiği katliamı ortaya çıkarmasını ister

Seçkin bir kiralık katil bir yıl boyunca kimseyi öldürmeden ve dikkat çekmeden yaşamak zorunda kalır. Ama yeraltı dünyası, bu sessiz ve sakin hayatı tehdit etmeye başlar.

Film, hasta bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Çocuğun hastalığını saplantı haline getiren ailesi onun evden uzaklaşmasına izin vermiyor. Yan dairelerine taşınan yeni komşuları ise aşırı korumacı ebeveynlerine karşı küçük çocukla bir dostluk geliştirir.

Ondokuzuncu yüzyılın başında , İsveç taşrasını dolaşan küçük bir tiyatro gubu Stockholm’un giriş kapılarından birinde resmi görevliler tarafından alıkonulur. Amaçları Dr Vogler adlı sihirbazın gösterilerini sergileyen grubun foyasını ortaya çıkarmaktır. Görevliler dilsiz olduğu söylenen Dr Vogler’den özel bir gösteri isterler. Böylelikle yaptıklarının toplum sağlığına zararlı olup olmadığını denetleyeceklerdir.

After his girlfriend commits suicide, a man becomes embroiled in gang warfare attempting to obtain a gun in hopes to kill himself.

Japonya’nın kültürel gangster filmi türü ‘yakuza filmi’ni bozmak için yola çıkan devrimci bir alt tür örneği. Dünya sinemasında alana dair var olan öğeleri aynı potada eriten “Branded to Kill”, dünyanın en önemli iki kiralık katilinin rekabetine odaklanır. Bunlardan ikinci sırada kalanın psikolojisini Godardiyen bir fetiş unsuruna çevirirken, siyah-beyaz pelikülde biçimci evreler ve katıksız bir anti-kahraman üretmiştir. Hatta David Lynch’den Takashi Miike’ye uzanan geniş bir skalada da iz bırakmıştır.